Sabah telefon sesiyle uyandım veya ben uyanmıştım gözümü açıınca bi sigara yakıp aradım veya gelen ödemeli aramayı meşgule alıp o duygusuz bant kaydını dinlemeden kendim aradım bunlardan bitanesiydi sanırım,herneyse sonuçta her sabah olduğu gibi sevgilimle konuştum,telefonu açtığım gibi günaydın dedim saat 17:00’ı gösteriyordu ama benim için ne zaman uyanırsam o zaman sabahtır oda beni kırmadan günaydın diye karşılık verdi(ilk başlarda uyku düzenime karşıydı ‘günaydın’ yerine ‘ne günaydını akşam oldu bee!’ gibi cevaplar aldığımda oldu ama zamanla alıştı)zaten mantıken akşam olmasına rağmen yeni uyanan ben olduğum için onun bana günaydın demesi gerekliydi,işten çıkmış,gece benim ondan çaldığım uykuyu geri alabilmek için yatağına doğru yol alıyordu bi süre konuştuk,bende aç karına daha yataktan bile çıkmadan üç sigara içmiş oldum böylece,1 saatlik konuşmanın sonunda sesim değişmeye başladı 10 saatlik uyku esnasında kurumuş ağzınızla sırtüstü yatıp sadece boynunuzu dik tutarak 3 sigara içip 1 saat boyunca konuşmuşsanız zor nefes almaya başlarsınız deneyin göreceksiniz,neyseki anlayışlı bir sevgiliye sahibim,ben ona ‘açmısın?’ diye sorunca kahvaltıya ihityacım olduğunu anladı 2 şer kere öptüm deyip ardından farklı bi konu açılınca 15 dk daha konuşuldu,avea tarifesiyle 4 kontör daha harcandı,üçüncü öptümden sonra konuşma sonlandı.Yatakta biraz oturup ne dinleyerek odamdan çıkarsam daha karizmatik olur diye düşünerek playlistimi biraz kurcaladım sonunda sultans of swing‘e karar verdim biraz ses verip odadan ağır adımlarla çıktım aç karnımı doyurmam lazımdı her sabah olduğu gibi iki tost yapmalıydım,kaşarlı ve salamlı tostları hazırladım önce tostların üzerine biraz yağ sürdüm sonrada yapışmamaları için tost makinesinde tostları yerleştirmeyi planladığım bölgelere yağ sürüyordum ki makinenin sol tarafından siyah ufak bir yaratık hızla gelip tereyağının üzerinde durdu ne olduğunu anlamak için biraz yakından baktım tereyağının içinde kımıldayıp duruyordu bi an afalladım elime bi peçete geçirip onu tereyağının içinden aldım peçetenin üzerindeykende biraz inceledim,ya o etrafta uçuşan yıllardır güvemi yoksa kelebekmi olduğuna karar veremediğim yaratıklardan biriydi yada daha farklı bi böcekti(sanki tanıdığım böcekleri yememde sakınca yokmuş gibi) tereyağına bulandığı için anlamak pek mümkün değildi peçeteyle elimde iyice ezip çöpe attım daha hijyenik bişeyler yapıp yemeyi düşünürken tembelliğime yenik düştüm hiç birşey olmamış gibi tostları yerleştirdim yerkende acaba hangisi böcekliydi die düşündüm ama tabağa alırken dikkat etmemiştim belki tek tostla doysam iğrenip böcekli olanı yemiyebilirdim,karnımı doyuruncada oturup millilerimizle dünya kupasına katıldım finalde İtalyayla karşılaştım ama kupayı alabilmek için final maçını 3 defa oynamam gerekti önceden de Brezilya maçını 2 defa oynamıştım turnuvaya bir kez fesat karışınca sonradan yapılan hileler pek birşey ifade etmiyo,final esnasında babam eve geldi ben daha kupa sevincini üzerimden atamamışken iş konusunda ne yapıcağımı sordu CV’mi gönderip göndermediğimi,sınavımın ne zaman olduğunu öğrenmek istedi,kaçamak cevaplarla savuşturdum bu soruları,bi an için benimde içimii gelecek kaygısı sardı ama daha sonra aklıma başka bişey geldi ne olduğunu pek hatırlamıyorum,sonrada tuvaletim geldi zaten sigaramı kültablamı ve dergimi alıp yarım saatimi oturarak geçirdim akşam oluverdi yine internette zaman geçirdim,eğlendim,yeni şeyler öğrendim gereksizde olsa öğrendim,uyanan sevgilimle görüştüm gece ikinci öğünümü atıştırdım çok severek aldığım okuma lambamı çalıştırıp yatağıma uzandım bişeyler okurken uyuya kaldım 2 saat sonra gözümü açıp bütün aksamları metal olduğu için çok çalışınca soba görevi gören lambayı rahatsız olup kapattım bir güzel gün daha geçti sorumluluk almadan,dakikaları sayarak geçmesini beklediğim saatlerim olmadan,gündüzü kullanmadan,emir almadan,emir vermeden,değişiklik yapmadan.