” cismin düşüş derinliği, düştükten sonra bulunduğu nokta ile, düşmeden önce bulunduğu nokta arasındaki mesafe ile ölçülür”
Devletler için de ölçü budur.türkiye için söylenebilecek şey de ,değerler bütünü açısından bakıldığında hızlı bir düşüş ve nerede sonlanacağı belli olmayan katedilen dramatik bir yol.Açık ve belirgin olan gerçek şudur; türkiye siyasi bir parti aracılığıyla, islami bir doktrinin hayata geçirilmesi süreci ile başbaşadır. geleceği, parlamentosu ile” kurulmuş iktidarı” ile tarihinde görülmemiş haince bir siyasete bağlanmıştır. geçenlerde ankara şinasi sahnesinde Behiç ak’ın bir oyununu izledim.
“tek kişilik şehir” oyun, tüm yaşamlarını tek kişilik sanal bir düzlemde sürdüren insanların, bir gökdelenin üst katından atlıyarak intihar etmelerini anlatıyor.
insanlar bunu çarpık bir bağımsızlık düşünün gerçekleşmesi adına yapıyorlar, “sözde” tek kişilik dünyalarına geri dönüyorlar.oyunda dikkatimi çeken bir replik vardı ” kandırılması en kolay canlılar erik ağaçlarıdır”
gerçekten de öyle değil mi? erik ağaçlarına bir bakarsınız kış ortasında çiçek açmışlardır, adeta baharın geldiğine inanmışlardır.türk milletinin erik ağacından farkı var mıdır? nispi hatta aldatıcı bir ekonomik büyümeye aldanıp, milli devletin kan kaybınından yerlere serileceği günlerin adım adım yaklaştını göremiyor. ekonomik göstergeler, barışçıl fütühatlar “bireyiz” gazlamaları, ulus devlet söylemleri.
milli devlet çöküyor, ulus devlet demiyorum çünkü türkiye sadece seküler ve siyasal bir yapının ayakta tutabileceği bir ülke olmaktan çıkmış görünüyor.gelinen nokta da, türk milletinin hatta tsk’nın bile milli devletin, kuruluş ilkelerinden umudunu kestiği ya da elinin kolunun bağlandığı gerçeğidir.”Türk ırkının” bile tartışmaya açıldığı , “etnik milliyetçilik” denilen literatürde bile olmayan içi boş kavramların sloganlıştığı tarihi yalanların evrelerini yaşıyoruz.etnik milliyetçilik olamaz, milliyetçi olabilmek için bir milletin var olması gerekir. ” kürt ırkını” yadsımıyorum ama kürt milliyetçiliği kavramını da reddediyorum. Türk milliyetçiliği zaten içinde “etnik” olan tüm gurupları da kapsayan bir kavram değil midir?Tarihi süreç , devletlerin bir ırkı muhafaza amacıyla kurulduğunu göstermektedir. Türkiye cumhuriyeti de türk ırkının muhafazası için kurulmuştur. asli kuruluş amacı budur.Ama türk milleti süratle bu amacından değişen dünya düzenine bağlı, globalleşme masallarıyla uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır.ülkeye pompalanan bu söylemler, dış dünya da zannedildiği kadar itibar görmezken, hatta içten içe milliyetçilik akımlarının yeniden palazlanmaya başladığı bir dönemde manidardır.yahudiler bir devlet olamamanın acısını yıllarcahissetmiştir.Bunun sağlanması için kan dökmüştür daha da dökecektir. Yahudi amacına ulaşmak için her kılığa giren, yaşadığı başka milletlerin bile milli vasıflarına kolayca bürünebilen onu öne çıkartmaktan geri durmaz.gerektiğinde yaşadığı devletlerin idareci sınıflarını ele geçirerek masonik şebekelerin içinde eritir. Gerçek budur; yahudi medyayı ele geçirmiş efkar- umumiyeyi sevk ve idare eder duruma gelmiştir.enseyi karartmaya gerek var mi? olmamalı, türk devletinin düşüşü pike kıvamında değil gibi görünüyor ama sanki sunı tenefüslerle ömrü uzatılıyor gibi ne dersiniz?