kimin seviyesi canım kardeşim ?ülkenin cumhurbaşkanına tarafsızlığı sen mi öğreteceksin.boş bırakalım da atatürk hakkında da sallayın olur mu?yarın gülünüz cumhurbaşkanı olacak aynı tarafsızlığı ondan da beklemen dileğiyle şeker kardeşim yanaklarından öper,hasretle kucaklarım, sağlıcakla kaliyi mi, bu seviye hoşuna gitti mi?
cumhurbaşkanı elbetteki taraflı olacak, cumhuriyetin yanında olacak. ha deniyorsaki çoğunluk şeriat istiyor. olmadı ılımlı-islamlı salatadan bir ülke istiyor bunun için elbetteki demokrasi palavraları atılıp buna izin verilecek değil.ha biz mahşerin 3 atlısınıda gördük. meclis başkanlarını! halkın sözde müslüman cumhurbaşkanı adaylarını ve eşbaşkan dalakvuklarını onlar gerçekten çok tarafsız ve demokratik tavırlarıyla gözlerimizi doldurdular. zaten seçimlere devletin uçağıyla arabasıylada girmediler.şimdi hep beraber dört nala bir 5 sene daha güzel günlere koşucaz…
bunlar çok tatlı ve bir okadar da boş sözler. halkı kandırarak bir şey elde etmeye çalışmamak cahillikse bu güzel bir cahillik olsa gerek yok halk kandırıldığı için cahildir o zaman onu kandıramayan daha cahildir bakışı çok daha cahilce bir bakıştır. buda umur talu’ya kapak olsun o zaman.tabi öncelikle alıntı yapanlara kapak olsun dileğim.
Siz hâlâ halkın kandırıldığını düşünmeye devam edin. Anadolu halkı artık kabuğunu yırtmıştır. Ezik bir kaç tane, laiklik sömürüsü yapanın eline bakmıyor artık.(%20’lik bir kesim) Entellektüel olarak, ekonomik olarak, medyasıyla ciddi bir güç haline gelen ihracat hamleleriyle dünyaya açılan, dünyayı gören, dünyadan bihaber 1930 model insanları da artık fazla takmayan bir Anadolu var. Bütün güç parametreleri yavaş yavaş Anadolu halkının eline geçiyor. Sözde laik elit de doğal olarak son güç parametresini yani bürokrasiyi (ordu, hukuk, devletin diğer organlarını hatta illegal olan çeteler) kullanmaya yeltendi. Bunun sonunun iyi olmadığını farkettiklerinde çok geç olacak muhtemelen. Ordusuna ve adaletine güvenmeyen bir milleti salt milliyetçilik ve vatanperverlik birbirine bağlayamayacaktır.
güzel ezberlemişsin 🙂 yanlız benim merak ettiğim böyle bir yalandan yazarlık diye bir iş kolu olup olmadığı. hep aynı gevelemeler. hep milleti böyle kamplara ayırmaya çalışmak.bu zihniyet aslında bu topraklar işgal edildiğinde de vardı. bir elit vardı böyle çeteci ve ülkeye zenginlik getirecek batılı ülkelere karşı, birde anadoluda bir müslüman halk vardı. hani hiç dokunulmayacak olan!söz konusu akp ise ona oy verenler sözde elitlerden zengin şimdilerde son model bmw’leri ve plakalarının tam ortasında ak yazılı olanlardan bahsediyorum. işte onlar anadolu’lu halksa ve dünya toplumu olmayı böylesine arkasını brüksel lahanalarına dayadıysa onu miken daha çok olur çok….bu ülkede bir elit’den bahsediliyor ama benim tek bildiğim elit armanili türbanlarıyla din yaygarası yapanlar. sonra birde hem laik hem müslüman olunmaz diyenler var. bunlarda elit bunlarında gemicikleri ve villacıkları var.eğer toplumu ikiye bölüp finans, ekonomi ve medya anadolu halkının elinde, elitlerin elinde ise ordu ve hukuk var diye toplumu böyle nefretle ikiye bölmeye çalışırsak sonunda bundan özellikle halk dediğimiz kesimde kimse yararlı çıkmaz. çığırtkanlık yapıp bu nefreti besleyenler elbet bir çıkarları ve kazançları olacaktır.birde ne yaman çelişkidir ki ekonomiyi ve medyayı elinde bulunduran elit değil ama sözde ordu ve hukuk’u elinde bulunduran elit ve azınlık. daha bu ezberletilen şeylerin tutarlılığı yok.
Birileri hukuku ve orduyu kullanarak 3 keredir aynen uygulanan cumhurbaşkanlığı sürecinin içine etmedi mi? Bu kilitlenmenin sonunda seçime yani halka gidilmedi mi? Bunun yanında halkı etkilemek için darbeci-cuntacı bir emekli paşanın başında olduğu ADD mitingler düzenlemedi mi, Tehlikenin Farkında mısınız? geyikleri yapılmadı mı, bir sürü çete oraya buraya bomba atmadı mı, PKK terörü bizzat Türkiye içindeki çevreler tarafından azdırılmadı mı???????Halkın cevabı ise çok basitti: bi siktir git cay koy
çok tehlikeli bir kamplaşmanın içindesiniz. pkk terörü nasıl azdırılmış. bu bakış açısı bile sizin kendi ülkenize nasıl yabancılaştığınızı gösteriyor. diğer seçimlerde biraz araştırın bakalım cumhurbaşkanı seçmek için gereken çoğunluk varmıymış yokmuymuş…diyelim ki yok ve sen çok haklısın. diyelimki göz göre göre çok müslüman pek muhterem bir insanı seçtirmediler. ki bu kişinin adaylığıda demokratik yollarla olmadı ben yaptım oldu dendi. doğum günülerinde bağlılık yeminleri edildi. bu kişinin hanımı bile adaylığı açıklanınca hemen bir yardıma muhtaç vatandaş bulup tv’lerde nasılda yardım sever aman aman pozları verdi.bu resimlerin bütününe bile bakılmadığında görülüyorki demokrasi sadece bir yalan. birileri tarafından kullanılan ve çığırtkanlık yapmaya neden olan büyük bir yalan. nereye çekersen oraya gelecek bir lastik.çoğunluk istiyor diye bir toplum kuyudan aşağı atılmaz. ki böyle bir demokrasiye uymayan birşeyde yapılmamıştır…ayrıca seviyeden bahsedenler haksızlıklarını görünce nasılda eksi sözlük ve küfürlere başvuruyor bu ne yaman çelişkidir böyle…
Ben de seni asıl senaryoyu görmemekle suçlarım faln filan derken bu iş uzar. Gereksiz, zaman israfı.130 yıldır ezilen ve iktidardan sürekli uzaklaştırılan bir halkın evladı olarak gerekirse kamplaşırız. Bunda da bir beis görmüyorum. Benim karşımdaki kitle gayet iyi kamplaşmış. Onların hakkı da benim hakkım değil mi? Neyse gereksiz bir tartışma… Bir özeleştiri olarak iki taraftada bir empati eksikliği olabilir.[Ekşiden aldığım alıntının altındaki manayı anlamamak ilginç. Adamın yukarıdaki hakaretleriyle aynı kefeye koymak zaten ayrı bir garabet.][Bu arada Ergün Özbudun Hocamın 367 meselesiyle alakalı yorumlarını okursanız yeter. Bir de Ergun Hocanın cv sini bir de senin hukukçularınkiyle karşılaştır…]
benim ne sizinki gibi referans aldığım insanlar var nede avukatlarım var. ben kimseyi kendime ne hoca nede hacı belirledim. hele bana birşeyler ezberletip hadi yavrum şimdi bunları sitelere yay gibi bir güruhum hiç yok. olmadı ve olmayacak.ben kamplaşmaların yada azınlıkların olmadığına inanıyorum. çünkü bu ne sözde çoğunluğa nede sözde azınlığa yarar. hele yeter söz milletindir gibi saçmasapan gazlamalar hiç gelmem.bunlar saçma bir romantizm. ve yalandan öteye girmiyor. bu ülkeyi halktan birilerinin hiç yönetmediğide büyük bir yalan. bunun en büyük ve yakın kanıtı zaten şuanki cumhurbaşkanı. onun ne yalıları var nede gemileri. kendi alışverişini gidip kendi yapar. öyle arabasının arkasında da onlarca koruma yada ambulansta göremezsiniz…
en iyisini yapiyor reis-i cumhurben Sezer in yerinde olsam birak davet etmeyikoskun onune yaklastirmamAbesle istigal Muhalif Senino basliginda ki unlem isaretinin uzerinenutella surup yiyesin , baston yutmusa donesinmadem o kadar hazimsizlik yasiyorsun-uz kinali yapincak-lar once acilen kendine lomotil aliyorsun sindirimine 1 e 1sonra pilni pirtinizi , bohcanizi, ceyizinizi toplayip antartikayayol aliyorsun…Anadolu nun Marjinal eliti
cumhurbaşkanını halk seçsin ve halk iradesi lafları kendi cumhurbaşkanını seçemeyince tribünlere oynamaktan öteye gitmiyor.halk seçsin, halkın iradesi, demokrasi… bunları ağzına sakız yapanlar ne kadar yapmacık ve nefret dolu. yapılmak istenilen başkanlık sistemiyse bunun sonunda da federasyon yapısının birlikte getirileceği kaçınılmaz bir gerçek.evet diğer cumhurbaşkanlarının seçiminde kenan evren olgusu dışında ve özal’ın seçimi dışında demirel ve sezer’in seçimlerinde çoğunluk sağlanmıştır ve daha önemlisi aranmıştır. 9. ve 10. cumhurbaşkanı seçimlerinde tbmm toplam üye sayısı 550 ve 9. cumhurbaşkanı seçiminde oturum açımı 422 ve 10. cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk oturum açımı 530 muş.8.cumhurbaşkalığı seçiminde yani özal’ınkinde toplam tbmm üye sayısı 450 ve 1.tur katılı ise 285 miş bunları yanlış yazmamak içim elbetteki araştırdıktan sonra yazıyorum.şimdi neymiş bir tek bu özalın seçiminde uygulanmamış bu çoğunluk olayı ama buda daha sonrakilerinde uygulanmadığını yada uygulanmaması gerektiğini göstermez.o yüzden ezbere karnımızdan konuşmayalım…demek tek bir parti çoğunluğu sağladığında ne demokrasi dinliyor nede uzlaşı arıyor ama bu aranması gerekir gerçeğinide yok etmiyor.diğer bir yandan daha önce uzlaşı aranmadı gibi bir geveleme var. buda çok saçma uzlaşı aranması gerekmiyor deyip sonrada demokrasi zaten siz ulaşmaya çalıştıkça uzaklaşan şeydir gibi saçma sapan tanımlamalar yapılıyor…gerçeklere bakarsak uzlaşı aranmasıda demokrasi gereğidir. ben çoğunluğun ben ne dersem o olur demekte demokrasi karşıtlığıdır.hep bir birine çelişen şeylerin ortaya çıkması aslında bu olaylara takım taraftarı gibi bakmaktan ortaya çıkıyor. yani senin takıma penaltı verilince doğru karşı takıma verilince yanlış!esas bu işlerin içinde şöyle bir espri var. oda şimdilerde 184 yeterli diyen arınç’ın özalın seçiminde car car çoğunluk şartı aranmalıdır dediği gerçeğidir.buda sanırım ülkenin getirlmek istenilen yeri çok güzel gösteriyor.gül’de zaten avrupa hristiyan birliğidir diye atıp tutuyordu bir zamanlar… kimin ne olduğunu görüyoruz sonuçta.
hala biz, siz, şunlar, onlar diye ayrımcılık yapıyorsunuz. fransa’da halk seçiyor ama ukraynada da halk seçiyor orayıda biliyoruz.şimdi türkiye ukrayna gibi bir ülke mi yoksa fransa gibi mi?ukrayna şimdilerde 2 kafalı ejdarha gibi biri avrupa diyor diğeri rusya…demokrasi hakkındaki her söz doğru diye birşey yok. bir yerleden alıntı yapmanın çok okumakla alakasıda yok. demokrasiyle ilgili başkalarından alıntılar yaparak hem de adını bile bilmediğiniz birilerinden nereye ulaşabilirsiniz merak ediyorum…burada önemli olan şu; siz azınlıksınız biz çoğunluğuz bizim dediğimiz olur yoksa bu demokrasi olmaz gibi saçmalamaların bizi nereye götüreceği.çünkü demokrasi, azınlık ve çoğunluk diye iki kutup yaratalım bunlardan çoğunluk olan her istediğini yapsında demek değildir.demokrasi, çoğunluğun dediği olur azınlık çoğunluğu dinleyecek ne isterse tamam diyecek demekte değil.demokrasi günümüzde kullanılan manasıyla devlet politikasında her bireyin eşit söz hakkı olması demektir. burada azınlık haksızdır ve hiçbir söz hakkı yok demektir demiyor.sözde çoğunluk olmanın verdiği kendini haklı görme psikolojisi çok yanlış.mecliste bulunulacaklar halkın siyasal tercihi doğrultusunda seçiliyor peki cumhurbaşkanı’nıda halk seçsin oda siyasal bir kurum haline gelecek. oysaki cumhurbaşkanlığı devleti temsil eden ve tarafsız bir kurum olmalı. siyasal ve coğunluk kararları almamalı.amerikaya bakın cumhuriyetçi ve liberal demokrat arasında sıkışmış durumda bir tane baş seçiyor ve bu seçimde kilise, asker, etnik grup ve dahası diye gruplara yanaşan en fazla oyu alıyor… halk siyahi işsiz, beyaz çalışan, asker-ordu ve dindar hristiyan, musevi, yahudi seçmen diye bölünmüş durumda.meclisin iradesinden çok başın çektiği politika güdülüyor. mesela ırak’ı yerlebir edecek bir siyasi yapı istiyor. buna enerji kaynaklarını yönetmek isteyenler ve silah üreticileri ön ayak oluyor.halbuki meclis halkın iradesi ve egemenliğini simgeliyor. ama ne yazıkki şu haliyle bile tem bir egemenlik simgesi halinde değil çünkü bir baraj var ve millet vekilleri istediği suçu işlesede kimse dokunamıyor.sonra demokrasi her bireyin eşit derecede söz hakkı olmasından çıkıp herşeyi tek bir güce dayamak haline gelecek. cumhurbaşkanıda seçilmek içim propoganda yapacak ülkedeki etnik ve kutuplara ayrılmış toplulukların ağızlarına bal çalmak zorunda kalacak.buda halkın daha çok kutuplara ayrılmasını sağlayacak çünkü sözde kişisel haklarını bireysel vatandaş olarak almak yerine kutuplara ayrılarak kendi gibi gördükleriyle güç oluşturarak alabileceklerini düşünmeye başlayacak.sonra al sana saçma sapan kutuplar. biri kendi dindar diyen olacak diğeri asker bir diğeri elit kesim bir başkası anadolulu ezilmiş halk diye saçma sapan kutuplar yaratılacak.not: bunlar @tachyon gibi sağdan soldan alıntılanmış değildir öz ve öz kendi düşüncelerimdir…
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
aşşağılık bir adamsıncumhurbaşkanına hakaret etmeği bırakpis köpek
Seviye farkı…
kimin seviyesi canım kardeşim ?ülkenin cumhurbaşkanına tarafsızlığı sen mi öğreteceksin.boş bırakalım da atatürk hakkında da sallayın olur mu?yarın gülünüz cumhurbaşkanı olacak aynı tarafsızlığı ondan da beklemen dileğiyle şeker kardeşim yanaklarından öper,hasretle kucaklarım, sağlıcakla kaliyi mi, bu seviye hoşuna gitti mi?
cumhurbaşkanı elbetteki taraflı olacak, cumhuriyetin yanında olacak. ha deniyorsaki çoğunluk şeriat istiyor. olmadı ılımlı-islamlı salatadan bir ülke istiyor bunun için elbetteki demokrasi palavraları atılıp buna izin verilecek değil.ha biz mahşerin 3 atlısınıda gördük. meclis başkanlarını! halkın sözde müslüman cumhurbaşkanı adaylarını ve eşbaşkan dalakvuklarını onlar gerçekten çok tarafsız ve demokratik tavırlarıyla gözlerimizi doldurdular. zaten seçimlere devletin uçağıyla arabasıylada girmediler.şimdi hep beraber dört nala bir 5 sene daha güzel günlere koşucaz…
cok güldüm:D:D:D
Umur Talu’dan muhteşem bir vecize….
bunlar çok tatlı ve bir okadar da boş sözler. halkı kandırarak bir şey elde etmeye çalışmamak cahillikse bu güzel bir cahillik olsa gerek yok halk kandırıldığı için cahildir o zaman onu kandıramayan daha cahildir bakışı çok daha cahilce bir bakıştır. buda umur talu’ya kapak olsun o zaman.tabi öncelikle alıntı yapanlara kapak olsun dileğim.
Siz hâlâ halkın kandırıldığını düşünmeye devam edin. Anadolu halkı artık kabuğunu yırtmıştır. Ezik bir kaç tane, laiklik sömürüsü yapanın eline bakmıyor artık.(%20’lik bir kesim) Entellektüel olarak, ekonomik olarak, medyasıyla ciddi bir güç haline gelen ihracat hamleleriyle dünyaya açılan, dünyayı gören, dünyadan bihaber 1930 model insanları da artık fazla takmayan bir Anadolu var. Bütün güç parametreleri yavaş yavaş Anadolu halkının eline geçiyor. Sözde laik elit de doğal olarak son güç parametresini yani bürokrasiyi (ordu, hukuk, devletin diğer organlarını hatta illegal olan çeteler) kullanmaya yeltendi. Bunun sonunun iyi olmadığını farkettiklerinde çok geç olacak muhtemelen. Ordusuna ve adaletine güvenmeyen bir milleti salt milliyetçilik ve vatanperverlik birbirine bağlayamayacaktır.
güzel ezberlemişsin 🙂 yanlız benim merak ettiğim böyle bir yalandan yazarlık diye bir iş kolu olup olmadığı. hep aynı gevelemeler. hep milleti böyle kamplara ayırmaya çalışmak.bu zihniyet aslında bu topraklar işgal edildiğinde de vardı. bir elit vardı böyle çeteci ve ülkeye zenginlik getirecek batılı ülkelere karşı, birde anadoluda bir müslüman halk vardı. hani hiç dokunulmayacak olan!söz konusu akp ise ona oy verenler sözde elitlerden zengin şimdilerde son model bmw’leri ve plakalarının tam ortasında ak yazılı olanlardan bahsediyorum. işte onlar anadolu’lu halksa ve dünya toplumu olmayı böylesine arkasını brüksel lahanalarına dayadıysa onu miken daha çok olur çok….bu ülkede bir elit’den bahsediliyor ama benim tek bildiğim elit armanili türbanlarıyla din yaygarası yapanlar. sonra birde hem laik hem müslüman olunmaz diyenler var. bunlarda elit bunlarında gemicikleri ve villacıkları var.eğer toplumu ikiye bölüp finans, ekonomi ve medya anadolu halkının elinde, elitlerin elinde ise ordu ve hukuk var diye toplumu böyle nefretle ikiye bölmeye çalışırsak sonunda bundan özellikle halk dediğimiz kesimde kimse yararlı çıkmaz. çığırtkanlık yapıp bu nefreti besleyenler elbet bir çıkarları ve kazançları olacaktır.birde ne yaman çelişkidir ki ekonomiyi ve medyayı elinde bulunduran elit değil ama sözde ordu ve hukuk’u elinde bulunduran elit ve azınlık. daha bu ezberletilen şeylerin tutarlılığı yok.
Birileri hukuku ve orduyu kullanarak 3 keredir aynen uygulanan cumhurbaşkanlığı sürecinin içine etmedi mi? Bu kilitlenmenin sonunda seçime yani halka gidilmedi mi? Bunun yanında halkı etkilemek için darbeci-cuntacı bir emekli paşanın başında olduğu ADD mitingler düzenlemedi mi, Tehlikenin Farkında mısınız? geyikleri yapılmadı mı, bir sürü çete oraya buraya bomba atmadı mı, PKK terörü bizzat Türkiye içindeki çevreler tarafından azdırılmadı mı???????Halkın cevabı ise çok basitti: bi siktir git cay koy
çok tehlikeli bir kamplaşmanın içindesiniz. pkk terörü nasıl azdırılmış. bu bakış açısı bile sizin kendi ülkenize nasıl yabancılaştığınızı gösteriyor. diğer seçimlerde biraz araştırın bakalım cumhurbaşkanı seçmek için gereken çoğunluk varmıymış yokmuymuş…diyelim ki yok ve sen çok haklısın. diyelimki göz göre göre çok müslüman pek muhterem bir insanı seçtirmediler. ki bu kişinin adaylığıda demokratik yollarla olmadı ben yaptım oldu dendi. doğum günülerinde bağlılık yeminleri edildi. bu kişinin hanımı bile adaylığı açıklanınca hemen bir yardıma muhtaç vatandaş bulup tv’lerde nasılda yardım sever aman aman pozları verdi.bu resimlerin bütününe bile bakılmadığında görülüyorki demokrasi sadece bir yalan. birileri tarafından kullanılan ve çığırtkanlık yapmaya neden olan büyük bir yalan. nereye çekersen oraya gelecek bir lastik.çoğunluk istiyor diye bir toplum kuyudan aşağı atılmaz. ki böyle bir demokrasiye uymayan birşeyde yapılmamıştır…ayrıca seviyeden bahsedenler haksızlıklarını görünce nasılda eksi sözlük ve küfürlere başvuruyor bu ne yaman çelişkidir böyle…
Ben de seni asıl senaryoyu görmemekle suçlarım faln filan derken bu iş uzar. Gereksiz, zaman israfı.130 yıldır ezilen ve iktidardan sürekli uzaklaştırılan bir halkın evladı olarak gerekirse kamplaşırız. Bunda da bir beis görmüyorum. Benim karşımdaki kitle gayet iyi kamplaşmış. Onların hakkı da benim hakkım değil mi? Neyse gereksiz bir tartışma… Bir özeleştiri olarak iki taraftada bir empati eksikliği olabilir.[Ekşiden aldığım alıntının altındaki manayı anlamamak ilginç. Adamın yukarıdaki hakaretleriyle aynı kefeye koymak zaten ayrı bir garabet.][Bu arada Ergün Özbudun Hocamın 367 meselesiyle alakalı yorumlarını okursanız yeter. Bir de Ergun Hocanın cv sini bir de senin hukukçularınkiyle karşılaştır…]
benim ne sizinki gibi referans aldığım insanlar var nede avukatlarım var. ben kimseyi kendime ne hoca nede hacı belirledim. hele bana birşeyler ezberletip hadi yavrum şimdi bunları sitelere yay gibi bir güruhum hiç yok. olmadı ve olmayacak.ben kamplaşmaların yada azınlıkların olmadığına inanıyorum. çünkü bu ne sözde çoğunluğa nede sözde azınlığa yarar. hele yeter söz milletindir gibi saçmasapan gazlamalar hiç gelmem.bunlar saçma bir romantizm. ve yalandan öteye girmiyor. bu ülkeyi halktan birilerinin hiç yönetmediğide büyük bir yalan. bunun en büyük ve yakın kanıtı zaten şuanki cumhurbaşkanı. onun ne yalıları var nede gemileri. kendi alışverişini gidip kendi yapar. öyle arabasının arkasında da onlarca koruma yada ambulansta göremezsiniz…
en iyisini yapiyor reis-i cumhurben Sezer in yerinde olsam birak davet etmeyikoskun onune yaklastirmamAbesle istigal Muhalif Senino basliginda ki unlem isaretinin uzerinenutella surup yiyesin , baston yutmusa donesinmadem o kadar hazimsizlik yasiyorsun-uz kinali yapincak-lar once acilen kendine lomotil aliyorsun sindirimine 1 e 1sonra pilni pirtinizi , bohcanizi, ceyizinizi toplayip antartikayayol aliyorsun…Anadolu nun Marjinal eliti
cumhurbaşkanını halk seçsin ve halk iradesi lafları kendi cumhurbaşkanını seçemeyince tribünlere oynamaktan öteye gitmiyor.halk seçsin, halkın iradesi, demokrasi… bunları ağzına sakız yapanlar ne kadar yapmacık ve nefret dolu. yapılmak istenilen başkanlık sistemiyse bunun sonunda da federasyon yapısının birlikte getirileceği kaçınılmaz bir gerçek.evet diğer cumhurbaşkanlarının seçiminde kenan evren olgusu dışında ve özal’ın seçimi dışında demirel ve sezer’in seçimlerinde çoğunluk sağlanmıştır ve daha önemlisi aranmıştır. 9. ve 10. cumhurbaşkanı seçimlerinde tbmm toplam üye sayısı 550 ve 9. cumhurbaşkanı seçiminde oturum açımı 422 ve 10. cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk oturum açımı 530 muş.8.cumhurbaşkalığı seçiminde yani özal’ınkinde toplam tbmm üye sayısı 450 ve 1.tur katılı ise 285 miş bunları yanlış yazmamak içim elbetteki araştırdıktan sonra yazıyorum.şimdi neymiş bir tek bu özalın seçiminde uygulanmamış bu çoğunluk olayı ama buda daha sonrakilerinde uygulanmadığını yada uygulanmaması gerektiğini göstermez.o yüzden ezbere karnımızdan konuşmayalım…demek tek bir parti çoğunluğu sağladığında ne demokrasi dinliyor nede uzlaşı arıyor ama bu aranması gerekir gerçeğinide yok etmiyor.diğer bir yandan daha önce uzlaşı aranmadı gibi bir geveleme var. buda çok saçma uzlaşı aranması gerekmiyor deyip sonrada demokrasi zaten siz ulaşmaya çalıştıkça uzaklaşan şeydir gibi saçma sapan tanımlamalar yapılıyor…gerçeklere bakarsak uzlaşı aranmasıda demokrasi gereğidir. ben çoğunluğun ben ne dersem o olur demekte demokrasi karşıtlığıdır.hep bir birine çelişen şeylerin ortaya çıkması aslında bu olaylara takım taraftarı gibi bakmaktan ortaya çıkıyor. yani senin takıma penaltı verilince doğru karşı takıma verilince yanlış!esas bu işlerin içinde şöyle bir espri var. oda şimdilerde 184 yeterli diyen arınç’ın özalın seçiminde car car çoğunluk şartı aranmalıdır dediği gerçeğidir.buda sanırım ülkenin getirlmek istenilen yeri çok güzel gösteriyor.gül’de zaten avrupa hristiyan birliğidir diye atıp tutuyordu bir zamanlar… kimin ne olduğunu görüyoruz sonuçta.
hala biz, siz, şunlar, onlar diye ayrımcılık yapıyorsunuz. fransa’da halk seçiyor ama ukraynada da halk seçiyor orayıda biliyoruz.şimdi türkiye ukrayna gibi bir ülke mi yoksa fransa gibi mi?ukrayna şimdilerde 2 kafalı ejdarha gibi biri avrupa diyor diğeri rusya…demokrasi hakkındaki her söz doğru diye birşey yok. bir yerleden alıntı yapmanın çok okumakla alakasıda yok. demokrasiyle ilgili başkalarından alıntılar yaparak hem de adını bile bilmediğiniz birilerinden nereye ulaşabilirsiniz merak ediyorum…burada önemli olan şu; siz azınlıksınız biz çoğunluğuz bizim dediğimiz olur yoksa bu demokrasi olmaz gibi saçmalamaların bizi nereye götüreceği.çünkü demokrasi, azınlık ve çoğunluk diye iki kutup yaratalım bunlardan çoğunluk olan her istediğini yapsında demek değildir.demokrasi, çoğunluğun dediği olur azınlık çoğunluğu dinleyecek ne isterse tamam diyecek demekte değil.demokrasi günümüzde kullanılan manasıyla devlet politikasında her bireyin eşit söz hakkı olması demektir. burada azınlık haksızdır ve hiçbir söz hakkı yok demektir demiyor.sözde çoğunluk olmanın verdiği kendini haklı görme psikolojisi çok yanlış.mecliste bulunulacaklar halkın siyasal tercihi doğrultusunda seçiliyor peki cumhurbaşkanı’nıda halk seçsin oda siyasal bir kurum haline gelecek. oysaki cumhurbaşkanlığı devleti temsil eden ve tarafsız bir kurum olmalı. siyasal ve coğunluk kararları almamalı.amerikaya bakın cumhuriyetçi ve liberal demokrat arasında sıkışmış durumda bir tane baş seçiyor ve bu seçimde kilise, asker, etnik grup ve dahası diye gruplara yanaşan en fazla oyu alıyor… halk siyahi işsiz, beyaz çalışan, asker-ordu ve dindar hristiyan, musevi, yahudi seçmen diye bölünmüş durumda.meclisin iradesinden çok başın çektiği politika güdülüyor. mesela ırak’ı yerlebir edecek bir siyasi yapı istiyor. buna enerji kaynaklarını yönetmek isteyenler ve silah üreticileri ön ayak oluyor.halbuki meclis halkın iradesi ve egemenliğini simgeliyor. ama ne yazıkki şu haliyle bile tem bir egemenlik simgesi halinde değil çünkü bir baraj var ve millet vekilleri istediği suçu işlesede kimse dokunamıyor.sonra demokrasi her bireyin eşit derecede söz hakkı olmasından çıkıp herşeyi tek bir güce dayamak haline gelecek. cumhurbaşkanıda seçilmek içim propoganda yapacak ülkedeki etnik ve kutuplara ayrılmış toplulukların ağızlarına bal çalmak zorunda kalacak.buda halkın daha çok kutuplara ayrılmasını sağlayacak çünkü sözde kişisel haklarını bireysel vatandaş olarak almak yerine kutuplara ayrılarak kendi gibi gördükleriyle güç oluşturarak alabileceklerini düşünmeye başlayacak.sonra al sana saçma sapan kutuplar. biri kendi dindar diyen olacak diğeri asker bir diğeri elit kesim bir başkası anadolulu ezilmiş halk diye saçma sapan kutuplar yaratılacak.not: bunlar @tachyon gibi sağdan soldan alıntılanmış değildir öz ve öz kendi düşüncelerimdir…
Bilgiyi beğendim teşekkürler.ilginç bilgiler – ilginç yazılar – ilginç sorular