Ankara’nın büyük yurtlarından olan T.B.Yurdu’nun halleri diye başlamak istiyorum…İnsanlar küçücük bir odaya 8 kişi tıkıldıklarında psikolojileri nasıl da zamanla değişiyor…Geçen gece koridorda sigara içiyordum, saat gece iki buçuk suları…Odalar sessizliğe bürünmüş bizim oda da dahil, herkes uykusunun bilmem kaçıncı evresinde diye düşünürken birden blok kapısına biri vurmaya başladı.Hem son kuvvetiyle vuruyor hem de “yüz dokuz,yüz dokuz!Buraya gel!”diye bağırıyordu.(yüz dokuz oda numarası bu arada) Nasıl oldu anlamadım meğer hiç kimse uyumuyormuş,birden koridora bütün insanlar toplandı ve başladılar olanları seyretmeyi. Ben mi? Ben hala garip bir şekilde, kayıtsızca sigara içmeye devam ediyordum. Bir kaç dakika sonra güvenlikçi ağbiler 109 numaralı odadan bi kaç kişiyi çağırdı daha sonra olay çıkaran çocuğu yaka paça geri götürdüler,sanırım çocuk alkollüydü. Her neyse olay o değil zaten, benim açımdan görünen tablo insanların nasıl da meraklı oldukları (meraktan da farklı bi şey ama doğru kelimeyi bulamadım) ve benim nasıl da olaylara yabancılaşmam. Evet bu T.B. Yurdu’nda kalmaya başladığımdan beri garip bir şekilde yabancılaştım kendime,olaylara,insanlara canlı ve cansız her şeye… Beşiktaş’ın bi maçı olsa da izlesek her yeri birbirine katsak (Oftaş maçı sonrası metroda olay!) Kurtlar Vadisi’nde iki adam öldürseler de izlesek Vaaayy Beaaa desek gibi tamamen kendimi oyalayıcı şeyleri bekler oldum. garip bi yazı oldu galiba ama T.B. Yurdu’nda kalmak bana hiç mi hiç iyi gelmedi…