bildirgec.org

serbestvezin

11 yıl önce üye olmuş, 3 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

T.B. Yurdu

serbestvezin | 03 December 2007 23:14

Ankara’nın büyük yurtlarından olan T.B.Yurdu’nun halleri diye başlamak istiyorum…
İnsanlar küçücük bir odaya 8 kişi tıkıldıklarında psikolojileri nasıl da zamanla değişiyor…Geçen gece koridorda sigara içiyordum, saat gece iki buçuk suları…Odalar sessizliğe bürünmüş bizim oda da dahil, herkes uykusunun bilmem kaçıncı evresinde diye düşünürken birden blok kapısına biri vurmaya başladı.Hem son kuvvetiyle vuruyor hem de “yüz dokuz,yüz dokuz!Buraya gel!”diye bağırıyordu.(yüz dokuz oda numarası bu arada) Nasıl oldu anlamadım meğer hiç kimse uyumuyormuş,birden koridora bütün insanlar toplandı ve başladılar olanları seyretmeyi. Ben mi? Ben hala garip bir şekilde, kayıtsızca sigara içmeye devam ediyordum. Bir kaç dakika sonra güvenlikçi ağbiler 109 numaralı odadan bi kaç kişiyi çağırdı daha sonra olay çıkaran çocuğu yaka paça geri götürdüler,sanırım çocuk alkollüydü. Her neyse olay o değil zaten, benim açımdan görünen tablo insanların nasıl da meraklı oldukları (meraktan da farklı bi şey ama doğru kelimeyi bulamadım) ve benim nasıl da olaylara yabancılaşmam. Evet bu T.B. Yurdu’nda kalmaya başladığımdan beri garip bir şekilde yabancılaştım kendime,olaylara,insanlara canlı ve cansız her şeye… Beşiktaş’ın bi maçı olsa da izlesek her yeri birbirine katsak (Oftaş maçı sonrası metroda olay!) Kurtlar Vadisi’nde iki adam öldürseler de izlesek Vaaayy Beaaa desek gibi tamamen kendimi oyalayıcı şeyleri bekler oldum. garip bi yazı oldu galiba ama T.B. Yurdu’nda kalmak bana hiç mi hiç iyi gelmedi…

Her şeyden önce kelime vardı ve yalnızlık kelimeden de önceydi…

serbestvezin | 04 October 2007 10:57

Sustum. Onlar konuştukça ben hep sustum. Ait olduğum bir yer olmadığı gibi hiçbir yeri de sahiplenemedim. Mutsuz ve yorgun insanlar görmekten bıktım. Donuk yüzler görmekten sıkıldım. Otobüs kuyruklarında hep somurttum. Hınca hınç dolu bir otobüste kızların kendini koruma çabasını gördükçe “böyle olmamalıydı” dedim kendime. Tacize küfrettim. Köprü üstlerinde bira içen liselilere anlam veremedim. “Yeniden Sev Beni” filmini her izlediğimde ağladım. Camilerin çeşmelerinden sadece su içtim. Tren yolculuklarını çok sevdim. Çıktığım yolculuklarda hep ucuz otellerde kaldım. Sigaramı asla değiştirmedim. Çamaşırlarımı hep kendim yıkadım. Saçımı uzattım, kestirdim, sonra yine uzattım. Kitap okumayı alışkanlık haline bir türlü getiremedim. Nietzche’yi okuduğumda önce korktum sonra Schophanhauer’le tanıştım. Murat Yılmazyıldırım’ı dinlemekten hiç vazgeçmedim, vazgeçemedim. Selamsız doğan her yeni güne küfürler savurmadım. Dedim ya sadece sustum. Farklı olmak değildi amacım yalnızca “kendim” olmaya çalıştım…

Ve Tanrı bir gün kelebekleri korumaktan vazgeçer…

serbestvezin | 03 October 2007 18:00

Dışarıda farklı bir şeyler arayan çocuk, hevesini kırmak isteyen büyüklere inat koşar durmadan. Gördüğü her yeni şeye yeni isimler gereklidir. Kabullenmeler olmadan konuşabilmek en büyük özgürlüğüdür çocuğun. “Sistem” ise bir köşeden izlemektedir çocuğu, geçeceği yollara büyük boşluklar koyar. Çocuk bilmez bu boşlukların anlamını, yolu daraldıkça korkmaya başlar. Yürümek imkansız olmuştur artık ve bir daha hiç çıkamayacağını bilmeden bırakır kendini boşluklardan birine.