birkaç yıl önce hira raten manek adında bir hintlinin çok uzun süre oruç tuttuğu ve güneşe bakarak beslendiği ile ilgili haberler çıkmıştı. tuttuğu iddia edilen oruçların en uzunu 400 gün civarında idi iddialara göre ve bu süre içinde dramatik sayılabilecek değişiklikler olmamıştı beden ağırlığında. normal günlük yaşamında da buttermilk/ayran ve bitki çayları ile besleniyomuş. nasa bu adamla ilgili araştırma yapmış ve astronot beslenmesi için uygun yöntemler listesine eklemişti.burda genel olarak sungazing/güneşe bakarak beslenme nasıl yapılır anlatıyor. oldukça basit bir yöntemi var, hrm protokolü adını vermiş bu yönteme de. güneşin doğarken ilk bir saat ve batarken son bir saat içinde bakılmalı, öğle güneşine gözümüzü dikip bakmıyoruz yani (bunu yapan kişiler de var, öğle güneşine bakma teknikleri de geliştirmişler ve dakikalarca bakıyolarmış), güneşin batışını izlemek yeterli. bir diğer önemli nokta ise, güneşe bakarken çıplak ayakla mümkünse kuru toprak ya da kum üstünde durmak, ayakta durmak önemli değil ama çıplak ayağın kuru toprak ya da kuma değmesi önemli. kesinlikle çıplak gözle bakılmalı, gözlük vs olmamalı, körler malesef yapamıyor. ilk gün 10 saniye ile başlanıyor ve 45 dakikaya gelindiğinde bırakılıyor. başka sungazing yöntemleri de var ancak en basit olanı bu.günlerden bir gün bir email grubuna üye oldum, vinny pinto adında bir adamın kurduğu bir grup, sungazinge merak sarmış kişiler ve deneyenlerin birarada bulunduğu, o sırada yoğun enformasyon alışverişi olan bir yerdi. derken bi gün hrm de gruba katıldı ve protokolü anlattı. epeyce ilgilisi çıktı. göz bozukluklarını zamanla iyileştirdiği ile iddialar da vardı. hrm nin teorisine göre insan bedeninin asıl ihtiyacı olan şey enerji, besinler aracılığı ile biz güneş enerjisinin ikincil ve üçüncül formlarda alıyoruz halbuki bedenlerimiz direk güneşten enerji alıp işlemeye uygun, yani insanlar da fotosentez yapabilir, tıpkı bitkiler gibi. her gün 10 saniye artırarak güneşe baktıkça fotosentez yeteneği de zamanla gelişir. 45 dakikaya ulaşınca da artık güneş enerjisi ile şarj edilmiş bir bedenimiz olur ve hergün güneşe bakmak gerekmeksizin günlük yaşamımıza devam edebiliriz.bikaç ay araştırdım, küçük denemeler yaptım ve başlamaya karar verdim ben de ve 7 dakikaya kadar çıktım, sonra günlük yaşam zorlukları nedeniyle bırakmak zorunda kaldım. tuhaf bir deneyimdi, öncelikle yönleri öğrenmek zorunda kalıyor insan, bulunduğu şehirde güneşin batarken izlenebileceği noktaları keşfediyor ve bu noktaların hangisi kurutoprak onu öğreniyor. ben bu deneyleri odtü kampüsü, endüstri mühendisliğinin arkasındaki boşluk, atakule civar ve taksim tünel civarında izleyerek yaptım. gerçekten de toprağa basmak çok şey farkettiriyor ve insan güneşten enerji alıyor, güneşe baktığım günlerin akşamında bikaç saat bedenimde yoğun enerji hareketleri olurdu.hatta elimi koyduğum masaların üstü sıcak çay konmuş gibi ısınmıştı biçok kez.uzunca bir süre izlemediğim tesadüfen baktığım bir gün tuhaf mailler gördüm. hrm ile ilgili bir tartışma yapılıyordu, hrm son 7 yıldır katı besin almadığını iddia ediyordu ilk zamanlarda, bazı grup üyeleri hrm’yi bir gece 3te hint restoranında gördüklerini iddia ederken,diğer grup hrm’den immortal/ölümsüz olarak sözediyordu. hrm isteyenin bedeni üstünde istediği deneyi yapabileceğini iddia ederken giderek bu iddiasından vazgeçme eğilimleri göstermeye başladı. nasada yapıldığını iddia ettiği deneyler, iki nasa çalışanının yaptığı resmi olmayan gözlem olarak düzeltildi ve malesef bu gözlemin herhangi bir belgesi de bulunmuyormuş.işin aslı ve esası, güneşten enerji almanın gerçek olduğunu kişisel olarak deneyimledim, uzun süre oruç tutanlar özellikle bu etkiyi çok daha belirgin hissediyolar. bunun bir tür şimdi kaybolmuş bir yoga türü olduğuna ikna oldum. fakat hrm nin bir sahtekar olduğuna da ikna oldum, geliştirdiği yöntemin gözlerime bir zarar vermediğini söyleyebilirim ama yalnızca buttermilkle yaşadığı kesinlikle yalan.burda daha geleneksel yöntemler kullanan biriyle ilgili enformasyon bulunuyor.romanyadan güneşe bakanlar, benzer bir başka sayfa.