zecharia sitchin bir dilbilimci. onu diğerlerinden ayıran da bu zaten. erich von daniken’i falan gayrıciddi bulanlar sitchin’e gelince duruyorlar çünkü bu adam afaki konuşmuyor. tabletlerin direk çevirisini yapıyor. peki ne diyor sitchin?en basit tanımıyla sümer ve mezopotamya uygarlıklarının metinlerinin çevirisini yapıyor. bunlardan yola çıkarak güneş gezegeninde bir 12.gezegen olduğunu söylüyor. adının da nibiru olduğunu iddia ediyor. (güneş ve ay’ı bir olarak düşünüp, pluton’un da 11. gezegen olduğunu varsayıyor: güneş (Abzu), merkür (Mummu), venüs (Lahamu), mars (Lahmu), tiamat (marduk’un parçaladığı, şimdi güneş sisteminde astroid kuşağını oluşturan gezegen)), jüpiter (Kishar), satürn (Anshar), plüton (Gaga), uranüs (An), neptün (Enki), nibiru (Marduk) ve uydu/ay kingu) iddiasına göre bu nibiru’nun yörüngesi diğer gezegenler gibi değil, saat yönünde, güneşi 3.600 yılda bir dönen son derece büyük bir elips, bu duruma göre nibiru’nun bir yılı yeryüzünün 3.600 yılına denk geliyor. nibiru’da yaşayanlar ,ki bunlara anunnaki deniyor, stonehenge, tiahuanaco ve sümerler arasında bağlantı kuruyor. anunnaki, zamanımızın genetik bilimini kullanarak modern insanı yaratıyor. aralarındaki anlaşmazlık yüzünden geri dönüyorlar.KOMPLO TEORİSİsitchin’in fikirleri komplo teorileri uzmanlarına yarıyor; colin powell ve norman schwarzkopf (1. ırak savaşındaki generaller, powell şimdi dışişleri bakanı) denen kişilerin güney ırak’taki, anunnaki’nin indiği yer olan eridu’yu aradıkları ve saddam hüseyin’in de bir zigguratta ( warcraft sağolsun:) zigurat: akkadca/babilce adı “ilahi ruhun tüpü” anlamındaki zukiratu. sümerlere göre “en üstün”, “en yüksek” anlamında.) saklandığı için bulunamadığını söylüyorlar. amerikalılar burayı bombalayamamış. sitchin, a.b.d’nin elindeki bilgileri, nibiru’nun güneş etrafındaki yörüngesini tamamlayacağı, dünyaya yaklaşacağı 2013 yılında açıklayacağını söylüyor. ona göre uluslararası uzay istasyonu nibiru’nun yerini bulmak için gizli bir çalışma yapmış. a.b.d.’nin ırak’taki tüm petrolün, 2050 yılına kadar ihtiyacı olanının sadece %4’ünü karşıladığını, gerçek amacın nibiru ile ilgili olduğunu söylüyor. sitchin için “yürü len denyo” demek gerekebilirdi ama kendisini nasa’nın uzman olarak çalıştırdığını duyunca tuttum kendimi.SÜMERLERsitchin herşeyden önce sümer matematiğini anlatmaya çalışıyor. buna göre altmışlık denen bir sistem var. dünyasal bir 10 ile “göksel” bir 6’yı temel rakam 60’ı elde etmek için birleştiriyorlar. anlattığına göre bu sistem bazı yönleriyle bizim şimdi kullandığımız sistemden üstün ama en önemlisi yüzyıllarca matematiği yönlendiren yunan ve roma sistemlerinden kesinlikle üstün. sümerler kendi sistemleriyle kesirleri bölüyor, milyonları çarpıyor, kök hesabı yapıyor ve sayıların üssünü alıyorlardı. m.ö. 4000 yılında! “hane” kavramı çıkıyor, tıpkı onluk sistemdeki gibi 2_20_200 gibi olabiliyordu. haneleri 2 veya 120 (2*60) oluyordu ama:) 360 derecelik daire, düzine kavramı falan hala kullanılıyor.en çok kullandıkları enerji kaynağı “naptha, napatu – yanan taşlar/petrol’dü. tıpta gelişmişlerdi, onlara göre tıp 3e ayrılıyordu: bultitu (terapi), şipir bel imti (cerrahi), utri maşmaşşe (efsunlar). en eski kanunları başarılı ya da başarısız doktorların ceza ve ödülleriyle ilgiliydi. mezopotamya mezarlarındaki iskeletler beyin ameliyatı yaptıklarını kanıtlıyor. en eski mühürlerdeki yılan figürü hala tıp sembolü olarak kullanılıyor. tekstil, yiyecek, tarım, taşımacılık, mimari gibi alanlarda çok üstün olduklarını anlatıyor.mısırlılar ya da diğer eski uygarlıkların başlattığı sanılan bir çok mirasın aslında sümerlilerden başladığı artık ispatlanmış:ilk okullar, şimdiki ingiliz meclisi gibi ilk 2 kamaralı (yaşlılar ve savaşan erkekler meclisi) meclis, ilk ilaçlar ve kitapları (kil tabletleri), ilk kanunlar, reformlar, ziraat, dünya barışı arayışı(?), takvim, çiftçi takvimi, tarih yazımı vb… özellikle okul sistemleri gelişmiş, başlarında ummia (uzman proflar) var. hammurabi’den çok önce, gıdalar, vagon ve sandal kiraları, miras, vergi, kişilik ve mülkiyete saldırı(!) ve fakirlerin ezilmemesi ile ilgili kanunlar var. buna göre “yetimler zenginlere kurban olmayacak, dullar güçlü olanların eline düşmeyecek, bir şekeli olan adam 60 şekeli olana kurban olmayacaktı.” nasıl sosyalizm ama:)ve herşeyden önemlisi -bana göre- dünyadaki ilk şarkıyı besteleyenler onlardı. notaları vardı. bir profesör bir lirik yapıp ilk sümer şarkısını çalmayı başarmış. şarkı ve şarkıcılık önemli bir meslekti. sümer notaları parasız kalan şarkıcılara ithafen, çok kullandıkları sözcük oyunlarından birine göre: sesi iyi olmayan bir şarkıcı, hakikaten ses “fakiridir”:)edebi tartışmaları da ilk yapanlardı. o zamanlar çok söylenen bir annenin hasta çocuğuna yazıp söylediği ninni:gel uyku, gel, oğluma gelkoş uyku, oğluma koşhuzursuz gözlerini uyutacılar içindesin oğlumşaşkınım, rahatsızım,gözlerim yıldızlardayeni ay yüzünde parlargölgen sana ağlaryat, yat uykunda…büyüme tanrıçası yanında olsungöklerde bir rehberin olsunmutlu günler dolu yarının olsunsana destek karın olsungeleceğinde güçlü bir oğul olsunve mezopotamya dışında insanlık daha evrimini tamamlamamış, mağaralarda gezerken, araç gereç kullanan müthiş bir uygarlık. birden ortaya çıkmış. peki nasıl? sümerler cevabını yazmışlar: “güzel görünen her neyse, tanrıların lütfuyla yaptık.” kimdi sümer tanrıları?ONİKİ MİTİhep tanrılardan bahsedilir. en çok sözü edilenleri de helenik/grek tanrılarıdır. bunların özellikleri ise insanlar gibi davranmaları, kavga etmeleri, sevmeleri, sevişmeleri, yemek yemeleridir. daha sonra mitoloji başlar: yunanlılara göre önce KAOS vardı. daha sonra GAEA (arz) ve kocası URANÜS (gökler) ortaya çıktı. gaea ve uranüs altısı erkek altısı dişi oniki TİTAN’ı yarattılar. KRONOS aralarında öne çıkanıydı. babası uranüsü hadım etmiş ve titanlar arasında kaosa sebep oldu. diğer titanları hapsetti. annesi tarafından lanetlendi ve babasıyla aynı sonbabasıyla aynı sona mahkum edildi. kronos kendisine 3 oğul ve 3 kız doğuran kendi kızkardeşi RHEA ile eşleşti. oğulları HADES, POSEIDON ve ZEUS; kızları HESTIA, DEMETER ve HERA idi. ve lanet gerçekleşiyor, en genç oğul zeus babası kronos’u tahttan indiriyordu. büyük savaşlar sonunda (sina yarımadası bu savaşların mekanı olarak gösterilir) zeus krallığını ilan ediyordu. zeus gökleri, hades aşağı dünyayı ve ortanca kardeş poseidon da denizlerin hakimi oluyordu. hades hiç resmedilmez, dualar onu etkilemez, kurbanları da umursamaz oysa poseidon devamlı üç dişli asası elinde beliriri. grek efsanelerinde zeus hep insanlığa kazık atar görünürken, poseidon hep insanların dostu olmuştur. üç erkek ve üç kızkardeşin, kronosun rhea’dan olan tüm çocukları ve onların soyları tüm yunan mitolojisini oluşturur. bu oniki ana tanrı etrafında döner tüm olaylar. zeus’un ilk karısı METİS adlı tanrıçadan olan kızı ATHENA (savaş tanrıçası, mükemmel bakire) ki kimsenin olmadığını söyleyen bu tanrıça, poseidon’un metresidir! zeus tüm tanrıçaları sıradan geçirirken(!) bir türlü erkek varis edinemedi. en son ortanca kızkardeşi demeter’i halletti ama yine bir kız, PERSEPHONE doğmuştu. bu kızcağız da amcası hades’in karısı olarak aşağı dünyanın tanrıçası oldu! hele şükür yirmiden fazla kızdan sonra zeus’un LETO2dan olma bir kız ve oğlan ARTEMİS ve APOLLO doğdular. hemen ana tanrılar sınıfına girdiler. apollo en önemli tanrılardan biriydi. tüm ahlaki(!) ve ilahi kuralları o koymaya başladı. bu arada zeus’un ikinci oğlu HERMES de oldu. çobanların tanrısı olarak daha az güçlü ama insanlara daha yakındı. üçüncü oğlu ARES savaş tanrısı/katliam tanrısı ama yenilmez değildi. oniki tanrının arasına girdi ve truvalılar tarafında atinaya karşı savaştı. zeus o kadar uslanmaz bir çapkındır ki onu kovalayan hera ve milleti ayartmak için keçi kılığına giren zeus hikayeleriyle dolmuştur ortalık. hera da al sana boynuzlanma diyerek babasının kim olduğu belli olmayan HEPHAESTUS’u doğurur. heph’in karısı AFRODİT ve üvey kardeşi ares’in ayarttığı afrodit’in çocuğu da aşk tanrısı EROS’tur.işte konu burada önem kazanıyor -tüm bu geyik muhabbetinden sonra- afrodit oniki tanrı’dan biridir ama zeus’un kardeşi, çocuğu falan değildir. hatta olimpos’a bile asyadan (anadoludan kıbrıs üstünden) gelmiştir. nedendir bilinmez onikiden fazla olimposlu tanrı olamazdı ama az da olamazdı. çözüm buldular: hades aşağı dünyadan, buralarda değil, o sayılmaz, hadesi çıkart afroditi al. daha sonraları DIONYSUS (ki zeus’un kendi öz kızından -semele- olan oğluydu ve hera’dan tırstığından onu uzaklara göndermişti, derviş gibi gezmişti dionysus da) onikilere alınırken yaşlanmış hestia düşürülür yerine o geçer. onikiler hep oniki kalmalıdır. olimpos, odysses’de “gökyüzünde, havada” betimlenir. oniki tanrı oniki gökcismini betimleri. oniki gezegeni. aynı tanrılar romalılar tarafından da kabul edilmiştir:gaea/dünya, hermes/merkür, afrodit/venüs, ares/merih, kronos/satürn, zeus/jüpiter, poseidon/neptün. ve tüm bu inanışlar aynı zeus’un girit üstünden, poseidon’un ve afrodit’in anadoludan gelmesi gibi asya’dan gelmiştir. ve hepsi kadim hint tanrıları veda’lara uzanıyor. aynı şekilde göklerdeki oniki cismi, gezegenleri temsil eden hint tanrıları var. zeus’un karşılığı hint tanrısı dyaus gibi. oradan da hititlere ve ankara yazılıkaya da görebileceğimiz oniki tanrının resmi geçidine ilişki kuruluyor. en büyük tanrı da zeus’a karşılık gelen teşub (rüzgar üfleyen hitit tanrısı). hitit tabletleri zeus’un kronosu hadım edişini, ve önüne geleni “döllemesini” anlatıyor. sadece isimler farklı. aynı büyük savaşları (ejdarhayla savaş miti) tevrat ve incile uzanıyor. urartu (ararat) devleti kuruluyor. tabii ki mısır tanrıları : yaratıcı RA. oniki ana tanrının üstünde hüküm sürer. GEB (dünya) ve NUT (gökler)’i yaratmıştır. aşağı mısır’ı OSİRİS’e yukarıyı SET’e vermiştir. aynı grek laneti gibi biri diğerini öldürmüş. ve hepsi geliyor sümer tanrılarına: tabii ki oniki tanrı vardır. 6 erkek ve 6 dişi tanrı. ve sümer matematiği gibi en önemli tanrı 60 rakamıyla temsil edilir.eril dişil60 anu 55 antu50 enlil 45 ninlil40 ea/enki 35 ninki30 nanna 25 ningal20 utu 15 iştar10 işkur 5 ninhursagtanrıların sayısal rütbeleri! hepsi birbirinin kardeşi oğlu aynı greklerde olduğu gibi. alt dünya birine yukarısı diğerine verilmiş.sitchin tüm bunları anlatıyor uzun uzun ve tüm bu tanrıların hikayesinin kendinden sonra gelen inanışların temeli olduğunu söylüyor. burçların sümer temelinde olması gibi, daha yeryüzünün yuvarlak olunduğu bilinmeden yeryüzünün yuvarlak olduğunu belirten metinleri çeviriyor. aya inildiğinde “the eagle has landed” dendiği gibi dünyaya inen kartalları anlatıyor, mu’larına binip uçan tanrıları sümerceden çeviriyor. (kopernik bin yıllarca yıl sonra ancak yıldızları gözleyecekti)YERYÜZÜ GÜNLÜKLERİbütün mesele tevrattaki nefilim kelimesinin yıllarca yanlış çevrilmesinden kaynaklanıyor. tutucu sümer bilginleri bunu düşenler olarak çevirmiş ama sitchin’in tam çevirisi göklerden yeryüzüne inenler şeklinde. pek kimse itiraz edemiyor çünkü sitchin üst düzey bir dilbilimci. annunaki mensupları altın ve diğer mineraller için dünyada koloni kuruyor ve çalışıyorlar. güney afrikaya kadar iniyorlar. ama yıllarca çalıştıktan sonra kızmaya başlıyorlar. bu kadar çaliştiğimiz yeter! ve isyan çıkıyor. ortalıkta evrimini tamamlamamış homo erectuslar geziyordu. sitchin’e göre kendilerini ve erectus’ları genetik olarak birleştirip homo sapiens/modern insanın atası yaratılıyor ve çalıştırılmaya başlanıyor. ilk insanın adı arapa/adem oluyor.sitchin’in sıkıştığı ve hata yaptığı tek yer de bu nokta kimilerine göre. çünkü bilinen varsayıma göre erectustan sapiens’e geçiş 200.000 yılönce olmuş. tarihler birbirini tutmuyor. sitchin ise insanda en az 223 değişik dünyada olmayan mineral bulunmasını kanıt olarak sunuyor. ve sümerler bilinen en eski uygarlığı kuruyor aynı tarihlerde. ideal toplum yunan şehirlerinden binlerce yıl önce. annunaki birgün yeter diyor. insanlar çoğaldı. onlardan kurtulalım. yakında buzullar eriyecekler. hepsi yokolsun ve dönelim. sebep ise tevratta ve sümer metinlerinde tanrıların insanların kadınlarını karıları olarak seçmeleri gösterilmiş. aralarından enki insanlara yakındır. toplantıdaki gizlilik yeminine uymazve insanlar arasında en bilgili gördüğü untnapiştim’e sırrını açıklar. kurtulması için gemiyi nasıl yapacağını açıklar. gemi yedinci gün hazırdır. altı gün süren tufandan sonra sümer tabletlerine göre nişir(kurtuluş) dağı, incile göre de ağrı’ya ulaşır gemi. gılgamış destanında anlatılan ve incildeki tufan neredeyse aynı. sonuçta annunakiler dünyayı insanlara bırakıyor. kendi aralarındaki çekişmeler paralelinde farklı uygarlıklar kuruluyor mezopotamya’da. her biri takipçisi olduğu annunaki’nin suretlerine tapınaklar yapıyor. putperestlik çağı başlamıştır artık. sitchin’in tam açıklayamadığı sebepler (tabletlerin kırık kısımları) yüzünden annunakiler aniden madenleri boşveriyor ve geri dönüyorlar. ama arada ziyaretler devam ediyor. sitchin gezegenin bir dahaki gelişinin 2000lerin ilk yılları olduğunu söylüyor. 2010 dan sonra olacağını söylüyor.tüm bu anlatılanlar oniki kitaplık earth chronicles serisinin özetidir. tamamı türkçeye çevrilmedi. merak edenlerin ingilizce versiyonu okuması gerekir. böyleyken böyle.sümerliyiz hepimiz yani!