Soğuk bir yağ kandili altında,dinliyorum seni;Sular durulmuyorAğustos gelmiyor..Apolloniks seni ısıtıyor sadece..Oysa benim,Ellerim ayrı üşüyor, yüreğim ayrı..Sen bunları görüyorsun ve hep susuyorsun,Hep susacak mısın böyle?Şimdi yüzünü arıyorum,Daha çook, arayacağım gibi..Gülüyorsun !Gülersin! Gül be şırfıntı..Oysa ki ben sana ağustosu anlatacaktım,Nasıl anlatırım, bir üvey ana gibi durursan karşımda?Ağustos gelecek, artık üşümeyeceksin,diyemiyorsun..Demezsen deme be şırfıntı,deme..
yorumlar
artık kalem-kağıt yok, pc var..
🙂 onu ben bilmem.
içinde isyan var bu şeyin!
Evet Thing e katılıyorum, hem aşağılarım hem bilmem ne yaparım, der gibi bu şiir..
Bu arada, thing, ”şıfrıntı” yazmışsın, hahahah:))))Kelime şase yapmış, bozulmuş…