Açıklamalar açıklamaları doğurur….Açıklamaların tümü saçmadır…Kelimelerin tümü kelimelerin içinden çıkan seslerin bütünlüğünü bozmaktansa, belli bir denge içerisinde olmaya çalıştığının düşünülmesini sağlaması, bir aldatmacadır…Hayatını kolaylaştırmak istiyorsan her şeyin ucundan azıcık kes…İnsanın başına gelenler, başına gelmesini istemediği şeyler olması; kendisinin başına gelmesini isteyeceği şeylerin gelmiş olmamasının nedenini oluşturmakta olsa da, bu insanı bir yere getirmez ki bu sadece bir cümledir içinden söylediği kuşlara..Duvarı gördün mü yalnızca duvarı görmüş olmazsın ona bakarsın..Karşında bir duvar olduğunu düşünmen karşında bir duvar olduğunu göstermez..Düşündüğün her şey düşündüğün şeyin o anlık varlığını kanıtlar…Eğer şansa inansaydım şansız biri olduğumu düşünürdüm…Oysa kadının sunduğu huzur yataktaki tükenişten sonra başlar..Nasıl da akıllı olduğuna şaşıran biri vardı beton bir binanın tepesinden insanları izlerken kafasına düşen bir yağmur tanesi onu yere yıkmıştı..Oysa damla kendini tamamlayınca damlardı;ve o bunun farkında olmayacak kadar aptaldı..Untouchable Zen, 2002, haziran
yorumlar
hayatı kolaylaştırmak için herşeyin ucundan azcık kestim, attığım parça büyük taraftı.
zen sana yetişemiyorum… 🙂
Büyüksün @zen ustaYazılarınının sunduğu huzur, okuyup ta tükendikten sonra ortya çıkıyor.(Şu an bile zangır zangır titriyom)Seni anlamak demek, bir yağmur damlasının, damla olduğunu bilmeden bir dama damlaması ve damladığı damda diğer damlalarla birlikte damda bulabilceği bir delik ten tekrar aşağıya damlaması (@lorienn bacımın kafaya) ve damladığı yerden damlalıkla alınınıp burna veya kulağa damlatılıp beynin tüm kıvrımlarında dolaştırılması demek.Ulu bilge penguen abi derki ;Eğer paran varsa Chanel No:19 alabilirsin (Güzel bir koku)ama o parfümü şişesiyle içsen ossurarak aynı kokuyu paran da olsa elde edemessin.evet yukarda bir bacım(@lorienn)”zen sana yetişemiyorum…:) ” demiş.ama zaten sana yetişmek istemiyor ki.Denemiyor bile hocam.Beyin kıvrımları bir yerde çöküyor.Hocam Tahminim yazının 3. satırında beyni resetlemiş standby (donanım sorunu) durumuna geçmiştir.Hocam çok yükleniyon bunlaraSenin beynin tabiri caizse Pentium dual işlemci vasfında bu arkadaşalrın p1 celeron bile değil.Tabii donanım otomatikman reset atıyor.@zen hocamın güzel bir sözünden feyz almanız dileğiyleDerki hocam;” Kurufasulye yiyip ossurarak konçerto çalamassın”SaygılarNephilimÇırağın
Ya hocam ” Untouchablezen insanının saçma yazılarına eleştiriler ” yazın uçtu.Nerde bir türlü bulamıyom.Bir el atıver şu olaya.
hemen çakalım buraya çiviylen; çıkmasın, düşmesin, uçmasın, kaybolmasın.
tüh! benden önce davranmış pilli pati
Eğer şansa inansaydım şansız biri olduğumu düşünürdüm, demişsin bu bağlamda düşündüğüne inansaydın düşünme eylemine geçerdin, düşünebilseydin şansda varolacaktı o zaman, demek ki sen şansını kaybetmetmeyi şansı düşünmeyerek baştan kabul etmişsin..Zen diyorum sana var sende bir şey… Asil zen insanı izindeyim:))
kopansti,lorienn, nephilim, pilli pati ve linet insanları paylaşımlarınız için teşekkür ederim.. Bu arada, bu kadar güzel söylemler karşısında ne diyeceğimi bilemiyorum… Teşekkür ederim..
bu zen tam bir üçkağıtçı…
3kağıtçı ne demek?
üç kağıt üç kağıtla oynan bir tür oyun. kağıdın hamaddesi önemli değil. dikdörtgen olanı makbul. üç kağıtçı ise bu kağıtları satan esnaf arkadaşa deniyor.
Kötü bir şey midir?
kağıt da odundan yapılır diye haddim olmayarak eklemek isterim
Arada ortaya çıkıp ona buna sataşanlara ne denir? Benim terbiyem elvermiyor siz anladınız…
Odunun cinsi önemli mi?
odunun cinsi çok önemlidir. bence en güzel odun soyu tükenmekte olan ağaçların kesilmesi ile elde edilendir.
kopanisti teşekkürler. bir an düşünemedim. oysa düşünmemle ünlüyümdür.
recca ederim manson,
bazen Türk soyunun genetik yapısının farklı kültürlerle karıştığı için evrim geçirdiğini düşünenlerdenim ,üstad sende galiba mikrocipli’lerdensin, farklı boyutta bakıp, farklı boyutta görebilenlerdensın ,devam üstad delilk ,akıllılık derken, duygu ve ruhta yoğunlaşmışsın .el.sağlık.
o yazı sadece sana ait değil bay zen…
Peki kime ait zoey insanı.
kesinlikle sana ait değil onu biliyorumda…
bu yazı zen ve bir arkadaşına aittir.daha önceden okumuştum.bilginize sunulur hafif ahalisi…
Bu yazı çok sevdiğim bir dostumla benim ricam üzerine birlikte yazıldı. Kendisini tanıyorsanız sorarsınız. Kendisinin durumdan haberi var.
sordum zaten…
e ne dedi cevaben, onu da yazsana madem…
o zen beyle aramızda…üzgünüm söleyemem…
Madem aranızda niye buraya yazıyorsunuz?
yokarda yazdıkların da zen beyle aranda ama yazmışın ya şeker çocuk…
noktayı aramızda koyduk.öncesi kamuya açıktır…
hepinizi ilgelendiriyo da ondan….ben gerekli olanı yaptım sadece bu yazının iki kişiye ait olduğunu bilin istedim sayın linet…
ölee miii ? kısaca goet oldunuz yanee,
sen ne akıllı kımıl kımıl bişisin ööle, bilelim istemişmiş ba ba ba!, sonucu da söölesene kaydırıguppaklık yapceene, sölesene sana ikinci kişinin ne dediğini, goet oldum dostlerım goet oldum desene, neden korkuyon…
Durup dururken birine üçkağıtçı diye sataşmak, sonra da gerekeni yaptım demek, ne kadar gerekliydi diye sorasım var.. Ama sormayacağım..
bu goet hoş bi tasarım olmuş bence.
peki söleyiim ikinci kişi benim…
ayrıca sataşmak ya da sataşmamako zeni ilgilendirir.ama sanırım avukat hesabına yazılıyo…
ikinci kişi 3 kaatçı goet benim diceksin, ööle kolay kurtulamazsın…
Yazılmakkkkk:) Çok güldüm size zoey insanı çokk… Kimsenin avukatı değilim, tarzınız hoşuma gitmedi sadece..
ahhh ahhhhh…saçmalamak bedava…siz boşverin kopanisti…göt olsam derdiim ama göt olan kim onu bilemem
valla ben boşvermicem, takibimdesin en ufak bi falsonda gene tependeyim bilmiş ol
çook korrktuuuummaltıma işedim tüh annem kızacak…
git donunu değiştir çabık, pişik yapar…
haydaaa…
neye ”haydaaa” dediniz resucum şekerparem
neler olmuş diye şaşırdım kopcum…
haa o bakımdan, en son ben yazdığım için bana dedin sandım dı da şekerparem…