Bizim için sağlıkta, parada önemlidir. Sağlık mı? Para mı? diye hayatamızda birçok anket görmüsüzdür. Bu anketlere verdiğimiz cevaplar, belki de bizim hayat felsefemizi belirler. Bu soru, arkasından birçok soruyu da beraberinde getiriyor. Mesela, paran yoksa sağlığının yeterince iyi olmaması, sağlığın yoksa para kazanmanın zor olması gibi…
Hatırlıyorum; İlköğretime giderken rehberlik derslerinde bazen hocamız anket düzenlerdi. Sağlık mı? Para mı? anketini üç derste filan tartışmıştık. Tabi ki her kafadan başka ses çıkıyordu ama küçüklüğümüzün vermiş olduğu para sevdası ile genellikle para ön plana çıkıyordu.Tabi ki şimdi düşünmeye kalksak ortada birçok etken var. Bu iki seçeneği teker teker irdeleyecek olsak:Sağlığı seçmiş olsak:1- Sağlıklı olduğun için çalışıp para kazanabilirsin,2- Bildiğimiz gibi “Sağlık, herşeyin önünde gelir” derler,3- Zaten sağlığın olmadan paran olsa ne işe yarar.Parayı seçmiş olsak:1- Ne güzel param var, herşeyi yaparım,2- Nasıl olsa param var, sağlığım bozuk olsa bile düzeltebilrim,3- Gez, toz, eğlen.
yorumlar
küçüklüğümüzün vermiş olduğu para sevdası ile genellikle para ön plana çıkıyordu.aranızda hasta biri olsaydı kesin tersini söylerdi…bir de sağlıksız olup, tedavi olacak parayı bulamayanlar var, Allah şifa versin…
birde hem paralı hem sağlıklı olup o parayı harcayamayan dangozar var
dangozar doğru versiyonu mu acaba? bu şekilde türkçemize yerleşmesini talep edebilirim her an.
ediniz rica ederim, çoğulu da dangozarlar
peki o zaman, umarım dinozor ile karıştırılmaz ilerleyen dönemlerde…
dangozar, çoğul değil mi zati.
deil
İlkokulda yazardık böyle yazıları biz. ‘Adaya düşsen ne alırsın’, ‘Aşk mı para mı’, ‘Anneni mi seviyorsun en çok babanı mı’, ‘Yalan Rüzgarı mı Mavi Ay mı.’Yok dedem.Sağlık seçilirse fukara düşülecek, para seçilirse ince hastalıktan geberilecek sanki. Fukara hasta ya da zengin sağlam adam olmazmış gibi.Nasıl iki kavramsa bunlar, sağlık ve para; reçelle marmelat gibi ‘ikamesi mümkün iki mal‘ sanılmış. Hey ya rabbim.İmla berbat zaten, bağlaçları ilgili kelimeden ayırmayı zül addetmiş muharrir şahıs. Bkz. “Bizim için sağlıkta, parada önemlidir.”Yine, anlam veremediğim bir cümle: “Bu anketlere verdiğimiz cevaplar, belki de bizim hayat felsefemizi belirler.”Vallahi doldurduğunuz anket sizin yaşam felsefenizi belirliyorsa, anketörlerden uzak durun bence. Eğer filozof anketörlere denk geliyorsanız orasını bilmem tabii. Ama herhalde ‘yazarımız’ belirler yerine yansıtır, demeye getirmiş olacak.
Bu arada; rehberlik hocanız da, maateessüf sağlıklı biri değilmiş.
Haaa, teker teker de -derinlemesine- irdelemiş yazar kişi. Maddeler halinde de bulunan sonuçlar sıralanmış.Maaşallah.
Eee, paralı olduğu için mi başına gelmiş tüm bunlar; anlayamadım parasıyla münasebetini.Arkadaş; herkes gibi parası olanlar da hastalanıyor. Ne var ki bunda? Yani çok acayip ve acınası olaylar şeklinde prezante edilmesine bir anlam veremiyorum.Ee, ne olmuş. Benim de ninem kanserden öldü genç yaşta. Eee???Para olunca virüs bulaşmıyor mu insana, ya da mikrop kırıcı mı bu para; anlamadım gitti.
Masamı, sağlık mı.Dozer mi, sağlık mı.Pozitivizm mi, sağlık mı.Bu ne yahu!…Bakın arkadaşlar, masa mutlak mutluluğu getirmez insana. Yanılmayın. Masası var diye sağlıklı ve mutlu ömür süreceğini düşünenin vay haline.
Hastalıkta, sağlıkta, ölüm bizi ayırıncaya kadar… veya hastalık da sağlık da ölüm de biz de … aman ne alaka yahu. Sağlıkla paranın ne alakası var. Bibirine zıt kavramlar mı bunlar. Kaç yaşındasınız yahu, ilkokul çocuğu gibi. Sağlık mı, para mı yoksa daha çok anneni mi seviyorsun babanı mı vızvız… Evvel zaman iiçinde, vaar imiş bir Dunganga, alırmış çocuklaarı, atarmış sepetiine, yaparmış hep dunganga, Dunnganga Dunganga! Bunlar yerine SGK’yı, fakirleşen dünyayı, asgari ücretleri, artık SGK’nın karşılamadığı kanser ilaçlarını tartışsanız daha yerinde olur. Para mı ,sağlık mı, pağlık mı sağra mı?Gez, tız, arpacık!
YN:Tız değil toz olacaktı.
Adaya düşsen misal; ne alırsın yanına Kelkörtopal?
YN: Yazar Notu
Hangi ada acep?
Ada var adacık var yarımada var misal.
Kınalıada.
Hım, çok derin ve de felsefi bir konuya değindiniz Sayın Kuduz Maymun. Bu kadar zor bir soruya bilmem hemen cevap verebilir miyim. Sanırım akbilimi alırım öncelikle, efendime söyleyeyim duş alırım ve bir de çaydanlık alırım sanırsam, çayı çok severim de. Cebime biraz çay atsam kimse farketmez heralde. E o kadarına da müsade edin artık, bir avuç çaydan ne çıkar. Hem bavul kontrölörü olacak mı ki adanın girişinde.
Kelkörtopal; sence ‘Hürrem Sultan mı, yoksa Bired Pit mi.’
Bu kadarına da pes doğrusu! Yahu yıllardır düşünür dururum bunun cevabını. O kadar açık oturum yapıldı hala kimsecikler cevap bulamadı bu meseleye. Ben kim bu soruya cevap vermek kim. Bu kadarı beni aşar, yapmayın lütfen, herkesin bir kapasitesi var, ben o kadar okumuş değilim, cahal bi köylüyüm ben. Hem o bana tavuk veriyor. Bilmem anlatabildim mi.
Kelkörtopal; sizce şu ana kadar tuttuğum kahkahayı bırakayım mı, bırakmayayım mı?
Koyver gitsin beyav ! 😛
Zırt mı, pırt mı?
Tabii ki pırt..Neden derseniz efenim; evvela zırt derken ademoğlunun yaradılış efsanelerini gözden geçirmek (…)Sonra pırtın önemi burada irdelenirse, organizmacı görüşe atıflarda bulunmak; ayrıca irrasyonal bakış açısıyla tümevarımcı ve adamsendeci etkenlere değinmek (…)Bence Pırt!…:)))))))))))
Efenim ,bence meselenin sosyal boyutu, psikolojik ve de gastronomik boyutuna değinmemişsiniz. Teessüf ederim. Bu boyutları da göz önüne alırsak ki ben aldım, olayın zırt ekseni etrafında döndüğünü ve tombulsal dinamiklerin sosyoekonomik olgularla bireyi normları kabul etmeye ve içselleştirmeye, kimiz zaman kendiliğinden kimi zaman medyatik araçlarla, zorladığını kabul etmeliyiz. Bu yüzden bence Zırt.
Bir de Suusam Sokağı’nda “Pırtık” denen bir şahsiyet vardu, bilmem hatırlar mısınız?
Bu arada fotoğraf da şahane!
Heye, şahane, heye.Pırtık’ı çok severim ben.
Fotoğrafı tutturabilmiş miyim?
paraparapara tabiki de.
her ikisi birden olsa olmaz mı? çünkü birbirlerini tamamlıyorlar