Saatte 1200 kilometre hızla yolculuk etmek nasıl bir duygu olsa gerek ?Evet manyetik ray sisitemli trenlerle (madlev) bu mevcut durumda. Aslında 1200 kilometre hız şuanda ön görülen sürat ama denemelerde 500 kilometreyi geçtiği kaydedildi. Peki neden daha hızlı trenler ve bu trenler nasıl çalışır?Öncelikle uzak mesafelerde uçaktan daha az maliyetli. Kara ulaşımına göre daha ucuz ve daha temiz ayrıca ses açısındanda çok daha sessiz Gerçi bu ternler jopanyada ve avrupada hızlı ternler bulunmakta ama maksimum süretleri 250 km ye çıkıyordu. Bu teknolojinin gelişim yeri japonya Amerika kendi üretmek yerine japonyadan almayı tercih ederken japonya ürettiği trenlerin %50 sini yurt dışına satıyor avrupaysa başta ingiltere ve almanya olmak üzre kendi yapmayı yeğliyor. Bu trenler yüksek hızları ve taşıma kapasiteleri nedeniyle özellikle nüfusun yoğun olduğu kent merkezleri arasında tercih ediliyor. Bu konuyla ilgili en uygun örnek Japonya’dadır; Tokyo İstasyonu’ndan her altı dakikada bir kalkan trenlerle saatte 23 000 yolcu taşınıyor. Avrupa ve Asya’da özellikle 200-600 km arası uzaklıklarda hızlı trenler uçaklara yeğleniyor.Peki bu araçların dez avantajları yokmu?Aslında yok denecek kadar az ilk zamanlarda sesi fazla çıktığı için tabiatiyle saatte 500 km kolaydiil sorun yaratmıştı. Ternleri kullanmak amacında olan japonyada 25 metre uzağında gürültü seviyesi 75 desibel veya daha az olmalıdır. Oysa kırmızı ışıkta duran arabaların yeşil ışık yandığında aynı anda harekete geçmelerinden ötürü oluşan gürültü bile 80 desibeli geçmektedir. Bu değerlerle yapılan kıyaslama “Shinkansen” adlı hızlı trenin ne kadar sessiz olması gerektiğini ortaya koymaktadır. Esas sesi oluşturan raylardan değil tamamen havanın trenin brun kısmındaki sürtünmesinden meydana gelmiştir. Gerçi japon bilim adamları bunada çözümü bulmuş ve ilham kaynakları bir yalı çapkını kuş olmuştur. Sessizliğinin bir diğer esinlenme kaynağıda baykuşlar olmuştur. Baykuş, tüm kuşlar içinde en sessiz uçuşu gerçekleştirir. Baykuşların düşük sesle uçmasının ardındaki sırlardan bir tanesi, kanatlarındaki kıvrımlardır. Baykuşların kanatlarında diğer kuşlarda bulunmayan pürüzlü tüyler vardır. Bunlar gözle bile görülebilirler. “Aerodinamik ses” hava akımında oluşan girdaplardan kaynaklanır. Girdaplar büyüdükçe ses de artar. Baykuşun kanadında pek çok pürüzlü çıkıntılar olduğundan, büyük girdaplar yerine küçük girdaplar oluşur ve baykuş son derece sessiz bir uçuş gerçekleştirir.Japon mühendis ve tasarımcılar, doldurulmuş bir baykuşu rüzgar tünelinde teste tabi tuttuklarında, bu kuşun kanat yapısındaki mükemmelliği bir kez daha görmüşlerdir. Sonunda trenin üzerindeki gürültüyü, baykuşun sahip olduğu düzensiz tüy prensibine benzeyen kanat şeklinde pantograflar kullanarak etkin biçimde azaltmayı başarmışlardır. Bu sayede Japonların doğadan esinlenerek taklit ettikleri pantograf benzeri sistem, “işini en sessiz olarak yapan” ünvanını almaya hak kazanmıştır.Bukadar bilgiden sonra nasıl çalıştığına geldi sıra.Yüksek hız demiryolu sistemleri iki ana grup altında toplanabilir: Maglev’li (manyetik levitasyonlu) sistemler ve çelik tekerlekli-çelik raylı sistemler. Bunlardan çelik tekerlek-çelik ray sistemleri de yüksek hız için geliştirilmiş trenler ve yalpalı (tilted) trenler olarak iki sınıfa ayrılabilir.Alçak uçuş diye de bilinen maglev terimi, manyetik kuvvetler yardımıyla taşıtın kaldırılıp, belli bir yönde hareket ettirildiği teknolojilerin genel adıdır. Bu sistemde, yol boyunca sıralanan bobinlere değiştirilebilen frekansta alternatif akım verilir. Bu sayede, araçtaki mıknatısların kilitlendiği bir manyetik dalga oluşturulur. Trenin hızı ise, bobinlerdeki akım frekansına bağlıdır. Bu ilke etrafında iki farklı sistem geliştirilmiştir. Bunlardan birincisi ve Japonlar’ın geliştirmekte olduğu “itme modlu elektrodinamik” sistemde, trendeki süperiletkenli mıknatıslar kullanılır. Bobinlerde etkileşim sonucu oluşan manyetik yastık, treni yaklaşık 15 cm havaya kaldırır. Trendeki süperiletkenli mıknatıslar, bobinlerin yol boyunca oluşturdukları manyetik dalganın çekme ve itme kuvvetlerinin etkisiyle hareket eder. Aracın yolu ortalaması da bu itme-çekme kuvvetlerinin yardımıyla olur. Eğer araç, yolun bir tarafına doğru kayarsa, yakınlaştığı kenardaki bobinde itme kuvveti, uzaklaştığı kenardaki bobinde de çekme kuvveti oluşur. Buda ternin uçarcasına gitmesine ve az ses çıkarmasına neden oluyor.Daha detaylı bildgi için:http://www.yapiworld.com/haberler/haber0093.htmhttp://www.milliyet.com.tr/ozel/21yy/980607/980607y.htmlhttp://www.gazeten.com/archiv/turkiye0000004931.htmlhttp://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/98/01/12/yasam/17yas.htm
yorumlar
Güzel yazı olmuş ellerinize sağlık.Ancak çoğunluk olarak arastırma.orgdan faydalanmak yerine diğer kaynaklarıda içeren bir özet olsaymış çok daha güzel olurmuş…
Konu güzel, bilgiler faydalı.Tam Ülkü takvimi yapraklarına yaraşır.Keşke ülkemizde olsa da binsek gezsek güzel yurdumuzun dört bir tarafını…Ama bu nasıl bir heyecandır ki insanı sabaha karşı şişirir,yazayım da ineyim derken bir dolu yazım hatası yaptırır, yazdığını tekrar okutmaz öylece sunar okurların beğeni ve meraklarına.İşte konunun burası tam bir muamma…
araşıtırma org a link 1 tane diğerleri başka sitelerin linkleri sadece araştırma org dan yararlanmadım yani ama okuduğun ve ilgilendiğin için sağol
magnetik rezonans ve magnetizma benim konum ben fizikçiyim ama kusura bakma yazım hataları için. yazım hatalarını düzeltip birtane daha yolladım bir iki dakka sonra ama bu çıktı o hala -1 de. sitede yeniyim nasıl edit edilecek bilmiyordum, göndermişte oldum birkere kusura bakma. ama okuduğun ve ilgilendiğin için sağol.
hoşgeldin burn, konu ilginç gerçekten. ama hafif te “kusura bakma ve sağol” gibi kelimelere hasret kaldığımızdan dolayı aramıza katıldığın için memnun oldum. umarım seni de karartmayız. (üzüm üzüme baka baka hesaabı)
abd-avrupa arasında da düşünülüyor.Buna benzer projeler için “extreme engineering” (uç mühendislik?) terimi kullanılıyor.anet‘teki tartışma gruplarında da konusu geçmiş ve ilgi toplamıştı. Istanbul-Ankara arası için maliyet hesapları bile yapıldı :PYazım ve dilbilgisi hataları dışında çok ilginç bir konu gündeme getirilmiş, teşekkürler burn.
hiç bahsetmemişsin. Genede çok güzel olmuş. Bu trenlerde fren yapıldığı zaman sürtünmeden ortaya çıkan enerjiyi tekrar kullanıma çeviriyorlar. TGV “train grand vitesse”. 10 yıl önce çok uğraqşmıştım bu konuyla. Ama mesleğimi değiştirdim bir şey elde edemeyince. Şu anki bilgilerime güvenemiyorum.
OBSESYON:Fransız tgv sistemini engüzel burdanveburadanelde edilebilir bİlgilerinize :)GRK:Evet imla ve dilbilgisi hataları için özür dilerim birazdaha dikkatli olmalıydım. Uyarın için sağol :)Jawussjan:Söylediklerin için sağol. Haddim olmasada umarım beyazlar buralar. Kararmamdansa 🙂
guzel arastirmalar sunmus, ne vakitte yazildigina ve imla hatalarina girismek ne kor alakadir!!
bir konunun güncellenmiş versiyonu.araştırma için sağol kardeş. okurken hep içimden lan bizim memlekete ne zaman gelir bu melet dedim.daha metro tamamlanmamış.ADSL yok buralarda vs.vs.doğrulununa inanmasamda atalar demişya ben güzele güzel demem … obabdanyani.
sesi azaltmak için pantograf kullanmak yerine havayı ortadan kaldırsalar, hem sürtünme olmaz hemde ses.
sevgili ladydarbanwilleUmarım doğacak çocuğunuz zekasını saygıder annelerinden, saf yüreğini sizden alacaktır.bunun banamı yoksa hava sürtünmesi ile ilgili düşüncede bulunan arkadaşamı yazıldığını anlayamadım.bilgilendirirsen sevinirim
neden olmasın üreme iç güdüseldir.ayrca rica ederim hanfendi sizin kadar düzgün ve mantıklı cümleler kuran bir tavuğun kümesim etrafında gıdaklaması gayet gurur ve mutluluk verir bana.
öyle bir mimim vardı tabiki ama unutmayın bir tavuğun verdiği doygunluğa erişebilmek için en az 5-6 belki daha fazla bıldırcın yemek gerek.ve sanırım bıldırcın ne kadar uğraşırsa uğraşsın ne bir tavuk olabilcek ne de yerine geçebilcek.tavuklara olan ilgi hiç tükenmicek.
bu konuya beni değilde bu projeyi araştırıp ahkam kesseydin daha iyi olmazmıydı? Konu ile daha ilgili gibi görünüyor.
yazının bir ara gittikçe “işte evren öyle birşeydir ki herşeyden ulu, herşeyden şahanedir” kıvamına gittiğini farkeden olmadı mı?anaokulunda hayal ürünü birer proje yapmamız istenmişti,.. bebekliğimden beri mıknastılarla oynamayı sevdiğimden aynı kutupların birbirini ittiğini biliyordum, raylara ve trene mıknatıs döşeyip uçan tren yapma projesi hazırlamıştım, öğretmenim gülmüştü. süper cevhermişim oysa ki,..
bir de o başlıktaki “-de”yi ayrı yazaydık,…
Biz türk insanının mucitliğini kimse inkar edemez. Mucitlik katsayısı dünya insanları için ortalama 5 iken; bu bizde ortalama 7 dir. Anaokulunda mıknatısla tasarladığın projeye öğretmenin gülmesi ise türk insanının yeni fikirlere ne kadar kapalı olduğunu gösteriyor. Biz aklımıza olası gelen şeyleri deniyoruz sadece, ya diğer fikirler? Mundane mucitin dostudur.
Teknoloji müthiş bir hızla gelişiyor. Umarım yakın gelecekte Türkiye’de de buna benzer gelişmelerle günlük hayatta karşılaşma fırsatı buluruz.
saatte 4000mil hızla new york – londra arası :)http://current.com/items/89042567_plans-for-a-4-000mph-underwater-train-from-new-york-to-london.htm