Albüm eleştirelim… ben dinledim aktardım, siz de aktarın… öyle aktarın ki dinlemiş kadar olalım!!
“Basın Bülteninde” yazdığı kadarıyla o kadar çok yerde sahne almış ki Replikas. Bana yaşlandığımı, artık pek de iyi bir konser ve bar takipçisi olmadığımı hatırlattı. öyle ya eskiden Çamlıhemşin halk ozanlarını bile merak eder gider dinlerdim. Bir de Alanis Morrissette’ in İstanbul konserinde ön grup olarak çalmışlar. Alanis Türkiye’ye gelecekte ben gitmeyeceğim diye bir durum elbet yok ancak o sıralar bulunduğum kışlada komutanlara sordum “Gidebilir miyim?” diye, hiç duymamışlar Alanis Morissette diye birini “O buraya gelsin” dediler.
İlk, Babylon’daki tanıtım gecesinde canlı dinleme fırsatı buldum Replikas’ı. Aslında yorgundum ve “1-2 parça dinler çıkarım” niyetindeydim. Hiç öyle olmadı.
Eğer müzik, hayatınızın bir parçasıysa, açıkçası bu ekibi öyle bir çırpıda geçemezsiniz. İnsana şöyle bir “Allah Allah” dedirtiyorlar, şaşırıyorsunuz kesinlikle. Sahnede ki tavırlarından, şarkı sözleri ve isimlerinden, enstrüman kullanımlarından, şarkı içi geçişlerden, anlaşılıyor ki zaten sizi şaşırtmaya çalışıyorlar ve bunu da başarıyorlar. Müziğin evrensel teorisi açısından bakıldığında gerçi biraz “Müzik öğretmenleri bunları lisede hiç dövmemiş” dedim içimden ama ben de illa bir kural olmalı diyenlerden değilim. “Var olan tüm sesleri kullanmak” deyişleri zaten ne yaptıklarını bildiklerini gösteriyor biraz da.
Albüm: “Köledoyuran” adı altında Ada Plak etiketiyle piyasa sürüldü. Çok önemli bir ayrıntı mıdır bilemem ama daha önce “Aksi İstikamet” isimli toplama bir çalışmada, “Gulyabani Müzik” isimli bir parçaları yer almış. Köledoyuran, adından da anlaşılmayacağı gibi, Pink Floyd’ un Sid Barret’lı deneysel zamanlarından, Erkin Koray tadımlı parçalara (bkz. Seyyah) kadar ilginç bir yelpazede savruluyor. Sampler (ses örnekleyici) katkılı, bol devinimli, bana göre herkesin birbirini yinelemesinden çok daha anlamlı bir kendi kendini tekrar edişle, zaman zaman tekrarların çekiciliğine sığınan, “dinleme önerme ibremi” pozitife yönelten bir albüm. Deneysel olduklarını kendileri kabul ederler mi bilemem ama kanıtlanmış bir şey yapmadıkları kesin. Ben diyorum ki: Kesinlikle Replikas’ı takip edin, bugün söylemeye başladıkları cümle, çok yakın bir gelecekte güzel bir öykünün başlangıcı olabilir!
yorumlar
Daha dinlemedim, ama isimde Blade Runner etkisi mi görüyoruz? Peki o zaman müzikte de Vangelis etkisi görecek miyiz? İnşallah görmeyeceğiz 🙂
hmm albümü çıktığı hafta almıştım ki sanırım çıkalı bayaa oluyo ocak falan gibiydi galiba, neyse, beklediğim nekropsi tadında bişeylerdi ama o tarzdan çok uzak bence, değişik olduğu kesin ama farklı olcam diye biraz zırvalamışlar gibi 3-4 dakka boyunca "ağlama sen sakın ağlama geçer" diye bi ses dinlemek pek açmadı beni ki bu tür (dimağ durduran)şarkılar albümde birden fazla var, ama güzel şarkılar da var tabi, sonuç itibariyle ben pek beğenmedim, belki beklediğim kadar iyi olmayışdı sebep ama vasat diyom ben…
nuMB’ın replikas hakkında eleştiri yazdığını görünce bir "eyvah" çektim. "Niye?" diyceksiniz, bence bir sakıncası yok. Açıkliym, sevenleri dinlesin, ama kötü müzik bence. Albümü dinlemedim, ama Alanis konserinde ve Babylon’da yakaladım onları, hatta bir arkadaşımın da arkadaşı solist çocuk, ama bence iyi müzik yapmıyorlar.. Tuhaf şeylerden hoşlananlar dinlesinler,seslerin anlamsızca kombine edilmesinden hoşlananlar, ama bence tuhaf demek, alternatif demek olmuyor aynı zamanda.
Sanki şunu diyorlar kendi kendilerine müziklerini yaparken: "Baba bişeyler yapalım da, dinleyenler anlamasın, ama -vay be ne müzik yapmış heriflere bak ya- desinler!!" Arıza tabir edebileceğimiz bir kulvarda koşturup anlaşılmaz ve içinden çıkılmaz, fazlasıyla kişisel bir çalışmayı dinleyicilere sunuyorlar, ve bence seviyorum diyen birçok kişi de aslında anlamıyor, sevmiyor, sadece replikas seviyorum demeyi seviyor!
Bence replikas müziğinin özeti bu.
İllaa ki acayip sesler dinlemek istiyorsanız Jocelyn Pook dinleyin, alakası yok ama..
Dedim ya, iki kere dinledim diye, bir şarkılarını sorsanız hatırlayamam. Almışlar bir gitarı, dayamışlar altına sample ları, üstüne benim şiirselliğimi aşan sözleri, voila!
Tabii ben ne sıfatıyla yazıyorum bu satırları elbette tartışılabilir, boyumu aşan bir konu da olabilir, belki de boyumu aştığı için "anlayamamışımdır!" Sevenlere karışmam, ama benim hiç işim olmaz, ben gidip Sublime dinliycem, sinirlerim bozuldu, ama başta da dediğim gibi, sahte onnar, sahte! Çok mu oldu?
ortam güzel be aaaabi
şimdi tekrardan denenebilir.Ama artık yeni üyelerimiz popstar üstüne konuşmayı tercih ediyor.