Lisedeyken bizim okulun yaşı Cumhuriyet’ten daha büyüktü, bi türlü kafam almazdı durumu. Biraz daha büyüyünce baktım Cumhuriyet’ten daha yaşlı kanunlarımız (Memurin Muhakemat Kanunu, 1889) var (-ıdı, şimdi yok). Türkiye Cumhuriyeti kan ve gözyaşından başka redd-i miras temelinde kurulmuştur, peki reddedilen bu miras Osmanlı Hanedanı’nın mirası mı? Okul kitaplarında övündüğümüz Fatih’ler, Yavuz’lar, Kanuni’ler Osmanlı soyu olduğuna göre, hayır.1908’den itibaren Osmanlı’yı perde arkasında idare eden İttihat ve Terakki’nin kurduğu yeraltı istihbarat örgütü Teşkilat-ı Mahsusa’nın devamı olan Karakol Cemiyeti, Kurtuluş Savaşı’nın başında Anadolu’ya subay ve silah kaçırıyordu. İşgal yıllarında İngiliz istihbaratının Karakol Cemiyetine sızdığı bilinir, sonuç olarak İttihat ve Terakki’nin önde gelenleri Malta’ya sürgüne gönderildi. Karakol Cemiyeti İttihatçı tutumu nedeniyle Mustafa Kemal Paşa’nın direktifleri ile kapatılmıştır. Bakiye kadroları bugünkü MİT’in nüvesini oluşturmuştur.Kurtuluş Savaşı sırasında tasfiye edilen bir başka ittihatçı kadro Çerkes Ethem liderliğindeki Kuvay-i Seyyare’dir. Çerkes Ethem de Teşkilat-ı Mahsusa’dan yetişmiştir. Çerkes Ethem Batı Anadolu’daki Anzavur Ayaklanmasını bastırır, Yunan Ordu’suyla karşılaşmak istemesine rağmen TBMM’nin ricası üzerine Yozgat’a geçer Çapanoğlu ayaklanmasını bastırır. Kusurlu gördüğü Ankara Valisi Yahya Bey ve Refet (Bele) Bey’in, İstiklal mahkemesinde yargılanmak üzere Yozgat’a gönderilmesi isteğine Ankara olumlu yanıt vermez. Buna kızan Ethem’in “Ankara’ya dönüşümde Büyük Millet Meclisi Başkanı’nı Meclis önünde asacağım” dediği rivayet olunur. Düzenli orduya uyum sağlayamayacağı anlaşılınca İsmet İnönü komutasındaki birliklerce sıkıştırılıp karşılaşmak istediği Yunanlılar’la kaçtığı Atina’da vuslata erer.
Ethem’in tek kabahati ittihatçı olması değildir. Ethem Bolşevikler’e meyletmektedir, Kuvay-i Seyyare, ağabeyinin kurucularından olduğu Yeşil Ordu’ya dönüşmektedir. O zamana kadar Bolşevikler tarafından Moskova’da Mustafa Kemal’in İngilizler ve Fransızlar’la anlaşma ihitimaline karşılık koz olarak yedekte bekletilen Enver Paşa sahaya sürülmüş Batum’a gönderilmiş, burada ‘Doğu Halkları Kurultayı’na katılmıştır. Enver’in düşüncesi Trabzon üzerinden Anadolu’ya geçip milli mücadeleyi idare etmektir. Bu olmayınca Turan sevdası peşinde Tacikistan’da telef olur.Bolşevikler’le görüşülecekse ben görüşürüm diyen Mustafa Kemal, o zamana kadar Bolşevikler’den gelen para ve silah yardımının devam etmesi için Ankara’da Kızıl Ordu’nun efsanevi kurucu komutanı General Frunze ile görüşür, pürüzler giderilir, Rusya’dan yardımlar gelmeye devam eder. Mustafa Kemal, Ethem’le birlikte Yeşil Ordu’yu da fesh ederek bunun yerine Kemalist Komünist Parti’yi kurdurur. İlginç bir not; İslami-Bolşevik Yeşil Ordu’nun kurucuları arasında Kemalist İttihatçılar’dan Cumhuriyet Gazetesi Kurucusu Yunus Nadi (Abalıoğlu) de vardır. Bugün Cumhuriyet Gazetesi’ndeki “Tehlikenin Farkında mısınız?” sorusunun yanıtı o günlerde saklı olmasın !?İttihatçıların tasfiyesine yönelik son hareket Cumhuriyet kurulduktan sonra 1926’da Mustafa Kemal’e karşı planlanan İzmir Suikasti ile olur. İttihat ve Terakki’nin kurucularından Doktor Nazım da suçlu bulunarak idam edilmiştir. Doktor Nazım Türkiye’ye dönmüş olmasa belki şimdi Şişli Abide-i Hürriyet Tepesi’nde, Enver Paşa (naaşı 1996’da Tacikistan’dan Türkiye’ye getirildi) ile birlikte yatıyor olabilirdi. İlginç bir not daha; Doktor Nazım 1916-1918 yılları arasında Fenerbahçe Kulübü Başkanlığı yapmıştır.Velhasıl-ı kelam, Ethem gibi kader kurbanları bir yana, Çanakkale’de 250 bin, Sarıkamış’ta 90 bin vatan evladının, Doğu Anadolu’da yüzbinlerce masum Ermeni’nin kanına girenler bu İttihatçılar’dır, bunları ne kadar reddetsek azdır.