bilgisayar maymunu
dünya üzerinde öyle kendini bilmez kişiler var ki, her haltı bildiğini zanneder, her şeye maydanoz olur… bunlardan biri de yaptığımız bir katalog tasarımında karşımıza çıktı. farklı firmalara ait reklamların yer alacağı katalogda, reklam tasarımlarının bazıları hazır yapılmış olarak geliyor, isteyene de biz tasarım yapıyorduk. hazır gelen reklamlardan bir tanesi, bizi hem dumur etti, hem de uğraştırdı. vatandaş firma sahibi, üşenmemiş oturup powerpoint’te kendisi yapmış firmasının “reklam tasarımını”. pes dedirtir. fotograflar jpeg. düşük çözünürlüklü. yazılar allahlık.bu tipik bir mantıksız yurdum insanı örneği. kardeşim, senin başka işin gücün yok mu? bırak her işi bilen kişi yapsın. sen de bir firma sahibi olarak otur dükkanınla ilgilen. ben gelip senin mali hesaplarınla, çekinle, senedinle uğraşıyor muyum? senin iş görüşmelerine örneğin, gelip maydanoz oluyor muyum? sen niye benim alanıma giren bir konuya müdahele ediyorsun? karşılığında istenen de sonuçta bütçesini aşan bir rakam değil. öyleyse tek bir açıklaması var bunun, ben bilirimcilik. vatandaşı ikna etmek ne mümkün. caanım “tasarımını” bu şekilde bastırmanın mümkün olmadığına, dünya üzerinde bunu basacak bir matbaa bulunmadığına inanmak istemedi. iş uzadı da uzadı.power point gibi ekran üzerinde sunum hazırlama amaçlı programlarla veya amatör fotograf düzenleme amacıyla üretilmiş aptal programlarla matbaada basılacak işler üretilemez. internetten bulunan düşük çözünürlüklü fotograflarla matbaada basılacak tasarımlar hazırlanamaz. yıllardır insanlara bunları söylemekten, açıklamaya çalışmaktan ben bıktım, insanlar bıkmadı.geçenlerde bir ilan görmüştüm, matbaacının biri “powerpoint’te hazırladığınız <
yorumlar
aynı sorunları bend eyaşıyorum..muşterıye yuksek çözunurluk alın dıyorsun tamam dıyor..yanında çalışan biri poer da hazırlıyor..gönderıyor..aa siz dpi bu kadar olmuş dedınız dıyor…evet ama dıyorum size 2×2 ebatında resım olacak dedım gidin profosyonel bırıne yaptırın..ee reklacımlarda bu tur işler ucretlerı yuksek tutunca firma sahıplerı kendı ımkanlarını sunuyor. tif dosyası hazırlamayı bılmeyen,firma logolarını kıme yaptırdıgını bılmeyen bir yıgın ınsan var..
word ve fotoşopta logo yapanları (bakınız NEXT & NEXT STAR her gördüğümde tüylerim diken diken oluyor), 20MB lık program download edip “tasarımcı” olanları, flash decompilerla site çalıp değiştirenleri, hazır template kullanıp para alanları, “150 dolara web sitesi yapılır” diye gazeteye ilan verenleri toplayıp Kaan Ertem’in Erkut Abi’sine vermeyi planlıyorum.
sonra bu tipler yüzünden freelance iş yapmaya gittiğiniz firma söylediğiniz fiyatı duyunca sizi sopayla kovalıyor. gidiyor onlara tasarımı yaptırıyor, utanmadan o berbat tasarımı “bak 200$ yaptırdım, sen benden 2000$ istedin” diyor. aferim diyorum bende, şimdi kendi sitene bak bi’de git bilmemnenoktakom’a benim yaptığıma bak. anlamıyor ki hayvan aradaki farki o anda. iki gün sonra güncelleme gerekiyor. bu tasarıma yapamıyor, gidiyor başka tasarım yaptırıyor. sonra arayıp diyorki “siz yapsanız şu siteyi, bide şunları eklesek”. bende diyorumki o zaman “fiyat 6000$ oldu”.bu işler böyle arkadaşlar. müzik piyasasıda böyledir mesela. üç kuruşa çalan gruplar yüzünden bar işletmecisi söylediğin fiyata soyguncular damgasını vurur. 3 ay sonra arar sonra grubu, “abiler bar bomboş gelin çalın”. sonra o barı adam edene kadar kıçın çıkar. bar adam olur, sanır ki bar iş yapıyor. seni bir şekilde kapı önü yapar ucuz başka grup alır. bar gene boşalır, utanmadan tekrar seni çağırır. ama sen rakip barda programını oturtmuşundur çoktan. sonra sanırki dekor değişince müşteri gelir. bir sürü para harcar, gene olmaz dekorla. rakip bar alır başını gider, bu dallama iki sene sonra batar. (iyi grubum var diye söylemiyorum şerefsizim, genel anlamda söyledim).mal milletiz. lisanssız program kullanırız suç işleriz, lisanslara onbin dolarlar veririz, ama hizmete, eğitime, desteğe bu paranın üçte birini verip açık kaynak koduna geçmeyiz. adsl modemin firewall’uyla koca şirketi güvenli internete çıkardığımızı sanar, banka hesapları boşaltılınca “firewall diye bişi varmış ondan bulsana” diye geliriz, sonra en az 1000$’la bu işin hallolabileceğini duyunca “oha” deriz. bankadan uçan ve uçacak parayı gözümüz görmez. elektrikçiye çektirilmiş network kabloları sorun çıkarınca yerine kurdurulacak profesyonel kablolama yada kablosuz ağ’a verilecek para gözümüze büyük gelir, iş gücü kaybı önemsizdir. server diye mahalle bakkalına kurdurduğumuz oem bilgisayarımız uçup 2 senelik yedeksiz muhasebe kayıtlarımız siber aleme saçılınca harddisk kurtarma ücretini çok görürüz, belki zke zke verir yaptırırız ama yerine adam gibi server kurmayıp aynı makineyle hayata devam ederiz.eee… biz böyle millet olduktan sonra böyle tasarımcılarda çıkar, “mis gibi tasarımlar” yaparlar. üfff amma dolmuşum lan! 🙂
Erdener Abi?
togepi o işlere erdener abi bakmıyor, erkut abi bakıyor. ona buket halinde teslim ediyosun, o adamlarına “şimdi bu arkadaşları alın, bizim mekikle yörüngede 3 ay dolaştırın. sonra her birini bir köşe başına koyun, bütün yaşlı teyzeleri 2 ay boyunca karşıdan karşıya sırtlarında geçirsinler. sonra her biri dörder armadillo sağsın, sonra 25 kilo pirinç saydırın, hepsi aynı rakamı veremezlese baştan başlayın, devam edin” gibi bir emir veriyor, çözüyor meseleyi.