Nebahat ÇEHRE (1943)
Günlerden 30 Ocak yıl 1967, saat 18.30 Yer: İstanbul Hilton Oteli Roof salonu.Bu bir nikah davetiyesinde yer alan duyuru. Evlenen çift ise; 2004 yılında izlediğimiz “Haziran Gecesi” isimli TV dizisinin “Dr. Kumru” tiplemesiyle sinemaseverlerin karşısına çıkan ve büyük hayranlık uyandıran yılların deneyimli sanatçısı Nebahat Çehre ile, Türk sinemasının Çirkin Kral lakaplı oyuncu-yönetmen-senarist ve yapımcısı Yılmaz Güney.Giresun’un Alucra ilçesinin Mindeval Nahiyesi’nin Köroğlu Köyü’nden Ocak 1943 doğumlu Nebahat Çehre’nin gelinliğini Mualla Özbek dikmiş ve aynı zamanda da nikah şahitliğini yapmış. Adana Yeşilyuva Mahallesi’nin 10 sayılı adresine kayıtlı Yılmaz Pütün’ün (Güney) şahidi ise film yapımcısı Kadri Kesemen.Nebahat Çehre – Yılmaz Güney beraberliği nikahtan 6 sene öncesine dayanır. Yıl 1961, Atıf Yılmaz ve Yılmaz Güney’in ortaklaşa yazdıkları senaryoyu Ümit Utku’nun yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlendiği “Yaban Gülü” filmde Çehre, ilk kez kamera karşısına çıkacaktır. Ancak bu beraberlik, 1964 yılında Yılmaz Güney’den gelen bir film teklifi ile pekişir. Çehre bu üç senelik sinemacılık döneminde 19 filmde oynamış ve artık aranılan ve vazgeçilmez bir oyuncu olmuştur. Yılmaz Güney’in senaryosunu yazdığı ve oynadığı “Kamalı Zeybek” filmi için Güney Nebahat Çehre’ye bu filmde beraber oynamaları için teklifte bulunmuştur. Filmin yapımcısı ve yönetmeni ise Nuri Akıncı.Bu tanışma anını ve sonrasını Nebahat Çehre’nin Ses Mecmuası’da yaptığı söyleşiden, kendi ağzından dinleyelim (okuyalım)…

“Onunla ilk defa bu filmi konuşmak üzere gittiğim Televizyon Film yazıhanesinde tanıştık. Kişiliği beni çok etkiledi, benim yaşadığım çevreden çok farklıydı. O zamanlar ben ondan çok daha meşhurdum, dolayısıyla beni etkileyen tamamen kişiliği oldu. Film boyunca beğenimi, üzerimdeki etkisini çok ortaya koydum. Baktım o da bana cevap veriyor. Saf, temiz bir flört başladı aramızda. Filmin seti için Adana’ya gittik, orada beni annesiyle tanıştırdı. Annesi beni gösterip, ona Kürtçe bir şeyler söyledi. “Ne diyor” dedim, “Bembeyaz, çok güzel bir kız, onu çok beğendim. İnşallah gelinim olur” demiş. Her şey müthiş güzeldi, hayatımın erkeğini bulmuştum, çok mutluydum. Ta ki İstanbul’daki sete bir hanım gelinceye kadar.Yılmaz Güney, “Üç Bilinmeyenli Eşitlik Sistemleri” adlı öyküsünden dolayı Konya’da sürgündedir. İşsizdir, açtır, beş parasızdır. Sonunda bir pavyonda fedai olarak iş bulur. Orada tanıştığı bir konsomatrisle yaşamaya başlar. Bu birliktelikleri İstanbul’a da taşınır. O hanımın adı, Can Ünal’dır.- Evet, meğer o hanımla yaşıyormuş, “karım” falan diye konuşmalar oldu. Bütün hayallerim bir anda yıkıldı, paramparça oldum. Üstüme çok düştü, olayı anlattı, ama ben kabul etmeyip ayrıldım.”Ve devam ediyor Nebahat Çehre konuşmasına:“ – O sırada beni Miami’deki Miss Universe Dünya Güzellik Yarışması’na gönderdiler. 24 Temmuz 1965 gecesi Miami Beach’te muhteşem bir balo yapıldı. Döndüğümde, baktım Yeşilçam’dan yağmur gibi teklif var. Yılmaz Güney’in “Dağların Oğlu”nda oynamaya karar verdim. Yılmaz’la birlikte Adana ve Gaziantep yollarına düştük. Bana ilgisi çok yoğun, zaten çok zarif, çok sıcak, çok sevecen bir adam. Sinemayı, oyunculuğu, kitap okumayı ondan öğrendim. Bir gün bana sette evlenme teklif etti. O hanımla evlenmesinin söz konusu olmadığını, nedenleriyle anlattı. İnandım, Adana’da kendi aramızda nişanlandık, bir yandan da nikah muamelelerine başladık. Gün alacağız, duydum ki, hanım hamile, doğumu da yakın. Yılmaz’a dedim ki “Benimle evlenip, ertesi günü başka bir kadından çocuğun olursa çok yanlış olur.” Doğuma kadar nikah muamelelerini dondurduk. “Elif” adlı çok şeker bir kızı oldu. Paris’e her gittiğimde mutlaka onunla buluşuruz. 1967’de evlendik, 1968’de boşandık” .Bu çok kısa süren evliliklerinde anlaşmaları söz konusu olamamıştı. Yılmaz Güney deli-dolu, kafasına koyduğunu yapan bir adamdı Nebahat çehre henüz üç beş aylık evli…Yıl 1967 Atıf Yılmaz “Kozanoğlu” filminin İnönü civarındaki çekimlerini bitirmiş İstanbul’a dönüyorlar. Yolda Yılmaz Güney’in anlattığı bir olayı Atıf Yılmaz, anılarında şöyle anlatmakta:“Yılmaz’dan illallah diyen Nebahat, bir trene binip kaçmayı deniyor. Durumu fark eden Yılmaz, arabasına atladığı gibi trenin peşine düşüyor ve İnönü civarındaki demiryolu geçidinde trenin önünü kesiyor. Arabayı ezmeden durdurmayı başaran makiniste de bir selam çakıp trene atlıyor. Ne olup bilmediğini anlamaya çalışan yolcuların arasından geçip Nebahat’i buluyor. Çekip aldığı gibi trenden, otomobiline atıp terk ediyor orasını. Ve böylece Nebahat’a olan aşkını da kanıtlamış oluyor.”Nebahat Çehre’nin sinemaya atılmadan önceki yıllara bir flash-back yapalım. 4 Temmuz 1965 yılında yapılan Dünya Güzellik yarışmasına katılan (daha doğrusu gönderilen) Nebahat Çehre aslına bakarsanız 1959 yılı Türkiye Güzeli.Evet, Tertip komitesi başkanı Clod Berr’in de söylediği gibi;- “Nasıl olur? Nasıl olur?. Rezalet bu, düzenbazlık bu, sahtekarlık bu… Bu yarışmaya ancak bu yılın güzelleri katılabilir. Türkiye’deki temsilciniz Osman Olkan bize Türkiye Güzeli’nin 9 Temmuzda seçileceğini bildirdi. Bu yarışmaya ancak o güzel katılabilir.”

Nebahat Çehre’nin Amerika’ya gönderilmesi rezalet, sahtekarlık ve düzenbazlıktı, İşin rezalet tarafını o tarihlerde New York’da bulunan gazeteci Mehmet Biber’den okuyalım:“ Türkiye Güzeli ünvanına sahip olmayan “Zehra Kansu” adında bir genç kadının Londra’daki Dünya Güzellik Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etmesinden sonra bu sefer de 6 yıl önceki güzellik kraliçesi Nebahat Çehre Amerika’ya gönderilmiştir. Sözde yetkili organizatörlerimiz, masrafa girmemek için Türkiye’de doğru dürüst güzellik yarışması düzenlememekte ve milletlerarası komiteye karşı taahhütlerini yerine getirmiş olmak için eski güzelleri veya güzellik kraliçesi adı altında ileri sürdükleri bazı kadınları bu yılın güzelleri diye yurt dışına göndermektedirler. Yıllardan beri oynanan komedi budur.Bütün güzeller New York’a ayak bastıkları andan itibaren, yarışmayı düşünürlerken, o zevkine, sefasına baktı. Hiç çekinmeden söyleyebilirim ki, yarışmaya katılan 65 güzelin içinde en heyecansızı Nebahat Çehreydi…Tertip komitesinin bir emrivaki ile yarışmaya sokulmasına çok sinirlendiğini, bu durumu ilgili mercilere bildireceklerini ve yarışmada derece alsa bile sonucu iptal etmeye karar verdiklerini Nebahat Çehre’ye söylediğim zaman adeta köpürdü:“ – Eğer dereceye girersem, kimse bunu iptal edemez. Beni buraya gönderen organizatörden hakkım olan 100 doları, milli kostüm ve gece elbisesini bile almadım. Bu yetişmiyormuş gibi, bir de elime sipariş listesi tutuşturdu. Dönerken kendisine bir fötr Şapka ile karısı için bir korse getirmemi tembih etti…”Allahtan Nebahat Çehre dereceye giremedi. Giremedi de Türkiye’nin adı daha fazla dillere düşmedi… 65 ülkenin katıldığı ve birinciliği Tayland güzelinin kazandığı 1965 “Kainat Güzellik Yarışması” sonuçlandığı zaman, dereceye girenler memnun, kazanamayanlar ise üzgündüler. Fakat hepsi, memleketlerini tam manasıyla temsil etmenin rahatlığı içindeydiler.Türk güzeli Nebahat Çehre ise, Türkiye’ye bir buçuk ay sonra döneceğini söylüyordu. Bu arada Amerika’da geniş bir gezi yapacaktı. Ama sonuçlar bildirildikten sonra öğrendik ki, o da apar topar ana vatanın yolunu tutmuş…Bu kısa alıntıyı aktardıktan sonra hemen belirmek gerekir ki, bu ayıp Nebahat Çehre’nin ayıbı değil elbette. Sanatçı 97 Uzun metrajlı sinema filminde rol almış ve bunlara ilaveten, 8 TV dizisinde kendisini tekrar gösterme fırsatını bulmuştur.

Nebahat Çehre Londra Sokaklarında
Nebahat Çehre Londra Sokaklarında

FİLMOGRAFYA1961 Yaban Gülü1962 Sevimli Serseri – Esir Kuş – Kanun Kanundur – Acı Hayat – Aşk Bekliyor – Gümüş Gerdanlık – Meçhule Gidenler – Memnu Meyva1963 Bize de mi Numara – Barut Fıçısı – Çiçeksiz Bahçe – İki Vatanlı Kadın1964 Dağ Başını Duman Almış – Lekeli Aşk -Kamalı Zeybek – Affetmeyen Kadın -Kral Arkadaşım – Çöpçatanlar Kampı -Güzeller Kumsalı – İki Sene Mektep Tatili – Avanta Kemal1965 Kırık Hayatlar – Silaha Yeminliydim – Dokuz Canlı Adam – İçimizdeki Boşluk – Pişkin Delikanlı – Silahların Sesi – Melek Yüzlü Caniler – Kardeş Belası – Şoförün Kızı – Dağların Oğlu1966 Yedi Dağın Aslanı – At Avrat Silah – Kibar Haydut- Eşrefpaşalı – Dövüşmek Şart Oldu – Büyük İntikam – İntikam Fırtınası – Yalnız Adam (Kibar Haydut) – Aslanların Dönüşü -1967 Çirkin Kral Affetmez – Eşkiya Celladı – Balatlı Arif – Felaket Kuşu1968 Seyyit Han – Toprağın Gelini – Beyoğlu Canavarı – Dev Adam – Kızıl Maske (2) – Aşkların En Güzeli – Malkoçoğlu Kara Korsan – Parmaksız Salih – Korkusuz Yabancı – Hacı Murat Geliyor – Pire Nuri1969 Bir Çirkin Adam – Namus Fedaisi – Nisan Yağmuru – Ölüm Şart Oldu – Ringo Vadiler Kaplanı – Yılan Soyu – Çılgınlar Cehennemi – Namluda Üç Kurşun – Demir Pençe – Demir Pençe Casuslar Savaşı – Dikenli Hayat – Kirli Yüzlü Melek – Sürgünler – Talihsiz Gelin – Yayla Kızı Gül Ayşe – Zorro Dişi Fantoma’ya Karşı – Zorro’nun Kara Kamçısı – Zorro Kamçılı Süvari – Zorro’nun İntikamı1970 Kaderin Pençesinde – Türk – Adsız Cengaver – Ana Gibi Yar Olmaz – Ecelin Gölgesinde – Günahsız Katiller – Müthiş Yaşamak İçin Öldüreceksin – Fatoş Talihsiz Yavru1971 Elmacı Kadın – İntikam Kartalları – Sürgünden Geliyorum1972 Aynı Yolun Yolcusu – Alçaklar Cehenneme Gider – Kan Dökmez Remzi1974 Beş Tavuk Bir Horoz1975 Yarış1985 Kahreden Gençlik1986 Güneşteki Leke1987 Eski Sevdalar Gibi1988 Kimlik – Yaşamak2006 Dün Gece Bir Rüya GördümTV Dizileri1992 Yedikuleli Mihriban2001 Yeni Hayat2002 Gülüm – Kardelen2003 Zalim2004 Haziran Gecesi – Yadigar2006 Candan Öte