İnternet’de dolaşıp da eninde sonunda biriyle gerçekte tanışmayan yoktur. Çok heyecanlı bir andır hakikaten. Nasıl çıkcak acaba? Benden uzun mu kısa mı? Güzel mi yakışıklı mı? Sevişcek miyiz (%99 budur merak edilen.) ?
Tabi hayat kötü süprizler ve hayal kırıklıklarıyla doludur. Şimdiye kadar karşı cinsten birini beklerken aynı cinsten birine çayanını görmedim ama izlemek zevkli olurdu böyle bir olayı sanırım 🙂
Ben erkek olduğum için kendi bakış açımdan yansıtacağım. İnternette çok zaman geçiren biri ya sosyal ilişkilerde başarısızdır ya da işi internettedir. İstisna kabul etmiyorum hemen atlamayın ne olur. Sosyal ilişkileri sevmeyen , mizantropik kişilerin de sonuç olarak cinsel ihtiyaçları vardır. Ya da duygusal olarak aradığını bulamamış bir birey de internete kör bir umutla girer ve zaman geçirir. Beyaz mouse’lu bir prens/prenses tüm sorunları çözecek , her şey pesbembe olacaktır. İşin aslı böyle mi? Haaayır.
Her türlü sapık , serseri , garip , ilginç insan internette cirit atmaktadır. Fiziksel olarak pek özel olmayıp da internette sevgili aramayan birini tanımıyorum. İşin aslı böyle. Duymaktan korktuğunuz , yüzünüze vurulunca soğuk soğuk terlediğiniz , midenizi ekşiten , çene kaslarınızı kastıran bir gerçek bu. Hepiniz internete ne amaçla adım atmış olursanız olun kesinlikle sevgili aramak gibi bir isteğiniz oldu!
Buluşma sonucu 90% hayal kırıklığıdır. İki taraf için olmasa da. Kalabalık yerler seçilmelidir çünkü tanımadığınız biriyle buluşuyorsunuzdur. Hatta bu kişi sizin hakkınızda gece yarıları hormonlarınız doruktayken icq’da anlattığınız şeyleri bilmektedir. Utanırsınız doğal olarak. Bir savunma mekanizmasını harekete geçirerek suskun kalırsınız. Zaten yeterince açmıssınızdır kendinizi. Açılacak bir tek bacak aranız ve kalmıştır ki bunu da istemiyor diilsinizdir. İlk buluşmada genelde internetteki diğer arkadaşlar hakkında , geçmiş anıları ve hayata dair fikirler üzerinde konuşulur. İkinci buluşma için sözleşirilirse bu cinsel birleşmenin muhtemel olduğu anlamındadır. Kişiler başarılı olmuş ve DNA’nın üreme emri yerine getirilmiştir. Bundan sonraki deneyimlerinizde başarılar.
yorumlar
yani birini mi kastedion yoksa genel olarak kızıl saçlılar cevap yazmasın mı? yazdım ayıp mı ettim yoksa, nie kızıl saçlılar zırtapoz klasmanında başa geçirilir ve de?
internette uzun sure biriyle konustuktan sonra tanısmanın saglıklı bir tanısma yontemi oldugu elbette asikar bi tur de guzel bir korunma duvarı oluyor aynı zamanda o sure karsınızdaki insanın gorusulebilir-gorunulebilir biri oldugunu anlamak adına.. uzun zaman hic bi sanal arkadasımla -cinsiyet farketmez-bulusmayı kabul etmedigim halde gecenlerde ilk kez yaklasık 2 yıldır konustugum biriyle tanıstım,pek eglendik,pek gezdik,pek kostuk,bilgisayar basında oldugundan daha saglıklı,daha mantıklı,daha eglenceli daha iyi insanlar oldugumuz konusunda anlastık bile .. yatmadık da hem .. saygılar sunarım ..
İnsanların kendilerinden ve çevrelerinden yola çıkarak böyle genellemeler yapıp sonra da bunları daha önce sanki hiç söylenmemiş ve üstün bir fikir ürünüymüş gibi yazmalarına bayılıyorum. 3 paragraf yazıyı okudum, bundan öncekiler de eklenince kaybettiğim zamana yazık.
‘yım ben. 1.5 sen beraber geçirdiim artısı halen on-off ilişkim olduu insanla maillist olayıyla tanıştım. ama tabi şu var ki düzgün bir ilişki için konuşacak gizli şeyler kalmalı. gizem yitirlirse iş sexe dökülür hemen. demek ki fazla kendiniz açmadan gayet hızlı biçimde yüzyüze sosyal ilişkiye geçilimeli
kelimesi kelimesine aynı şeyi söylemek istiyorum.
aha da ben de…ve hatta şunu da söyleyeceğim: net düşkünlüğünün antisosyal olunmasıyla oranı internetin başlangıcında doğru olabilir ama artık bu dönem geçti. Bu site sakinlerinin azımsanmayacak bir miktarı – ben de dahil olmak üzere – hayatını internet üstünden kazanıyor. Olayı chat-maillist boyutunda tutanlar düşünsün.
çok bok bir yazı yazmışsın arkadaşım. çok daha ağır küfür etmek isterdim, biliyor musun.
yazının arasında bir alaka yok gibi geldi bana.
ben de lan patates kız derken’şişman bi kızı mı anlatıyo’falan dedim.
bi de kızıl saclı falan demişsin.onu hiç anlamadı
sözün özü:AT ÇÖPE!
Freud la bi akarabalık var mı
“Beyaz mouse’lu bir prens/prenses” benzetmesi iyiymiş ama.
Yüz kişiden 99’unun bunu düşündüğünü sanmıyorum Retribution. Ama sen geçmişindeki 100 buluşmanın 99’unda bunu düşünmüş olabilirsin, o ayrı..
Duymaktan korktuğun , yüzünüze vurulunca soğuk soğuk terlediğin , mideni ekşiten , çene kaslarını kastıran bir gerçek de benden; oylamada bu yazıyı çöpe atmayacağım ki bu yazıyı daha çok insan okuyup tiksinebilsin..
Istedigin kadar kufur etmekte serbestsin tabi. Yarası olan…
İstediğini yazabilirsin tabi ki, ama burda kötü olan başkalarının adına iddialı laflar etmen. Yazdıklarında hiç bi zeka pırıltısı ve hiç bir ikna edici yön olmadığından, ettiğin o iddialı lafların hepsi havada kalıyor. E kardeşim biz senin ilkokul seviyesinde sezgisel çıkarımlarınla zaman kaybetmek zorunda mıyız, değiliz. At çöpe (-1).
sen kalk böyle bi yazı yaz, sonra da “yarası olan..” de, valla bence cuk oturmuş ettiğin laf.