şimdiki derdimiz örümcek… tatlı belam sevgili oğlum Rüzgar , Örümcek Adam oldu , telaşe dolu koşturmacalar da bizim oldu… çok değil şunun şurasında 24 gün öncesinde örümceğinin içine oturtuğumuzda feryadı figan kucaklarımıza gelmek için çırpınan Rüzgarımızı şimdilerde tutabilene aşk olsun…her yerde örümceğe binmenin faydalarından bahsedenlerimi istersiniz… yada yürümeyi zorlaştırdığı için zararlarını sıralayanlara mı kulak verirsiniz bilmiyorum… hangisini dikkate alırsınız yada görmezden gelirsiniz , o sizin tercihiniz… biz yürümeye alışmadan önce hevesini almasını istedik…neşesi koskoca bir ömre bedel oğlumuzu canı gönülden kutlayarak yorumlarıma geçmek istiyorum efendim… şirinlik musakkası mimikleri ile pek de meydan okuyor kerata çevresinde karşılaştığı güçlüklere… bıraksan o duvar senin bu tavan benim konacak yer bulamayacak…

e bizi de aldı tatlı bir telaş… yaramazlık güzergah ındaki her hattı taramak lazım … eğer ” amaaan adam sende ” tavrıyla tembellik ederseniz , arkanızı dönmenizle birlikte sizi cezalandırı vermesi içten bile değildir… yakalayabileceği ne bulursa ” bakalım yere nasıl çarpacak ve ses çıkaracak ” deneyinin gönüllü bir katılımcısı yapıverir sizi… hiç anlamazsınız vallahide billahide.. o derecede profesördür benim yavrum…bir de ulaşamadığı nesneleri küçük küçük zeka pırıltıları saçarak amerikan yardımıyla elde etme becerisi yok mu… örtüye asılarak eşya getirmeceler , yok olmadı başka bir şeyi düşürterek öbürünü ittirmeceler , bu da mı kesmedi vura vura düşürtmeceler… mahvediyor bizi , fethediyor kalbimizin bu güne kadar girilmemiş her köşesini…acaba gölgelikli deniz simidini , kumsal ve banyo havlularını Örümcek Adam ‘ lı almakla hata mı yaptık ??? … yok yok , pek vesvese ediyoruz… illa ki herşeyin birbiriyle metafizik bağlantıları olmak zorunda değil… kuruntulu olmayalım , boşverin… seyretmeye devam edelim Rüzgarımızın örümceğindeki tek kişilik solo resital şovunu… vırrrrr saniyesinde bir köşede…. ardından bir daha vırrrrrr arkanızı dönmeden öbür köşede… tü tü tü , 41 buçuk kere maşallah diyelim… bilenler bilir , babanın inanılmaz nazarı değiyor…yavaş yavaş yoruluyor oğlumuz… gözler bizleri aramaya başlayınca anlıyoruz ki muhteşem gösterinin sonuna geliyoruz… bu günlük bu kadar… yeni maceralarımız yarın da devam edecek efendim… sakın kaçırmayın…