Antalya düzlüğünden başlayıp, tüm güneybatı Antalya’yı kaplayan bir milli park Olympos Milli Parkı. Antalya’ya gelen tatilcilerin, dış turistlerin ilk uğradıkları yer. Akdeniz’in mavi sularından birden yükselen Bey Dağları’na uzanan, yeşiliyle, tarihi yerleriyle insanı büyüleyen bir doğa ve tarih harikası…Yöre, Akdeniz Bölgesi’nin tüm ekolojik özelliklerine sahiptir. Deniz kıyısından, fıstık çamlarıyla başlar bitki örtüsü. Daha yükseklerde kızıl çam ve kara çam, 1000 metrenin üstünde sedir ağaçlarıyla devam eder. Orman örtüsü tabiî ki maki bitki örtüsüyle iç içedir. Bu zenginlik, yaban hayvanlarının barınması içinde büyük bir değerdir.Bölgenin bitki örtüsü; kızılçam, fıstık çamı, Lübnan sediri, ardıç, katran, andız, meşe, pinal, çitlembik, yabangülü, mersin ve maki bitki topluluğudur. Bu doğada; ayı, çakal, tilki, kurt, domuz, yaban keçisi tavşan, sansar, porsuk, kokarca, sincap, su samuru gibi hayvanlar barınabilmektedirler. Yine bu doğa; kum kekliği, bıldırcın, çil, kumru, üveyik, toy, kuzgun, turna gibi kuşlara da barınma yeridir. Alabalık, barbunya, karagöz, kefal, levrek, turna, istavrit, kırlangıç, istakoz, karides, midye vb. tatlı su ve denizde yaşayanlardır.

Ayrıca, Olympos ceratta ceratta kaplumbağalarının yumurtlamak için geldiği ender yerlerden biridir. Yumurtlama döneminde sahilde ateş yakmak yasaktır.Bölge, milattan önce 9000 yıllarından beri bir yerleşim yeri olduğunu gösteriyor. Adrasan, Phaselis, Olympos antik kentleri milli park alanı içindeki tarihi kalıntıları bulunan önemli tarihi yerleşim yerlerdir. Antik çağların Likya bölgesindeki ormanlar, tarih boyunca denizci milletleri bu yöreye çekmiştir. Rodos kolonilerinin Phaselis’i ile korsanlığı ve madeni para basmakla ünlü Olympos bu tarihi yerlerin en dikkat çekici yerleridir.

Phaselis, Rodos’tan gelen Argoslular tarafından, M.Ö. 690 yıllarında kurulduğu kaynaklarca belirtiliyor. Heredot, kentin Dor kolonisi olduğınu ileri sürmektedir. Bir söylenceye göre: Phaselis’te bir kent kurmak isteyen Lakios, bu yerin sahibi olan bir çobandan burayı satın alması gerekmektedir. O devirde para bulunmadığından, bir miktar arpa ekmeği ve kurumuş balık önerir. İkisinden birini seçmesi gerekmektedir. Hiç kurumuş balık görmeyen çoban, balığı seçer. Böylece ucuza alınmış bir kent meydana gelir. Kent Grekler, Persler, Romalılar tarafından ele geçirilip yaşam sürdükleri de bilinmektedir.

Olympos, 1800’lü yıllarda yeri belirlenen bir antik kenttir. Kaynaklardan öğrenildiğine göre, M.Ö. 500 yıllarında Olympos’tan söz edilmektedir. Olympos Likya birliğine ait altı önemli kentten biridir. M.Ö. 168- 78 yıllarında Likya birliğine ait gümüş sikke bastıkları bilinmektedir. Antik çağda bir korsan kentidir. Bir korsan lideri olan Zeniketes, Olympos’u üs edinmiş, Roma gemilerini, Tarsus’tan Olympos’a kadar tüm kentleri yağmalamış, Ele geçirdiği insanları, dönemin köle satış merkezi olan Side ve Phaselis’te satmıştır. M.Ö. 78’ de Romalılar kenti ele geçirdiğinde Zeniketes sarayında intihar etmiştir. Heykeller ve zenginlikleri Roma’ya taşınmış, sonraları meydana gelen depremler sonucu kent harabeye dönmüştür. Kentte küçük bir tiyatro, bir köprü, Likya tipi lahitler, oda mezarları, şehrin kuzeyinde süslü bir kapı tarihi kalıntılardan bazılarıdır.

Ünlü Hepaistos Tapınağı kentin 6- 7 km kuzeyinde Yanartaş bölgesinde bulunmaktadır. Toprak altından çıkan doğal gazların yanmasıyla oluşan “sönmeyen ateş” Yanartaş efsanesi meşhurdur. Bölge antik tanrılar ve söylenceler bölgesidir.

Olympos, Antalya’nın güneyinde (70 km), deniz ve doğanın buluştuğu, mavi ile yeşilin renklendirdiği, büyük kentlerin gürültüsünden kaçmak isteyenlerin arayıp bulamayacağı yerlerden biridir. Ulaşım, hem karayolu hem de deniz yoluyla kolaylıkla sağlanabilmektedir. Günü birlik gezilebileceği gibi, geceleyebilecek ahşap evler de hizmet vermektedirler. Tarihi, denizi, ormanı, sessizliği, özgürlüğü yaşayabilecek bir tatil yeridir.