Başlığın gerizekalılığına bak, hani sokakta herifin biri kediyi tekmeler, lan napıyon dersin de “al evine götür o zaman” der. Aynı gerizekalılık.Anayasa mahkemesi durdurmuş bursu, sanıyorum ki Baykal emretti diye Anayasa Mahkemesi iş yapmıyordur..Bir de haberi yapan gerizekalı, sebebini unutmuş kararın..Baykal sabah uyanmış, “du bugün ne puştluk yapsam” diye düşünmüş gibi… Sihirli düğmesine basmış, burslar kalkmış.. Şeytan vallahi..
Dele olm senin başka işin yok mu ?Habire aktif haberin CHP hakkındaki sallama haberlerini mim yapıyosun.yok, günde 10 mim hakkın olsa, eksiksiz hepsi anti-chp mimleri olacak.ha gerçi ben chp li değilim ama insanın dikkatini çekiyor, neden diye.
Başlığı gerizekalı görme ahmaklığına bakın. İnsanlar okuduğunu da anlama kıtlığı çekiyor yada partizanlık, hele ki CHP’li ahmak olma durumları insanlarda tümden akıl tutulmasına yol açıyor. Anayasa Mahkemesine CHP dava açtı diye bursların kesildiğini tüm medya bas bas bağırıyor. Kör adam hala görmüyor bursların kesilme nedeni olan siyaset ahmaklarının olaydaki dahlini. Sonra da mim verene kıt aklınca laf sokuyor. Bre okuma ve anlama özürlü vatandaş, yan taraftaki mimlere baksana, her isteyen istediğini mim vermiyor mu burda. Senin gibi öle salak saçma iddiaların sahipleri de boyuna mim vermiş, kafanı çevirip yan taraftaki mim nehrine bakarsan. Anlamadan bir de yorum yapıyor. Adamlar boyuna anti-AKP yorum ve mimler döşüyor. Zevzek CHP’lerinin yaptığı saçmalıkların bir ikisi yazıldığında da vızıl vızıl mızıldanıyolar.
Anthro,Ben habere konuşuyorum, sen yazdıysan o haber, yeni vakitde bilemem…Haberde herhangi bir sebep, neden göremiyorum ben. Baykal veya CHP neden yapmış bunu?Böyle haber mi olur?Resmen Baykal sabah kalkmış, dur ben şu gençlerin anasını belliyim demiş havası var.Böyle mimleri yayınlayan hafif editörlerine de “hafiften” bir dokundurma var..Sana bişey demiyorum…Baykalcı hiç değilim…
CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak belediyelerin üniversite öğrencilerine burs vermesini engellemesine öğrenciler sert tepki gösterdi.
Baykal sabah kalktığında “dur ben şu gençlerin anasını belliyim” mi diyor bilmiyorum ama gençler “şerefsiz herif, anamızı belledi” diye yorumluyor bu başvurularını. Adamların hedefi belli ki Ankara ve İstanbul belediyeleri de.. kendi topuklarına kurşun sıktıklarının, bu öğrencilerin aslında 18 yaş üstü birer seçmen olduklarını unutmuş durumdalar.İktidar olma istekleri yok, biliyoduk bunu fakat belediyeleri alma istekleri de yok anlaşılan. Bu Baykal’ın napmaya çalıştığına aklım ermiyor.
Bak arkadaşım bilerek mi yapıyorsun bilmeyerek mi bilmiyorum…Bu haber, haklı da olsa porvakatif.Baykal neden böyle birşey yapmış? Belki bu bursa verilen para usulsüz, belki bursu alanlar yolsuzluk yapıyor..Ben bu haberi okuyan biri olarak bunu görmüyorum.. Yeterince salaksam, sadece vay kalleş baykal diyorum….
🙂 Gülüyorum sadece.. Yahu bunun yorumlanacak bir yanı yok ki. Nedeni, nasılı yok. Fransada yaşamıyoruz, CHP de bir Kore partisi değil. Garip bir şey yok ortada yani. Seçim sonrasında Onur Öymen’in sözlerini de mi duymadıydın sen? “Bu halk ahmak ve doğru ve yanlışı ayırtedemez halde, 2 kişiden biri nasıl olur da bu AKP’ye oy verir. Budala millet sizi” mealinde laflar etti de yaygara kopmadı mı. Dünyanın heryerinde iktidar olmak isteyen partiler, samimi olmasalar bile halkı aşağılayıp bir sonraki seçimde de mağlup olmak istemez. Ama bu CHP, bu derece siyaset ahmaklığını insanları şaşkın bırakacak şekilde yaptı. Yani bu girişimde de şaşılacak yan yok. Seçim öncesinde de başörtülü öğrencilerin öğrenim hakkını sağlayan kanunu Anayasa mahkemesine şikayet etmedi mi? Halkın %65’ini teşkil eden (anneleri, annaneleri kapalı olup başörtüsü taraftarı olanları da dahil ettiğimizde toplamda %75’in üzerinde idi bu rakam da) kesimi dışlayacak bir girişimde bulundu. Hem Meclisin, hem de toplumun 4te 3ünün istediği kanunu engelletti, %75’in oyunu istemiyorum dedi. İktidar olmak istediğini ileri süren bir siyasi parti bunu yapıyorsa, o partinin yapacağı herşey normaldir.
Bir yazı yazdım ama onaylanmadı. Belediye burs veriyorsa, kredi yurtlar kurumuda çöp toplasın yol yapsın. Tabi ama önemli olan halka hizmet. Yapsın bunu evet. Kredi yurtlar kurumu çöp toplama faaliyetlerinden men edilemez!
Anayasa mahkemesi “367 cumhurbaşkanlığı davası” gibi, tüm aklı başında yerli ve yabancı hukukçuların kabul etmediği bir davayı da CHP’nin istediği şekilde onadı. Bu ülkede Özal aynı şekilde Cumhurbaşkanı seçildi ve Cumhurbaşkanı oldu. Ne kanunlarca, ne de teamüllere aykırı bir durum yoktu, 367 kişi isteme gibi bir çıkarım yapamazlarken dönemin siyasi harbinde Anayasa Mahkemesi Cumhuriyetin partisine tabi oldu. Hukuka değil.Ya boşversene sen.. bunlar gereksiz lakırtılar. Konuşmaya bile değmez, toplumlar kendi sosyal evrimini gerçekleştirir ve sivri çakıllar da evrilerek sivriliklerini yok etmek durumunda kalır. Boşver bu işleri..
IKUZGUN, yerel yönetimlerin modern dünyadaki görev ve yetkilerinden bihaberiz sanırım. Sen hala yerel yönetimlerin sadece çöp toplamakla yükümlü olduğu devirde kalmışsın. Siyaset dünyası bugün kentlerin yönetimlerini yerel yönetimlere bırakmayı konuşuyor. Doğrudan demokrasiyi yerel yönetimler üzerinden yapabilmeyi tartışıyor. Valiliklere verilen görevleri de atanmış valilerden ziyade seçilmiş yerel yöneticilere aktarmaktan. Sen kentin belediyesinin, o kentin öğrencilerinin eğitimlerine yapacağı katkının abes olduğunu düşünüyorsun.Oldu, bi de belediye başkanları temizlik işçileri ile kentlerin çöplerini toplasın. Tam istediğin gibi olsun. Kentlerin yönetimini de komutanlarımıza bırakalım. Onlar hepimizden iyisini bilir.Komutanım, paşalarım siz çok yaşayın..God save our Pashas!
Evet yayınlamıyorlar. Ahkam yazalım yerine.Haber Sitesi; Beldiyelerin burs vermesine mani olmaya çalışan baykala; “O zaman bursu sen ver baykal” diyerek giydirmiş.Baykalı günahım kadar sevmem önce bunu söyleyeyim. Ancak;O burslar, Erdoğan yada topbaş tarafından, kendi paralarından verilmiyor. Büyük şehir belediyesi kaynaklarından veriliyor. Büyük şehir belediyesinin görevleri arasında burs vermek var mıdır? Böyle bir görev belediyeye verilir mi? Belediye bizden topladığı emlak, çöp vergileriyle, imar iskan paralarıyla, otopark, metro, yol gibi hizmetler yapacağına görevi olmayan konulara girerek bizim paramızı kendi parasıymış gibi dağıtamaz. El parasıyla ağalık yapmak ne kadar kolay öyle.Belediyeler benzeri bir çok uygulama yapıyorlar aslında. Belediyecilik ile alakası olmayan türlü film veya organizasyonlara sponsor oluyorlar. Bu bir nevi belediye başkanının uygun gördüğü yapımcıya kaynak aktarımı demektir.Yine fakir vatandaşlara yardımlarda bulunuyorlar, gıda, yardım çeki, kömür dağıtımı gibi. Halbuki bu iş ile vazifeli kurum, fakfukfon, kaymakamlıklar, il özel idareleridir. Bir eksiklik varsa yasa ile yeni bir hayır hasenat kurumu kurulur kaynakları belirlenir, yardımlar buradan yapılır.Önceden refah belediyeleri bu işi yaparken diyorlardı ki; “efendim devletin bu kurumları yozlaşmış, iş göremez halde. Biz belediyeler olarak bu vazifeyi üstleniriz devletimizin yapamadığını kendi çapımızda yaparız” Eh hak vermemek mümkün değil çünkü bu kurumlar yozlaşmış, bürokrasi katlanılamaz hale gelmişti. Halbuki şimdi bakıyoruz, belediye ile iktidar aynı parti. Belediyenin yaptıkları bir alışkanlık oldu. Şimdi işi demogojiye vuruyorlar sadece. Yozlaşmış kurumlar ve ağır bürokrasiden bahsetmiyorlar. Çünkü kendileri iktidarda ve bunlardan mesuller.Dönelim burslar konusuna;Ayrıca hepimiz biliyoruz ki, evet bu burslar herkese veriliyor ancak numarası alınıp merkeze bildirilenlere kesin veriliyor. Bir şekilde bunlar ayarlanıyor(!) Burs dağıtmaya yetkisi olmayan belediye de bu açıdan yeterince denetlenmiyor. Ayrıca bazı öğrenciler burs konusunda ne kadar aç davranıyorlar bilirsiniz…Babasının maaşından fazla burs alan öğrencileri hepiniz görmüşsünüzdür. Bütün belediyelere başvuruyor, yalvarıyor, kimi sahte belgeler dahi düzenliyor, hiç bir yerden burs almıyorum diye yeminler ediyor. Neticede alabildiği hepsinden burs alıyor. Yani sadece belediye kaynaklı suistimal değil, öğrenci kaynaklı suistimallerde mevcut bulunuyor.Aslında gerçekten muhtaç olan, fakat bunu ağlayarak, rol keserek ya da sahte belge düzenleyerek anlatamayacak olan bir sürü kişi burs almadan, bulaşıkçılık yaparak, iş hayatına erken atılarak okul okumaya çalışıyor.Baykala sen burs ver o zaman diyorlar, şimdi nasıl burs versin. Kendi parasıyla, vergiden düşmemek şartıyla burs verebilen bir kişi veya kurum var mı?Büyük holdingler kendilerine bağlı vakıflar vasıtası ile etrafa burs saçıyor. Bunlar hep gider kalemi gösterilerek gelir vergisinden düşülümüyor mu sanki?Sonuçta belediyeler, devlet kurumları, hatta özel şirketler, bizim vergilerimizi dağıtıyorlar? Kime? Kendilerinin belirledikleri kriterlere uygun olanlara… Kalırsa ihtiyaç sahiplerine…Öğrenciler devlet tarafından fonlanmalı. Fakirlere devletimiz tarafından ihtiyacı kadar yardım edilmeli. İsteyen her öğrenciye ve her fakire gerektiği kadar faizsiz kredi/borç verilmeli. Hatta gerekirse bu karşılıksız bile olabilir. Ancak bu burslar tek bir kurum denetiminde ve gerçek ihtiyaç sahiplerine iletilmeli. Bu kurum denetlenmeli, yardım koşulları özel durumlar belirlenmeli.Devlet kurumları kendi vazifelerini tam ve eksiksiz yapmakla mükelleftir. Bu vazifelerini yerine getirirken de belli organlar tarafından denetlenirler. Bir kurum vazifesi olmayan bir iş yaptığı zaman, bu denetimlerin haricinde bir iş yapmış olabilmektedir. Bu ise usülsüzlük demektir. Yani yolsuzluktur.Sanırım hükümet tarafından bulunan çözüm de oldukça iyi, belediyeler burs fonlarını devredecekler, belediye adına kredi yurtlar kurumu burs verecek.Şıracının şahidi bozacı olacak, ama en azından biçimsel olarak, mantık dışı bir durum düzeltilecek.
@ANTHROTam bir taraftar gibi konuşmuşsunuz.Bakın, eğer belediyecilikten yerel yönetime geçilecek se (ki geçilmesi taraftarıyım) buyrun, iktidar sahipleri bunu uygulasınlar. Hemen, hiç bekleme yapmasınlar. Merkezi devlet işlerin hallinde son derece hantal ve bürokrasi ile insanları bezdiriyor. Bursa ihtiyacı varsa da insan lanet olsun deyip vaz geçiyor. Hemen bu duruma çare bulunsun isterim. Gerekli olan yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile ilgili anayasal değişiklik gerçekleştirilsin. Erkan Mumcu bunu diye diye siyasi mevta oldu. Bir kez dönüp bakılmadı ne diyor diye. Sadece uydurmalık, belediyenin imar alanlarını genişleten yani rantı artıran bir takım yasalar çıktı.Dünyanın çeşitli yerlerinde belediyeye başka yetkiler verilmiş olabilir. Doğrudur. Ancak türkiyede şu an böyle bir yetki yok. Zaten anayasa mahkemesi de bunu düzeltiyor. Kömür konusunda da Baykal dava açsa (oy düşünmese) ana yasa mahkemesi onu da iptal eder.Her kurum kendi görevini yapacak. Yok yetkileri eksik ise, yasa çıkacak, bu yetkiler artırılacak, denetim mekanizması kurulacak ve kurumlar yeni görevlerini de yerine getirmeye devam edecek.Yani olabilir, diyelim ki evet bu burs dağırma görevi belediyelerin sorumluluğuna bırakılacak denebilir. Makul karşılarım. O zaman kredi yurtlar kurumunun kredi-burs ayağını feshedersiniz. Bu ödeneği, belediyelere gönderirsiniz. İlgili denetmenleri belediyelere gönderirsiniz. Eyvallah. Ama şimdi durum böyle mi?Burası bir anayasal cumhuriyet. Yasa olmadan faaliyet yürütmek, bir ihlaldir. Usulsüzlüktür. Ana yasa mahkemesi de buna göre karar verecektir. CHP de ana muhalefet olarak, denetimini yapacak, usulsüz durumları anayasa mahkemesine bildirecektir.
Yeni siyaset anlayışı,belediyeler burs dağıtsın, hükümet kömür dağıtsın..voov süperrr..Avrupadaki bir çok belediye halktan elektrik, su parası, ilan ve reklam vergisi, çöp vergisi almamak üzere çalışıyorlar.Yeni belediyecilik anlayışı bu.Bizim iktidarımızın anlayışı, halka sadaka ver.adama doğru düzgün asgari ücret verirsin, adam gider kömürünü kendi alır, ya da çocuğunun eğitim masraflarını karşılar, oyunu da beğendiği partiye verir.Bizimkilerin siyaseti çok adice.O kömür paralarınıda biz ödüyoruz.sanki kendi kömür paramızı ödemiyormuşuz gibi..
Ikuzgun,Öncelikle ben taraftarım ki. Taraftar olmadığımı söylemedim zaten. Ama tarafında olduğum olguların hepsinin de mantıksal izahına malikim. Onu da ifade etmeye çalışıyorum.Öte yandan söylediğin gibi bu olayın kanuni yetkilendirilmesi istemine de yüzde yüz katılıyorum. Bu burs işlerini, gereksinimleri yerine getirdikten sonra kanuni boşluklarda doldurulup yasallaştırılmalı, yasalar yetkisi ve çerçevesinde yapılmalıdır bunlar. Ama bu durum CHP’nin bu sebeple bunu mahkemeye taşımasını makulleştirmiyor. Anayasa mahkemesi bu durumu şeklen bozabilir. Kanunlar böyle gerektiriyorsa hüküm hakkında bişey söylenmez. Ancak CHP’nin aklı başında bir parti olması durumunda yapması gereken, bunu meclis gündemine taşıyıp bu işi yasa çıkararak halletme yoluna gitmesi idi. Ama CHP’nin bu gibi yasama işleri ile alakası yok. Kendilerinin yasamanın bir parçası olduğunun bile farkında değiller. Hayatlarını partileri ve mahkemeler arasında geçiriyorlar. Bu salak davranışların cezasını da yıllardır halktan alıyorlar. Kendi bilecekleri iş. Tasası bize düşmüyor işte. Kanunları protesto için meclis salonunu boşaltarak iş yapacaklarını sanıyorlarsa onu sokaktaki vatandaş da meclis salonunu terkederek yapabilir zaten.
@ANTHROtaraftar olmak bir takım suistimalleri görmeye mani değilse bir problem yok. Aksi durum hakkında yorum yapmayım.Kişi, vatandaş, birey, seçmen, parti üyesi değilse neden sadece bir tarafı seçmek yerine, kendini o taraftan kabul eder, anlamak mümkün değil. Ya da mümkün, sadece ben anlamıyorum.CHP nin daha doğrusu Baykalcıların temel yaklaşımı, sorunlara çözüm üretmek değil, yanlış üretilen çözümlerin yanlışlığını ispat etmek yönündedir. Temel söylem; “Onlar yanlış bizi seçin” şeklindedir. Bir çok “CHP taraftarı” bile bu durumdan muzdariptir. Parti kendini o kadar muhalefet görüyor ki, sanki iktidara gelmeye hiç niyeti yok, sadece konumunu korumaya çalışıyor imajı bile oluşuyor. Çünkü iktidara gelmek istemenin birincil ve temel şartı, vaadde bulunmaktır. İki seçimdir pek mühim bir CHP vaadi duyduğumu hatırlamıyorum. Hatırlayan olduğunu da pek sanmıyorum.AKP ise daha başka bir parti. “Nasıl olmaz”ları değil, “Nasıl kısa bir şekilde hallederim” sorusuna cevap arayan bir parti. Bu bir iktidar partisi için iyi bir özellik. Ancak bu; suistimallere de yol açar. Ve açıyor da.Buna müsade edilmesi,1- Devlet kaynaklarının, parti adına (kömür/burs vs. olarak) dağıtılmasına,2- Belediyelerin yada bakanlıkların ellerinde ki imar izni yetkisi/ ruhsat izni/ lisans, gibi nakit olmayan kaynakların, nakite çevrilmek üzere, iktidara yakın bir takım iş adamlarına verilmesineyol açar.Şimdilik, partinin oyları çok. Bu kaynakları, kendi ulvi gayelerine hizmet etmek için, ya da bazen gerçekten sırf işler hızlı yürüsün diye usulsüz bir şekilde kullanabiliyorlar. Yine bu şekilde oluşturdukları medyada ona maması alınmadıkça ses çıkarmıyor (doğan), ya da karşılıklı menfaatler doğrultusunda destek çıkıyor (yeni şafak, zaman, star ..) ya da zaten bizzat parti taraftarları tarafından fethedilmiş durumda (sabah)Ama olurda (ki olacak, hiç bir iktidar sonsuza kadar sürmez) tökezleyip meclis dışında kalacak olurlarsa, bu dosyalar hep ortaya çıkacaktır. O zaman şimdi taraftar olanlar, aynen “Süleyman Demirel”in o başka kimseyi tanımaz taraftarlarının, şimdi düştüğü duruma düşeceklerdir. Sanki hiç destek vermemiş gibi yapacaklar, içten içe ya biz ne yapmışız diyeceklerdir.Müstehaktır.Da arada kaynayanlar oluyo, onlara yazık oluyor.
Taraf mevzuunu açıp, izah edip kapıyım. Ben şu an, Evrende, Dünya gezeni üstünde, Ankara adlı bir il içinde bir taraflarda yer işgal ediyorum. x,y,z kordinatları içinde, 3 boyutlu alemdeyim ve tarafsız bir konumda değilim, gördüğüm fizik alemi bu açıdan değerlendirebilirim. Ha, ama yer değiştiririm, ama açı değiştiririm. Fakat popomu yerleştirecek en uygun fiziki temaşa noktasında yer işgal ederim. Ruhani olmayan her organizma yada nesne de aynı şekildedir. Tarafsızlık yoktur haliyle. Ama objektif olmak başka, yada dinamik olup, durağan bir şekilde ve konumda hayatı algılamamaya çalışmak başka. Tarafında olduğum hal budur.Bunun dışındaki, Ak Parti hakkındaki eleştirilerin doğru olabilir, abartıyor olabilirsin, yada haksızlık da edebilirsin. Konu o değil ama. Her iktidar suistimal yapabilir. Her ülkede iktidarlar vardır. Ama her ülkede muhalefet olamaz. Muhalefet görevini hakkıyla yapabiliyorsa bu söylediğin şeyler de gerçekleştirilemez. Akıllı ve iktidarı ele geçirebilme potansiyaline sahip muhalefetler, iktidarların kendilerinden habersiz en ufak suistimale kaçabilmesine imkan tanımaz, bunu yakaladıklarında ise ümüğünü sıkar, bunun üstüne gider, ve halkın iktidarı kendilerine vermesini sağlar.İşte CHP isimli kadim muhalefet partisinde ise bu dediklerimin esamesi okunmaz, muhalefet et dedim mi vatandaşı öldürmek anlayan, maganda kılıklı bir muhalefet anlayışını belemiş durumdalar. İşte burda eleştirilen nokta da öğrencileri ilgilendiren bu mevzudaki takındıkları durum.
@ANTHROPekiyyy, konuya dönelim;Belediyelerin hatta bence şirketlerin usulsüz ve denetimsiz verdikleri bursların, bir denetim ve usule tabi kılınması gerekir. Alternatif olarak, yerel yönetimler geliştirilmeli ve bu konu yerel yönetimlere bırakılmalı ya da konu ile ilgili zaten var olna kredi yurtlar kurumu görevlendirilmeli, burs fonları bir denetim ve uygunluk göz önüne alınarak, siyasi idarenin denetimine tabi olmak üzere, ilgili kuruma bırakılmalıdır.Bu konuda, hükümet olmakla, meclis gündemine konuları almakla mesul akp iktidarı hiç bir çalışma yapmamıştır. Varsa (ki sanmam) diğer partilerin konu ile ilgili çalışmalarını gündeme almamıştır. Aradan 6 yıl geçtiği halde bu konuda çalışma yapılmaması ve mevcut çarpık uygulamanın devamı üzerine, ana muhalefet partisi mevcut yanlışa bir dur demek üzere, ana yasa mahkemesine başvurmuş, ana yasa mahkemesi de bu kanunsuz uygulama ile ilgili kanun çıkıncaya kadar yürürlükten kaldırma kararı almıştır.Şimdi: “Baykal, öğrencilerin burs almasına mani oluyor, o zaman kendisi burs versin” demek demogoji, çarpıtma, iş güzarlık değil midir?Baykal sadece haksız burs dağıtımının önüne geçiyor. Hakkı olana verme görevi ona ait değil yine bu iktidara ait.Hulasa, baykal yapıcı bir muhalefet anlayışıyla “bu işler şu şekilde olmalı diye” konuşmuyor da “bu işler böyle olmaz” diyor sadece. E akp neden yapmıyor bu kanunu? Hani yıllar geçti aradan. Çünkü, akpnin bu şekilde işine geliyordu. Bir şekilde seçmenlere kendi eliyle yardım dağıtarak parti adına reklam menfaati sağlıyordu.Para vergi parası. Yani veren devlet. Ama halk, allah devletten razı olsun demiyor. Allah şu partiden, şu belediye başkanından razı olsun diyor.Değil mi?
herşey bi yana @tansugunay’ın baykal’ı koruma refleksine hem hayran oldum, hemi de çok tanıdık geldi.”yani baykal yapmamıştır””niye yapsın.”ııııııı yesinler seni…
Ruhani olmayan her organizma yada nesne de aynı şekildedir. Tarafsızlık yoktur haliyle. Ama objektif olmak başka, yada dinamik olup, durağan bir şekilde ve konumda hayatı algılamamaya çalışmak başka. Tarafında olduğum hal budur.
🙂 sen şuna ben demogoji yapmak için her gerçeği örtebilme yüzsüzlüğüne sahibim desene ne diye o kadar kasılmışsın anlamadım…günümüze kadar gelen şuan ki iktidar arkadaşların belediyeler yoluyla ne haltlar yediğini hepimiz biliyoruz.akp’li belediyelerin imar değişikliklerinin hepsi davalık… (bunun ne demek olduğunu anladınız değil mi?)belediyecilik anlayışı altında her halt yeniyor.bugün akp belediyeleri her işini rekabet yaratmadan her işini istediği yandaş şirkete yaptırıyor.şehircilikle alakası olmayan profesyonel büyükşehir belediye futbol takımlarından hiç bahsetmiyorum bile…vatandaşa dağıtılan kömürlerin bile gerçekten fakirlere gitmediği ülkemizde bursların gerçek sahiplerine gideceği düşünmek aptallığın daniskasıdır.bu anthro‘nun her ülkenin iktidarı suistimal yapar 🙂 her organizma taraftır şeklinde demogoji yapmasını, olağan olmayan şeyleri öyle göstermesini kişiliği ile bağdaştırıyorum.ve elbette ki hayır, dünya’da birçok ülkede bunlar olağan olmayan şeylerdir…
haa bak yine aynı belediyelerin güllü çiçekli operasyonlarına değinmeyi unutmuşum…çevreyi güzelleştiriyoruz diye alınır milyon dolarlar harcanır…sonra çevreyi güzelleştiriyoruz diye yine ağaçlar kesilir yerine yapay ışıklı şeyler konur falan…moderen şehircilik işte bunların hepsi!
Benim Baykal’ı korumaya çalıştığımı sanan vizyonsuzlara,Ben Vakit gazetesini çakma bir haber yaptığı için eleştirdim, otu boku yayınlamayan hafif editörlerinin vakit ve benzeri bir kaynak söz konusu oldu mu hiç sektirmemelerini eleştirdim ama ne baykalı korudum ne bu konuda karşı görüş bildirenleri eleştirdim.Benim anlatmak istediğim konu, haberin hiçbir dayanağı ve açıklamasının olmayışıydı.Anayasa mahkemesinin AKP’ye yakın olduğunu sağır sultan bilirken, Baykal’ın sebebi meçhul bir başvurusunun haklı bulması (hala bulamadım sebebi) bu şekilde haber yapılamaz.Erdoğan’ın Amerika’da torunlarını ziyaret etmesi haberine, “Erdoğan Washington parkında 4 yaşında çocuklara baktı” denmesine benzer.Benim üzüldüğüm nokta editörlerin bunu görmeden yayınlamaları ve bir kaç arkadaşın sırf Baykal’a giydireceğiz heyoo şeklinde meşalaleri ellerine almasıdır.Ayrıca yineliyorum, gizlim saklım hiç olmadı bu konuda, hayatımda üç kere oy verdim biri Baykal’a gitti. Önümüzdeki seçimlerde de Baykal kuş falan kondurmazsa, kesnlikle ona vermeyeceğim.Kısacası “Hafif vs Vakit” güdümlü faşizmdir benim derdim sadece.
Ayı, seninle muhatap dahi olmadığım yazılarda bana hakaret edip, bulaşıp, sonra da buraya her geldiğinde olduğu gibi insanlara hakaret edip, cevabını ve hakaret alasını yemen akabinde bu kez rapor et butonu ile ispiyoncu çocuk misali moderasyona ispiyon edip, sonrasında da kendini muhatap aldırabileceğini sanma. Karşımda diklendiğinde laflarıma cevap verebilme cesaretin yoksa o çocuksu mantığınla hiç kendini bana muhatap etmeye çabalama. Oğuz Kağan’ın da her üyeliğinin senin siteye damlamandan yarım saat sonra silindiğini anlamadığımızı sanma. Envai çeşit hakaret edip, sonra utanmadan sana ayı dediğimde dahi linklerden rahatsız oluyorum diye mızmızlanacak kadar ispiyoncu bir veletsin. Kendi laflarını kendi elinle doğrultmaya muktedir olmadığın için.. Bu mızmızlanmalarınla ve öncesindeki ortamı karıştırıp hakaretlerin gırla gitmesiyle moderatörlerin meşgul edilmesine de neden oluyorsun. Dolayısıyla burada abilerinin ablalarının anlamadığın diyaloglarının arasına damlamaya çalışma.
baykal bursa engel olmasın isterse herkese cebinden burs versin ne yaparsa yapsın anadolu halkı onu ve partisini hiç bir zaman istediği yere getirmeyecek. ne mal oldukları yıllardır seçimlerde ortaya çıkıyor. akıl var nizam var..
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Başlığın gerizekalılığına bak, hani sokakta herifin biri kediyi tekmeler, lan napıyon dersin de “al evine götür o zaman” der. Aynı gerizekalılık.Anayasa mahkemesi durdurmuş bursu, sanıyorum ki Baykal emretti diye Anayasa Mahkemesi iş yapmıyordur..Bir de haberi yapan gerizekalı, sebebini unutmuş kararın..Baykal sabah uyanmış, “du bugün ne puştluk yapsam” diye düşünmüş gibi… Sihirli düğmesine basmış, burslar kalkmış.. Şeytan vallahi..
Acaba ben de bloguma, Tayyip Erdoğan beşbin kimsesiz çocuğu sokağa attı gibi nedensiz sebepsiz bir haber yazsam, hafif editörleri yayınlar mı?
Dele olm senin başka işin yok mu ?Habire aktif haberin CHP hakkındaki sallama haberlerini mim yapıyosun.yok, günde 10 mim hakkın olsa, eksiksiz hepsi anti-chp mimleri olacak.ha gerçi ben chp li değilim ama insanın dikkatini çekiyor, neden diye.
Başlığı gerizekalı görme ahmaklığına bakın. İnsanlar okuduğunu da anlama kıtlığı çekiyor yada partizanlık, hele ki CHP’li ahmak olma durumları insanlarda tümden akıl tutulmasına yol açıyor. Anayasa Mahkemesine CHP dava açtı diye bursların kesildiğini tüm medya bas bas bağırıyor. Kör adam hala görmüyor bursların kesilme nedeni olan siyaset ahmaklarının olaydaki dahlini. Sonra da mim verene kıt aklınca laf sokuyor. Bre okuma ve anlama özürlü vatandaş, yan taraftaki mimlere baksana, her isteyen istediğini mim vermiyor mu burda. Senin gibi öle salak saçma iddiaların sahipleri de boyuna mim vermiş, kafanı çevirip yan taraftaki mim nehrine bakarsan. Anlamadan bir de yorum yapıyor. Adamlar boyuna anti-AKP yorum ve mimler döşüyor. Zevzek CHP’lerinin yaptığı saçmalıkların bir ikisi yazıldığında da vızıl vızıl mızıldanıyolar.
Anthro,Ben habere konuşuyorum, sen yazdıysan o haber, yeni vakitde bilemem…Haberde herhangi bir sebep, neden göremiyorum ben. Baykal veya CHP neden yapmış bunu?Böyle haber mi olur?Resmen Baykal sabah kalkmış, dur ben şu gençlerin anasını belliyim demiş havası var.Böyle mimleri yayınlayan hafif editörlerine de “hafiften” bir dokundurma var..Sana bişey demiyorum…Baykalcı hiç değilim…
Haberin ilk cümlesi:
Baykal sabah kalktığında “dur ben şu gençlerin anasını belliyim” mi diyor bilmiyorum ama gençler “şerefsiz herif, anamızı belledi” diye yorumluyor bu başvurularını. Adamların hedefi belli ki Ankara ve İstanbul belediyeleri de.. kendi topuklarına kurşun sıktıklarının, bu öğrencilerin aslında 18 yaş üstü birer seçmen olduklarını unutmuş durumdalar.İktidar olma istekleri yok, biliyoduk bunu fakat belediyeleri alma istekleri de yok anlaşılan. Bu Baykal’ın napmaya çalıştığına aklım ermiyor.
Bak arkadaşım bilerek mi yapıyorsun bilmeyerek mi bilmiyorum…Bu haber, haklı da olsa porvakatif.Baykal neden böyle birşey yapmış? Belki bu bursa verilen para usulsüz, belki bursu alanlar yolsuzluk yapıyor..Ben bu haberi okuyan biri olarak bunu görmüyorum.. Yeterince salaksam, sadece vay kalleş baykal diyorum….
provokatif*
🙂 Gülüyorum sadece.. Yahu bunun yorumlanacak bir yanı yok ki. Nedeni, nasılı yok. Fransada yaşamıyoruz, CHP de bir Kore partisi değil. Garip bir şey yok ortada yani. Seçim sonrasında Onur Öymen’in sözlerini de mi duymadıydın sen? “Bu halk ahmak ve doğru ve yanlışı ayırtedemez halde, 2 kişiden biri nasıl olur da bu AKP’ye oy verir. Budala millet sizi” mealinde laflar etti de yaygara kopmadı mı. Dünyanın heryerinde iktidar olmak isteyen partiler, samimi olmasalar bile halkı aşağılayıp bir sonraki seçimde de mağlup olmak istemez. Ama bu CHP, bu derece siyaset ahmaklığını insanları şaşkın bırakacak şekilde yaptı. Yani bu girişimde de şaşılacak yan yok. Seçim öncesinde de başörtülü öğrencilerin öğrenim hakkını sağlayan kanunu Anayasa mahkemesine şikayet etmedi mi? Halkın %65’ini teşkil eden (anneleri, annaneleri kapalı olup başörtüsü taraftarı olanları da dahil ettiğimizde toplamda %75’in üzerinde idi bu rakam da) kesimi dışlayacak bir girişimde bulundu. Hem Meclisin, hem de toplumun 4te 3ünün istediği kanunu engelletti, %75’in oyunu istemiyorum dedi. İktidar olmak istediğini ileri süren bir siyasi parti bunu yapıyorsa, o partinin yapacağı herşey normaldir.
Bu yani, hakkaten psikopatlığından kaldırtmış bursları öyle mi?
Hadi Baykal manyak diyelim, Anayasa Mahkemesi neden uymuş acaba buna…
Bir yazı yazdım ama onaylanmadı. Belediye burs veriyorsa, kredi yurtlar kurumuda çöp toplasın yol yapsın. Tabi ama önemli olan halka hizmet. Yapsın bunu evet. Kredi yurtlar kurumu çöp toplama faaliyetlerinden men edilemez!
Anayasa mahkemesi “367 cumhurbaşkanlığı davası” gibi, tüm aklı başında yerli ve yabancı hukukçuların kabul etmediği bir davayı da CHP’nin istediği şekilde onadı. Bu ülkede Özal aynı şekilde Cumhurbaşkanı seçildi ve Cumhurbaşkanı oldu. Ne kanunlarca, ne de teamüllere aykırı bir durum yoktu, 367 kişi isteme gibi bir çıkarım yapamazlarken dönemin siyasi harbinde Anayasa Mahkemesi Cumhuriyetin partisine tabi oldu. Hukuka değil.Ya boşversene sen.. bunlar gereksiz lakırtılar. Konuşmaya bile değmez, toplumlar kendi sosyal evrimini gerçekleştirir ve sivri çakıllar da evrilerek sivriliklerini yok etmek durumunda kalır. Boşver bu işleri..
IKUZGUN, yerel yönetimlerin modern dünyadaki görev ve yetkilerinden bihaberiz sanırım. Sen hala yerel yönetimlerin sadece çöp toplamakla yükümlü olduğu devirde kalmışsın. Siyaset dünyası bugün kentlerin yönetimlerini yerel yönetimlere bırakmayı konuşuyor. Doğrudan demokrasiyi yerel yönetimler üzerinden yapabilmeyi tartışıyor. Valiliklere verilen görevleri de atanmış valilerden ziyade seçilmiş yerel yöneticilere aktarmaktan. Sen kentin belediyesinin, o kentin öğrencilerinin eğitimlerine yapacağı katkının abes olduğunu düşünüyorsun.Oldu, bi de belediye başkanları temizlik işçileri ile kentlerin çöplerini toplasın. Tam istediğin gibi olsun. Kentlerin yönetimini de komutanlarımıza bırakalım. Onlar hepimizden iyisini bilir.Komutanım, paşalarım siz çok yaşayın..God save our Pashas!
tansu baykalını da al git.
Evet yayınlamıyorlar. Ahkam yazalım yerine.Haber Sitesi; Beldiyelerin burs vermesine mani olmaya çalışan baykala; “O zaman bursu sen ver baykal” diyerek giydirmiş.Baykalı günahım kadar sevmem önce bunu söyleyeyim. Ancak;O burslar, Erdoğan yada topbaş tarafından, kendi paralarından verilmiyor. Büyük şehir belediyesi kaynaklarından veriliyor. Büyük şehir belediyesinin görevleri arasında burs vermek var mıdır? Böyle bir görev belediyeye verilir mi? Belediye bizden topladığı emlak, çöp vergileriyle, imar iskan paralarıyla, otopark, metro, yol gibi hizmetler yapacağına görevi olmayan konulara girerek bizim paramızı kendi parasıymış gibi dağıtamaz. El parasıyla ağalık yapmak ne kadar kolay öyle.Belediyeler benzeri bir çok uygulama yapıyorlar aslında. Belediyecilik ile alakası olmayan türlü film veya organizasyonlara sponsor oluyorlar. Bu bir nevi belediye başkanının uygun gördüğü yapımcıya kaynak aktarımı demektir.Yine fakir vatandaşlara yardımlarda bulunuyorlar, gıda, yardım çeki, kömür dağıtımı gibi. Halbuki bu iş ile vazifeli kurum, fakfukfon, kaymakamlıklar, il özel idareleridir. Bir eksiklik varsa yasa ile yeni bir hayır hasenat kurumu kurulur kaynakları belirlenir, yardımlar buradan yapılır.Önceden refah belediyeleri bu işi yaparken diyorlardı ki; “efendim devletin bu kurumları yozlaşmış, iş göremez halde. Biz belediyeler olarak bu vazifeyi üstleniriz devletimizin yapamadığını kendi çapımızda yaparız” Eh hak vermemek mümkün değil çünkü bu kurumlar yozlaşmış, bürokrasi katlanılamaz hale gelmişti. Halbuki şimdi bakıyoruz, belediye ile iktidar aynı parti. Belediyenin yaptıkları bir alışkanlık oldu. Şimdi işi demogojiye vuruyorlar sadece. Yozlaşmış kurumlar ve ağır bürokrasiden bahsetmiyorlar. Çünkü kendileri iktidarda ve bunlardan mesuller.Dönelim burslar konusuna;Ayrıca hepimiz biliyoruz ki, evet bu burslar herkese veriliyor ancak numarası alınıp merkeze bildirilenlere kesin veriliyor. Bir şekilde bunlar ayarlanıyor(!) Burs dağıtmaya yetkisi olmayan belediye de bu açıdan yeterince denetlenmiyor. Ayrıca bazı öğrenciler burs konusunda ne kadar aç davranıyorlar bilirsiniz…Babasının maaşından fazla burs alan öğrencileri hepiniz görmüşsünüzdür. Bütün belediyelere başvuruyor, yalvarıyor, kimi sahte belgeler dahi düzenliyor, hiç bir yerden burs almıyorum diye yeminler ediyor. Neticede alabildiği hepsinden burs alıyor. Yani sadece belediye kaynaklı suistimal değil, öğrenci kaynaklı suistimallerde mevcut bulunuyor.Aslında gerçekten muhtaç olan, fakat bunu ağlayarak, rol keserek ya da sahte belge düzenleyerek anlatamayacak olan bir sürü kişi burs almadan, bulaşıkçılık yaparak, iş hayatına erken atılarak okul okumaya çalışıyor.Baykala sen burs ver o zaman diyorlar, şimdi nasıl burs versin. Kendi parasıyla, vergiden düşmemek şartıyla burs verebilen bir kişi veya kurum var mı?Büyük holdingler kendilerine bağlı vakıflar vasıtası ile etrafa burs saçıyor. Bunlar hep gider kalemi gösterilerek gelir vergisinden düşülümüyor mu sanki?Sonuçta belediyeler, devlet kurumları, hatta özel şirketler, bizim vergilerimizi dağıtıyorlar? Kime? Kendilerinin belirledikleri kriterlere uygun olanlara… Kalırsa ihtiyaç sahiplerine…Öğrenciler devlet tarafından fonlanmalı. Fakirlere devletimiz tarafından ihtiyacı kadar yardım edilmeli. İsteyen her öğrenciye ve her fakire gerektiği kadar faizsiz kredi/borç verilmeli. Hatta gerekirse bu karşılıksız bile olabilir. Ancak bu burslar tek bir kurum denetiminde ve gerçek ihtiyaç sahiplerine iletilmeli. Bu kurum denetlenmeli, yardım koşulları özel durumlar belirlenmeli.Devlet kurumları kendi vazifelerini tam ve eksiksiz yapmakla mükelleftir. Bu vazifelerini yerine getirirken de belli organlar tarafından denetlenirler. Bir kurum vazifesi olmayan bir iş yaptığı zaman, bu denetimlerin haricinde bir iş yapmış olabilmektedir. Bu ise usülsüzlük demektir. Yani yolsuzluktur.Sanırım hükümet tarafından bulunan çözüm de oldukça iyi, belediyeler burs fonlarını devredecekler, belediye adına kredi yurtlar kurumu burs verecek.Şıracının şahidi bozacı olacak, ama en azından biçimsel olarak, mantık dışı bir durum düzeltilecek.
@ANTHROTam bir taraftar gibi konuşmuşsunuz.Bakın, eğer belediyecilikten yerel yönetime geçilecek se (ki geçilmesi taraftarıyım) buyrun, iktidar sahipleri bunu uygulasınlar. Hemen, hiç bekleme yapmasınlar. Merkezi devlet işlerin hallinde son derece hantal ve bürokrasi ile insanları bezdiriyor. Bursa ihtiyacı varsa da insan lanet olsun deyip vaz geçiyor. Hemen bu duruma çare bulunsun isterim. Gerekli olan yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ile ilgili anayasal değişiklik gerçekleştirilsin. Erkan Mumcu bunu diye diye siyasi mevta oldu. Bir kez dönüp bakılmadı ne diyor diye. Sadece uydurmalık, belediyenin imar alanlarını genişleten yani rantı artıran bir takım yasalar çıktı.Dünyanın çeşitli yerlerinde belediyeye başka yetkiler verilmiş olabilir. Doğrudur. Ancak türkiyede şu an böyle bir yetki yok. Zaten anayasa mahkemesi de bunu düzeltiyor. Kömür konusunda da Baykal dava açsa (oy düşünmese) ana yasa mahkemesi onu da iptal eder.Her kurum kendi görevini yapacak. Yok yetkileri eksik ise, yasa çıkacak, bu yetkiler artırılacak, denetim mekanizması kurulacak ve kurumlar yeni görevlerini de yerine getirmeye devam edecek.Yani olabilir, diyelim ki evet bu burs dağırma görevi belediyelerin sorumluluğuna bırakılacak denebilir. Makul karşılarım. O zaman kredi yurtlar kurumunun kredi-burs ayağını feshedersiniz. Bu ödeneği, belediyelere gönderirsiniz. İlgili denetmenleri belediyelere gönderirsiniz. Eyvallah. Ama şimdi durum böyle mi?Burası bir anayasal cumhuriyet. Yasa olmadan faaliyet yürütmek, bir ihlaldir. Usulsüzlüktür. Ana yasa mahkemesi de buna göre karar verecektir. CHP de ana muhalefet olarak, denetimini yapacak, usulsüz durumları anayasa mahkemesine bildirecektir.
Yeni siyaset anlayışı,belediyeler burs dağıtsın, hükümet kömür dağıtsın..voov süperrr..Avrupadaki bir çok belediye halktan elektrik, su parası, ilan ve reklam vergisi, çöp vergisi almamak üzere çalışıyorlar.Yeni belediyecilik anlayışı bu.Bizim iktidarımızın anlayışı, halka sadaka ver.adama doğru düzgün asgari ücret verirsin, adam gider kömürünü kendi alır, ya da çocuğunun eğitim masraflarını karşılar, oyunu da beğendiği partiye verir.Bizimkilerin siyaseti çok adice.O kömür paralarınıda biz ödüyoruz.sanki kendi kömür paramızı ödemiyormuşuz gibi..
Ikuzgun,Öncelikle ben taraftarım ki. Taraftar olmadığımı söylemedim zaten. Ama tarafında olduğum olguların hepsinin de mantıksal izahına malikim. Onu da ifade etmeye çalışıyorum.Öte yandan söylediğin gibi bu olayın kanuni yetkilendirilmesi istemine de yüzde yüz katılıyorum. Bu burs işlerini, gereksinimleri yerine getirdikten sonra kanuni boşluklarda doldurulup yasallaştırılmalı, yasalar yetkisi ve çerçevesinde yapılmalıdır bunlar. Ama bu durum CHP’nin bu sebeple bunu mahkemeye taşımasını makulleştirmiyor. Anayasa mahkemesi bu durumu şeklen bozabilir. Kanunlar böyle gerektiriyorsa hüküm hakkında bişey söylenmez. Ancak CHP’nin aklı başında bir parti olması durumunda yapması gereken, bunu meclis gündemine taşıyıp bu işi yasa çıkararak halletme yoluna gitmesi idi. Ama CHP’nin bu gibi yasama işleri ile alakası yok. Kendilerinin yasamanın bir parçası olduğunun bile farkında değiller. Hayatlarını partileri ve mahkemeler arasında geçiriyorlar. Bu salak davranışların cezasını da yıllardır halktan alıyorlar. Kendi bilecekleri iş. Tasası bize düşmüyor işte. Kanunları protesto için meclis salonunu boşaltarak iş yapacaklarını sanıyorlarsa onu sokaktaki vatandaş da meclis salonunu terkederek yapabilir zaten.
@ANTHROtaraftar olmak bir takım suistimalleri görmeye mani değilse bir problem yok. Aksi durum hakkında yorum yapmayım.Kişi, vatandaş, birey, seçmen, parti üyesi değilse neden sadece bir tarafı seçmek yerine, kendini o taraftan kabul eder, anlamak mümkün değil. Ya da mümkün, sadece ben anlamıyorum.CHP nin daha doğrusu Baykalcıların temel yaklaşımı, sorunlara çözüm üretmek değil, yanlış üretilen çözümlerin yanlışlığını ispat etmek yönündedir. Temel söylem; “Onlar yanlış bizi seçin” şeklindedir. Bir çok “CHP taraftarı” bile bu durumdan muzdariptir. Parti kendini o kadar muhalefet görüyor ki, sanki iktidara gelmeye hiç niyeti yok, sadece konumunu korumaya çalışıyor imajı bile oluşuyor. Çünkü iktidara gelmek istemenin birincil ve temel şartı, vaadde bulunmaktır. İki seçimdir pek mühim bir CHP vaadi duyduğumu hatırlamıyorum. Hatırlayan olduğunu da pek sanmıyorum.AKP ise daha başka bir parti. “Nasıl olmaz”ları değil, “Nasıl kısa bir şekilde hallederim” sorusuna cevap arayan bir parti. Bu bir iktidar partisi için iyi bir özellik. Ancak bu; suistimallere de yol açar. Ve açıyor da.Buna müsade edilmesi,1- Devlet kaynaklarının, parti adına (kömür/burs vs. olarak) dağıtılmasına,2- Belediyelerin yada bakanlıkların ellerinde ki imar izni yetkisi/ ruhsat izni/ lisans, gibi nakit olmayan kaynakların, nakite çevrilmek üzere, iktidara yakın bir takım iş adamlarına verilmesineyol açar.Şimdilik, partinin oyları çok. Bu kaynakları, kendi ulvi gayelerine hizmet etmek için, ya da bazen gerçekten sırf işler hızlı yürüsün diye usulsüz bir şekilde kullanabiliyorlar. Yine bu şekilde oluşturdukları medyada ona maması alınmadıkça ses çıkarmıyor (doğan), ya da karşılıklı menfaatler doğrultusunda destek çıkıyor (yeni şafak, zaman, star ..) ya da zaten bizzat parti taraftarları tarafından fethedilmiş durumda (sabah)Ama olurda (ki olacak, hiç bir iktidar sonsuza kadar sürmez) tökezleyip meclis dışında kalacak olurlarsa, bu dosyalar hep ortaya çıkacaktır. O zaman şimdi taraftar olanlar, aynen “Süleyman Demirel”in o başka kimseyi tanımaz taraftarlarının, şimdi düştüğü duruma düşeceklerdir. Sanki hiç destek vermemiş gibi yapacaklar, içten içe ya biz ne yapmışız diyeceklerdir.Müstehaktır.Da arada kaynayanlar oluyo, onlara yazık oluyor.
Taraf mevzuunu açıp, izah edip kapıyım. Ben şu an, Evrende, Dünya gezeni üstünde, Ankara adlı bir il içinde bir taraflarda yer işgal ediyorum. x,y,z kordinatları içinde, 3 boyutlu alemdeyim ve tarafsız bir konumda değilim, gördüğüm fizik alemi bu açıdan değerlendirebilirim. Ha, ama yer değiştiririm, ama açı değiştiririm. Fakat popomu yerleştirecek en uygun fiziki temaşa noktasında yer işgal ederim. Ruhani olmayan her organizma yada nesne de aynı şekildedir. Tarafsızlık yoktur haliyle. Ama objektif olmak başka, yada dinamik olup, durağan bir şekilde ve konumda hayatı algılamamaya çalışmak başka. Tarafında olduğum hal budur.Bunun dışındaki, Ak Parti hakkındaki eleştirilerin doğru olabilir, abartıyor olabilirsin, yada haksızlık da edebilirsin. Konu o değil ama. Her iktidar suistimal yapabilir. Her ülkede iktidarlar vardır. Ama her ülkede muhalefet olamaz. Muhalefet görevini hakkıyla yapabiliyorsa bu söylediğin şeyler de gerçekleştirilemez. Akıllı ve iktidarı ele geçirebilme potansiyaline sahip muhalefetler, iktidarların kendilerinden habersiz en ufak suistimale kaçabilmesine imkan tanımaz, bunu yakaladıklarında ise ümüğünü sıkar, bunun üstüne gider, ve halkın iktidarı kendilerine vermesini sağlar.İşte CHP isimli kadim muhalefet partisinde ise bu dediklerimin esamesi okunmaz, muhalefet et dedim mi vatandaşı öldürmek anlayan, maganda kılıklı bir muhalefet anlayışını belemiş durumdalar. İşte burda eleştirilen nokta da öğrencileri ilgilendiren bu mevzudaki takındıkları durum.
@ANTHROPekiyyy, konuya dönelim;Belediyelerin hatta bence şirketlerin usulsüz ve denetimsiz verdikleri bursların, bir denetim ve usule tabi kılınması gerekir. Alternatif olarak, yerel yönetimler geliştirilmeli ve bu konu yerel yönetimlere bırakılmalı ya da konu ile ilgili zaten var olna kredi yurtlar kurumu görevlendirilmeli, burs fonları bir denetim ve uygunluk göz önüne alınarak, siyasi idarenin denetimine tabi olmak üzere, ilgili kuruma bırakılmalıdır.Bu konuda, hükümet olmakla, meclis gündemine konuları almakla mesul akp iktidarı hiç bir çalışma yapmamıştır. Varsa (ki sanmam) diğer partilerin konu ile ilgili çalışmalarını gündeme almamıştır. Aradan 6 yıl geçtiği halde bu konuda çalışma yapılmaması ve mevcut çarpık uygulamanın devamı üzerine, ana muhalefet partisi mevcut yanlışa bir dur demek üzere, ana yasa mahkemesine başvurmuş, ana yasa mahkemesi de bu kanunsuz uygulama ile ilgili kanun çıkıncaya kadar yürürlükten kaldırma kararı almıştır.Şimdi: “Baykal, öğrencilerin burs almasına mani oluyor, o zaman kendisi burs versin” demek demogoji, çarpıtma, iş güzarlık değil midir?Baykal sadece haksız burs dağıtımının önüne geçiyor. Hakkı olana verme görevi ona ait değil yine bu iktidara ait.Hulasa, baykal yapıcı bir muhalefet anlayışıyla “bu işler şu şekilde olmalı diye” konuşmuyor da “bu işler böyle olmaz” diyor sadece. E akp neden yapmıyor bu kanunu? Hani yıllar geçti aradan. Çünkü, akpnin bu şekilde işine geliyordu. Bir şekilde seçmenlere kendi eliyle yardım dağıtarak parti adına reklam menfaati sağlıyordu.Para vergi parası. Yani veren devlet. Ama halk, allah devletten razı olsun demiyor. Allah şu partiden, şu belediye başkanından razı olsun diyor.Değil mi?
herşey bi yana @tansugunay’ın baykal’ı koruma refleksine hem hayran oldum, hemi de çok tanıdık geldi.”yani baykal yapmamıştır””niye yapsın.”ııııııı yesinler seni…
”Ergenekon avukatinin” avukatlari …
@ooz abi,adamları Baykal yalakası gibi göstermeye çalışma yahu! ikisi de sistemin sistemsizliğini tartışıyorlar!
🙂 sen şuna ben demogoji yapmak için her gerçeği örtebilme yüzsüzlüğüne sahibim desene ne diye o kadar kasılmışsın anlamadım…günümüze kadar gelen şuan ki iktidar arkadaşların belediyeler yoluyla ne haltlar yediğini hepimiz biliyoruz.akp’li belediyelerin imar değişikliklerinin hepsi davalık… (bunun ne demek olduğunu anladınız değil mi?)belediyecilik anlayışı altında her halt yeniyor.bugün akp belediyeleri her işini rekabet yaratmadan her işini istediği yandaş şirkete yaptırıyor.şehircilikle alakası olmayan profesyonel büyükşehir belediye futbol takımlarından hiç bahsetmiyorum bile…vatandaşa dağıtılan kömürlerin bile gerçekten fakirlere gitmediği ülkemizde bursların gerçek sahiplerine gideceği düşünmek aptallığın daniskasıdır.bu anthro‘nun her ülkenin iktidarı suistimal yapar 🙂 her organizma taraftır şeklinde demogoji yapmasını, olağan olmayan şeyleri öyle göstermesini kişiliği ile bağdaştırıyorum.ve elbette ki hayır, dünya’da birçok ülkede bunlar olağan olmayan şeylerdir…
haa bak yine aynı belediyelerin güllü çiçekli operasyonlarına değinmeyi unutmuşum…çevreyi güzelleştiriyoruz diye alınır milyon dolarlar harcanır…sonra çevreyi güzelleştiriyoruz diye yine ağaçlar kesilir yerine yapay ışıklı şeyler konur falan…moderen şehircilik işte bunların hepsi!
Benim Baykal’ı korumaya çalıştığımı sanan vizyonsuzlara,Ben Vakit gazetesini çakma bir haber yaptığı için eleştirdim, otu boku yayınlamayan hafif editörlerinin vakit ve benzeri bir kaynak söz konusu oldu mu hiç sektirmemelerini eleştirdim ama ne baykalı korudum ne bu konuda karşı görüş bildirenleri eleştirdim.Benim anlatmak istediğim konu, haberin hiçbir dayanağı ve açıklamasının olmayışıydı.Anayasa mahkemesinin AKP’ye yakın olduğunu sağır sultan bilirken, Baykal’ın sebebi meçhul bir başvurusunun haklı bulması (hala bulamadım sebebi) bu şekilde haber yapılamaz.Erdoğan’ın Amerika’da torunlarını ziyaret etmesi haberine, “Erdoğan Washington parkında 4 yaşında çocuklara baktı” denmesine benzer.Benim üzüldüğüm nokta editörlerin bunu görmeden yayınlamaları ve bir kaç arkadaşın sırf Baykal’a giydireceğiz heyoo şeklinde meşalaleri ellerine almasıdır.Ayrıca yineliyorum, gizlim saklım hiç olmadı bu konuda, hayatımda üç kere oy verdim biri Baykal’a gitti. Önümüzdeki seçimlerde de Baykal kuş falan kondurmazsa, kesnlikle ona vermeyeceğim.Kısacası “Hafif vs Vakit” güdümlü faşizmdir benim derdim sadece.
Ayı, seninle muhatap dahi olmadığım yazılarda bana hakaret edip, bulaşıp, sonra da buraya her geldiğinde olduğu gibi insanlara hakaret edip, cevabını ve hakaret alasını yemen akabinde bu kez rapor et butonu ile ispiyoncu çocuk misali moderasyona ispiyon edip, sonrasında da kendini muhatap aldırabileceğini sanma. Karşımda diklendiğinde laflarıma cevap verebilme cesaretin yoksa o çocuksu mantığınla hiç kendini bana muhatap etmeye çabalama. Oğuz Kağan’ın da her üyeliğinin senin siteye damlamandan yarım saat sonra silindiğini anlamadığımızı sanma. Envai çeşit hakaret edip, sonra utanmadan sana ayı dediğimde dahi linklerden rahatsız oluyorum diye mızmızlanacak kadar ispiyoncu bir veletsin. Kendi laflarını kendi elinle doğrultmaya muktedir olmadığın için.. Bu mızmızlanmalarınla ve öncesindeki ortamı karıştırıp hakaretlerin gırla gitmesiyle moderatörlerin meşgul edilmesine de neden oluyorsun. Dolayısıyla burada abilerinin ablalarının anlamadığın diyaloglarının arasına damlamaya çalışma.
baykal bursa engel olmasın isterse herkese cebinden burs versin ne yaparsa yapsın anadolu halkı onu ve partisini hiç bir zaman istediği yere getirmeyecek. ne mal oldukları yıllardır seçimlerde ortaya çıkıyor. akıl var nizam var..