Nasıl geçti anlayamadım anne, nasıl geçti onca yıl, daha dün çocuk değilmiydim korunmaya muhtaç, dün değilmiydi anne…Tek tasam arkadaşlarımla, bahçenin biraz uzağında oynayamamak değilmiydi, en çok göz yaşını istediğim bebeği almadığında dökmemişmiydim, peki hayata küsmek beni azarladığında yaşadığım duygu değilmiydi…Ben daha küçüktüm ya anne, hep büyümek isterdim, hep yaşımı büyük söylerdim o yüzden soranlara, onbeş olmak için sabırsızlanırdım, ne olacaktı ki onbeş olduğumda..

İşte anne, onbeşimi de geçtim şimdi, otuzumuda, acı tatlı ne varsa avucumda, hepsini tek tek serdim önümdeki sehpaya, bir bir ayıkladım hatılamaya değenleri, çöpe attım hüzünlerimi sonunda…Aynı sana benzemeye başladım ben anne, hani hep kızardım ya sana, biraz geç kaldığımda yollara düştüğün zamanlarda, bana güvenmiyormusun derdim ya, işte şimdi, bende yollara düşer oldum çocuğum geç kaldığında, annelik nedir, şimdi anlıyorum aslında…Hayatın acı yüzünüde gördüm ben anne, artık herşeye ağlamıyorum eskisi gibi, boşa döktüğüm gözyaşlarıma şimdi ihtiyacım var anne, hoyratça harcamışım, o yüzden ağlayamıyorum bile doyasıya….Daha kolay kabullenir oldum herşeyi anne, karşı çıktığım ne varsa kabullenmeyi öğretti bana hayat, hayal kurmaya benzemiyorki gerçekler, çünkü, hayal olamayacak kadar gerçekler…Bazen ağır bir yük alsamda omuzlarıma, kendi kendime başetmeyi öğrendim ben anne, yaptığım yanlışları bile sahiplenmeyi öğrendim, küçük şeylerden büyük mutluluklar yapıyorum ve hayatımın içine katıyorum onları anne…