dun eve gittim ve camasir makinesindeki çamaşirlari asmak icin bahceye ciktim. O hala orada idi. O dediğim varlik sarişin bir kedi. Eve taşinali bir ay oldu ve bir aydan beri bahçennin kapisinin dibinde yaklaşik 3 aylık bedeniyle ve parazitli tuyleriyle yardim bekliyor. Etmiyor değilim hergun süt veriyorum- su veriyorum. Ama eve almam imkansız cunku zaten varolan bir kedimiz var. Neyse dün çiktim bahceye sütünü verdim. Nasil sürtünüyor bacaklarima. Diğer bahcedeki kediler imrenerek ona bakiyor o ise kendisine gelen bir tabak sütü ve sürtünülecek bacaklara sırtını dayayıp “çatlayın” der gibi mivayliyor. Yapacak bir şey yok içeri alamam, gözlerine bakiyoruz biraz daha iyileşmiş ama ağliyor yalvariyor beni içeri al diye. içeri giriyorum cama cıkıyor ve ağlatan gözleriyle gözleirmin içine al diyor. Almayı istemem mi bende şöyle oturma odasında yuvarlaniriz çizersin kolumu bacagımı ne güzel gece ayaklarimin dibinde uyursun… Ama olmaz ki kedicim. Evde zaten var bir tane senin gibi minikken gelmiş. Yaşam böyle yaralar acacak işte sana da. napimm kedicim? kizma bana…