dun eve gittim ve camasir makinesindeki çamaşirlari asmak icin bahceye ciktim. O hala orada idi. O dediğim varlik sarişin bir kedi. Eve taşinali bir ay oldu ve bir aydan beri bahçennin kapisinin dibinde yaklaşik 3 aylık bedeniyle ve parazitli tuyleriyle yardim bekliyor. Etmiyor değilim hergun süt veriyorum- su veriyorum. Ama eve almam imkansız cunku zaten varolan bir kedimiz var. Neyse dün çiktim bahceye sütünü verdim. Nasil sürtünüyor bacaklarima. Diğer bahcedeki kediler imrenerek ona bakiyor o ise kendisine gelen bir tabak sütü ve sürtünülecek bacaklara sırtını dayayıp “çatlayın” der gibi mivayliyor. Yapacak bir şey yok içeri alamam, gözlerine bakiyoruz biraz daha iyileşmiş ama ağliyor yalvariyor beni içeri al diye. içeri giriyorum cama cıkıyor ve ağlatan gözleriyle gözleirmin içine al diyor. Almayı istemem mi bende şöyle oturma odasında yuvarlaniriz çizersin kolumu bacagımı ne güzel gece ayaklarimin dibinde uyursun… Ama olmaz ki kedicim. Evde zaten var bir tane senin gibi minikken gelmiş. Yaşam böyle yaralar acacak işte sana da. napimm kedicim? kizma bana…
yorumlar
şurada da belirttiğim durum üzmüştü zamanında bizi. kişisel olarak köpekleri çok severim ama -galiba- fransız anarşistlerinin güzel bir sözü vardı:
polis köpekleri vardır
ama asla polis kedileri yoktur!
süper irenç bi durum yaa .. tavsiyem ona bir ev bul yalnız bir hafta sonra verebilirim de. kediyi temizle aşılat, 1 hafta bak ve ver…
Kedilere pist demesini bileceksin yoksa balkon kapısını açık gördüler mi dalıyorlar içeri,efendi efendi oturup pislemeseler çay bile ikram ederim onlara ama kedi bu durur mu…birde kedilerin süt içişi vardır ki hasta olurum, eğilip kaba kediyle beraber sütü yalamak gelir içimden…
Balkonda tavşanda beslemeye çalışın biraz dağınık ve pisletirler ortalığı ama tatlıdırlar,etide lezzetlidir:)
çok mu büyüdüler çağır hısım akrabayı kes gitsin:)
karnım deli gibi aç. Ama saat geç olduğu için hiçbir yerde ekmek yok. sokak sokak gezdim sonunda zar zor biryerde buldum. orda da bir tane kalmıştı. koşturarak eve gittim. dolabı açtım…(nınınınıııın) dolap bomboş. bir domates biraz da peynir kalmış. hiç bozuntuya vermedim. kendime çay koydum, sofraya oturup yemegimi yemeye başladım. tam sonuna doğru pıt bi kedi! balkondan bana bakıyor. sallamadım ama o hem korkuluklara zıplayıp hem de aç aç miyavlamaya başlayınca ona doğru yöneldim. Bakkaldan aldığım son ekmeğin elde kalan son kıyısını parçalar halinde kediye verdim. (havada kapıyordu kerata). bütün yiyecek bitti. ama kedi doymadı. ulan ben de açım, hala miyavlıyor. Evi biraz daha kurcaladım. biraz kesmeşekerle çay, kahveden başka birşey yok. vicdanım zonkluyor o sırada keşke daha önce farketseydim diye…pisst dedim kediye gitmedi. son çare olarak sezercik filmlerinden ezberledigim kötü baba rolünü oynadım.
– eeeeh yeter be! hayatımı kararttın. hep senle mi uğraşacağım, seni sevmiyorum artık. (ağlamaklı)
öyle bir girmişsin ki konuya, ilk birkaç satırı okurken sonlara doğru kesiyi nasıl kesip ekmek arası yaptığını anlatacağını düşündüm.
Sonra bi “oh” mu çektim? Hayır çekmedim..
yok mu sarişin kedisi olsun isteyen???
aman satanistlerin eline dusmesin. zaten gelecek bahar bi coluk cocuga karısır o bu gidisle 🙂 karakteri de musaitmis 🙂
aman satanistlerin eline dusmesin. zaten gelecek bahar bi coluk cocuga karısır o bu gidisle 🙂 karakteri de musaitmis 🙂