mürşid imarsız, yabani bir çevreyi çabalarıyla düzenler ve dahi çabalarıyla dergahını kurar. çoğu zaman şehirlerin dışında, zaman zaman şehir hayatının da içinde olmak üzere imarını, yani akademisini, tedris mekanı olan medresesini, hatta geniş anlamda külliyesini kurar. talebe kabul eder, onlara fen, coğrafya, matematik öğretir ve dahi onları fıkıh, hadis, kur’an tedrisinden geçirir. külliyenin mutfağında talebeler için yemek hazırlanır ve külliyede kardeşlik içinde yemekler yenir, sohbetler edilir, mescidde namazlar kılınır.mürşid talebe kabul ettiği pervanelerine ateşte nasıl yanacakları konusunda rehber olur. ateşle bir olmak, ona karışmak, onda hiç olmak yolunda bir yavruya yürümeyi öğretir gibi sabırla rehberlik eder. irşad eder, tesbih eder, dua eder… talebelerini maddi ve manevi tüm kötülüklerden korumak için bir ebeveyn şefkatiyle ve çabasıyla uğraşır, didinir. onlara kalp yolunu göstermeye çalışır.mürşid geceleri çoğu zaman uyumaz, gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam eden sohbet ve irşad faaliyetlerinin ardından ibadetle, duayla, zikirle, tesbihle, namazla meşgul olur. mürşid çoğu zaman eser yazar, kendisinden önceki mürşidlerin yazdığı eserleri talebelerine anlatır, öğretir.mürşid en nihayetinde vaktini tamamlayana kadar durmadan dinlenmeden allah yolunda çalışır, çabalar. o’nun rızasını kazanmak için, o’nun ateşinde ona karışmak, hiç olmak için bir pervane gibi çırpınır, aynı zamanda pervanelerine de aynı yolda rehberlik eder.mürşidin kalbi talebelerini ateşten korumak için çırpınır durur.onun mesaisi ancak kabirde sona erer.