bildirgec.org

Mış gibi yaşamak

gokyuzuX | 20 June 2011 22:15

Bu kavanoz dipli dünya, binbir gölge oyunu oynanan parıltılı ve tantalı bir sahne. Para, pula, mala, makama,unvana aldanıp kanan oyuncularla dulu. Ne kadar zenginleşiyorsa, o kadar doyumsuz oluyorlar. Ne kadar yükselirse insanoğlu, daha bir aç oluyor yükselmeye. Fesat ve hasetle, kibirle, budalaca dünya malını kendilerine kıble yapıyorlar, bilerek yada bilmeyerek nesnelere kul oluyorlardı. Bu dünya da herkes birşey olmaya çalışırken, ben hiç kimse olmak istiyorum bazen. İnsanı ayakta tutan ben duygusu yerine, bir de hiç kimse olmamaya çalışsalar, belki de o nokta da mutluluğu yakalayacaklar. Evrende bir toz taneciğiz hepimiz. Ne kadar yükselirsek yükselelim, kendimizi küçük zannederiz. Oysa büyük alem, insanın kendisinde toplanmıştır. Bir tek nokta, en ince fırçanın ucuyla suya bırakılan minnacık bir nokta ve sonra umman-ı derya. Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytanı hep dışımızda ararız, korkunç bir mahluk gibi. İçimizde bir ses bize daha azıyla yetinme, daha fazlasını iste diye sesleniyorsa o ses, şeytanın sesidir. Başkalarıyla değil, sadece kendisiyle uğraşan insan Yaradan’ı tanır.Kim olursak olalım, dünyanın hangi yerinde yaşarsak yaşayalım, ta derinlerde bir yerlerde hepimiz eksiklik duygusu taşımaktayız. Bu eksikliğin ne olduğunu bilenimiz ise çok az. Sezen Aksu’nun bir şarkısında söylediği gibi. ‘Yaralı herkes tepeden tırnağa yaralı. Alışılmıyor acıya yok kaidesi kuralı. Kanayıp ne kadar tutabilirsin gül uğruna dikeni. Ne gelen anladı ne giden olanı biteni’. Yaralıyız hepimiz. Bir başka hayat var mı kendimiz olabileceğimiz, kendimizi daha çok sevebilme imkanını yakalayabileceğimiz? Kendimize güvenimiz eksik. Bu güveni kaybettik zaman içinde. Bu güvensizliği nereye gidersek gidelim, taşıycaz başka hayatlara. Bir gün kendimize olan güvenimizi tekrar kazanırsak, kendimiz olabilme şansımız elimize geçerse, o zaman mış gibi yaşamıycaz hayatı.

yorumlar

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.

”mış gibi yaşamak”

cebrailiye | 01 June 2005 17:53

uykumu almış gibi kalktım yataktan,birşeylerden arınıyormuş hissiyle yıkandım,fönü bozulan saçlarıma,fön çekiyormuş gibi yaptım,daha önce giymemiş olduğumu düşündüğüm pantalon ve tişörtümü geçirdim üstüme,servise yetişme kaygım yokmuşçasınakırıtarak çıktım evden.servis gelmiş,5 dakikadır beni bekliyormuş,herkes benim için beklemek önemli değilmiş gibi ”günaydın”dedi sırıtarak,keyfi geciktiğim servise,nefes-nefese kalmışım gibi bindim.çok umurumuzdaymış gibi trafiğe söylendik,çok komikmiş gibi yapılan bütün esprilere gülüştük,bayılıyormuşçasına iş yerimize geldik.genel müdür yine hepimizden önce gelmiş,bıkmış olduğum halde simit-poğaça-açmaüçlüsünden tırtıkladım,2.sigarayı içmezsem büyü bozulacakmış gibi,içtim masama geçtim.en sevdiğim! mesai arkadaşım gülümseyerek (öldürecekmiş gibi bakarak) yanıma geldi,”günaaaydııın canım”dedi,en sevdiği arkadaşıymışım gibi,ben duymamış gibi davrandım,işlerle boğuşuyormuş havası verdim kendime,o da ordan geçiyormuşçasına toz oldu.yine patronlarım(konsorsiyum olunca köpek sürüsü kadar oluyor),bütün gemileri batmış edalarında yarım yamalakselam verdiler(üstelik bütün gemiler benim yüzümden batmış gibi)…ben yazarken sıkıldım,neden böyle yapıyoruz?ne yapmalı?gerçi sıkılma sebebim öncelikle bu mış-muş’ların en azını yapmaya çalışmamdan ileri geliyor galiba.sıkıldığını hemen belli eden bir yapım var,bu da beni somurtkan yapabiliyor.e somurtunca bu defa herkes ilgileniyormuş gibi yapmaya başlıyor;-neyin var canım?-bişeye mi canın sıkıldı?-hasta mısın?ne bu yaaa…çok da şeylerindeydi sanki.bugünü farklı kılan bir durum olmadı diğerlerinden.yalnız şunu biliyorum ki;mış gibi yaşamak istemiyorum.yaşamın her anını değerli kılmak yine de bizim elimizde.bugün yaptığım en büyük üçkağıtçılık;akşama kadar o site senin, bu site benim dolandım,durdum ama herkes benim çok çalıştığımı düşündü.hatta ”yaza yaza bitiremedin,günah sana yaaa” şeklinde yorumlar aldım.olsun ben işimi aksatmadım,görevlerimi yaptım,kalan zamanı da iyi değerlendirdim diye düşünüyorum.üstelik son zamanlarda işten çıkarılan arkadaşlarımı düşündükçe(bugün 2 kişi daha),az bile diye de düşünmeden edemiyorum.ne kaaa…ekmek,o kaaa…köfte…

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.