“BANA , ÜLKÜCÜLER CİNAYET İŞLİYOR DEDİRTEMEZSİNİZ “
Süleyman Demirel’in , 1970’li yıllarda söylediği bu söz dilime pelsenk oldu…Sonuçları itibariyle önemliydi ,Sayın Demirel’in sözü….Demirel, bu sözü inandığı için mi söylüyordu o yıllarda?…Elbette ki hayır !… Ülkücüler, takır takır adam da öldürdüler, adam da yaraladılar…Hatta toplu katliamlara da imza attılar…
O halde, Demirel gözler önünde işlenen bu cinayetleri neden görmezden geliyordu?Bir politikacı olarak,siyasi geleceğini üç haneli bir rakama bağlamıştı ; 226…Evet 226 bu sihirli rakam meclis aritmetiği için önemliydi ; İktidar olabilmenizin ya da iktidarı kaybetmenizi belirleyen ölçü 226 rakamıydı…
“ Bul 226’yı “ Tamamdır bu iş !…
Türkiye’de , cepheleşmeyi meşru hale getiren “ milli cephe hükümetleri” sola karşı cepheleşmeye çanak tutan , milleti bölen, belki de kurumlar içinde yuvalanan “ Derin devlet” yapılanmalarını ,beraberinde getiren politikaların istenmeyen sonuçlarıydı…
Cephe hükümetlerinin omurgasını, Demirel’in AP’si ile Merhum Türkeş’in MHP’si oluşturuyordu …Liberal görünümlü, muhafazakar AP ile ,O yıllar da Turancı felsefesiyle bilinen MHP…Koalisyona, bir üçüncü ortak olarak,Erbakan’ın MSP’si….
İktidar böyle bir şeydi Demirel için….“Irkçılığın” insanlık suçu sayıldığı batı Avrupa demokrasilerinden, Avusturya’da şimdilerde Irkçı söylemleriyle tanınan “ özgürlükler partisi” iktidar ortağı…Başkan , Joig Haider ,bakın ne diyor, “ Nazi subayları,savaşın suçluları değil,kurbanlarıdır !…”
Yapılan analizler, Haider’e giden oyların temel gerekçesini “tepki oyları” olarak değerlendiriyor…Tartışılır elbette!…Halkın tepkisinin temelin de yatan da yabancı düşmanlığıdır!…Tepki oyları Haider’i, iktidar ortağı yaptı…Şimdi aynı tezgah Türkiye de ,kurgulanıyor…MHP’nin milliyetçilik söylemleri, RTE’nin “islam modeline” göre daha az tehlikeli görülüyor ve MHP pompalanmaya çalışılıyor…
Yani, yüzünü ya camiye ya da Türk-islam sentezine döneceksin…Başka seçeneğin yok!…
Eğer, MHP değişmediyse; Bu Heidler’in Avusturya’daki hareketine benzemeyecektir…Avusturya , demokrasi kültürünü geliştirmiş bir ülkedir ve ırkçılığa karşı halkının tepki geleneği vardır.( Ekim ayında Viyana’daki ırkçılık karşıtı gösteriye elli bin kişi katılmıştır.)Kaldı ki; MHP, Heider’in sahip olmadığı “sokak çetelerine” sahiptir ve bu yığınların iktidar olmuş bir MHP’yi arkalarına aldıkları zaman ,nasıl bir kontrölsüz güç olabileceklerini daha önce gördüğümüz gibi , muhtemeldir ki yeniden göreceğiz…
yorumlar
yazdıklarına katılıyorum veya katılmıyorum… görüşündür…ancak s.demirel’in söylediğini iddaa ettiğin cümlede “ülkücüler” değil “sağcılar” ibaresi var yanlış hatırlamıyorsam… s.demirel daha geniş bir yelpazeden bakmakta olaya o senelerde…sonuç: hiç kimse fikrinden ötürü öldürülmemeli… silahlı mücadeleye girmişse bu ayrı bir konu… ama fikrini düşün boyutunda savunan herkesi dinlemek ve beğenmiyorsak karşıt tezimizi sunmak durumundayız.
Elbette silahlı çatışmadan söz ediyorum,o yıllarda da sağcıların silahlı örgütlenmesini “ülkücüler” temsil ediyordu…Dolayısıyla Demirel her zamanki gibi iyi bi demagog olarak kamuoyunu yanıltmıştır…Bunun yelpaze ile falan ilgisi yok…
hocam hocam, ne şiş yansın ne kebap devam ediyor:pelesenk + persenk / 2 = pelsenk
Serdar hocam değmeyin ya biraz da biz fırça yiyelim:)
Bence yüzümüzü “anıtkabire” dönelim yeter…
çok haklısınız çeteler gene sokağa çıkacak…
rakırokabalık, ibrahim tatlıses’i hatırlattınız, kadınları dövmeyelim ve silahları bırakalım içerikli özlü sözlerini ve sözlerin taşıdığı ruhu hatırlattınız.