Avcılarda bir fabrikada çalışmaktayım.Hergün şirinevler-avcılar arasını gidip gelmekteyim, sevimli bir o kadar da eski servisimizle…Geçtiğimiz günlerde birşey çarptı gözüme, üzüldüm, neden diyebildim sadece biçare kalbime.Avcılar’a doğru giderken cennet mahalini geçtiğimizde küçük bir stadyum vardır yolun sağ tarafında.İşe ilk girdiğimde -yaklaşık 14 ay önce- o stada Metin Oktay Stadyumu adı verilmesi beni mutlu etmişti epeyce.O mutluluğu yaşamamdaki sebep, stad Galatasaray’ın olmamasına rağmen adının “Metin Oktay Stadyumu” olabilmesiydi.Türk Futbol Tarihine “Taçsız Kral” mahlasıyla girebilmiş -şiir gibi futbol oynarmış da, babamın dediğine göre- istatistikleriyle erişilemez olmuş, Karizması, kişiliği, spora bağlılığı ile bir spor klübünün sembollerinden olabilmiş Metin Oktay’ın ismi verilmişti bu göl kenarındaki sevimli stada.Geçenlerde ise, farklı renkte bir tabela çarptı “Metin Oktay Stadyumu” yazan yerde…Artık orası Hasan Doğan Stadyumu’ydu…Bu stadyumun adının değiştirilmesi sonucunda Metin Oktay’a büyük bir saygısızlık yapılmadı mı?Bilhassa Metin Oktay ve Hasan Doğanın Türk Futbol Tarihine etkilerini kıyaslamaya dahi gerek yok iken, bir değeri yüceltebilmek için, diğerini yok saymak ne kadar doğru olabilir.Bu hamlenin şu anki hükümete yardakçılık olsun diye yapıldığını ise düşünmek bile istemiyor bu gönül.Mazallah böyle bir düşüncede en nihayet eylemler Tayyip Erdoğan Büstü, Abdullah Gül portreleri olur İstiklal Marşımızla , Gençliğe Hitabe arasında…Yazıyı daha fazla uzatmak da içimden gelmiyor çünkü oldukça ağırıma gitti bu olay…Daha ne kadar, saygı göstermek için saygısızlık yapmak zorundayız.Kaş yapmak için göz çıkarmamız mı gerekir, değerler inşaasında…