Erciyes Üniversitesi Türkçe Klübü altında Sabancı Kültür Sitesi’nde sahnelediğimiz “Düş’kün” adlı şiir tiyatrosunun şiirlerinden benim yazmış olduğum “Hasankeyf” şiiri:
(Sahnede bir mezar vardır. Bir göç kervanı ellerinde bavullar ve denklerle sahneye girer. Sahnenin ortasında başları önlerinde dururlar.)(Şarkıcı girer.)ŞARKICI:(Şarkı söyler.)Gitmeler var zihnimde.Öyle ölmek gibi değil;Görebileceğim gitmeler.Evi, yurdu olmayanların,Aşkı, sevdası kalmayanların gitmeleri bunlar.Topraksız kalmışların, ayrılıklarınÖyküsü bu, dinleyin.Durun! Gitmeyin!Durun! Gitmeyin!(Şarkıcı çıkar.)( Göç kervanı yükünü yüklenip yavaş adımlarla başları önde sahne çıkışına yönelir. Deli Hasan koşar adım sahneye girer. Göç kervanının önünü keser. Kervan durur.)DELİ HASAN:Durun! Gitmeyin! Gitmeyin! Gitmeyin!Sevdiğim Dicle’mi vurdunuzBeni seven kalbinden.Dokuz tahta altına koydunuz,Mahrum ettiniz gözlerinden.Kinim yoktur size.Zira çok görmediniz mezarını.Gitmeyin diyar ellere;Bırakmayın toprağınızı.(Göç kervanı aldırış etmez. Sahneden çıkarlar.)(Deli Hasan olduğu yere çöker. Daha sonra sürünerek sevdiği Dicle’sinin mezarının başına gelir.)(Müzik girer.)DELİ HASAN :Gittiler sevdiğim.Yurtlarını, anılarını, mezarlarını bırakıp gittiler.Bir zamanlar seni bana çok görüp yar etmeyenler;O gül bedenini kara toprağa reva görenler,Şimdi seni buralarda bir başına koyup gittiler.Ama ben gitmedim.Gitmeyeceğim.Burası toprağım, sen toprağımdasın.Sular altında kalsa da bedenim,Ben sana sarılıp senin yanında, toprağımda öleceğim.Gün gelip devran döndüğünde,Bir mevsim diğerine çaldığında;Bir Deli Hasan vardı diyecekler: kara sevdaya düştü.Bir Deli Hasan: inat etti de toprağında öldü.Bir deli:Koskoca dünyayı kendine dar belledi;Terk etmedi toprağını, vatanını, sevdiğini.Terk etmedi de kaldı sular altında:Kendini sevdiğinin yanına gömdü.Gün gelir devran döner sevdiğim.Bir mevsim diğerine çalar,Lakin hiçbiri galebe çalmaz diğerini.Bir yarış içinde değildir zira mevsimler.Ne galip vardır, ne de mağlup.Ne sıcak, ne de soğuk.Onlar tek bir mevsimdir,İnsana göre çehresi değişen.Sıla özlemidir, hasret bitimidir mevsim.Bir bebeğin gülmesinde,Açlığını gözyaşına dökmesinde,Bir ananın telaşındadır.Ayrılanların, arkada kalmışların,Tek lahzada hissettiğidir bir sevdalının.İşte öyle bir anda geldi güz.Ya o andır şimdi de yaşadığım,Ya da güneşe küsmüş bir günebakandır ömürlük mevsimim.İşte öyle bir anda geldi güz.Ve öyle bir edayla geldi ki,Hiç yaz olmamacasına…Gidenlerin aksine;Sahiplenmek istercesine bu metruk şehri…Bilir gibi sımsıkı sarılmış gazeller şimdi Hasankeyf’in bedenine.Örtmüş yatağını sararmış yapraklar;Gönül gözümden ayna misali.Rüzgâr kaçar gibi telaşlı,Mahşer gününde bencil.Havanın vahametine hâkimO meşum sesiyle gidiyor,Yalnızlığıma yalnızlık katarak.Dicle hiç olmadığı kadar sakin:Ölümünü betimliyor sanki durgunluğuyla.Gittiğinden beri,Kalp atışımı fısıldıyor kulaklarıma;Ama hiçbir ses yok bu can kisvesi altında.Ve tek bir ses dahi duyulmuyor şu ölüm suskunluğunda.Sana imrenip bir de kuşlar göç ediyor buradan şimdi.Her kanat çırpışlarında,Bir kurşun sesi çınlıyor kulağımda.Sonra ölümün kuş oluyor;Her kanat çırpışında,Bir kurşun giriyor bağrıma.Gittiler sevdiğim.Bir zamanlar buraları vatan bilenler;Şimdi topraklarını bize bırakıp gittiler.Kanını Dicle, bedenini Hasankeyf yapan ataları içinBir dirhem mücadaleyi çok görerek;Alparslan’ın, Melikşah’ın, Yavuz’unKemiklerini sızlatarak gittiler.Gittiler.Cepheden kaçan bir asker gibi,Kaderlerinin değişeceğini zannedip,Kader arkadaşlarını terk ederek gittiler.Bilmezler gibi taşın dahi altındaki ölümü,Topraklarında biten yedi bin yıllık tarih ağacınınSolacağını bilmezmiş gibi gittiler.Ben Gitmiyorum.Siz de gitmeyin.Artuklular! Kapatın köprüyü.Eyyübiler! Mevzilenin kalenizde.Siz! Akkoyunlular! Şa’bülkebir’i koruyun.Gitmiyoruz hiçbir yere.Gitmiyorum.Zira mezar taşın siperimdir.Mezar taşın hüviyetim.Mezar taşın yazgım.Yazgımda toprağıma sevdam…Yazgımda Dicle’me sevdam…Bende sonsuz tevekkül.Bekliyorum;Suyumdan, Dicle’mden gelecek ölümü.Varsın kırılsın testimiz su yolunda.Elbet çivi çiviyi sökecek,Dicle beni Dicle’me götürecek.Bilirim!Beyhudedir onlara sitemim.Masumdur oysa göç edenler.Limanı sular altında kalmış bir geminin,Ekmek teknesi yanmışBir tersane kethüdasının gitmeleridir onlarınki.İstemese de vatanını bırakmak,Toprağını hiç terk etmemiş olsa da;Bugüne kadarBöyle bir tefekkürü dahi olmasa,Olsa da taşına toprağına meftun,Ayrılmaları zaruri bırakılmışların gitmeleri.Bilirim!Beyhudedir onlara sitemim.Başkasınadır aslında sözlerim.Hasankeyf’i sular altında bırakan,Dicle’yi ağlatanlaradır serzenişim.Gözyaşı, gözyaşıma müsavidir.Bir damlasında bin bir fecaat,Geliyor Dicle’nin ıslak feryadı.“Çekilin! Çekilin!” der çığlıkları.Kaçın!Hayır! Durun! Gitmeyin!Dicle candır,Dicle hayattır bu topraklara.Bunca ezayı getiren,Ataletine tahakküm edendir.Durun! Gitmeyin!Ben Gitmiyorum.Siz de gitmeyin.Emeviler! Kapatın köprüyü.Abbasiler! Mevzilenin kalenizde.Siz! Mervaniler! Şa’bülkebir’i koruyun.Gitmiyoruz hiçbir yere.Gitmiyorum.İsterse bağırsın, çağırsınlar!Haykırsınlar dünyaya!Desinler ki:Bir Hasan vardı, deli.Bırakmadı vatanını.Desinler ki:Bir Hasan vardı, deli.Bedeni sular altında kaldı.Desinler ki:Bir Hasan vardı, deli.Mezarı yaptı toprağını.Desinler ki:Bir Hasan vardı, deli.Bir de sevdiği Dicle’si.(Müzik susar.)(Sahneden çıkar.)-SAHNE KARARIR-