bildirgec.org

metin oktay hakkında tüm yazılar

Türk sinemasında yabancı güzeller ve bilinmeyenler

nazokiraze | 04 October 2010 14:05

Madam Kalitea ülkemizin ilk vamp kadın oyuncusudur, aynı zamanda filmlerde ilk öpüşen kişi de kendisidir. O dönem yerli oyuncularla sinema yapmak hele hele bu tür rollerde oynamalarını sağlamak hemen hemen imkansız olduğundan gayrimüslüm kadın oyuncular (Eliza Binemeciyan, Madam Blanche, Rana Dilberyan, Roza Felekyan, Helena Artinova) bu işte öncülük etmekteydiler. Madam Kalitea’nin oynadığı Mürebbiye (Hüseyin Rahmi Gürpınar romanından uyarlama) adlı film 1919 yılında sansürlenen ilk yapımdır.

gisella dali
gisella dali

Daha sonraki yıllarda da yabancı asıllı kadınlar çeşitli ilklere imza attılar. Örneğin Giselle Dali Türk Sineması’nsa ilk sevişen kadın oyuncudur.(İstanbul’da Aşk Başkadırfilminde Fikret Hakan ile deniz kıyısında sevişme sahnesi çevirmiştir.)

HANGİSİ???…..

leaderhasan | 03 September 2008 12:12

Bugün, nacizane bir karşılaştırma yapmak istedim. Ve Türk futbolunun çok önemli üç ismini (Metin Oktay, Hakan Şükür ve Emre Belözoğlu) karşılaştırdım. Sizce hangisi öne çıktı??…

–Metin Oktay ve Hakan Şükür–

–Metin Oktay ve Hakan Şükür. Hangisi daha başarılı sizce? Şüphesiz ki, ikisinin de Türk futboluna yaptığı sonsuz hizmetler ve kazandıkları başarılar tartışılmaz. Hakan Şükür, Metin Oktay’ın gol rekorunu kırmasına rağmen, bence Metin Oktay ondan daha başarılıdır. Çünkü, Metin Oktay ,futbolu 31 yaşında bırakmıştır.Hakan Şükür ise, 38 yaşındadır ve hala futbolu bırakıp bırakmadığı belli değildir. İstatiksel verilerde Metin Oktay’ın başarısı açıkça ortaya çıkmaktadır zaten. Ama, benim asıl belirtmek istediğim bu değil. Metin Oktay, futbolu kariyerinin zirvesinde, gol kralı olarak bırakmıştır. Hakan Şükür’ün şu anki hali ise, ortadadır. Son olarak, Metin Oktay’ın şu şahane sözü aklıma gelmektedir. ‘’ Krallar palyaço olmaz. ‘’ Evet, gerçekten de bir krala palyaço olmak yakışmaz ve yakışmamaktadır

Metin Oktay ?, Hasan Doğan?.

gullpasha | 15 August 2008 17:40

Avcılarda bir fabrikada çalışmaktayım.
Hergün şirinevler-avcılar arasını gidip gelmekteyim, sevimli bir o kadar da eski servisimizle…
Geçtiğimiz günlerde birşey çarptı gözüme, üzüldüm, neden diyebildim sadece biçare kalbime.

Avcılar’a doğru giderken cennet mahalini geçtiğimizde küçük bir stadyum vardır yolun sağ tarafında.
İşe ilk girdiğimde -yaklaşık 14 ay önce- o stada Metin Oktay Stadyumu adı verilmesi beni mutlu etmişti epeyce.
O mutluluğu yaşamamdaki sebep, stad Galatasaray’ın olmamasına rağmen adının “Metin Oktay Stadyumu” olabilmesiydi.
Türk Futbol Tarihine “Taçsız Kral” mahlasıyla girebilmiş -şiir gibi futbol oynarmış da, babamın dediğine göre- istatistikleriyle erişilemez olmuş, Karizması, kişiliği, spora bağlılığı ile bir spor klübünün sembollerinden olabilmiş Metin Oktay’ın ismi verilmişti bu göl kenarındaki sevimli stada.