Merak iyi bir şeydir herhalde. Ama bizde çok bilinen bir söz vardır:
İnsanın başına ne gelirse ya meraktan ya meraktan…
Ben yukarıdaki karikatürü görünce tabi yine aklıma bir olay geldi ve anlatmak iştiyakıyla yanıp tutuştum. Olayın bu karikatürle olan bağlantısını kurmak da aslında zor olacak ama ben ortada kalmasın diye şu cümleyi de ilave edeyim: Bazılarının az meraklı olmaması iyidir.Lise yıllarımda tanıştığım arkadaşlarımdan biri yaratılış itibariyle midir yoksa sonradan mı olmuştur bilmiyorum, çok sallayan bir tipti. Evet, doğru anladınız, direk sallardı yani. Yer ve zaman hiç mühim değildi genelde. Sallardı diyorum ama sanmayın ki öyle fırlama ya da uçarı bir kişiliğe sahipti. Sadece uydurmayı severdi. Hatta bir gün derste hocalardan birine annesinin milli eğitim bakanlığında çalıştığını ve dilerse bir dahaki tayinini doğudaki köylerden birine yapmasını sağlayabileceğini söylemişti (sürgün tehdidi yani).Biz Çankırı’da okuduk. Yatılı okulun sonuçlarından biridir ki okul ve memleket arasında ulaşım için otobüse binersiniz. Bir gün Çankırı’dan Ankara’ya, ordan da Konya istikametine doğru gitmek üzere bilet almıştı. İnsanlık hali işte, Konya’ya gideceği otobüsü kaçırmıştı. Gayet doğal olarak da bir dahaki sefer için yeni bir bilet vermeyeceklerdi. Ama adımız gibi biliriz ki, o bileti son dakikalarda kesin başka birine satmışlardı (yani hep öyle yaparlar). Arkadaşım bu yüzden yeni bilet için para ödemeyi reddetmişti. İşte tam burda otobüs şirketinin elemanı ile arkadaşım arasında bir tartışma başladı. Eleman fiyat farkı ödemesi gerektiğini söylüyor, arkadaşımsa bunu kabul etmiyor ve yeni bilet istiyordu. tartışma biraz alevlenir gibi olunca arkadaşın sallama özelliği inkişaf etti. Yumruğunu masaya vurup:- Sen benim kim olduğumu biliyor musun! dedi.O anda adam biraz durdu ve:-Tamam abi kızma, dedi, yeni biletini hazırlayıp verdi ve olay daha fazla düyümeden bitti.Arkadaşım önemli birisi miydi? Hayır. Dediğim gibi sallamıştı, ve ciddi bir duruşla sallamak daha inandırıcı oluyordu. Arkadaşıma sordum:-Ya orda sana “bilmiyorum ulen, kimsin?” deseydi? O zaman ne yapacaktın?Yine kendinden emin bir şekilde gülerek:-Ne diyecem oğlum, Alper’im diyecektim.İşte otobüs firmasının elemanın meraklı olmayışı Alper’e yaramıştı.(Olayın karikatürle olan ilişkisini çok salladım sanırım. neyse sağlık olsun:))
yorumlar
yerinde sallıyomuş ama bide bunların itibar kazanmak için sallayanları vardır kimse yemez ama devam ederler koşarak uzaklaşmalı bu türün yanından
Bir merak olayıda benden, yazıya katkıda bulunayımSene 1988 yazayları gece saat 12 civarı işten dönüyorum.Cadde boş etraf sokak lambalarının aydınlatması ile tarı loş yarı gölgeli.Yürürken yolda 2 mt ötemde bir muz kabuğu gördüm yerde.Ulan dedim filimlerde basarlar bunun üzerine kayıp düşerler biz de güleriz bu angut hareketlere.1 mt kaldı Acaba dedim içimden gerçekten basıp düşülüyor mu?Evet sonraki adımımı direk üzerine bilerek salladım.Ve sonuçMuza basmamla iki ayağım sanki birbirinden ayrıldı biri havaya doğru kalkarken biri yerinde kalmakta ısrar ediyordu.Vucudum bu ikilem sonucunda bir karar verdi ve kendini koyverdi.Ama bu olay saniye değil saliselik yani.Sonuç sağ kalça tarafında bir hafta geçmeyen bir morluk (Hangi ayanızla basarsanız bastığınız ayağın kalça tarafı bel tarafı ve o tarafta bulunan kolun dirsek tarafını bir hafta unutun).Güzel tarafı ertesi gün işe gilmeyip direk hastane ve 1 hafta rapor.(Değer yani)Evet arkadaşlar MUZA basarsanız kesin düşersiniz.Bunu anlamlı bir @untouchable zen atasözü ile bağlıyalımDiyorki Zen usta;”Koşarsın koşarsın güneşi yakalamak için,İnsanlar Böyle..muza basıp düşersin”SaygılarMeraklı Nephilim
merakla ilgili, mailler aracılıgı ile dolasan guzel bir anekdotu da ben gondereyim istedim. gundeme de gonderme yaparak;
nephilim amannnnn yoksa birde agustos ayinda ben dogarken mi bastin o muz kabuguna.yaaa dogarken baskalarinin ne yaptigini ögrenmek hos birsey:)
pandora da meraktan başımıza bir sürü iş açmıştı di mi:))))hatta havva anamız da:))))
Ya keşke ampul olayını yazmasaydın, bu ampulü ağzımdan nasıl çıkaracağım şimdi? 😛 ehhe