web sitenizin fakir persona non grata’sından…ortalık toz duman… kulaklar ve kalpler ötekine sağır.sap ile saman her daim olduğu veçhile arap saçı…kavram karmaşası ile mefhum çetrefilliği el ense çekmekte…nobel’li zatın romanlarını kenarından köşesinden okuyan zevat ile o. p.’nin romanlarına değinen yazarların fikirlerinden devşirme yorumlarlara sarılan ahalinin kör topal vaziyette nobel isimli fili tarifi akla ziyan neticeler içinde…olmaz ki, böyle de uçulmaz ki! önemli olan “konmaktır” abilerim! böylesi forumlarda yorumlar fışkırtmak gibisi de yok valla!karışan yok, görüşen yok, küfür etme özgürlüğü ta dibine kadder! ünlü-ünsüz sataşamadığın kalem erbabı yok anasını satiim!edep erkan hak getire! en galiz küfürlerle boşalt içini!kabızı, ishali (ben olüyürüm!), sıçan moklusu, kazuratı anaconda ebatlısı… yaz allah yaz!ruhlara, beyinlere entelekt bir kenef, teşbihte hata olmaz kabilinden, bu tür “yorum” arenaları… şööle şuracığa… sıkıştım da… sıra bende az bi’şeycik!milliyetçi hissiyatlarla efelenmekten yana değilim. edebi değeri için ahkamımın sınırlarını bilecek kadar aklım başımda.özdemir ince’nin itiraz noktasını bilemiyorum. yazıya başlamadan önce araştırmadım.ama tahsin yücel’in itiraz noktalarını biliyorum.edebiyat eleştirmeni değilim. yazı dilinin ahım şahım bir yanı yoktur benim için. dahası kuru ve boyutsuz olduğunu da düşünürüm. roman sanatına getirdiği bir buluş falan da yok görünürde.e ulan, hem bi haltı bilmem diyorsun, ne demeye nobel jürisine çamur atıyorsun, demeden önce bi durunuz aziz kaarilerim!bir binanın çatısının yamuk (pamuk, değil!) olup olmadığını anlamak için mimar olmaya gerek yoktur!o.p. bu ödülü “türkler bir milyon ermeniyi ve otuz bin kürdü” öldürmüştür çıkışıyla hak etmiştir. bu ödül ona kutlu olsun!bu, sadece onun ödülüdür!o.p.’nin açtığı bu yoldan bakalım kimler geçecek, göreceğiz.new jersey imamı ve ısıtılan halife projesinin nezih ve “gülen” simasının kanatlarında huzuru bulan, hitabeti donuk bit palas sakininin gelecek yıl nobel’i kucaklaması bu hokkabazlığı taçlandırır diye düşünmekteyim.ispanya’daki iç savaşta m. unamuno’ya, siz hangi tarafı tutuyorsunuz diye sormuşlar: hangisi yenilirse ondanım, demiş.o.p. ise n’apıyor?! global finans çetelerine tek lafını duyan var mı bu beyin? amerika’nın ırak’a demokrasi götürme martavalına tek laf etmişliğini duyanınız var mı?şöyle okkalı bir yumruk kabilinden sert bir demecini?…ara ki bulasın! yok, bulamazsın!iktidar sahiplerinin yanında olmak için, “güçlü”nün önünde el pençe durmak için “suskun” olmak yeter!o.p. ve e.ş. gibiler global canilerin eteğinin dibinden ayrılamazlardı ve ayrılamadılar! hedayesi nobel!neymiş… o.p. fransa’yı eleştirmişmiş… ah canıııım!sen, aynı radikal çıkışı, sen aynı sert çıkışı fransa ve ağababalarına yapsan da, sendeki aydın namusunu görebilsek! fransa geleneklerine yakışmamışmış…tepkiye kitakse! yemezler orhan’ım, pamuk’um yemezler…dezenformasyon destekli basının güttüğü birkaç üniversiteli yarı-aydını yanına alıp, işte türk’ün gücü ve bilmemne masallarıyla günü kurtarırısın belki ama bu derin projenin ardındaki kabala esoterizmini benden ve de özellikle yalçın küçük’ten kaçıramazsın!yalçın küçük’ten çok önceleri kitap adlarındaki “renk”ler dikkatimi çekiyordu. kırmızı’nın yahudi mistisizmindeki yeri için yalçın küçük’e müracaat ediniz.yalçın küçük’ü beğenirsin ya da beğenmezsin ama araştırıyor, deşiyor… kafana soru işaretinin çengelinitakıyor mu, takıyor… araştıracaksın o zaman!cevdet bey ve oğulları h. hesse’in buddenbrock ailesi’nden…beyaz kale’nin “leitmotive”i ise tam anlamıyla bir intihaldir.adını hatırlayamadım. araştıran bulacaktır.”k/ar” ise yine ibrani okültizmine açık bir göndermedir.y. küçük’ten nakil: amerika amerika diye ölen, her haltını referans gösterme aşkıyla yananlar, neden new yorker’daki eleştiriyi de “demokratlık” olarak yayınlamadılar?romanları için beş para etmez, yazmış mr. updike.atlantic mountly de yerin dibine sokmuş bizim nobel’limizi…edebi açıdan verilmedi bu ödül beyler! bunu böylece bilin.o.p.’nin ezilenlerin yanında olmayışı benim açımdan kriterdir.ve diyelim; türkler onun savladığı gibi o kadar sayıda insan öldürmüş olsun…fransa’nın cezayir’i için ne diyorsunuz bay pamuk?amerika’nın ırak’ı, afganistan’ı için kafanızı hangi amerikan bezine sokmaktasınız?nobel de bir nevi “örovizyon” benim açımdan. bir aydın, elbette ülkesindeki tarihi gerçeklere çomak sokabilir, namuslu aydın tavrı, gerçeklerden ürkmemeyi gerektirir.osmanlı’da homoseksüellik varsa, vardır. üstünü örtemeyiz.ermenileri öldürmüş müyüz? öldürmüşsek, bununla da yüzleşmeliyiz. kürtleri de mi öldürmüşüz… tamam, ona da eyvallah! gerçeklerin reddi bu tür sahte kahramanların vücud bulmasına yarar sadece.o.p. aynı hassasiyeti küresel finans-kapital haydutları içinsergileyemediği için gözümdeki aydın namusununkıymet-i harbiyesi sıfıra sıfırdır!muktedir olana yaltaklanan (ses çıkarmamak da onaylamaktır) aydının bu tür yerel ve nobel’lik çıkışlarının benzerlerini kundera’da da, soljenitsin’de de gördük…aydın namusu denen bir kavram var. bunun içeriğini iyi bilelim. o.p.’nin memleketindeki üstü kapattırılmaya çalışılantarihsel olaylara bir el atmasının neticesi ortadadır.son söz: bu yemek daha çok su kaldırır.ıııınnnhh! oohh, rahatladım yav!