4 sene ne çabuk geçti beyahu.. heralde hiç bi film böyle hararetle beklenmemiştir..aptal kişi olarak şu son 10 günü ızdıraba çevirmeyi kendime görev olarak biliyor ve meraktan çatlayanları daha da gaza getirmek amacıyla bir matrix blogu hazırlamış bulunuyorum.. buyrunuz..öncelikle 4 sene içerisinde en çok duyduğumuz şeylerden biri matrixin hikayesini ve felsefesini 1. filmde yediği ve diğer filmleri aksiyon ile geçiştireceği şeklindeydi. Ancak bunun tam doğru olduğu söylenemez. öyleki filmde geçen bazı felsefi göndermeleri sinema eleştirmenlerinin bile anlayamadığından bahsediliyor..filmin genel yapısı şu şekildeymiş; bitmeyen aksiyonlar, aksiyon aralarında felsefi diyologlar.. tabi ikisi birbirini tamamlıyor. diyologlar nekadar yüklü olsada sıkılınması muhtemel. anlatılacak mevzu kalmadı diyenlere gönderme olarak filmde neo’nun bilinenlerin ötesinde yeni keşiflerde bulunduğu ve seyirciyi şok ettiği kulağımza gelen söylentiler arasında.
gelelim filmin en can alıcı özelliği olan özel efektlere; filmdeki teknoloji ve görselliğin günümüzden nekadar ileride olduğundan bahsederken ölçü birimi olarak ışık yılı kullanıyorlar 🙂
filmi seyredenler “making of” unu çok merak ediyorlarmış ve revolotions için 4 ay nasıl bekleyeceklerini düşünüyorlarmış. reloaded’ın ilk film gibi direk klasikler arasına girmesi seyredenlerin çoğunu tarafından beklenen bir sonuç gibi..birazda karakterlerden bahsedelim;
neo’nun filmde adam dövmekten ellerinin nasır tuttuğu söyleniyor, bu filmde neo=superman. trinity için ripley den bu yana en iyi kıç tekmeleyen kadın karakter diyorlar. hepimizin gördüğü zaman hasta olduğu, filmdeki en karizma karakterler olan ustura kardeşlerin filmde çok fazla yer almadığını söylemem gerekiyor, bir çok yorumcu bu konuda hayal kırıklığına uğramış durumda. fragmanlarda geri geldiğinden haberdar olduğumuz ajan simit ise ilk filmdekinden farklı bir konumda; ilk filmde neoya yenilip silinmesi emredilen simit kaçarak özgür kalmış, artık kimsenin kontrolünde olmayan simitin tek amacı neodan intikam almak. bir çok yeni özellik edinen simitin bizi şaşırtacağı söyleniyor. fragmanlarda gördüğümüz otoban sahnesi için şimdiden gelmiş geçmiş en iyi kovalamaca sahnesi tanımını kullanıyorlar.filmin konusu ise şöyle;
birçok sentinel’in ziona saldırıya geçtiğini öğrenen zion konseyi bütün gemileri zionu savunmaya çağırır. morpheus bunun gerekli olmadığını neo’nun bunu durdurabilecek güçte olduğunu söyler. bunun üzerine morpheus ve mürettabatı matrixe gönderilir.matrix’te oracle ile buluşmaya giden neo ajan simit ile karşılaşır, simitin matrixin emirlerine karşı gelerek silinmekten kurtulup matrixten bağımsız hale geldiğini gören neo, simiti ve klonlarını paket ettikten sonra oracle’ın bulmasını söylediği Key Maker’ı bulmaya gider. Key maker matrixin ana programlarından biridir. bundan sonra bütün ekip key maker’ı ele geçirmek için mücadele ederler..bu arada film bitti diye hemen kalkmayın 5 dakikalık yazıların ardıntan osurtan cinsten bir revolutions fragmanı varmış..filmden önce son matrix spotu nu seyredip daha iyi gaza gelebilirsiniz..
yorumlar
Şu 16 Mayıs’ın bi özelliği falan mı var acaba, yoksa fena halde bi tüketim toplumulaşma durumumuz mu var?
Eee, biz şimdi nası dayanıcaz 16 mayısa kadar? Nerden baksan daha bi on gün var. Meraktan çatlayanları patlatmak oldu bu seninki 🙂
Hollywood’un gençlere ve sporculara bi armağanı olsa gerek bu 16 mayıs fenomeni. Fenomen ne demek bilmiyorum, üstüme gelmeyin. Sadece yakıştı o cümleye diye orda görev aldı.
başıma beladır efendim,
bizim basketbol tırnuvamız da o tarihte başlıyor ve 15 gün sürüyor, bu süreç içinde ben de bu şirin(!) kasabaya hapsoluyorum. hem de niçin? internet denilen tekonolojiyi kullanmak için. ne kadar tezat bir durum…
büyük ihtamalle sinemada izleyemeyeceğim matrix’. oysa bir öncekinde deprem nedeniyle, izmitten bursaya gelmiştim sırf izleyebilmek için…
yansıması için bekleriz.
uyuz şey n’olcak
haberini yapmaktan bıktığım ancak hiç kimsenin görmediği görüntüleri ve kamera arkalarını en önce görmekten de mutluluk duyduğum,her haliyle promosyon kokan film serisinin ikincisi.özellikle izlerken hayranlık uyandıran sahneleri nasıl çektiklerini görmem biraz olsun motivasyonumu kaybettirdi ama tabiki vizyona girmesini merakla bekliyoruz…
sex.
O gün güneş başka bi şekilde doğacak (bence)
16 Mayıs ortak özelliği geçen yıl gibi bu yılda cuma gününe denke gelmesi…
ama ondan gayrı öenmli özelliği Matrix Reloaded 16 Mayıs 2002 Revolutions da 16 Mayıs 2003 de gösterime girecekti. Geçen yıl aynı tarihte gösterime giren Star Wars Efsanesini aklı sıra 99 daki gibi kıracaktı.. Sanırım ilahi güçler razı olmadı ve önce filmlerde önemli rolü bulunan ünlü pop yıldızı Aliayah ve Kahin rolünü oynayan bayan çekimler sürerken hayatlarını kaybettiler, aldıkları bu önemli darbeler sonucu yapımcılar ne yapalım o halde bize mayıs 2003 kasım 2003 de arka arkaya dayar dvdleri basar parayı kırarız abi zaten star wars ve lucas babayla oynaşmaya gelmez diyerek filmin çıkışını ertlemek zorunda kaldılar..
eyw 🙂
ben simdi ama.
Allah adında bir karakter olacaktı.. Hafif’te de çıkmıştı…
tırışka derim sadece
biraz kitap, dinler tarihi, mitoloji, sinema tarihi ve özellikle japon animasyonu bilen varsa bu filme sadece yalanettin der.
(hakeza sevsem de SW da eninde sonunda benzer şekilde çalınıp çırpılmış bir film)
derim ki, matrix’i ilk kez izleyip yamulma şerefine, 16 mayıs günü hep birlikte nail olalım,.. şöyle ki,..
türkiye’nin tek THX ses sistemine ve en devasa perdelerinden birine sahip ümraniye afm, bence bu filmi ilk kez izlemek için en mükemmel seçimdir,.. “iki kule”yi orada izlemiştim, savaş sahnelerinde resmen perdeden suratınıza rüzgar esiyordu,..
uzak filan biraz ama, hem filmi mükemmel bir sinemada izlemek, hem de ardından saatlerce geyiğini yapmak için, hatta tekrar izlemek için iyi bir fırsat olur diyorum bu matrik zirvesi,.. kale burda, mumları görelim,..