kimse kimse için yas tutmak zorunda değil. oraya gidip tatil yapmak için önceden plan yapıldıysa, para verildiyse, ölen sen olmadıkça elbette gideceksin,..yanlış olan, tatilcilerin haberde komple “sikerim depremde ölenleri, bura karı kız kaynıyor ooolum” hissiyatı içinde olan insanlar olarak lanse edilmesi. yoksa tatil yapmakta yanlış birşey göremiyorum,…
hırsımı alamayıp devam ediyorum. güney asya’daki felaketler sebebiyle taksim’deki yeniyıl kutlamalarını iptal edip nişantaşı’na taşıyan (söz okan bayülgen’e ait) bir ırkın ferdi olarak veya olmayarak, acaba televizyonda şunları izledin mi? her yer küçücük gölcüklerle dolu, dibinde yüzlerce ölü olduğu varsayılıyor, etraf cesetlerin toplandığı manastır ve kumsalın bir-iki metre dibinde henüz çıkarılmamış bedenlerle dolu. yerli halkın taze acısına göz kırparak mı havlunu alıp güneşlenmeye gideceksin? başka yer mi kalmadı dünyada?
ya abi bu ne ya? dogaya karshi olan gucsuzlugunu, ezikligini, kadare karshi koyamamanin zavalliligini boyle mi atiyorsun uzerinde? taksimdeki eglencenin iptali resmen sacmalik otesiydi, yilbashinda eglenemeyen salaktir abi, hayattan cakmiyordur. insanlar öldüğü icin eglence duzenlendigini falan zannettiniz herhalde. “bu gece bunlari unutmayalim” diyip yilbashina dakkalar kala ceset goruntuleri giren tvlerle ayni kafadasiniz vallahi. Burdaki cogunlugu bilmem ama benim bu uzuc ‘millet aci cekiyor’ repliklerine ihtiyacim yok. Sizler bunlari gozume comak misali sokmadan evvel de bunlarin bilincindeyim ve hala da oyleyim, o yuzden comaginizi gozumden cekin!
vallahi az önce tuvalete gittimdi yarma, ulan dedim içimden, şimdi bu akıllılar benim mesajı ucuz kahraman oky şeklinde algılarlar tam olur dedim, inanır mısın, çişimi sağa sola fırlatarak koştum hafife. ehehe, aslında biliyor musun yarma, ben çomağı gözünüze sokmadım, öyle fırlatmıştım rasgele, peşinden koşan çok oldu nedense. ehehe. evet, ben de zaten taksim’deki eğlencenin iptalinin saçmalığının zincirlemenin isimlemenin tamlamasını şikayet ediyordum sizlere. 8.9 yetmedi yazdım ya, siz onu da kimbilir nası anlamışınızdır. yani illa basit cümleler kurdurursunuz insana, ilahi. ehehe.
– dalgaların vurduğu felaketi derecelendirebileceğimiz birçok sahil var. ekranlarımızda / gazetelerimizde felaketin göbeğinde tatil yapar görünen turistlerin lokasyonlarının oky’nin bu ahkamında söz ettiği göletlerin yakınında olduğunu düşünmüyorum. bu mantık dışı olur, kaldı ki haberlerde oraya tatile giden turistlerin yardım gönüllüleri olarak orada kalmaya devam ettiklerini de okumuşuzdur. yine düşünceme göre öyle bir ortamda hala tatil yapılabiliyorsa ve sayın vic’in belirttiği önceden plan yapıp paralarını ödeyen turistlerin oraya gitmesi, oradaki halk için oraya gitmemelerinden daha iyidir. bunun için zamanlama kötüdür; lakin oraya gidiş tarihi biraz sonraya alınıp mutlaka gidilmelidir. mevzubahis yerler turizmle ayakta kalmaya çalışan, halkını turizm gelirleriyle besleyen yerlerdir. eğer oraya giden turistler oraya gitmezse -ki burada şöyle cümleler duyar gibiyim; “gidecekler para yardımında bulunsunlar, orada tatil yapmayıp yardım etsinler…” (bunları geçelim ya da geçmeyelim daha sonra konuşalım)- oradaki halkı felaketin bir sonraki level’ı olan işsizlik ve açlık bekler. eğer bu sene planlarında felaketi yaşayan yerlere gitmek varsa, lütfen git ve orada harcamayı planladığın, biriktirdiğin paraları orada harca.
acun firarda’yı izleyenler (şimdi siz taş koleksiyonunuza bu nadide kuyu parçasını da eklemek istersiniz) sarkac’ın mantıkdışı olduğunu kabul saydığı yakınlık-uzaklık ilişkisinin, bizzat oky’nin dediği gibi olduğunu bilirler. bir taraftan buzhanelere kepçeyle ceset konuşlandırılırken, öbür yanda omuzlarına geçirdikleri havlularıyla bir film seti gezer gibi çevrede dolaşan sarı saçlı turistleri görürler. yahu sanki ben dedim ki “gülüşmeyin dalarım kafa kaş göz, gülünür mü lan ceset var sağda solda”. sanki ben dedim ki “yas tutun hüleen, üzülelim milletçe, elden bu geliyor”. nasıl böyle anlaşıldım ara sıra şaşırmıyor da değilim ama su koyuvermiycem. vic vega bir taraftan diyor ki “ölen ben olmadıkça sikerim tsunamiyi”, sonra da diyor ki “sikerim tsunamiyi kızlara bişey olmasın diye gösteriliyor bu turistçikler”. aha bak kendi ağızlarıyla diyorlar. savunsa da vic vega. bana şu haberi savunsana bi. ha zıtlaşmak değil mi gaye, sen kılıfını da uydurursun. kısacası sarkac’ın mesajı iyiniyetli, sakin, gerginlikten uzak gibi görünse de aynı mantık. sanki gidilen yerde halk kalmış da turizmle beslenecekler. ha bu arada, bu öyle müthiş bi grup da değil ha, öyle sayısı binleri geçmez belki de, onlardan gelecek parayı en küçük nüfuslu ülke bağışlıyor zaten merak etmeyin. hayret bi olay ya sinirlerim tavan oldu, sanki ben diyorum “eğlenmeyin”, daha olayın izlerini taşıyan bir yerde nispet yapar gibi hareket edenlere sözüm, diyorum ki “bi durun la bi durun hele”. sorması ayıp size ne oluyor?
kimi zaman gercekten sacmaliyorsunuz. kendi acilarinin bile farkina varamayacak sekilde egitilmis, gudulmus, sartlandirilmis bir insan soyuna, tsunami ismini bir amerikan filminden ote bir sey olarak algilamasi ve bu konuda duyarli davranmasi gerektigine dair kisisel telkininizi vermeye calisiyorsunuz. cok zor isiniz.
bu medya bizi birbirimize düşürmeye çalışıyo. amerikan oyunları bunlar. gelmeyin bu oyuna arkadaşlar. :Pkimseye zorla üzüleceksin, yas tutacaksın, eğlenmeyeceksin denmez ama bunları yapmayana da ters gözle bakılıyor işte. ordaki sen olsaydın, annen baban, kardeşin, eşin, çocuğun olsaydı edebiyatına da gerek yok galiba.bu değil de asıl mesele; ya bu güney asya – okyanus adaları halkları birleşip bi kavim göçü başlatırsa ne olucak? ulan biz yüzyıllardır çekiyoz bu dempremdir, yanardağdır, tsunamidir, yürüyün la daha sağlam topraklara gidiyoz derlerse. sağlam yer de yok gerçi.
tayland’ı turistler kurtaracak gibi birşey demiyorum,.. amerika’nın çükü kadar hollanda, amerikadan 1 milyon dolar fazla (36 milyon) bağışladı, para gidiyor, o konuda problem olmayabilir,..diyorum ki, -az beride ceset görme tehlikesi dışında- felaket bölgesine tatile gimekle yılbaşı gecesi boğulacasına gülüp sarhoş olmanın, ölenlere saygı duymak açısından zerre farkı yok,.. ben gitmezdim, ama giden gider, çok normal,.. isveçli johansson, tayland’ın karı kızı için oradaysa o onun bileceği iş, elbette gazetede onun demecini okuyacağız. “tatil için geldik ama çok üzgünüz ölenler için” diyen adamı niye gazetesine koysun ki the guardian bey, vatan hanım,.. böylesi çok daha dramatik değil mi?hem böylece oky gibi gazlanmak için dilleri dışarda bekleyenler de mutlu oluyorlar,.. çomağın peşinden biz koşuyoruz oluyoruz bir de, enteresanmış,..
karsisinda verdikleri tepkiler sadece kendi vicdanlarini ilgilendirir. kendimizden farkli davrananlari bunlar ne bicim insanlar diye yargilamak yerine ben olsam yapmazdim yapamazdim deyip onlarin da gunun birinde; dunyanin herhangi bi yerinde olan savas, katliam ve dogal afetleri kendi baslarina gelmis gibi karsilayip, dunyayi butun olarak gormelerini ve bu butunun bi yerinde aksayan bisey varsa bunun faturasinin butune kesildigi gercegini gormeleri icin, tanridan onlarin idrak kapilarini acip, kor gozlerine bi isik dilemekten baska yapicak bi sey yoktur simdilik.
çomak meselesini kapatıp kuyuya geçmiştik gerçi ama valla sıkıldım artık, pekala ben dilimi geri sokuyorum. ne yapayım alışkın değilim ben tatil yaparken az beride ceset falan görmeye, yadırgadım biraz, göndermeli bir başlıkla mim vereyim dedim, oysa eğlenmeyelim dünya insanları olarak gibi hiçbir laf veya benzeri kesinlikle çıkmadı ağzımdan, hala ve hala merak ediyorum nasıl öyle algılandım diye, ama uzatmıycam daha fazla. ki orada inatla “tamam abi geçti gitti, bak kızlar geliyor” düşünesiyle tatil yapmaya devam etmekte hiçbir sakınca görmediğini onbeş defa belirttikten sonra “gerçi ben olsam yapmazdım” gibi bir itirafla ne savunduğunu kendisi de bilmeyen biriyle münakaşanın anlamı yok. çünkü biliyorum ki ben “amma yas tuttular be” şeklinde mim verseydim, “ordaki gölcüklerin altında kaç kişi yatıyor biliyor musun?” şeklinde tepki alacaktım. hadi eyvallah.
Ben geçen gün televizyonda gördüm, kendi halkından insanlar deprem olduktan 2 gün sonra hiçbirşey olmamış gibi barlarda eğleniyorlardı. Şimdi biz ne yapmalıyız onlar öyle yaparken?
Valla siz öldükten sonra da insanlar yaşamaya devam eder.Camus böyle buyurur diye artislik yapmanın gereği elbette yok.Bu ölen arkadaşların da belki de bir çoğu yılbaşı ile ilgili program yapıyordu,o gün ne giyeceğini ya da nerde eğleneceğini düşünüyordu.Ama öldüler,bütün arzuları,hırsları ölümle birlikte yok oldu.Her saniye birileri ölüyor birileri doğuyor.Yani insanların ölümüne üzülmek saçma bir şeydir.
Kayıplara üzülme süresi ne kadar olmalı . Bunu kim belirleyecek ölü sayısına göre bir takvim mi hazırlanacak? Bu alaycı bi ahkam değil sadece bunun sınırı kişiye göre değişir demek istiyorum . Kimisi için 100.000 kişi bir istatistik olamaz mı ve kendi yakının kayıbı da trajedi ? Kimseyi takmadığı için suçlayamayız eğer suçlarsak birisi gelip 5 yıl oldu depremi ne cabuk unuttunuz dediğinde 5 yıl yetmez mi diyemememiz lazım
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
kimse kimse için yas tutmak zorunda değil. oraya gidip tatil yapmak için önceden plan yapıldıysa, para verildiyse, ölen sen olmadıkça elbette gideceksin,..yanlış olan, tatilcilerin haberde komple “sikerim depremde ölenleri, bura karı kız kaynıyor ooolum” hissiyatı içinde olan insanlar olarak lanse edilmesi. yoksa tatil yapmakta yanlış birşey göremiyorum,…
hadi len diyerek üslup değişikliğine gidiyorum.
hırsımı alamayıp devam ediyorum. güney asya’daki felaketler sebebiyle taksim’deki yeniyıl kutlamalarını iptal edip nişantaşı’na taşıyan (söz okan bayülgen’e ait) bir ırkın ferdi olarak veya olmayarak, acaba televizyonda şunları izledin mi? her yer küçücük gölcüklerle dolu, dibinde yüzlerce ölü olduğu varsayılıyor, etraf cesetlerin toplandığı manastır ve kumsalın bir-iki metre dibinde henüz çıkarılmamış bedenlerle dolu. yerli halkın taze acısına göz kırparak mı havlunu alıp güneşlenmeye gideceksin? başka yer mi kalmadı dünyada?
ya abi bu ne ya? dogaya karshi olan gucsuzlugunu, ezikligini, kadare karshi koyamamanin zavalliligini boyle mi atiyorsun uzerinde? taksimdeki eglencenin iptali resmen sacmalik otesiydi, yilbashinda eglenemeyen salaktir abi, hayattan cakmiyordur. insanlar öldüğü icin eglence duzenlendigini falan zannettiniz herhalde. “bu gece bunlari unutmayalim” diyip yilbashina dakkalar kala ceset goruntuleri giren tvlerle ayni kafadasiniz vallahi. Burdaki cogunlugu bilmem ama benim bu uzuc ‘millet aci cekiyor’ repliklerine ihtiyacim yok. Sizler bunlari gozume comak misali sokmadan evvel de bunlarin bilincindeyim ve hala da oyleyim, o yuzden comaginizi gozumden cekin!
vallahi az önce tuvalete gittimdi yarma, ulan dedim içimden, şimdi bu akıllılar benim mesajı ucuz kahraman oky şeklinde algılarlar tam olur dedim, inanır mısın, çişimi sağa sola fırlatarak koştum hafife. ehehe, aslında biliyor musun yarma, ben çomağı gözünüze sokmadım, öyle fırlatmıştım rasgele, peşinden koşan çok oldu nedense. ehehe. evet, ben de zaten taksim’deki eğlencenin iptalinin saçmalığının zincirlemenin isimlemenin tamlamasını şikayet ediyordum sizlere. 8.9 yetmedi yazdım ya, siz onu da kimbilir nası anlamışınızdır. yani illa basit cümleler kurdurursunuz insana, ilahi. ehehe.
– dalgaların vurduğu felaketi derecelendirebileceğimiz birçok sahil var. ekranlarımızda / gazetelerimizde felaketin göbeğinde tatil yapar görünen turistlerin lokasyonlarının oky’nin bu ahkamında söz ettiği göletlerin yakınında olduğunu düşünmüyorum. bu mantık dışı olur, kaldı ki haberlerde oraya tatile giden turistlerin yardım gönüllüleri olarak orada kalmaya devam ettiklerini de okumuşuzdur. yine düşünceme göre öyle bir ortamda hala tatil yapılabiliyorsa ve sayın vic’in belirttiği önceden plan yapıp paralarını ödeyen turistlerin oraya gitmesi, oradaki halk için oraya gitmemelerinden daha iyidir. bunun için zamanlama kötüdür; lakin oraya gidiş tarihi biraz sonraya alınıp mutlaka gidilmelidir. mevzubahis yerler turizmle ayakta kalmaya çalışan, halkını turizm gelirleriyle besleyen yerlerdir. eğer oraya giden turistler oraya gitmezse -ki burada şöyle cümleler duyar gibiyim; “gidecekler para yardımında bulunsunlar, orada tatil yapmayıp yardım etsinler…” (bunları geçelim ya da geçmeyelim daha sonra konuşalım)- oradaki halkı felaketin bir sonraki level’ı olan işsizlik ve açlık bekler. eğer bu sene planlarında felaketi yaşayan yerlere gitmek varsa, lütfen git ve orada harcamayı planladığın, biriktirdiğin paraları orada harca.
acun firarda’yı izleyenler (şimdi siz taş koleksiyonunuza bu nadide kuyu parçasını da eklemek istersiniz) sarkac’ın mantıkdışı olduğunu kabul saydığı yakınlık-uzaklık ilişkisinin, bizzat oky’nin dediği gibi olduğunu bilirler. bir taraftan buzhanelere kepçeyle ceset konuşlandırılırken, öbür yanda omuzlarına geçirdikleri havlularıyla bir film seti gezer gibi çevrede dolaşan sarı saçlı turistleri görürler. yahu sanki ben dedim ki “gülüşmeyin dalarım kafa kaş göz, gülünür mü lan ceset var sağda solda”. sanki ben dedim ki “yas tutun hüleen, üzülelim milletçe, elden bu geliyor”. nasıl böyle anlaşıldım ara sıra şaşırmıyor da değilim ama su koyuvermiycem. vic vega bir taraftan diyor ki “ölen ben olmadıkça sikerim tsunamiyi”, sonra da diyor ki “sikerim tsunamiyi kızlara bişey olmasın diye gösteriliyor bu turistçikler”. aha bak kendi ağızlarıyla diyorlar. savunsa da vic vega. bana şu haberi savunsana bi. ha zıtlaşmak değil mi gaye, sen kılıfını da uydurursun. kısacası sarkac’ın mesajı iyiniyetli, sakin, gerginlikten uzak gibi görünse de aynı mantık. sanki gidilen yerde halk kalmış da turizmle beslenecekler. ha bu arada, bu öyle müthiş bi grup da değil ha, öyle sayısı binleri geçmez belki de, onlardan gelecek parayı en küçük nüfuslu ülke bağışlıyor zaten merak etmeyin. hayret bi olay ya sinirlerim tavan oldu, sanki ben diyorum “eğlenmeyin”, daha olayın izlerini taşıyan bir yerde nispet yapar gibi hareket edenlere sözüm, diyorum ki “bi durun la bi durun hele”. sorması ayıp size ne oluyor?
kimi zaman gercekten sacmaliyorsunuz. kendi acilarinin bile farkina varamayacak sekilde egitilmis, gudulmus, sartlandirilmis bir insan soyuna, tsunami ismini bir amerikan filminden ote bir sey olarak algilamasi ve bu konuda duyarli davranmasi gerektigine dair kisisel telkininizi vermeye calisiyorsunuz. cok zor isiniz.
bu medya bizi birbirimize düşürmeye çalışıyo. amerikan oyunları bunlar. gelmeyin bu oyuna arkadaşlar. :Pkimseye zorla üzüleceksin, yas tutacaksın, eğlenmeyeceksin denmez ama bunları yapmayana da ters gözle bakılıyor işte. ordaki sen olsaydın, annen baban, kardeşin, eşin, çocuğun olsaydı edebiyatına da gerek yok galiba.bu değil de asıl mesele; ya bu güney asya – okyanus adaları halkları birleşip bi kavim göçü başlatırsa ne olucak? ulan biz yüzyıllardır çekiyoz bu dempremdir, yanardağdır, tsunamidir, yürüyün la daha sağlam topraklara gidiyoz derlerse. sağlam yer de yok gerçi.
tayland’ı turistler kurtaracak gibi birşey demiyorum,.. amerika’nın çükü kadar hollanda, amerikadan 1 milyon dolar fazla (36 milyon) bağışladı, para gidiyor, o konuda problem olmayabilir,..diyorum ki, -az beride ceset görme tehlikesi dışında- felaket bölgesine tatile gimekle yılbaşı gecesi boğulacasına gülüp sarhoş olmanın, ölenlere saygı duymak açısından zerre farkı yok,.. ben gitmezdim, ama giden gider, çok normal,.. isveçli johansson, tayland’ın karı kızı için oradaysa o onun bileceği iş, elbette gazetede onun demecini okuyacağız. “tatil için geldik ama çok üzgünüz ölenler için” diyen adamı niye gazetesine koysun ki the guardian bey, vatan hanım,.. böylesi çok daha dramatik değil mi?hem böylece oky gibi gazlanmak için dilleri dışarda bekleyenler de mutlu oluyorlar,.. çomağın peşinden biz koşuyoruz oluyoruz bir de, enteresanmış,..
karsisinda verdikleri tepkiler sadece kendi vicdanlarini ilgilendirir. kendimizden farkli davrananlari bunlar ne bicim insanlar diye yargilamak yerine ben olsam yapmazdim yapamazdim deyip onlarin da gunun birinde; dunyanin herhangi bi yerinde olan savas, katliam ve dogal afetleri kendi baslarina gelmis gibi karsilayip, dunyayi butun olarak gormelerini ve bu butunun bi yerinde aksayan bisey varsa bunun faturasinin butune kesildigi gercegini gormeleri icin, tanridan onlarin idrak kapilarini acip, kor gozlerine bi isik dilemekten baska yapicak bi sey yoktur simdilik.
çomak meselesini kapatıp kuyuya geçmiştik gerçi ama valla sıkıldım artık, pekala ben dilimi geri sokuyorum. ne yapayım alışkın değilim ben tatil yaparken az beride ceset falan görmeye, yadırgadım biraz, göndermeli bir başlıkla mim vereyim dedim, oysa eğlenmeyelim dünya insanları olarak gibi hiçbir laf veya benzeri kesinlikle çıkmadı ağzımdan, hala ve hala merak ediyorum nasıl öyle algılandım diye, ama uzatmıycam daha fazla. ki orada inatla “tamam abi geçti gitti, bak kızlar geliyor” düşünesiyle tatil yapmaya devam etmekte hiçbir sakınca görmediğini onbeş defa belirttikten sonra “gerçi ben olsam yapmazdım” gibi bir itirafla ne savunduğunu kendisi de bilmeyen biriyle münakaşanın anlamı yok. çünkü biliyorum ki ben “amma yas tuttular be” şeklinde mim verseydim, “ordaki gölcüklerin altında kaç kişi yatıyor biliyor musun?” şeklinde tepki alacaktım. hadi eyvallah.
Ben geçen gün televizyonda gördüm, kendi halkından insanlar deprem olduktan 2 gün sonra hiçbirşey olmamış gibi barlarda eğleniyorlardı. Şimdi biz ne yapmalıyız onlar öyle yaparken?
Valla siz öldükten sonra da insanlar yaşamaya devam eder.Camus böyle buyurur diye artislik yapmanın gereği elbette yok.Bu ölen arkadaşların da belki de bir çoğu yılbaşı ile ilgili program yapıyordu,o gün ne giyeceğini ya da nerde eğleneceğini düşünüyordu.Ama öldüler,bütün arzuları,hırsları ölümle birlikte yok oldu.Her saniye birileri ölüyor birileri doğuyor.Yani insanların ölümüne üzülmek saçma bir şeydir.
Tsunami Turizmi
Kayıplara üzülme süresi ne kadar olmalı . Bunu kim belirleyecek ölü sayısına göre bir takvim mi hazırlanacak? Bu alaycı bi ahkam değil sadece bunun sınırı kişiye göre değişir demek istiyorum . Kimisi için 100.000 kişi bir istatistik olamaz mı ve kendi yakının kayıbı da trajedi ? Kimseyi takmadığı için suçlayamayız eğer suçlarsak birisi gelip 5 yıl oldu depremi ne cabuk unuttunuz dediğinde 5 yıl yetmez mi diyemememiz lazım
ölünde eğlenelim…