Ibir tampon tak yaralarımadursun damağımın kanıbir anı gibi asılı kalsın havadatırnaklarımı geçirdiğim o bilindik heyulave durduğun durakları bir bir kurşunlayattığın adamlarıattığın adımlarıkoy saatli takvim yapraklarınave patlat çürümüş karın boşluğumdazaman bizim düşmanımız sevgilimonun sakın bağışlamaIIyalın anlamlardan geriyeağır bir hasta kaldı kollarımdaipimi bırak ellerindentasmama dokunmagörmüyor musun zaten seninbeni aynalara çarpan bu yanılsamatut kollarımdan sevgilimayağım kayıp düşeceğim şişenin içine yoksaIIIellerim uyuşuyor seni kokladıkçadizlerim tutmuyordudaklarım çatladı yine kuruluktangölgeme basmak günahgözlerime bakmak cehenneme götüren heyulabirkaç adım sonrası ölüm sevgilimsakın yanımdan ayrılmacelâl hikmet18309 istanbul
yorumlar
dergi çıkarıyoruz… =) desteğinizi beklerim efendim… =)başlangıç için detay bilgi aşağıdadır…
http://celalhikmet.sosyomat.com/blog/3013087
Bu satırı bir tampon tak yarağıma okudum.Sebebi hikmeti celalhikmet olsa gerek.
evet, ben insanların bilinçaltına hükmeden bi peygamberim… =)
deli bi kraliçeysen neden olmasın… =)
yeri ve zamanı biliyorsan deli olman mümkün değil… =)süpermarkete gidip hangi üründen ne kadar alacağını önceden hesaplayan ‘akıllı’lardan bi farkın olmalı değil mi?.. =)
peygamberlerin yaptığı işlemleri gerçekleştirebiliyorsan ve geriye bi tek ne olduğunu tanımlamak kaldıysa o zaman sorun yok ortada… =)adam kendi bilinçaltına hükmettiğimi söylüyor… beni peygamber ilan eden o, ben sadece tespitte bulundum… =)
evet zekilerdir… ama ben zekiyim diye ortada dolaşmazlar… 😉
=) bu konuda ne diyebilirim ki?.. =)
her baktığı yerden anlar… bak adam yarayı yarak olarak algılamış… =) ne diyebilirsin ki?.. =)keyifli bi durum aslında sanırım… =)
her=herkes…
burç yorumu gibi olmuş bu… =) ama emin ol bildiklerimden faklı şeyler söylememişsin… =)hayatı seçilmiş tercihler belirler… burda görünen saf halim değil, bunun farkına varmaman çok doğal; çünkü bunu göstermiyorum; göstermemeyi tercih ediyorum… ve şu an burda söylediklerimde bi deşifre değil… =) bu yüzden celal hikmet de benim gerçek adım değil zaten; mahlasım… =)kelimeler kendini kendine davet ettirir… ve yazar dışında bunların gerçek anlamlarını kimse bilmez… =) dert etmeye gerek yok, hepsinin farkındayım… =)düşüncelerini paylaştığın için teşekkür ederim… =) içtenliğin için de… ama başka bi yerde bunları konuşmayı tercih ederim… =)
“birkaç adım sonrası ölüm sevgilimsakın yanımdan ayrılma”şurası oldukça etkileyici
kukla düşün işte moruk… birileri sürekli seni başka yerlere sürüklüyor… birileri seni sürekli “kendi olmadığı” yere ve “kendin olmadığın” yere sürüklemeye çalışıyor… ve sen sevgiline sarılıyorsun kurtulmak için…seni oraya sürükleyen sevgilin olsa da… sen, seni sürüklerken o “kendi olmayan” sevgiline sarılıyorsun…öyle işte…
yaşar kurt’un kukla şarkısını anımsadım hatta duyumsadım”ipler kimin elinde” hesağbı
güzel bağlantı… =) öyle de bakabiliriz, ama onu düşünerek yazmadım… =)ruhuna sağlık… =)
benim için önemli olan kraliçe olman değil, deli olmandır… =) ben onu önemserim… ve sanırım sen de delilerdensin… =) iyi bi şey bu… =)
dingilsiz delilerdenim ben… ne yapacağım belli olmaz…mesala günün bu saatinde viski içiyorum… =) ve sanırım dördüncü duble bu… akşamdan da şaraplıydım… süper gidiyo hayat… =)biri para sorununa çözüm bulmalı ama… =) bi de kırmızı’mı yanımda istiyorum… özledim… =)
seko’ya yurtdışından gelen viski mi? bitirme sakın =)
@bestloser… bilmiyorum moruk… bana biraz bırakıp şişeyi alıp gittiler içeri… jack vardı ellerinde… çabuk gelmeye çalış… içerde şişeye ne yaptıklarını bilmiyorum… =)@buklet… sevmek illa dokunmak değildir… o her zaman benim yanımda… her zaman nefesini yanağımda hissediyorum… o benim sevgilim ve bunu bilmek bile yeterince keyifli… =)
muaehaeh tamam moruk bi maniniz yoksa gelirim ama yok bu gece iş yerinde kalcam yarın felan gelirim msn alayım bir ara senden böyle olmuyo şiirlerin altında konuşmak
nickin sonuna @hotmail.com koy birleşik yazıp; al sana msn… =) valla bizimkiler de bi yerlere gidecekler sanırım bu gece, bilmiyorum… yalnızım ben evde… alkol yok, bi bok yok… sanırım makarnaya sarıcam yine… =)anason atmayı düşünüyorum yoğurdun içine… =) beklerim… =)
bundan sonra başka şansımız yok zaten buklet… =) istediğimiz ve arzuladığımız da bu… =)senin de başına gelir umarım… =)
harika o zaman… =) dünyayı anlamlandırmak söz konus olduğunda aşktan daha güzel bi şey düşünemiyorum ben… =)bi de yazmak tabi… o da aşk olmadan olmuyo… =)
neden bahsediyor bu insanlar?..
Hiç etkilenmedim bu şiirden..
bunu da böyle kabul et öyleyse… =)
eyvallah moruk… =) beğendiğine sevindim…
Başka seçeneğim yok ki, daha iyilerini bekliyorum.. %)
üç kerede falan yazıldı bu şiir… sanırım o yüzden kopuk geldi sana… evde net yoktu, yeni bağlattık… üç kerede ancak bitti…bundan sonra yazar mıyım bilmiyorum… hayata küsmek için yeterince sebebim var…
Kendine saçmalama bari, tabii ki yazacaksın..Senin gibiler, bir tek kaleme eğilir..
Aradan çıkar mısın, Shadowy, gece gece Magnum aratma bana..
neye değer verip neye vermeyeceğimi sorguladığım ve bilemediği bi anda bunları söylemek çok yavan…
her şey ne kadar ucuz, değil mi?..
Değer vermen çok gerekiyorsa, az ver, çabuk bitirme..Değeri katık et..
peki söz konusu sevgilinse… bu konuda bi formül var mıdır?..
Aranız mı açıldı, yoksa, kırmızıyla..
ne olduğunu anlamış değilim… bi açıklama geldiğinde anlıcam her şeyi…
Bekleme, hemen ara derim..
hemen dediğin şey kaç defadan sonra gerçekleşiyor?..ben sizin kadar iyi türkçe bilmiyorum; bunu üçüncü söyleyişim… üzgünüm…
Kırılmış sanırım..Konuşabilseniz düzelir, belki biraz yalnız kalmak istemiştir..
bilmiyorum… susuyorum sadece şimdilik… konuşursam çok kötü şeyler olacak… tek bildiğim o…
Sen bilirsin, ama kırıcı olma sakın..
bana evde olduğunu söyleyip telefonu açmayan ve kardeşine eve gelmeyip başka bi yerde kalacağını söyleyen birine nasıl davranabilirim?.. ve defalarca aradıktan ve cevap vermedikten sonra telefonu kapatan birine ne diyebilirim?..ben o kadar iyi türkçe bilmiyorum… söyledim… üzgünüm…
Sakin oool, elbette açacak..Kırmızı çocukça hareket ediyor, konuşması şart seninle, aşkı geç, bu noktada insanlar ne kadar kızsalar da konuşabilmeliler..Kırmızı sen böyle biri değilsin, C.Hikmeti arar mısın lütfen..Ben niye karışıyorum ki size yaw..
benim kaybedecek bi şeyim yok moruk… bugün bi kez daha gördüm bunu… kaybederse insanlar beni kaybederler… ben öylece durup izliyorum, tek yaptığım bu…insan yorgunu diye bi şey varsa, o gerçek… defalarca tecrübe edilip sabitlendi bu…
pbk, ben senin kadar iyi niyetli olamayacağım bu konuda…” oğlumla 2 günlük tatile gidiyorum” diyen birinin otobüse binmesine saatler kala aslında sevgilisi ile buluşmaya gittiğini ( o ana dek tek sevgilisini kendim sanmaktayken üstelik ) öğrendiğim an, yediğim balyoz etkisinde sanırım celal hikmet şu an…
balyoz gibi cümle yalnız, bu da!
bilmiyorum moruk… beklicem… elbet bi mazereti vardır bunun da…
Aldattığını sanmıyorum Kırmızı nın..Kelebek sonra ne yapmıştın ve nasıl öğrendin..
ooo pilli pati, çekiç, balyoz hatta darbeli matkap az bile kalır varyaaa !
pbk gerçekten merak ediyormusun ?
biri şu viskiyi elimden alsın artık… kusmaktan midem ağzımdan çıkacak birazdan… =(
Tabii ki, buradan sadece bilgi edinmiyoruz ki, insan davranışlarını da öğreniyoruz..
biri @celalhikmet’e yardım etsin yoksa üzerimize kusacak. dinliyoruz @kelebek.
ama detayları böle uluorta nasıl anlatayım pilli pati, hem sen zaten ucundan acık biliyor olmalısın…
biri bana ölümün kolay yolunu göstersin…ya da burdan nasıl çıkacağımı?..
Ne ölümü yaa, gece gece sinirlendirme beni..Ona bir şiir yaz, akrostiş olsun, bu devirde bu olur mu diye, sevinir..
@kelebek imzaya da yeni dikkat ettim. o da ayrı bir balyoz!
ha onu bir sebebi yok aslına bakarsan..severim şebnemi..epeydir dilime takılınca imza yaptım..şebnem zaten direkt balyoz etkisi yapar insana, malum…
“beni buna mecbur etmeseydin, sana yalan söylemek zorunda kalmazdım…”, dedi kadın… adam doğrulup camın dibine gitti… dizleri tutmuyordu… saatine baktı; sekiz saattir sevişiyor olmalıydılar… parmak ucuyla çıplak meme ucuna dokundu adam, dergin ve soğuktu… arkadan bi çakmak sesi geldi; kadın üçüncü sigarasını yakmıştı… adam omzunun üstünden kadına doğru baktı… “git burdan…” dedi, “seni de kaybetmek istemiyorum…”… kadın sigarasından bi nefes daha aldı… çarşafı üstünden çekip yatakta oturdu bi süre… göğüsleri sarkık ve soğuktu… kasıklarına baktı, kuruydu… oysa henüz üç dakika önce sevişmişlerdi… üzerini giyinip ayağa kalktı… adam hala camdan dışarı bakıyordu… kadın çantasını alıp kapıya doğru yöneldi… arkasını dönüp, “gidiyorum, bi şey söylemeyecek misin?..”, dedi… adam omzunun üstünden kadına baktı, “görüşürüz…”, dedi gülümseyerek… kadın başını önüne eğip kapıya doğru döndü… ve gitti…bu ikisinin son sevişmesiydi…
bok gibi hissediyorum kendimi…
@kelebek, hangi parçası? merak ettim.
herkes gitti mi?..
sanırım artık kimse kalmadı…
yok ya… rahatlamadan uyumam mümkün değil… beklicem sabahı…
sakin ol dostum arzu edilene değil arzu etmeye aşığız.bir şairimiz demiş ki: sen git, gül benim açtığımdır ve sen kendini ne kadar seversen o kadar sevecek seni. Bunu bil.Şimdi yapman gerken önemli bir şey var… Vakit kaybetmekendini sev. Yoksa acı dinmez sadece artar…(en kötü ihtimale hazırlık)
hoççakal piili pati…
kelebekkk yüreğimi ağzıma getirdin, dedim paticik nereye gidiyorr..