Kadın kapıdan girdi; ince uzun bir beden, yaşama doymuş bakışlar, her adımıyla yeni bir macerayı çağıran tutkulu salınışlar. Omuzlarında biten iri dalgalı kestane saçları her adım atışında geriye doğru salınıyordu, zarif ve durgun ifadeli bir yüzü vardı. Üzerine oturan boydan çizgili beyaz bir gömleği, boyu dizinin hemen üzerinde biten, yandan yırtmaçlı eteğinin altına sivri topuklu ayakkabıları kadınsı her halini sergiliyordu adeta. Uzun siyah par düsesini elinde bir erkeğin taşıdığı gibi taşıyordu. Her kadında olduğu gibi elinde bir çanta yoktu; benim taşıyacak bir şeyim yok der gibi.Sağ elinin üzerinde, bütün zarafetini ve çekiciliğini gölgede bırakan, kedi gözü dövmesi vardı. Genel olarak süzüşüm sırasında elindeki dövmeyi fark edince başka şeye bakamaz oldum. Bir kadında böyle bir şeye ilk defa rastlıyordum. Onca seyahat, onca keşiflerde bulundum böyle bir şeyi hiç görmemiştim. Ve daha garip olan o elin genel görünümüyle çelişmemesiydi. Sanki hep onun bir parçasıymış gibi duruyordu. Etrafına bakıp göz gezdirdikten hemen sonra koltuklardan birine kendisini bir erkek gibi bırakarak oturdu ve bir bacağını, yırtmacını umursamadan, diğerinin üzerine attı. Elindeki par düseyi hemen yanına bırakıp ellerini koltuğun iki yanına koydu. Başını, düşünceli bir şekilde, arkaya yasladı ve yerde bir nokta bulup oraya bakmaya başladı. Kaşları çatıktı, belli ki oldukça ciddiydi düşündükleri. Sağ elinin işaret parmağını, ritim tutar gibi, kaldırıp indiriyordu.Karşı aynada kendime baktım, karanlıkta oturduğum için, silik bir siluet gibi görünüyordum, arada bir nefes çektiğim pipomun kıvılcımları aynada yansıyordu ve sadece, ışığın aydınlattığı, rugan ayakkabılarımın ucu görünüyordu. Oturduğum koltuğa yayılmıştım karanlıkta beni kimsenin görmeyeceğinden emin olarak.Kadın başını kaldırmadan “ Ne zamandır orada oturuyorsun?” dedi.Sesini sevmiştim, kadınsı demek yeterli değildi, etkileyici olduğu kadar huzur doluydu.“Sen gelene kadar burada oturmuyordum” dedim.Yarım bir ağızla umursamaz bir şekilde gülümsedi. “Ne kadar çapkınsın?” dedi.“Seni görmediğim, bulmadığım gün kadar çapkınım” dedim.Bir kez daha aynı şekilde gülümsedi. “Sende bana benziyorsun” diyerek başını kaldırdı ve benden yana baktı “beni izleyişini o karanlıktan bile görebiliyorum neden beni izliyorsun?”“Salonda ikimizden başka kimse olmadığı için olmasın” ukala bir şekilde.Daha önce bunu bilmiyormuş gibi etrafına baktı ve onaylarcasına başını salladıktan sonra tekrar geriye doğru yaslandı. Bir müddet öylece durdu. Aklına bir şey gelmiş gibi doğrulup par düsesinin cebinden kırmızı ipek bir fular çıkardı. Benden tarafa baktı. “ O içtiğin şeyin seni öldüreceğini biliyorsun değil mi?” dedi bir çırpıda, umursamaz ama pipoyu içişimden rahatsız olduğunu belirterek.Bu sefer onun gülümsemesi benim yüzümde belirdi “Bunu bana sadece sevgililerim söyler” dedim.“Senin sevgilin olmak istemiyorum, ki adını bile bilmiyorum.”“Garip bir kadınsın, beni tanıyormuş gibi konuşuyorsun ve hep hayatımdaymış gibi davranıyorsun. Konuşmalarında pervasızlık yok lakin umursamaz ve rahatsın” bir müddet sustum onu tekrar süzdüm baştan aşağı dirseklerini dizine dayamıştı ve elinde kırmızı ipek fularını tutuyordu ve konuşmamı tamamlamamı bekliyordu “Yani, garip bir kadınsın.”“Neden burada olduğumu bilmediğini sanıyorsun değimli” dedi kendinden emin bir edayla. “Ve sana bir şey söyleyeyim mi seni öldürmek benim için büyük bir onur olacaktı lakin bu gün değil. Bu gün benim tatil günüm, seni başka bir zaman öldüreceğim. Kaçma ya da saklanmaya çalışma seni bulmak benim için oldukça olağan, sadece işin heyecanını arttırırsın hepsi bu. Ve benim paramın diğer yarısını almamı.”Şaşırmıyordum, söyledikleri sanki olağanmışçasına dinledim. Çünkü her şeyi biliyordum. “Fuları bulmak zor oldu” dedim bakışlarımı yüzünden ayırmadan. Belki de hayatında hiç olmadığı kadar şaşkınca donakalmıştı yüzü, bedeni taş kesilmişti. Soluk alıp verişi başkalaşmıştı.“Nasıl?” dedi bakışlarını fulardan ayırmadan. “Peki neden öldürtmedin beni?” fuları avucunun içinde sıkıyordu.“Daha öncede dediğim gibi, seni bulmadığım gün kadar çapkınım” dedikten sonra ayağa kalkıp aynanın karşısına geçtim. Yapılı bedenimin aynadaki yansımasını izlemekten hoşlanırdım. Atletik bir yapım vardı ve henüz genç denilecek yaştaydım. Takım elbisemi tamamlayan şapkamı iki elimle düzelttim. Pipom ağzımdaydı, sol elimin tersiyle yüzümdeki kirli sakalımı sıvazladım. Kadın burada yokmuş gibi davranıyordum, ona gözümün ucuyla baktığım zaman benimle ilgilenmediğini fark ettim. Elindeki fulara bakıyordu ve şaşkındı. Kapsının önünde şık bir hediye paketi içinde onu bulduğu gün gibi şaşkın. Lakin bu sefer mutlu değil düşünceliydi.Kadının geldiği yerden ağır adımlarla çıktım. Pipomdan bir nefes aldıktan sonra onu tekrar ağzıma alarak iki elimi cebime soktum. Benimde çantam yoktu, taşıyacak hiçbir şeyim olmadığı için. Kemerim tabancamı yeterince taşıyabildiği için.Odama çıkmak için merdivenleri kullandım. Ağır adımlarla çıkıyor bir yandan kiralık katilimi düşünüyordum. Ve bendeki ruh yansımalarını. İlk yanımdan geçerkenki saçlarının kokusunu, o kadınsı salınışlarını, o zaman anlamıştım onun benim için geldiğini. Çünkü hiç kimse beni tanımasına rağmen böylesine umursamaz davranmamıştı. Ve hiçbir kadın beni böylesine ürpertmemiş ve etkilememişti.Odamın kapsını yavaşça açtım ve kapıyı kapatıp kilitlemedim. Işığı açtıktan hemen sonra pipomu söndürüp bir kenara bıraktım. Şapkamı çıkartırken aynada kendime son kez baktım. (Son kez diyorum çünkü bir kiralık katilin tatili uzun sürmezdi biliyordum.) Işığı kapadım ve yatağıma kıyafetlerimle uzandım, odanın penceresinden içeriye ay ışığı sızıyordu onu seyrederken uykuya daldım, bir daha uyanmayacağımı bilerek.———————————Garip rüyalar gördüm, gördüklerim arasına hatırladığım tek şey vardı o da kiralık katilimin kadınsı salınışı ve yüzündeki zarafetti. Cadden gelen sesle uyandım. Önce nerde olduğumu anlayamadım. Ölmüş olmam gerekiyordu. Pencereye doğru uzanan elimin içinde kiralık katilime gönderdiğim kırmızı ipek fular duruyordu. Fulardaki kadın kokusunu içime çektim. Yatağımın üzerinde doğruldum ve aynaya baktım. Kendime bunların olacağın biliyormuşçasına ukalaca gülümsedim. Aynamdan yatağın hemen sağında duran komidinin üzerindeki not pusulasını gördüm. Hemen uzanıp okumak için açtım, hiçbir şey yazmıyordu. Garip geldi.Ayağa kalktım banyoda yüzümü yıkadıktan sonra dolaptan temiz bir takım çıkarıp üzerime giydim. Aynada iki elimle şapkamı düzelttikten sonra önce pipomu yakıp ağzıma aldım, ardından akşamdan hazırladığım valizime çıkardığım takımımı yerleştirdim. Valizimi ve par düsemi alarak odadan çıktım. Bu sefer asansörü kullanmıştım. Resepsiyonda hesabımı kapadıktan sonra otelden çıkarken beraber kiralık katilimin köşede beklediğini gördüm. Şaşkındım lakin bunu belli etmediğimi biliyordum. Sanki bunu bekliyormuş gibi bakıyordum, hiç beklememe rağmen.Elleri par düsesinin ceplerinde, kaldırımdaki sokak lambasına yaslanmış, anlamsız bir ifadeyle bana bakıyordu. Tam o sırada siyah bir araba otelin önünde, tam karşımda durdu. Camları aynalı olduğu için içerisi görünmüyordu. Ön kapının penceresi aşağıya doğru indi. Ve karşımda kiralık katilimin aynı yüzü vardı. Şaşkın değildim diğerinden de haberim vardı. Sadece neden bu kadar geç kaldığını merak ettim. Sol kolu, elinde tuttuğu tabancayla beraber bana uzandı. Elinin üzerindeki kedi gözü dövmesi dikkatimi çekti. Göğsümün ortasındaki barut sıcaklığını hissettiğimde bakışlarımı hala dövmeden ayıramıyordum. Dizlerimin üzerine düşerken yarım ağızla gülümsedim ve ikinci mermiyi kalbimin üzerine yemiştim. Sokak lambasına yaslanmış duran kiralık katilime bakarken yere yığıldım. Onlar ikizdi ve ben ikisini de sevmiştim.Artık bütün sesler kesik kesik geliyordu kulağıma. Karşımda duran telefon kulübesinin camından kadının bana doğru gelişini gördüm. Önümde durdu. Cebinden kırmızı ipek bir fuların diğer eşini çıkardı. Fuların havada dalgalanarak önüme düşüşünü camdan izledim. Aynı kadınsı kokuyu duyabiliyordum. Kadınsı bir zarafetle salınarak arabaya doğru ilerledi. Açtığı kapıyı hızla kapadı. Tekerleklerin asfaltta sürtünme sesi ve lastik kokusu etrafı sardı. Camdaki yansımadan arabanın uzaklaşışını izleyebilmişti. Burnumda kadınsı bir kokuyla baş başa kalmıştım. Ve çok kısa sürede sesler sustu, sıcaklık soğudu, yaşam beni tek etti.Öldürmek için geldiğim bu şehirde biliyordum öleceğimi ama bu kadar geç değil.
yorumlar
anlamadım ben şimdi olayı, öldüyse adam bunları nasıl yazdı? bu birikincisi başını arkaya yaslayan kadın yerdeki bi noktaya nasıl bakabilir, ben denedim olmadı, acaba kadın olmadığım için mi beceremedim…
yakında değil uzaktaydı baktığı nokta ve başını uyur gibi yatırma arkaya dün bende denedim bunu yazmadan önce ondan sonra yazdım. koltukta ve koltuğun arka kısmının başından yukarda olduğunu düşün.
ve ayrıca bu yazıyı birinci ağızdan anlatım şekliyle yazdım. ya güzelim neden böyle olmayacak şeylere takılıyosun anlamıyorum ki. bi yazar olarak tercih ettiğim anlatım şekli birinci tekil şahısdır. bu yazıyı ben yazdım ölen adam değil. mantığının sınırlarını biraz daha geniş tut bence.
a evet o zaman olabilir, evde denerim tekrar,
bencede dene. dediğim gibi dün yazmadan önce denedim.
denicem, eee adam madem öldü nası yazdı bu yazıyı ona cevap vermedin
@KopanistiDe mortuis nihil nisi bene
neden ki?
haydaaaaaaaaaaaaaaaa kop bu yazıyı ben yazıyorum. BU YAZIYI BEN YAZIYORUM anladın. dedim ya birinci tekil şahısı tercih ederek adam yazmıyor. adam yazmıyor, adam yazmıyor. idrak edebiliyormusun. dedim ya mantığının sınırlarını biraz olsun geniş tut.
sen adamın ağzından yazdın yani, tamam şimdi anladımo zaman, Amor est vitae essentia
bu yazıyı ben yazdım ölen adam değil. mantığının sınırlarını biraz daha geniş tut benceKOP cevabını vermiş ya.
Ya öldürecen beni @kopanistiAsinus asinorum in sæcula sæculorum
. kop yetişkin olduğundan emin misin? yoksa somut işlem döneminde bir çocuk musun? iki saatte anca anladın bu kadar olur yaf.
Hopsss @zorkediarkadaş anlamayabilir.Gayet normal.Anlamadığını sorabilir o da normal.Ama cevabın biraz ağır gibi geldi bana.
Ave @kopanisti , morituri te salutant
istersen avukatlık yapmayalım laf ağır geldiyse o söyleyiversin bi zahmet.
hatta işlem öncesi döneme yansımaktadır bu durum.İşlem öncesi dönem(2-7 yaşları arası): bu evredeki çocuk nesnenin değişmezliğini kavrıyor olmasına karşın örneğin nicelik ya da derinlik gibi soyut özelliklerini kavrayamamaktadır. Bu evrede çocuğun düşüncesi, onun dünyayı algısal ve işlemsel nitelikler üzerinden sınıflandırmasına izin veren başlangıçtaki ilkel sözel şemalarından doğru gelişmeye başlar. Bunu ön-kavramlar kullanarak başarır.Nesnelerin değişmezliğini öğrenmiş olan çocuk, artık onları belli sınıflara ayırmayı öğrenmeye başlamıştır. Nesneleri büyüklüğüne, rengine, biçimine göre ayırır.
Vayyyy çocuk psikolojisi ve davranış biçimlerine dair derin söylemler.Hımmm.Bi yarım saat sonra bu yorum hakkında yorum yapıcam.Sssssssss
iyi yap bakalım ben bilimsel konuşuyorum, daha farklısı değil, sizdende aynı şekilde bilimsel yorum isterim. daha farklısı değil haberiniz olsun lütfen.
yazıların gün geçtikçe güzelleşiyor
eyvallah best,
yazının bende uyandırdığı his: adam sanki kendisini öldürmeleri için bu ikiz kiralık katilleri ayarlamış gibi duruyor… ayrıca pardesü kelimesini özellikle yanlış yazarak ve sıkça tekrarlayarak bir göndermede mi bulundun?
akşam mutfaktaydım, . bilimsel şekilde hemi de zorkedi. Sssssssss.
estağfurullah kimseyle şahşi bir problemim olamaz.Bence arkadaşa söylediğin kelime ağırdı.Gerçekten anlamadıysa, senin konuyu anlaması için zorlaman yanlış.Demek ki yazdığın konuyuherkesin anlayabileceği seviyeye getirmemiş veya acele yazaraktan konu dağılmış olabilir.Yok ama ben anlaşımak istemiyorum dersen o başka.İkinci mevzu arkadaş anlayıp ta anlamıyo ayaklarına yatıyo ise ve yazına anlamsız yere laf söylüyorsa sen konunda sonuna kadar haklısın.İstediğini söyle.Her zaman yanındayım.Ama yazınla ilgili nacizhaneözel yorumum şöyle;Yazında veya yazı denemende betimlemelere çok ağırlık vermişsin.(Türkçem ve edebiyatım her zaman zayıf olmuştur ama çok kitap okurum veya okumaya çalışırım.Beni Yazını okuyan sade bir vatandaş olarak düşün ve yorumlarıma öğle katlan)Bu betimlemelerinin uzun olması mesela beni sıktı.Konuyla bütünleşemedim.Karakterlerin birbirlerine söyledikleri sözleri ayrı bir satır olarak yazsaydın daha iyi olurdu.Çünkü kimin kime ne söylediğini takip etmek zor oldu benim için.Ciddi söylüyorum kimin kimi kiraladığını anlamadım.Hele yazını bilgisar monitöründen okuyunca daha da bi karışıyo.Mesela bu adam ölmek mi istiyor yoksa bir kadın tarafında öldürülme fikri ona haz mı veriyo.Ama en sonda adamın öldükten sonra ruhunun yaptığı anlatımlar harika olmuş.Bu biraz da 6.his filmini hatırlattı.Biliyorsun orada bruce wills ölüğmüş ta ki biz bu nu en sonunda anladık.Orda da filmin sonuna kadar bir şey anlamamıştım.Ama sonu harika bir duygu yaşatmıştı.Yazarına bu keskin zekasndan ötürü gıbta etmiştim.Her neyse bu yazını acele yazdığını var sayıp ona göre değerlendirdim.Gerçi senin örnek olarak 10 saatta hazırladığın bir yazıya yaklaşık 1 dk da eleştiri yazmak çok kolay.Bi de sana sormak lazım ne zahmetlerle hazırladığını.Ama sen buraya bir yazı koyupta bizim beğenimeze sunuyorsan eğer, bizim de bu yazı hakkında olumlu ve olumsuz düşünmek ve düşüncelerimizi buraya yazmak en doğal hakkımız.Yazdığımız bu eleştiriler şu an belki senin canını acıtabilir ama senin yazılarında mükemmeliyete giden en yakın araçların olacaktır.Üçüncü mevzuu şu çocuk gelişimi ile ilgili bilimsel yazın. Piaget sınıflandırması.Bu bir teori ve bu teori ile ilgili daha sonra yapılan çalışmalar bunların değişik ülkelerdeki ekonomik, kültürel ve sosyal yapıya göre farklılıklar gösterdiği ortaya koymuştur.Yani yüz de yüz doğru değildir.Not : @Zorkedi Bu yazıyı senin e mailine yazmıştım kıyamadım burda paylaşayım istedim.
X+AICILC, öncelikli olarak, yazımla alakalı hiç bir eleştiri beni incitmez bunu bilmeni istiyorum. ki zaten benim yazılarımın altında görmek istediğim yorumlaryazıma yönelik olmasıdır, yazıma dair eleştirilerinde teşekkür ederim.birincisi bir başkasının yazdıklarımı çabucak analayacağı yazılar yazmaktan hoşlanmam bu benim tercihidir. konuşmaları tırnak içinde belirtmekte tercih ettiğim bir stildir. diğer türlü oldukça basit görüyorum. yani bunlar benim şahsen yazılarımda kalıplaştırdığım tercihlerdiğer eleştirilerini de göz önünde bulunduracağından emin olabilirsin.ve bir eğitimci olarak piageti bildiğimi bilmelisiniz.saygılarımla…