sevgili plum hanım.. sefere gidiyoruz:))) ki dülsinya’yı bulamasak bile yolda boka çamura bata bata uslanır sonra hatta masklar yaparız. balo yaparız. yıldız denilen şeyler de bir nevi ajur diil midir.. böyle seramiğe delikler açmışlar yıldız şeklinde.
efsanevi şövalye yıllarca peşinde koştuğu kadına yani dulsinya’ya kavuşsaydı belki de iki gün bile dayanamazdı. belki de dünyanın en çekilmez kadınıydı. belki de yoktu. tabi kadın şöyledir kadın böyledir falan diyecek halim yok. sadece çamur atıyorum. yani dulsinya şovalye donkişot da onun hayalindeki sevgili olsaydı donkişot için de “bırak yav o deliyi” diyebilirdik. sonu yok bunun. travmatik bi durum.akşam bunları düşünüp uykulu bir halde hemen hemen her sabah attila ilhan‘ı gören ben’in aklına hep aynı şey gelir. “çok kadınlar sevdim zaten yoktular” çok kadın sevmedim belki o an öyle geliyor.zelig adında bir film var bilmem biliyor musunuz. woddy allen’ın yarattığı bir karakter zelig. yalanın nasıl başladığını ve inanırsan nasıl gerçek olacağını anlatmış sanırım. yani ben öyle anladım. tabi bunu şu kadarcık yazıdan anlamadım. filmde öyle diyor.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
indian hayırdır ?
göz yaşları çimende kaldı.
…kendi içinde !
gibi de yok mu bi çözümü???
gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
bir de rüzgarlı havalarda çıkma dışarı..
kimse bilmez, kimse bilmez
elbette Dülsinya’dır en güzel kadını yeryüzünün, hayalindeki sevgili zira.seramikten kap-kacak yapildigi gibi mask da yapiliyormus, balikli ajur da. Ellerime saglik olsun.Sarap tadinda birseyler iceyim simdi izninizle.
sevgili plum hanım.. sefere gidiyoruz:))) ki dülsinya’yı bulamasak bile yolda boka çamura bata bata uslanır sonra hatta masklar yaparız. balo yaparız. yıldız denilen şeyler de bir nevi ajur diil midir.. böyle seramiğe delikler açmışlar yıldız şeklinde.
tek bir linke baktım, onun sonundaki şiirin de konuyla ilgisini çözemedim.
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
efsanevi şövalye yıllarca peşinde koştuğu kadına yani dulsinya’ya kavuşsaydı belki de iki gün bile dayanamazdı. belki de dünyanın en çekilmez kadınıydı. belki de yoktu. tabi kadın şöyledir kadın böyledir falan diyecek halim yok. sadece çamur atıyorum. yani dulsinya şovalye donkişot da onun hayalindeki sevgili olsaydı donkişot için de “bırak yav o deliyi” diyebilirdik. sonu yok bunun. travmatik bi durum.akşam bunları düşünüp uykulu bir halde hemen hemen her sabah attila ilhan‘ı gören ben’in aklına hep aynı şey gelir. “çok kadınlar sevdim zaten yoktular” çok kadın sevmedim belki o an öyle geliyor.zelig adında bir film var bilmem biliyor musunuz. woddy allen’ın yarattığı bir karakter zelig. yalanın nasıl başladığını ve inanırsan nasıl gerçek olacağını anlatmış sanırım. yani ben öyle anladım. tabi bunu şu kadarcık yazıdan anlamadım. filmde öyle diyor.