Bu aralar ada çok sıcak.Heryer, herşey, insanlar kavruluyor. Bu yüzden olsa gerek(!), insanlar burada 14.00-16.00 saatleri arası uyur. Hem de her yaştan, herkes…Uyuyan bir devletin, uyulmayan kuralları! Avuç içi kadar bir adada, orana vurursak neredeyse Türkiye’de olandan fazla Trafik kazası oluyor. Neden araçların çokluğundan… Herkesin evinde en az iki, çoğunda da 3 araç var. İş arabası, Eş arabası, gezmek için araba, bayramlık araba falan. Burada herşey modadan ibaret. Düşünün ki yeni bir araba aldınız. Bir süre sonra yeni bi modeli geldi. Burada anında araba değiştirilir. Onun çocuğu şu okula gidiyor benimki de gitsin. Onun çocuğu keman dersi alıyor benimki de alsın. Bir sürü gereksiz moda ve gereksiz yarış. İki kardeş sırf bu yüzden birbirine giriyor. İki aile düğün günü nikahı iptal ediyor hem de ailelerden biri diğer aileden daha fazla çikolata yedi diye. Sanki çikolata kutusu suçluymuş gibi havuza fırlatılıyor. Ve en tirajı komik kısım. Bir sonraki gün adanın en tirajlı gazetesinde bir ilan: “Ben bilmem kimin oğlu bilmem kim, bilmem kimin kızı bilmem kimle hiçbir bağlantım kalmadığını tüm sevdiklerime duyururum.” Nokta…Evet! Bu adada insanlar biraz garip. Neye inandıklarını, ne için yaşadıklarını bilmiyorlar. Ama kesinlikle kendileri için yaşıyorlar. Burada yaşayan herkes kendi cebine girecek paraya bakar ve öyle yaşar. KTHY niçin battı sanıyorsunuz? Eğitim nasıl böyle dibe vurdu? Neden Adanın marka olan ürünleri teker teker tarih oluyor?Bu yazımda şu an gündemde yer eden KTHY konusunu ele alacağım. KTHY nasıl battı? Aslında “Battı mı batırıldı mı?” diye sorsak daha doğru olur.İki-üç haftalık bir olay bu. Çok taze ve çok güncel. Tabii yine sade vatandaş gözüyle anlatacağım. Biri çıkıp itiraz ederse bunu dikkate alsın. Zira benim gözümde bu şekilde yer etmiş demektir. İki-üç hafta önce herşey dedikodularla başladı ki, bu adanın en ünlü eylemi dedikodudur. Anında haber yayılır. Kısa zamanda duymayan kalmaz adada. Hatta medya bile haber doğrulanmadan ilk baskıya verir. Sonra seyreyle gümbürtüyü. Hemen yer yerinden oynar, ortalık bir anda karışır. İlk olarak çalışanlar eylem yapmaya başlar. Batan bir geminin tabanına eylem yaparak bir delik de onlar açar. Sonra bu bir avuç insandan çıkan ses bir anda bütün adaya yayılır. Hemen toplu grevler, mitingler başlar. Çoluk çocuk herkes yollara dökülür. Çoğuna sorun orada niçin bulunduğunu bile bilmez. Ama hep bir kalabalık oluşur. Peki bu batış hikayesinin nedeni nedir? .Şimdi içi su ile dolu bir kova düşünün ve biraz yükseğe asılı. Altında da bir sürü insan. İçlerinde suya ihtiyacı olan da var olmayan da. Fakat herkes eline bir çivi alıp kovayı deliyor. İşte şimdi o kova (KTHY) bomboş. Firma çalışanlarının bazılarının ömür boyu ücretsiz bilet hakkı, bazılarının 5-6 bilet hakkı ve bazılarının da tek bilet hakkı olduğunu biliyor muydunuz? Aslında çalışanlar kendi kazdıkları kuyuya kendilerini ittiler. Şimdi gelin bakın meydanlarda “KTHY batmadı batmayacak.” naraları atıyorlar. Oysa çoktan infaz gerçekleşti ve artık KTHY diye bir havayolu şirketi, yavruvatanın bayrağını üzerinde taşıyan bir şirket yok. Devam edecek….