Resim:
Resim:”Kence” “eartline”

Uyanıyorum bu şehre.Gün…Daha kara…Gözlerinden bile kara.Yağmur kokusu var havada….Her sabah ki gibi yine,ve yine,Kimse yok buralarda….
Yağmur yağıyor,İnceden inceye.Garip bir çekingenlikle.Not düşmeden akıl defterime,Üstü açık bir sır fısıldıyorum şehre….”Günaydın” diye…
Demin koptum geceden,Döküldüm mermer yalnızlıktan.Uzandım günün kantaşına,Söz değildi bildiğim “Günaydın“.
kesilen yerlerim de inattı…Sadece,Sensiz şehire,
AL’ına mavi bir rüyaydı….Nar kırmızısından çağırdım ilk sesi,Olmadı duyan,Ve olmadı cevaplayan.Kepenklerini açmayan yüzlere karşı,Almaya çalıştığım ilk ışıkları.İnatla susarak cevapladım,İlk kelamları…Gün..Mü?Öyle…Geçiyor işte …Bir büyücünün kapısında bırakıyorum yüzümü…Kelebeklerle örtüyorum ağzımı…Buzlu camlar ardında kalarak,Eskiyen taşlardan habersiz yaşıyorum…Anımı…Sonra…Vurulmuş bir gencin,Yarasından sızan kan kadar,Suda yanan güneş acısıyla,
Akşamları kucaklıyorum,AL’a inat bin tonda kırmızıyla…Gri bir, çölün ortasında….Geceyi alıyorum sonra koynuma,izliyorum suyu,her hazzıyla.Damla ve damlaVe damla…Kalbe inen her vuruşuyla…Ve gece…Yağmurla…Bir sessizlik olup çöküyor,İnsafsızca…Böylece tüm nefes anları ve aralarıÖdüyorum…Bir kalp atışı acısını…Ve tüm geceler….Gönlümün masalı.Ve biliyorum okuyorsun….Ve biliyorum,Ertesin gün,Beni bir masal gibi,UNUTUYORSUN