Nerdeyim? Tam olarak bilmiyorum ama nedense içimde sürekli birşey bunu soruyor. İlerlemek, sürekli ilerlemek.. Ama ne için.. nereye doğru? Boyutsuz, zaman kavramının bile insan tarafından yaratıldığı bir evrende ne yöne ilerlemek.Bazen şu Fight Club ın meşhur lafı aklıma geliyor. “Self-İmprovement is masturbation,masturbation is self-destruction”.
Bakıyorum da küçüklüğümüzden beri kahraman olmak üzere yetiştirilmişiz.. Bütün o çizgi filmlerde bile hep tek başına(!) bir kahraman vardır. Hiç ortaklık, topluluk arasında eriyip gitmekten bahsedilmez.Bu yüzden belki insanlar üzerlerine dikkat çekici sözde kendilerini ifade eden şeyler giyiyorlar. Kendilerinin farklı olduklarını varsayılması için.. Tam bir mastürbasyon bu anlamıyla. Peki ya ben. Bunu yapmıyorum ama çok da mutlu değilim. Herkes özel olmaya çalışıyor ve bende.. Bu yüzden bütün bu ilerlemeler.. İnsanların kafasını dolduran bütün bu felsefeden bilime, giysiden içeceğe herşey insanlara yaşadıklarını hissettirmek için yapılmış sanki. İşe de yarıyorlar doğrusu ama nedense bütün bunların içinde kendimi pek yaşıyor hissetmiyordum. Taki şu kendini geliştirme kurslarına gidene kadar. Peki ya sonra?? Kapıdan çıkarsın.. İçinde bir mutluluk, yapacağını bilmenin mutluluğu neyi yapacağını ne istersen peki sen ne istiyorsun? İşte benim 100 puanlık sorum. İlerleme insanların boyutlandırdığı evrende yanlızca insanların istediği yöne gitmekle olur. Peki ya ben ne yapıyorum.Kendimi basit görüyorum. Aslında kendine uzaktan basit, çürüyen bir canlıymış gibi bakmak hoş oluyor. En azından sürekli övdüğün Sokratesi biraz anlayabiliyorsun ya da şu 6 defa izlediğin Fight Club ı.. Sonuç?.. Yok.. İlerleme yok sadece doldurulmuş reklamlarımız var. Size ihtiyacınız olmayan birşey varmış gibi gösteren reklamlar.İlerlediğinizi hissettiren reklamlar.. Nedenini bilmiyorum belki sağ beynim çok etkisinde kaldı ama 1984 kitabında daha kötü bir gelecek görüyorum önümde. En azından orada yaşıyan son bir insan ruhu vardı(İnsan ne demekse!)..
yorumlar
Fight Club aah aah ne güzel filmdi muhabbeti beni çok kastı artık.bırak dağınık kalsın be,nedir bu büst tadında kasıntılık..ögh..öögggghhhh..Tyler Durden’ın ruhuna bi fatiha okumak lazım bazen,öyle kulaklarını filan çınlatmak lazım..hem “”Bazen şu Fight Club ın meşhur lafı aklıma geliyor. “Self-İmprovement is masturbation,masturbation is self-destruction”.””” madem bu kadar meşhur neden İngilizce yazdınız filozof kardeşim.Nedir bu İngilizce takıntısı..Biz Türkçe konuşuyoruz ve İngilizce bilmek zorunda da değiliz.”To be or not to be” demek ne kadar iğrençse “olmak ya da olmamak” demek de o kadar şıktır.
kalabaliklarin icinde ne kadar cok konussanda aktiv olsanda insanin icindeki benim icin bu boyle her zaman bi yalnizlik hissediyorum senin icinde boyle sanirim .bunlarin temeline inmek lazim acaba ne var ne yok sadece bir 10 dk dusunelim icinde ki sen sana ne dicek bence onu dinle!!!
ingilizce yazmazsa, ingiliz sömürgecisi olduğunu nasıl belli eder insan? değil mi ama…
Buraya yazdığın anda bitti Fight Club oldun Matrix. Follow the white rabbit neo. (Türkçe meali: Beyaz tavşanı kovala neo)