silah
Yolda yürürken şahsınıza yönelik sözlü sataşmalardan ve fiziki saldırılardan bıktınız mı? Evde yalnızken, tecavüze uğradıktan sonra SAMT’ ın olay yerine iş işten geçtikten sonra gelmesinden gına mı geldi? Sevgilinizi kızkardeşinizle sevişirken mi yakaladınız? Bizim Scud Füzeleri tam size göre! Bizim Scud Füzeleri, sizi cinsel tacizlerden, hırsızlıktan, sözlü sataşmalardan koruyacak yeni çağın en modern silahı! Bizim Scud Füzeleriyle aynı anda can güvenliğiniz de sağlanacak. Bizim Scud Füzeleri, işte bunu seviyorum…Hemen sipariş verin, aa++445611scdbzfz-1 beğenmediğiniz ürünü 1 tetral süre içersinde iade edebilirsiniz. Garanti süresi, 7 diverjans olup, Geridönüşüm Savunma Hakları 1. kutu ikinci katına uygun ölüm standartları sınavını başarıyla geçmiştir.
Bu üründen hemen almalıyım bir tane. Ama bir dakka. Önce rüya gösterebilen kontak lenslerden alacaktım. Sonra bunu alırım. Hem bu t-gözlükler de demode oldu. Bant kalitesi de düştü. Tüm paralel kanalları çekmiyor. Sokaktaki tüm ay işçilerinde de var. Önce leviant-lenslerden alırım sonra da bu füzelerden…Keşke tek sorunum bu olsa. Bu zamanda doğmak istemediğimi hep belirtmişimdir arkadaşlarıma. Şöyle 2000’li yıllarda. Tüm o savaşlardan önce. 3 atom savaşı, 1 sanal savaş ve her an kopması beklenen zahiri-atom savaşından önce. Dünya nüfusu bilmem kaç milyar iken.Şimdi nüfus 733 milyon falan. O kadar kötü ki hayat koşulları. Tek güzel yanı, sokakta sevişen insanları görüp, bu sorunlardan uzalaşabilmeniz.
seviş
Onlarla birlikte sevişince herşeyden uzaklaşıyorsunuz. Saatlerce, pozisyonlar, yeni pozisyonları doğuruyor. Bir cinsel münasebettir durdurabilene aşk olsun! O kadar zengin ki ortam, herkes katılgan herkes döktürüyor! Bu da sizi sorunlardan uzaklaştırıyor. Şimdi diyeceksiniz ki , o kadar icraat var neden meyvesi yok, nüfus 733 milyon… İşte sorun da burda. Onca atom savaşından sonra sağlıklı birey ve genlerin olmayışı, vücudu etkileyen sanal virüsler ve duvar arkasındakilerin kontrollü müdaheleleri olayı bu raddeye getirdi. Duvar ne diyeceksiniz şimdi de?
savaş
Yıl 3367. Dünya tüm zamanlarda 2 mekanik, 3 atom ve 1 sanal savaş yaşamış. İlk 2 dünya savaşı ağır silahlarla olmuş. 50 milyonlara varan ölümlere yol açmış. Ama 1. atom savaşı dünya için tam bir dönüm noktası. Beninli bir genç, birkaç fikir arkadaşıyla dünyanın dört bir yanındaki petrol bölgelerine sızıp, eş zamanlı bombalama eylemiyle tek gecede tüm dünyayı kaos ve savaşa sürüklediler. Eylemi yaptıktan sonra intihar ettikleri yerlerde bulunan zarflardaki kelimeleri birleştirince, Güçsüzdük, elimizden bir tek bu gelir, affedin bizi! ortaya çıkıyordu. Bu eylemden sonra koruyuculuğa soyunan Amerika ilk atom savaşında çöküntüye uğradı ve dört ayda sosyal ve ekonomik olarak dağıldı. Şimdi Küba’ ya bağlı bir cumhuriyet olarak uysal varlığını Küba-Rika olarak sürdürüyor. İkinci atom savaşı, Rusya ve Çin’ in doğalgaz ve su yüzünden birbirine girmesiyle başladı. Araya Hindistan’ da girince bombalar, zarf gibi yağdı ülkelere. Avrupa’ nın hakkını yemeyelim. Doğu’ daki Şangay Birliği’ ni dağıtmak için tüm basın ve teknolojiyi, ekonomik spekülatörleri kullandı. Sonuç 3 milyar ölü… Ortadoğu dümdüz. Şimdi Ortadoğu, Petrolya diye adlandırılıyor.
3. atom savaşı Arap Emirliklerinin 2900′ lü yıllarda gereksiz, niteliksiz ve güçsüz insanları sistemli bir şekilde yok etmeye başlamasıyla vuku buldu. Arap Emirlikleri’ ni bu düşünceye iten, geçmişin intikamını almaktı. Beninli gencin torunlarından… Çünkü Arapların en büyük sermayesi petroller, bir güçsüz Beninli yüzünden bir gecede havaya uçmuştu. Şimdi potansiyel Beninlilere karşı Arap Emirlikleri soykırım uyguluyordu. Ama işler düşündükleri gibi gitmedi. Arkasına Avrupa ve Küba’ yı alan Türkiye, Arap Emirliklerine yaptığı eylemi sona erdirsin diye 24 saat tanıdı. Süre bitiminde hala katliam yapan Arap Emirlikleri’ nin stratejik noktalarına atom bombası Türk Hava birliği tarafından bırakıldı. Sonuç, 700 milyon ölü. Ve geldik 1. sanal savaşa. Rus veya Alman olduğundan şüphe duyulan biri, bir gecede geliştirdiği programla mevcut devletlerin hepsinin dijital ortamdaki yapılanmalarını çökertti. Ardında yeniden güçlenmeye heveslenen Rus ve Almanlar (ki bu yüzden Rus veya Alman olduğu düşünülüyor) sanal sistem işgaline kalkışınca, ülkeler arası bir sanal savaş oldu. Bütün veritabanları kaybedildi. Uydular yörüngeden çıktı, uzaya gönderilen mekiklerle irtibat koptu. Ve teknolojik bir gerileme dönemine girildi.
geridönüşüm
Ve bugün. Hava bulutlu. Ultraviyole ışınları mevsim normallerinde. Geridönüşüm sokaklarından birinde yürüyorum. Arada bir SAMT ( sanal anında müdahele timi) intihara girişenleri yakalıyor. İntihar etmeye kalkışmak suç, intihar etmeyi düşünmek düşünce suçu. SAMT hemen olay yerinde olmasa da, vardıktan sonra, kişiyi pasifize ediyor. Kişi ölmüşse, boynuna taktığı çiple tekrar yaşama dönüp, intihar suçunda yargılanıyor. Duvarın arkasındakiler de bu durumu izliyor. Duvarın ardı… Bizim asla gidemeyeceğimiz yer. Bol çocuklu, bal, şarap, nefes, su ve ağaçlı bir dünya. Ve bizler yani, akvaryumdakiler… Bazen arkadaşlarımla bu konuyu konuşurken, SAMT’ lar gelip bizi ufaktan uyarırdı. Arkadaşlarımla hep üreyemememiz, geçmiş, gelecek ve duvar hakkında konuşuyoruz. Geçenlerde potansiyel zahiri-atom savaşından konuştuk. Son anda reklatörlerin müdahelesiyle savaşın eşiğinden dönüldü. İşin faturası yine bizlere çıktı. SSS-Borsası, bir günde AB34 oranında düştü. (SSS: silah, seks ve su)
SSS
Arkadaşlarımızın çoğu aramızdan ayrılmaya başladı. Azalıyordu sayımız. Bir salgından bahsediliyordu. Domates görümlü hormonlardan erkeklere bulaşan bir canlı, spermlerle beslenirken; çilek görünümlü hormonlardan bulaşan bir virüste ana rahminde döllenmiş yumurtayla besleniyordu. Bu resmen sonumuz demekti. Duvarın arkasındakiler bu durumdan ya bihaberdi ya da onlar da bu durumu gizliden gizliye izliyordu.
çatışma
Bazen iyice paranoya oluyorum ve sistemin yalandan ibaret olduğu kanaatine varıyorum. Düşünsenize, bizlerin çoğalamama gibi bir sorunu var ve hep buna bir bahane uyduruluyor veya bir hastalık türetiliyor? Bir de çip takılınca tekrar kaldğımız yerden devam ediyoruz ki o başka bir muamma. Kafamda biraz ağrı var, bir saniye… SAMT, şebekeler virüslerle işgal edilmemişse, olay yerlerine zamanında varmaya çalışsa da genelde hep geç kalır. Ve kişi ölmüş olur. Ardından Kader Çipi’ ni tekrar takarlar ve hayata devam eder. SAMT’ ın virüslerle kandırılması olayı başka bir boyut. Virüsler, olmayan yerde, olmayan kişiyi intihar ediyormuş ya da tecavüze uğruyormuş gibi gösterip, SAMT’ ı pusuya düşürüyorlar ve enerjip emiyorlar… Arkadaşlarımla bu konuyu konuştuğumda SAMT anında dibimizde biterken, in-en (intihar eden) kişi öldükten sonra SAMT anca gelebiliyor. Bizi duvarın arkasındakiler ufak bir çiple yönetiyor sanki. Ve bu sonuçları art arda koyup tartınca, Heyy, bi dakka. Ufak bir çip. Kader Çipi. Tabi yaa, Kade r Çi pi bizl er iinn bi san ii ye, bir ş eeyy ol uy or, DÜŞÜ NEM İY OOO R U M….. … .. .
yorumlar
duyan bilen çoktur:”üçüncü dünya savaşı ne tür silahlarla yapılır bilmem ama dördüncü dünya savaşı sopalar ve taşlarla olacaktır” einsteinyazınız harika olmuş. birkaç defa tutulabilseydi, yapardım.en kötü senaryolara göre bu toplu yokoluşa, yazınızdaki tarihlerden daha erken varacağımız düşünülüyor. benim düşüncem de o.
çok ıyı bır yazı olmuş ellerıne sağlık buddhala.yazıyı burası için mı yazdın? ayrıntılı bır romana çevrilebılır bence.hatta bır senaryo.
aslında bir senaryo için daha uygun. ama bu haliyle roman oluşturması zor. Üstünde çalışmayı düşünüyorum, bu halini sizlerle paylaşmak istedim, birgün belki roman kıvamına gelir, benim için daha erken 🙂 hem etkilendiğim filmlerden de kırıntılar var içinde. Bu olaylar daha erken de yaşanabilir soulinlimbo nun dediği gibi.
olmayacak şey değil , belki şu anda bunun küçük boyutlu halini yaşatıyorlar okyanusun ardındaki bilim adamları bilemeyiz ya da bildiğimiz va kitt bbii da ak ikaa :Pdoğan görünümlü domateslerden şahin görünümlü virüsler bulaşması ve kısırlığın belki de duvar ardındakiler tarafından elde tutulduğu fikrine kavuşmaları da bir deney olabilir. üreme yeteneklerini ellerinden almaya kalktığımızı öğrendiklerinde yemek yemekten vazgeçerek intihara kalkışacaklar mı? Kalkışırlarsa kader çipi , hayat pilini tekrar doldurunca tepkileri ne olacak? klonlamaya kalktığımız insanımsılar hangi şartlarda insan gibi dirençli olacaklar, her durumda üreyebilir oldukları zaman , işte o zaman 703i savaşı çıkartılabilir. bu riski göze almadan önce virüsler spermleri yumurtaları yese de doğurganlıklarını korumayı başarmalılar..dur dur gece gece olmadı okumak , dingin kafayla yine okuyup düşünmek lazım.. Eline sağlık..
Değerli bilim-kurgu yazarlarına baktığımızda da bunu görüyoruz, liberalizm adı altında kapitalizm iyice şiddetlenir, sınıflar azalır ve kapitalistlerin yönettiği bir oligarşi oluşur. Hatta, devletler ortadan kalkar ve çok uluslu şirketlerin operasyon alanları devletin ve bu şirketlerin yapılanması da devlet mekanizmasının yerini alır. Örneğin; General Electric hükümeti oluşur ve bu Seattle’da, New York’da, Hong Kong’da hüküm sürer; Detroit’te GM… Ve, vatandaş da çalışanlar olur; ama artık tek kabul gören ticaret olduğundan çalışanlar sözleşmeyle alınır ve satılır olur…İşte, bu ortamda, “terörist” saldırılar başlar. Hiç beklenmedik yerden aniden ortaya çıkan, bireysel, bilemedin 3-4 kişilik mikro gruplar halinde, esnek bir ağ yapılanmasıyla örgütlenerek merkezileşmeyen ve haliyle kısmi operasyonlarla çökertilemeyen, sansasyonel eylemler yapan gruplar…E, tabi bu arada, dünyadaki kaynakların ve ekolojik sistemin durumunu da düşünmek lazım. Tarım ortadan kalkar, büyük depolarda, genetik bilimi yardımıyla, yaşayan, koskoca, tavuk etleri büyütülür. Taşkömürü ocaklarından çıkarılan her tür toprak, kömür, kalıntı değerlendirilerek COHN gıdası üretilir (COHN : Karbon, oksijen, hidrojen ve azot. Organik bileşiklerin temeli olan elementler). İnsanlar bunlarla beslenmek zorundadır, çünkü, bildiğimiz anlamda doğal hayat insan tarafından yok edilmiştir. Ekosistemin bozulması sonucu hiç görülmedik büyüklükte iklim değişiklikleri, fırtınalar gelişir. Bu da şehirleşme ile ilgili alışkanlıkları değiştirir vs…Öngürülen buna benzer şeyler…
yada MATRIX
ellere sağlık yazı şahane olmuş @buddhala’nın ersin karabulut olma ihtimalini deerlendiriorm şimdi
yok ben ersin karabulut değilim abicim. Bu arada yorum yazan herkese teşekkürler…
teşekkürler