90 lı yılların sonu..Liseden mezun olmuşuz. Bir yandan üniversite heyecanı, bir yandan o yaşların ve / veya ergenliğin son dönemlerinin verdiği hırçınlık ve asilik üzerimizde.. Öğrencilik bitmiş, devamı olacak mı belli değil.. Peki ya iş bulabilecekmiyiz? Bulduk diyelim, hep çevremizde gördüğümüz robot misali, iş – ev arası dolanan insanlar gibi mi olacak hayatımız?Her şeyi sorguluyoruz, çoğu şeyi anlamsız buluyoruz, daraldıkça daralıyoruz..Sanki dünya üzerinde yaşıtımız olan birkaç arkadaşımız haricinde kimse bizi anlamıyor… Dinlediğimiz müzikten kıyafetlerimize, çaldığımız enstrümanlardan, yapmaya çalıştığımız müziğe, sırt çantamızdaki çizimlerden kulağımızdaki küpeye kadar sanki bakışlarla bile sorgulanıyoruz .Parasızlık bi yandan.Bir de baktığımız kız bize yüz vermediyse.. Al sana intihar sebebi..Çok daraldığımız zamanlarda, bazen balıkçı amcalarımızın üzerine muşamba gerili tahta iskelelerinde, onların da izni ile denize karşı sabaha kadar içerdik. Bazen kıyı bize yetmez, yanımıza ne bulursak (bira, şarap, ekmek, elma vs..) alıp, emanet aldığımız bir sandalla gecenin bir yarısı denizin karanlık sularının üzerinde ellerimizde şaraplar kürek çekerdik aradığımız huzura… Bazen de şarapçı ağabeylerimizin getirdiği şaraplara ortak olur, gitarımızla onların söylediği şiirlere eşlik ederdik..Arada bir de Taksim e kaçtığımız olurdu.Çoğu yaşıtımızın aksine biz pek sevmezdik orayı.En azından gündüz vakitlerinde…Geceleri daha güzeldi büyülü cadde.. Hatta o caddeden daha büyülü ara sokakları.. Geceleri giderdik taksime.. Sabahlamak için giderdik.. Her seferinde yeni hikayeler için.. Sabahın ilk ışıklarında bu güzel şehri ilk görenlerden olmak için.. Hemde o çakır keyif kafalarımızla..Bir gün yine çok daralmıştık.. Biz bi taksim yapalım dedik arkadaşımla bu gece. Bulundugumuz yerden gece son trene binip sanırım 01,30 gibi Haydarpaşa daydık.. Şimdiden söyleyeyim saatler konusunda çok emin değilim.. Neyse.. Haydarpaşa dan 1. köprü ayaklarına kadar yürüdük. Yukarı çıkıp köprü girişinde başladık otostop yapmaya.. Ticari bir taksi durdu.. Eliyle bize gel işareti yapıyor.. Bizde git işareti yapıyoruz ona ::)) Zaten az paramız var.. Bir de taksi mi tutacaktık? Taksici en sonunda geri geri geldi ve binin dedi..Meğer zaten karsıya geciyormus Beşiktaşa.. Boş geçecegime sizi de götüreyim dedi.. Teşekkür edip atladık tabi hemen.. Beşiktaşa vardıgımızda nereye gittiğimizi sordu.. Taksim e gidiyoruz biz dedik. O da kısmet bu ya Beşiktaş ta çıkarsa Taksimde de çıkar müşteri diyip bizi Taksim e kadar götürdü.. Binbir teşekkür ve minnettarlıkla indik taksiden.. Ne güzel.. Hala bu kadar iyi insanlar vardı demekki diye geçirdik içimizden..Önce ucuz döner ile karnımızı doyurduk.. Ehh tadımlıkta bir kaç midye dolma. (ki şaraba para kalsın). Bu arada saat 03,00 falan olmuştu.. Planımız ucuz bir şarap alıp, her zamanki arasokağımızda şarabı bitirmek ve kafamız biraz iyi olunca rock bar a gitmekti..Arasokağımızda bir apartman girişine oturup başladık şarabı çevirmeye.. Biraz sonra yanımıza evsiz oldugu her halinden belli, orta yaşlı bir adam yaklaştı.. Şarabınıza ortak olabilirmiyim? dedi.. Bir şartla dedik amca; ancak muhabbetin karşılıgında katılabilirsin bize…Şarap turnikesi 3 lü olmuştu.. Ve amca başladı anlatmaya.. Evsizmiş.. Oralardaymış hep. Ama bu gece İzmit e gidicekmiş..Dedik ne yapacaksın İzmit te? Hem bu saatte nasıl gidersin???Meger cezaevinden bi arkadaşı orada bir şantiyede çalışıyormuş.. Amcamızı da çagırmış.. E önümüz kış dedi.. Yatacak sıcak bir yer, sıcak bir tas yemek, cep harçlığı… Bu fırsat kaçmaz dedi.. Nasıl gideceğim konusuna gelince… Otoban gişelerine attım mı kendimi.. Oradanda evelallah giderim ben İzmit e dedi.. Hak verdik tabi amcamıza…O sırada giyimi düzgün 28-30 yaşlarında biri yaklaştı yanımıza .. Pardon dedi..Bir şey sorabilirmiyim?.. Buyrun sorun tabi dedik..- Şu karşı binanın altındaki dükkan sabah kaçta açılır acaba, biliyormusunuz?Maalesef bilmiyoruz dedik.. Ama hayrola? Neden sordunuz.?Bizim de davetimizle yanımızda diz çöktü…( Bu arada şarabımız yenilenmiş ve turnike 4 kişilik olmuştu.. boş şarap şişemizin üzerinde de bir gül eklenmişti evsiz amca tarafından…Bizim de masamızda bir gül olsun diyerekten..)ve başladı anlatmaya..- Ben Mimar Sinan da heykel okudum.. Okul bitince memleketime döndüm..(doğuda bir il şu an hatırlayamıyorum..) Ama baktımki memleketimdekiler benim sanatıma deger vermiyor.. onlar için meslek değil.. kendimi ifade edemedim.. beni anlayamıyorlar… yaptıklarıma bir anlam veremiyorlar.. bunun üzerine İstanbula döndüm tekrar.. İş aramaya başladım.. Bir süre eski okul arkadaşlarımın yanında kaldım.. ama kaç gün kalabilirsinizki arkadaşınızda? Kendimi fazlalık bir yük olarak hissetmeye başladım yanlarında..Param da her gün tükeniyor.. Bütün iş başvurularım reddedildi.. Şu an ise cebimde ancak memleketime dönebilecek kadar yol param var.. Az önce size sorduğum dükkan yarın sabah beni işe kabul ederse, cebimdeki para ile birkaç gün daha otelde kalabilirim.. Ama reddedilirsem bu parayla memleketime dönecegim tekrar.. O yüzden sabaha kadar dükkanın açılmasını bekleyeceğim ve para durumum yüzünden bu geceyi dısarıda gecirmem gerekiyor. Sabaha kadar dolanacağım..Daha bir efkarlanmıştık.. bu arada evsiz amcamız bizden kibarca izin istedi ve İzmit e dogru cıktı… şarabımızda bitmişti.. genç heykeltıraşla biraz daha muhabbet ettikten sonra, iyi dileklerde bulunarak vedalaştık.. Bara falan gidesimiz kalmamıştı o gece.. Bir kaç tur attık Taksim de.Heykeltıraşı görüyorduk arada yollarımız kesişiyordu bazen.. O da dolanıyordu bizim gibi..Kabataş a dogru yürüdük. Oradan Dolmabahçe nin önünden yalınayak Ortaköy e kadar yürüdük ayakkabılarımız sırtımızda serin kaldırım taşlarına basarak…. Sabahın ilk ışıkları gökyüzünü kızıllaştırmaya baslamıstı hafiften.. Deniz kenarına oturup günün doğuşunu izledik…Sonra birer bank ta kısa ama cok tatlı bir uyku cektik bogaz havasıyla.. Uyandıgımızda etraf kalabalıklaşmaya başlamıştı.. Bizde evlerimize doğru yola cıktık..Bir Taksim gecesi daha bitmişti..Hala hatırladıgım cok güzel bir geceydi..Sizinle paylaşmak istedim.. Evsiz amcamın o kışı sıcak bir yerde gecirdiğini , heykeltıraş arkadaşın ise o işe kabul edildiğini düşünmek istedim hep…. Biraz uzun bir yazı oldu ve yazım hataları için şimdiden affınıza sıgınırım..Anlatımımdan da fark edeceginiz üzere cok amatörüm.. Saygılar efenim..