bildirgec.org

ortaköy hakkında tüm yazılar

genç bir adamın midyeyle imtihanı

aylakadamveben | 06 September 2008 15:25

her gün ilgisizce önünden geçtiğim midye dolmacının önünden bugün de geçmekteyken,aniden karar değiştiriyor ve zınk diye duruyorum:niye duruyo bu bizim tavlanın önünde diyolar bence.ben kafayı kaldırmıyorum tavladan.sanki midyelerden midye beğeniyorum.ilk bir istinye’de yedim.işten çıkmıştım.benim gibi bi adamın ağzına yakışmadığını düşünüyosun değil mi bu kelimenin;iş..ah emekçi kesime dahil olduğum o günler,buna rağmen mutlulukla yadedemiyorum o günleri.sonunda inandırabildim galiba müşteri olduğuma.o beni bekliyo ben onu.bunun da var bi prosüdürü.bu bir kabulden ibaret olabilir mi?özgüvenden kaynaklanan bir kabul.herşeyin doğrusunu bildiğine inanmak.tam olarak öyle değil di mi..doğrusu şu;ben nasıl yapıyosam doğrusu odur özgüvenine sahip olmak.ben de yok işte o.dolmasını sadece bir kere denemiş olduğumu söyledim ya,tavasını çok yedim.bi kere beyoğluna her çıkışımda bi tür gelenekselleşmiş hareketle,o balıkpazarına doğru uzanan sokağa girer,her seferinde fiyatları en ucuz nerde diye kontrol eder ve bi sandviç arası alırdım.bi sandviç, dedim.sıcak mı olsun,dedi.zaten ne sıklıkla yiyorum ki,bari sıcak olsun be,deyip beklemeye başladım başında.iki çubuk attı yeni yeni kızarmaya başlayan yağa.bunun şerre alemet olabileceğini düşünmedim;düşünmemeye çalıştım;düşünmemek için kendimle mücadele ettim.ama heyhat!sandviçin karnını yarıp açan adam,bir çubuğu yerleştirdikten sonra yapacağı hareket hakkında ikinci bir fikre ihtiyaç duymadan ikinci çubuğu da yerleştirdi sandviçin yumuşak karnına.ve otomatik olarak fırladı fiyat iki katına..her yaptığının yapılması gereken en doğru hareket olduğuna inanan adam moduna girerek,bi tanesini açıp limon sıkalım abi,dedim yine gözlerimi tavladan kaldırmadan;kaldırmadım çünkü ne diyo bu ya bakışlarıyla karşılaşmaktan korktum.evet bir role bürünmüştüm ve bu rolün gerçeklikte hükmünün geçmediğinin yüzüme vurulmasından endişe ediyodum.sen bu endişeleri çok yersiz buluyo olabilirsin.eminim sen aynı pozisyonda şöyle sıcak bi selam vermekle başlar,ardından ufaktan bi muhabbete bile girerdin..olamayanadama temas etmekten duyduğun hicabı hissediyorum.bi arada ortaköy’deki midye tavacılara dadanmıştım.okuldan çıkınca ortaköy’e kadar yürüyodum.sorsan zayıflama yürüyüşü.ortaköy’de sonlanan yürüyüşümü sandviç arası midye tavayla taçlandırıyodum.bu ne perhiz bu ne midye tava,soslu..o sosu bi kere de evde denedik,denedi kızkardeşim.malzeme tamamdı da galiba,oranları tutturamadık.o tadın yanına bile yanaşamadık.öyle beyaz beyaz olur ya sandviçin,yarım ekmeğin arasında..biz pişirirken o beyazlık yeterince kızarmadığını düşündürttü bize..ya yaktık ya pişmeden aldık.elimize yüzümüze bulaştırdık velhasılı kelam.özensizce bi tanesini seçip açıyo ve limon sıkıyo,buyrunlayarak uzatıyo..bira yanında meze olarak da çok iyidir.okulda içeceğimiz zamanlar,o büyük kitapçının bi arka sokağındaki midye tavacıdan yaptırırdık birer yarım,bol soslu.bizimkilerin özel tercihi değildi.ben yoğun bi arzuyla isteyince biz de ondan yiyelim bari derlerdi,derdi..şimdi değişti; kokçuyum artık..koparılmış üst tarafı bir kaşık gibi kullanıp ağzıma götürüyorum midye dolmayı,yürüyüşüme devam etmeye başlamışken.yoğun pirinç tadı,ekşi..sana bişi söyliyim mi;oda midye oda midye diyceksin ama değil,tava sekiz numaraysa dolma iki bilemedin üç numaradır.bu söylediğimde bu şekilde kayıtlara geçsin..

İstanbul’dan İnsan Hikayeleri- 1 (iceberk)

iceberk | 21 June 2007 16:57

90 lı yılların sonu..Liseden mezun olmuşuz. Bir yandan üniversite heyecanı, bir yandan o yaşların ve / veya ergenliğin son dönemlerinin verdiği hırçınlık ve asilik üzerimizde.. Öğrencilik bitmiş, devamı olacak mı belli değil.. Peki ya iş bulabilecekmiyiz? Bulduk diyelim, hep çevremizde gördüğümüz robot misali, iş – ev arası dolanan insanlar gibi mi olacak hayatımız?

Her şeyi sorguluyoruz, çoğu şeyi anlamsız buluyoruz, daraldıkça daralıyoruz..
Sanki dünya üzerinde yaşıtımız olan birkaç arkadaşımız haricinde kimse bizi anlamıyor… Dinlediğimiz müzikten kıyafetlerimize, çaldığımız enstrümanlardan, yapmaya çalıştığımız müziğe, sırt çantamızdaki çizimlerden kulağımızdaki küpeye kadar sanki bakışlarla bile sorgulanıyoruz .Parasızlık bi yandan.Bir de baktığımız kız bize yüz vermediyse.. Al sana intihar sebebi..

On the rocks

hales | 25 March 2007 15:59

Mekan “On the rocks”, yılsa muhtemelen 1998 ya da 99. Doğumgünüm için yer bakıyoruz. Yaşımız küçük diye bizi almıyorlar; ama burası çok cool, keşke alsalardı diye iç çekerek kola içip pasta yiyabileceğimiz başka bir bar arıyoruz Ortaköy’de. Yıl 2007, tek başımayım bu sefer. Yalnız olarak bir yerlerde bira içecek kadar büyüdüm. 1 saat sonraki filmden önce çay kahve içecek (tabii ki denize karşı) bir cafe ararken canlı müzik çalınıyor kulağıma. Deniz kenarı sizin olsun diyorum, ben burda oturup eskileri düşüneceğim. Yine dibine kadar nostalji var kanımda: )

Oda Tiyatrosu

kaufman | 14 December 2006 00:36

Alo! Biz Komşumuzu Öldürdük.
Alo! Biz Komşumuzu Öldürdük.

Oda Tiyatrosu, 2006 – 2007 sezonunda izleyenleri kahkahalara boğacak bir komediyle tiyatroseverlerle buluşuyor: Alo! Biz Komşumuzu Öldürdük…

Ahmet ve Sakine,ortadan bölünmüş bir terası paylaşan komşulardır. Alt katta oturan komşuları asker emeklisi Sami, üst komşularının gürültülerinden, hatta varlıklarından rahatsızdır.

Ahmet’in çapkın bir adam oluşu ve birden fazla sevgilisi olması, onu zaman zaman zor durumlara sokmaktadır. Sakine’nin ise başı, kıskanç sevgilisi Can ile derttedir.

Diyelimki istanbula

romansmac | 26 July 2001 15:37

Diyelimki istanbula ilk defa geliyosunuz veya geldiniz 🙂 Sonuçta geldiginiz yer önemli degil eger dedigim gibi ilk kez geliyosanız en meşhur yerlerini gezmek istersiniz öncelikle sonrasında da dolaşabildiginiz kadar dolaşmaktır amacınız.Ben olsam once Ortakoy’e giderdim.

devamı için tıklayın