Di’li Geniş Zaman HikayeleriİSTANBULDA ÇAMURLU SUEskiden, yağmur yağar da sular toprak yoldaki çukurlarda birikinti oluşturunca, elimize kağıt, çalı çırpı ne bulursak alır o birikintinin üstünde yüzdürürdük, yağmurdan yağarken olmasa da yağdıktan sonra epey zevk alırdık.Altı yılım geçti İstanbul’da. Kar fırtınalarına, yoğun yağışlarına, trafik çilelerine, okul tatillerine tanık olduğum kent hemen her noktası kamerayla gözlense de yine insan hayatının pek de değer görmediği bir yer hala. Bundan yaklaşık 5 sene önce, yurt camından karın ne kadar da çok yağdığını konuşuyorduk arkadaşlarla. O zaman da büyükşehir belediyesi çalışıyordu, her şey içinde yaşayan insan için yapılıyordu. O fırtına sırasında da onlarca kişi Silivri yolunda mahsur kalmış, donmuş, ölmüş, korkulu anlar yaşamış ve ne kadar değersiz olduğunun bir kez daha farkına varmıştı.Eylül ün altısında meydana gelen ve deyim yerindeyse sular altında bırakan yağışlar belediyenin belini bükmüştü, oysa belediyenin bir afet koordinasyon merkezi vardı ve bu merkez ilgili dairelerle an be an ilişki içerisindeydi. Nasıl olurdu da kırk elli yılda bir yağacak yağmur kendini daha önceden belli etmemiş, Allah ın işi birdenbire ortaya çıkmıştı. Bunca insan gerçeklerle mi bilgilendiriliyordu yoksa geçiştiriliyor muydu şikayetler?Alttaki fotoğraf gibi miydi sabit maaşla çalışan ve aniden anayolda seyahat ederken suya kapılan insanın hali İstanbulda ? Bölgenin coğrafi özelliği nedeniyle bunlar olmuştu zaten, üstüne bir de “Allah ın takdiri” yoğun yağış, malum sıktığımız spreyler parfümler ozonu delmişti sayın belediye başkanının da onadığı gibi, valimiz yağma lafını edenlerin ağzına oracıkta biberi sürmüştü bile, televizyon kanalları ana haberden sonra selin pek uğramadığı yaşamları konu alan magazin programlarını ya da dizileri gösterecekti yine….Allah tan bir mani olmazsa önümüzdeki sene maliye hesaplarımızı tutturacağız, Allah tan bir mani olmazsa uzaya astronot gönderip aslında üzerimizde ne kadar uydu var göreceğiz, Allah tan bir mani olmazsa yollarımızı su basmayacak, Allah tan bir mani olmazsa deprem de binalarımız yıkılmayacak, Allah tan bir mani olmazsa öldüğümüz için suçlu duruma düşmeyeceğiz, Allah tan bir mani olmazsa….Her an yolda giderken sular seller altında kalmamız, bunun normalleşmesi, suçlunun o yoldan elini kolunu sallayarak geçiyor olduğumuz için biz olmamız, onca insanın yaşadığı doğayı coğrafyayı üstünkörü sadece yürümek ve uyumak için işgal ediyor olması , oyumuzu verip benim yerime bunları da sen düşün dediklerimizin aslında sadece bekledikleri….tüm bunlar rahatsız ettiler, birden, sel gibi üzerime çöktüler…..Ömer(di)