bildirgec.org

sel hakkında tüm yazılar

Dost , Kardeş Pakistan Yaralarını Sarmaya Çalışıyor…

firatocal | 23 August 2010 14:06

” Pakistan , Pakistan cive Pakistan ” ” Cive , cive , cive Pakistan ” …

benim gibi 30 lu yaşlarında olan olgun delikanlılar , TRT’ nin bundan 15-20 sene kadar önce canı sıkıldıkça çaldığı sempatik şarkıyı mütebessüm bir ifadeyele hemen hatırlayacaklardır… Dost , kardeş Pakistan ‘ ın gülen samimi yüzünün melodisidir bu şarkı , 20 yıldır benim için…

Şu sıralar tarihinin en büyük felaketini yaşayan Pakisan ‘ ın içler acısı hali ile her karşılaş mamda aklıma bu şarkı geliyor va canım çok acıyor… Sanki geçmişimin güler yüzlü hatıralarının paramparça edildiğini ve ruhumda ölümün veya cehennem yalnızlığının kol gezdiğini hissediyorum…

Pakili felaketzedeler perişan haldeler… Ülkede alt yapı çökmüş , tarım alanları tamamiyle zarar görmüş , açlık ve susuzluk baş göstermiş ve 600 bin insanın ne halde olduğu meçhul durumda… Resmi rakamlar ölü sayısını 1500 olarak verse de ülkemizde yaşadığımız felaketlerden tecrübeli olduğum için bu resmi (!) rakamların hiç de gerçekleri yansıtmadığını düşünüyorum… Hadi diyelim doğru… sadece bununla kalmayacak malesef… Salgın hastalıklarla ikinci bir ölüm dalgası daha bekleniyor… Haiti ‘ de yaşanan insanlık daramı benzeri bir tehlike kapıda…

Birleşmiş Milletler ‘den gelen yetkililer yaşanan felaketin , 2004 Hint Okyanusu Tsunamisi , 2005 Keşmir Depremi ve 2010 Haiti Depremi fellaketlerinin toplamından çok daha fazla trajik ve derin yaralar açan bir etkisi olduğunu vurguluyorlar… Uluslararası toplum da felakete çok duyarsız kalınca , katlanarak artan acı , ülkenin felaket bataklığına giderek daha derinlemesine saplanmasına sebep oluyor… Dikkatimi çeken nokta , felaketin Ramazan ayına denk gelmesine rağmen müslüman ülkelerin Pakistana olan kayıtsızlıkları… Dünya genelinde tüm müslüman ülkeler içinde onlara en çok yardım elini uzatan ülke yaklaşık 11 milyon dolar ile Türkiye…

Birleşmiş Milletler ilk etapta acilen 460 milyon dolaralık yardıma ihtiyaç duyulduğunu söylese de , şu ana kadar bu yardımların ancak üçte biri sağlanabilmiş durumda… İşin en kötü olan tarafı da , gelen yardımların köpeğin önüne atar gibi verilmesi… Eğer bu yardımların arkası gelmez ve Pakistan uluslararası arenada yalnız bırakılırsa , kısa bir süre içerisinde 3 buçuk milyon çocuğun ölümüne engel olunamayacak… Ülkenin yeniden inşası için 10 milyar dolar gibi akla hayale sığmayacak bir meblaya ihtiyaç var… Devletin bu yapılanmayı tek başına sağlaması ise pek mümkün görünmüyor…

2009 yılının Fotoğrafları

selamivega | 30 December 2009 21:22

2009 yılını geride bırakırken reuters editörleri tarafından seçilen 2009 yılının fotoğrafları, bunlardan ilki h1n1 şüphesiz 2009 yılının kabusu olan bu hastalık ilk sırada;

h1n1
h1n1

buda istanbul’dan yılın fotğrafı;

h1n1
istanbulda sel

River of no return..

haupbahnhofstr[pilli_silinen_hesap] | 18 September 2009 09:54

Seksen’li yıllarda sinema günlerinin, yönetmen haftaların da, yönetmenin en iyi filmleri gösterilirdi..

Filmi izlememizi, taksim-kadıköy dolmuşunda şöför salık varmişti; Adamın, sinema bilgisi dudak uçurtacak cinstendi. strapenteli 8’lik dolmuşta, sus-pus olup, yol boyunca adamın sinema konusundaki ahkamlarını dinledik. gerçekten inanılmazdı; Filmlerin senaristinden, görüntü

yönetmenine, kurgusundan bütçesine kadar her şeyi biliyordu.. nerdeyse set işçilerini sayacak!
Film yeni melek sinemasında oynatıldı “river of no return” dönüşü olmayan nehir. yüzyılın en iyi western’lerinden, diye kritik edilmişti.Belki de marilyn monroe, filme ayrı bir renk katmıştı.
Film, vahşi batı’da gelecek arayan baba-oğulun hikayesini anlatıyor. sonradan aralarına anne olarak monroe katılıyor vs.
Bu filmi hatırlatan neydi bana?
Son sel felaketi elbette; Tıpkı filmdeki gibi, adeta azgın bir nehirle boğuşan babanın bir benzeri, minik kızının sel sularında ellerinden kayışını yaşayan annenin dramı..
Bu çok hazin ve yürek yakıcı..Dila’nın, ne ölüsü ne dirisi bulunabildi.
Doğanın, asıl efendimiz olduğu bir kez daha belli oldu; Ancak bazen de bizler onu efendimiz olmaya zorlamıyor muyuz?işte o bölgede olup bitenler, can -mal kayıpları.. insana dayalı bir pervasızlığın neticesinde , gene insanların hırslarını gemleyememesi sonucu, alabildiğine büyümek hırsının bir tezahürü değil mi?

farelerin yuvaları bozuldu.

massay | 14 September 2009 14:57

atasözleriyle eylül 2009 türkiye.
1. allah verirse el getirir, sel getirir, yel getirir:
milletçe isminin ne olduğuna bir türlü karar veremediğimiz durum. yağma mı desek, açık hırsızlık mı desek ne desek.
bay ve bayan yağmacılar kameralara el sallama eylemini ihmal etmek istemediler.
deşifre oldular. gözaltına alındılar.
dünyaya yağmacı millet ilan edildik.

2.alçak yerde yatma sel alır. yüksek yerde yatma yel alır:
milletçe nerede yatacağımızı şaşırdık.
çok katlı evlerde, üst katlara misafirliğe gidildi. böylece üst katta oturan komşuyla tanışıldı. milletçe kaynaşıldı.
tek katlı evler, şirket depoları, tır garajları, hastahaneler, fabrikalar misafirliğe gidemediler.” biz kendi yatağımızda yatarız.”
ne yatağı
” dere yatağı “

İstanbul da Çamurlu Su

turte | 14 September 2009 14:15

Di’li Geniş Zaman Hikayeleri

İSTANBULDA ÇAMURLU SU

Eskiden, yağmur yağar da sular toprak yoldaki çukurlarda birikinti oluşturunca, elimize kağıt, çalı çırpı ne bulursak alır o birikintinin üstünde yüzdürürdük, yağmurdan yağarken olmasa da yağdıktan sonra epey zevk alırdık.
Altı yılım geçti İstanbul’da. Kar fırtınalarına, yoğun yağışlarına, trafik çilelerine, okul tatillerine tanık olduğum kent hemen her noktası kamerayla gözlense de yine insan hayatının pek de değer görmediği bir yer hala. Bundan yaklaşık 5 sene önce, yurt camından karın ne kadar da çok yağdığını konuşuyorduk arkadaşlarla. O zaman da büyükşehir belediyesi çalışıyordu, her şey içinde yaşayan insan için yapılıyordu. O fırtına sırasında da onlarca kişi Silivri yolunda mahsur kalmış, donmuş, ölmüş, korkulu anlar yaşamış ve ne kadar değersiz olduğunun bir kez daha farkına varmıştı.
Eylül ün altısında meydana gelen ve deyim yerindeyse sular altında bırakan yağışlar belediyenin belini bükmüştü, oysa belediyenin bir afet koordinasyon merkezi vardı ve bu merkez ilgili dairelerle an be an ilişki içerisindeydi. Nasıl olurdu da kırk elli yılda bir yağacak yağmur kendini daha önceden belli etmemiş, Allah ın işi birdenbire ortaya çıkmıştı. Bunca insan gerçeklerle mi bilgilendiriliyordu yoksa geçiştiriliyor muydu şikayetler?
Alttaki fotoğraf gibi miydi sabit maaşla çalışan ve aniden anayolda seyahat ederken suya kapılan insanın hali İstanbulda ? Bölgenin coğrafi özelliği nedeniyle bunlar olmuştu zaten, üstüne bir de “Allah ın takdiri” yoğun yağış, malum sıktığımız spreyler parfümler ozonu delmişti sayın belediye başkanının da onadığı gibi, valimiz yağma lafını edenlerin ağzına oracıkta biberi sürmüştü bile, televizyon kanalları ana haberden sonra selin pek uğramadığı yaşamları konu alan magazin programlarını ya da dizileri gösterecekti yine….

İş Ahlakı

dimoedes | 11 September 2009 18:19

İstanbul’da yaşanan sel felakati herkesi üzmektedir. Vodafone firmasının alıcıları bu selden etkilenmiş. Telefonuma gelen özür mesajında bu açıkça belirtilmişti. O an eh işte ancak bu kadar olur demiştim hem gülmüş hemde küfür etmiştim. Bir yere önemli birşey yapıyorsun ve her türlü olasılığı düşünmeden bu aleti oraya yerleştiriyorsun gibilerinden bir düşünceydi.
Bugün gelen mesajda tarih belirtilerek konuya tekrar değinilmişti özür dilnemiş ve o gün içerisinde yapılan görüşmelerin ücretsiz olduğu belirtilmişti. Mesajı okuduğumda gülümsedim ve tebrik ettim iş ahlakı böyle olur dedim. Tabii kimi insanların aklına ayıplarını kapamak için böyle bir yol seçmişler gelebilir onların düşüncesidir bişey diyemem. Ama iş ahlakı böyle olmalıdır.

Sel felaketinde Vodafone da battı

empi4 | 11 September 2009 17:49

İstanbul’da meydana gelen sel felaketinden sonra Vodafone’da bazı sorunlar yaşanıyor. Veri santralinin çökmesi sebebiyle kullanıcılar şebeke problemi yaşıyor ve arama gerçekleştiremiyor. Ayrıca hatlarında kontör bulunan müşteriler kontörlerinin silindiğini, sıfır kontörü olan müşteriler de sınırsız arama yapabildiklerini belirtiyor. Şu an itibariyle vodafone.com.tr sitesine de erişim yok.

Sel felaketi büyük şirketleri de etkiledi
Sel felaketi büyük şirketleri de etkiledi

Vodafone Türkiye yetkililieri, İstanbul-İkitelli Basın Ekpres yolu üzerinde bulunan veri santralinin, yoğun yağış nedeniyle bu sabah 07.50 itibariyle kullanılamaz hale geldiğini bildirdi. Ayrıca Vodafone bazı müşterilerine şu şekilde mesaj yolladı:

“Değerli müşterimiz, sel felaketi İstanbul İkitelli santralimizi etkilemiştir. Bazı bölgelerde kesintiler yaşanabilmektedir. Anlayışınıza teşekkür ederiz.”

Vodafone’a geçmiş olsun dileklerimizi iletiriz…