bildirgec.org

İhsan Oktay Anar

cemazulevvel | 28 January 2008 22:38

Önce biraz kuru bilgiler verelim:İhsan Oktay Anar, 1960 Yozgat doğumlu… Liseyi İzmir’de bitirdi, ardından Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümüne girdi. Yüksek lisans ve doktora eğitimini de Ege Üniversitesi’nde yaptı, şu an aynı üniversitede öğretim üyeliği görevini devam ettiriyor…Yeter mi? Fazlasıyla yeter hem de… Hakkındaki bu tür bilgiler çok da önemli değildir zaten.

Önemli olan şudur ki; bu toprakların sahip olduğu, ama nedense, özellikle son yüzyıl içerisinde hep inkâr edilmiş yahut unutulmuş yanlarımızı gözler önüne sermiştir İhsan Oktay Anar. Bir nevi bizim gücümüzü yine bizlere göstermiştir. Binbir gece masallarından eski Fars destanlarına, anonim hikâyelerden, efsanelerden, mitolojik kahramanlara kadar unutulmuş ne varsa, hem de nasıl becerdiği bilinmez, aynı samimiyetle ve de benzer duyguları uyandırarak anlatır bizlere. Tabi ki direkt olarak binbir gece masallarından alıntı yapmaz İhsan Oktay Anar, ya da destanlardan, mitolojiden… Ama onlardan beslendiği çok bellidir… Ve romanları da, tıpkı o beslendiği güzel eserler gibi, bizleri hayal âlemlerinin en ücra köşelerine kadar gezdiren, yeni isimlerde ama tanıdık giysi ve hallerde, yani bildik insanlarla tanıştıran birer şaheserdir. İnsana yaşadığı toprakları daha bir sevdiren romanlardır bunlar.Bildik şehirlerde, semtlerde yaşanan olağanüstü durumlar, ilginç hikâyeler ve mucizeler bu topraklara daha bir sıkı sarılmamıza neden olur. İhsan Oktay Anar’ın romanlarını okuduktan sonra İstanbul ne de farklı görünür bizlere… O, insanı gün be gün içine çeken lanetli bir bataklık değildir artık… Trafiğinin, berbat havasının, keşmekeşinin arkasında, görebilen gözler için çok daha öte şeyler vardır aslında. Galata kulesinde nöbet tutan yeniçerinin uykulu gözleri, halice yanaşan kalyondaki aşçının sarf ettiği okkalı küfür, gizli örgütler, loncalar, şehrin dışındaki bekâr odaları, külhanlar ve çengiler çargâh makamında yazılmış bir eser gibi uğuldar kulaklarımızda ve gerçek gizemin esintisi içimizin ürpermesine neden olur. İlk kitabı Puslu Kıtalar Atlası belki de en çok sevilen, en popüler eseridir. Sonraki romanlarında da karşımıza çıkacak bir Uzun İhsan Efendi vardır mesela. Durmak bilmez uyku uyumaz hınzır çocuk Alibaz… Ebrehe’si, Kubelik’i, daha neler neleri… Yıl 1995’tir…Ardından Kitab-ül Hiyel gelir (1996). Yafes Çelebi namında bir mucit, hatta yaşadığı çağdan yüzyıllarca ileride olan bir dahi… Sırrı kendinde saklı Davud namında bir çocuk ve daha niceleri… İlkine göre biraz daha ince, ilginç çizimlerinde yer aldığı anlatımı akıcı güzel kitap…Yıl 1997, Efrasiyab’ın Hikâyeleri… Yapı itibarı ile diğerlerinden biraz daha farklı, daha masalsı, ikinci üçüncü kez okunduğunda diğerlerinden daha güzel bulunan romanı…Sıra geldi Amat’a… “Ulan bu adam nasıl bu kadar şeyi bilebilir, sanki gitmiş görmüş, o dönemlerde bire bir yaşamış mübarek” dedirten türdeki güzel eseri… O dönemler hakkında öylesine şeyler yazmıştır ki İhsan Oktay Anar, okuyanlar, onları yazabilmesi için yine o konularda yazılmış ve o çağları anlatan yüzlerce eseri hatmettiğini tartışmasız kabul ederler. Bu kadar eseri okuduğu için onu takdir ederler, birazcık da kıskanırlar… Sene 2005 tir… Ve Suskunlar(2007)… Tasavvuf ehillerinin hayatlarını bir de buradan okuyun derim. Okurken de kulağınıza gelen melodilerin sizi alıp götürmesine sakın karşı koymayın… O gittiğiniz yerler güzel yerlerdir…

yorumlar

scythe | 29 January 2008 14:48

söyleyecek fazla bişey bırakmayacak kadar güzel anlatmışsınızgerçekten insanda “o dönemdemi yaşadı” yada “kardeşim bu adam aslında denizcimiymiş” falan hislerini uyandırıyor okudukça.diğer unsur ise betimlemedeki güçlülüğü. okuduktan sonra üzerinden zaman geçince, acaba kitabını mı okumuştum filmini mi seyrettim hissi uyanıyor …

exorientelux | 29 January 2008 19:29

Puslu Kıtalar Atlası kitapları arasında en iyisi denir genellikle ama Suskunlar, yazar olsaydım işte bu kitabı yazmak isterdim dedirtecek cinsten harika bir roman. Okumayanlara şiddetle, hiddetle, kuvvetle tavsiye ederim.

noktafa | 30 January 2008 13:52

okuduktan sonra, kisinin hayal dunyasina kattiklari ve harikulâde kitaplari icin kendisine tesekkur edesi geliyor insanin.

delizade | 30 January 2008 13:58

Anar’ın muhteşem kitaplarının kapak tasarımları rezazlettir. bunu yayıncı firma utanmadan sıkılmadan sürdürmekte. son kitabı örnektir buna. biri de çıkıp “lan bu herif sıradışı bir yazar, harika eserleri var, bu durumda harika kitap kapaklarını da hakediyor” diyemiyor. arka kapak zaten rezaletin önde gidenidir. meymenetsizlik, tipsizlik, işlevsizlik. birer “okunmasın, sinir etsin” çabası ürünüdür.

tamilgerillası | 31 January 2008 00:20

bir arkadaşım vardı askerde. koptuk sonra. insanlık halleri maalesef. anar’ın öğrencisiymiş zamanında. söylediği bir şey vardı, “inanmayanın inanma arzusu” vardır o’nda demişti. hep hatırımdadır. sonra o gözle okudum kitaplarını. bu sefer farklı geldi bana. sonsuz hayatla, devr-i daim makineleri makineleriyle neden uğraştığını anlar gibi oldum. koptuk sonra. insanlık halleri. 🙂

caciki | 02 February 2008 06:01

anar, tarihi uslubuyla, en azindan bize nasil oldugumuzu nereden geldigimizi nereye gidebilecigimizi dusunmemiz icin yaziyor. ama dogaldir ki kendisi daha bir cok acisindan konusulmayi hak ediyor.

ser-hus | 02 February 2008 16:33

son kitabinin ciktigini bilmiyordum, Iletisim yayinlarinin kitaplari cok pahalidir, sanirim suskunlari almak icin korsana dusmesini bekleyecegiz, ben memlekete gelene kadar isporta tezgahlarindaki fiyati yariya kadar iner eh bizde saglam bir pazarlik yaptiktan sonra ustadin kitabini aliriz.

kopanisti | 02 February 2008 16:40

bende var o kitaplar çapulcu, sana göndereyim hem orjjinalini almış olursun eline, hemi de hiç para harcamamış olursun, hemi de kargo ücreti de benden olsun, bonus olaraktan…

ser-hus | 02 February 2008 16:54

Bilincli olarak korsan yayin kullaniyorum, yayinevlerinin politikasini protesto ediyorum, yayinevlerinden alinan vergiler dusuruldu ama onlar tam tersi fiyatlari daha da yukariya cekti, somuruye karsi yasasin capulculuk.

tutulaylaylom | 23 March 2008 14:02

amat ı bu gün bitirdim. diğerlerinide okumak için sabırsızlanıyorum. bir an önce bulup okuyacağım.

nazokiraze | 15 October 2010 11:31

Efrâsiyâb`ın Hikayeleri’ne az sonra başlayacağım bu konuyu pörtleteyim dedim:D

kahramancayirli | 15 October 2010 14:27

suskunlar hariç romanlarını büyük bir keyifle okudum adamın. gerçekten çok iyi bir edebi dil, hem anlattıkları..

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.

ihsan oktay anar

kahramancayirli | 15 January 2008 14:11

beşte beş!sıkı okurların mutlaka farkında oldukları, olmaları gereken bir yazar var: ihsan oktay anar. beş kitabının beşi de birbirinden iyi! dili, kurgusu, edebi zekası… uzun zamandır edebiyattan bu kadar keyif almamıştım. bu beş romanı mutlaka okuyun:puslu kıtalar atlasıkitab-ül hiyelefrasiyabın hikayeleriamatsuskunlarbeşi de iletişim yayınlanı tarafından basıldı..

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.