Bir gün 7 yaşımdan beri gittiğim dişçimde sıra beklerken sehpanın üzerindeki gazete yığınında Agos’u gördüm. Karıştırırken Hrant Dink’in bir yazısını gördüm. O zamanlar daha konuşulamayan Ermeni soykırımı iddiaları hakkındaydı. Bir bakayım nasıl savunuyor soykırımı diye okuduğum yazının bundan çok uzak bir yazı olduğunu görünce çok şaşırdım.Bir çok Ermeni tanıdığım vardı oturduğum mahalleden dolayı, bu konuyu hiç konuşmazlar, konuşulunca da en fazla “yolda” kimi kaybettiklerini söyleyip konuyu kapatırlardı.Herneyse, yazıya dönelim. Yazı kısaca– iğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batıralım, ilk göç ettirilen Ermeniler köyden şehre göç edenlerdi, kentsoylu Ermeniler değil. Bu sırada kentli Ermeniler “Bu köylüler yüzünden ismimiz kötüye çıkıyor, iyi oldu geri gönderdikleri” diyordu.—Ve yazı devam eder—-sürgünlerde yıllardır İstanbul’da yaşayan, savaş sırasında ki olaylara karışmamış Ermeniler de sürülmeye başlanınca olayın vahameti ortaya çıktı, Osmanlı’nın sadık kulları olan şehirli Ermeniler, kurunun yanında yanacaklarını anladıklarında artık çok geçti.——Olayların bu noktaya gelmesinin suçu, köylüler sürülürken ohh diyen Ermeniler’in de suçudur— diye bitiyordu yazı.Çok oldu okuyalı, orjinalini bulamadım internette bir arşivleri yok, o yüzden kelimesi kelimesine değil ama ana fikir bu.Bu yazıdan sonra zaten diyasporanın tepkilerini çekti Hrant.Sonra “Biz buradayız, kökümüzün olduğu bu topraklara bağlıyız, kaçıp giden diyaspora ermenileri olay çıkarttıkça burada acısını biz çekiyoruz, yılların kırgınlığını barıştırmak yerine bu nefreti büyütüyorsunuz” dedi.”Sadece kaçıp gidenler değil, burada kalanlar da çok acı çekti, tek acı çeken kendileri gibi, tek haklı olan kendileri gibi gözü dönmüş bir Ermeni milliyetçiliği ile bize işbirlikçi yakıştırması yapıyorlar” dedi”Siz Türklere güvenilmez diyorsunuz, bu Ermeni sorununa yol açan ırkçı nefret ile aynı, benim çok sevdiğim Türk dostlarım var” dediAma ne oldu? Lafları cımbızla ayıklandı, Türk düşmanı ilan edildi. Okumayı gereksiz gören bir güruh tarafından suçlu ilan edildi. Ufacık bir cemaat gazetesi yazarıyken, Ermenistan’da ki toplantılarda Türkiye’nin sesi oldu, milliyetçi ermenilerden tehditler aldı yılmadı, milliyetçi Türklerden tehditler aldı yılmadı.Ve sonunda kalleşçe ensesinden vuruldu.Şimdi onu tehdit eden milliyetçi Ermeniler onu göya üzüntüyle anıyor.Şimdi onu tehdit eden ülkücüler bir ermeni için amma tantana deyip onca yıldır yerleştirmeye çalıştıkları nefrete karşı yüz bin kişinin hepimiz ermeniyiz demesini sindiremiyorlar. Yüz bin kişinin hepsinin ermeni dölü olduğunu iddia eden bile oldu, çünkü bir Türk asla ben ermeniyim demezdi…Ama diyoruz işte, gerekirse her gün demeyede razıyım, bir insanı arkadan vuran Ogün Samast olacağıma her gün ermeni olurum daha iyi.