jesus
jesus

faşizm, hoşgörüsüzlük çok yüzlüdür, daha doğrusu çok maskesi vardır. bir gün yahudi düşmanı olur, bir başka zaman anti-komünist olur, aynı zamanda da sosyalist olduğunu iddia eder (bkz. nazi almanyası), bir başka yer ve zamanda hristiyan ya da müslüman kimliğine bürünür.kısaca iktidarı elde etmenin ya da elde tutmanın önünde engel olarak gördüğü herkesi, dini ve etnik farklılıklarını bahane ederek yok etmeye kalkabilir. maalesef, bu ölümcül ideoloji geçmişte almanya’da, italya’da, ispanya’da olduğu gibi bugün türkiye’de de taban bulabiliyor.malatyadaki zirve yayınevine yapılan saldırıda, fundamentalistlerin uzun zamandır yayınlarında hedef gösterdiği, “türkiye’yi hristiyanlaştırıp içten fethedecekler” diye abuk sabuk komplo paranoyaları türettikleri hristiyan misyonerliğine karşı yapılan bir saldırı görüntüsü var. ancak maalesef ortadoğu coğrafyasındaki temel sorunlardan kaynaklanıyor bu tür saldırganlıklar. hiç bir olumlu eser üretmeden, fırsat bulduğunda birilerinin elinde birikmiş zenginliği yağmalayarak, yağma olanağı bulamadığında içe kapanıp değişime karşı direnerek hayatta kalma geleneği bu topraklara sinmiş. böyle ilkel güdülerle hareket edenler, şimdi zenginliği de, mevcut hayatta kalma anlayışlarını değiştirecek tehtidi de (aslında dini ya da etnik belirgin bir kimliği olmayan küresel kapitalizmden kaynaklansa da) Hristiyanlık kimliğinde görüyorlar.aslında fundamentalizmler çatışması senaryolarını hazırlayan Pentagon’un işine yarayacak bu zihniyet, geçmişte tüm ortadoğuyu kana bulamaya uygun zemin yarattı ve yakın gelecekte de bunu sürdürecek gibi görünüyor.