bildirgec.org

faşizm hakkında tüm yazılar

Hangimiz faşist değil ki!…

kaleidoskop | 11 December 2010 14:38

Genco Erkal’ın Camdan Kalp filminde geçmişti bu cümle.
Küçük bir çocuğun ağzından bu cümlenin dile getirilmesini yadırgamıştım. Anlamını çok sonradan anladım.

Geçenlerde akrabalarımız misafirliğe gelmişti. Tek yumurta ikizi küçük çocukları var. Büyüklerden biri, ikizlerle oynayan başka bir çocuğa soruyor.
– “Hangisini daha çok seviyrsun?”
Soruyor, çünkü ikizlerden biri güleç, cana yakın ve sıcak kanlı. Diğeri soğukça, asık suratlı, pek de hareketli değil.

Kendi küçüklüğümden, tanınmış insanlara, iş, okul çevresinden medyaya her zaman her yerde rastladığım bir şey bu. Güzel insanları, yakışıklı insanları DAHA ÇOK SEVİYORUZ!
Pardon, SEVGİ bir duygu değil miydi?
Dış görünüşüne, bedeninin biçimine endekslendiyse sevginin ne anlamı kalıyor ki? Maddenin yapısına göre belirleniyorsa!

İlahi Adalet: 12 Eylül…

uykusuz kutup ayisi | 14 May 2010 13:46

Öncelikle ilahi “adalet” sen nelere kadirsin diyorum!

fİX Et... FiX eT...
fİX Et… FiX eT…

Daha önce 16 kez kavgasız gürültüsüz, toplamda 83 maddesi değiştirilmiş olan 12 Eylül “dikta” anayasası,

bu sefer yargıyı ele geçirmeyi hedefleyen maddeleriyle, 12 Eylül “dikte” anayasası olarak referanduma sunulacak! [1]

Bu arada “Deniz Feneri” davası gibi birçok kritik dava yeni başsavcı atanmadığı için ortada kaldı. [2]

12 Eylül “dikte” paketi ise bu davaları etkileyecek şekilde, HSYK’nın yapısını genişletip 2/3’ünü de iktidarın atayacağı şekilde değiştiriyor. [3]

Mussoli’nin Son Günleri

hasilikelam | 20 April 2010 09:39

2.Dünya Savaşı sırasında İtalya’nın başbakanı olan ve Alman lider Hitler ile birlikte Faşizmin en önemli uygulayıcılarından olan tam adı ile yazacak olursak Benito Amilcare Andrea Mussolini, basit bir İtalyan ailenin çocuğu idi. Mide ülserinden oldukça muzdarip olan Mussolini bu rahatsızlığından dolayı günlerce kıvranırdı. Oldukça aksi ve somurtkan bir yapıya sahipti. Fakat tüm bu olumsuz özelliklerine rağmen kendisine verilen muhteşem sıfatını etrafına benimsetmişti.
2.Dünya Savaşında İtalyan kuvvetleri, Balkanlarda ve Kuzey Afrika’da yenilgiye uğramıştı. İtalya’nın müttefiki olan Almanya ise şiddetli çarpışmalarla savaşa devam ediyordu. İtalyan liderler gidişatı gördükleri için artık savaştan vazgeçmek istiyorlar, barışı sağlayabilmek için bir takım kararlar alıyorlardı. Ancak İtalyan liderlerin barışı sağlamaya yönelik bu kararlarına Mussolini şiddetle karşı çıkmakta idi. İşte bu nedenle Mussolini’yi yerinden uzaklaştırmak için ona karşı çeşitli komplo ve suiskastlar düzenleniyordu.

İtalyan Büyük Meclisi o sıralarda toplandı ve Mussoli’nin aleyhine bir karar aldı. Bu karara göre; güven oyu olmaksızın Mussoli’nin idaresindeki bir savaşa asla girilmeyecekti ve meclis onun istifasını istiyordu. Oylama yapıldı ve oylama sonuçları Mussoli’nin aleyhine idi.
Mussolini aleyhine alınan bu meclis kararından sonra ülke kurallarına göre Mussoli’nin derhal tutuklanması gerekiyordu.
Bu meclis kararının ardından Mussolini, dönemin Kralı Victor Emmanuel III‘ü ziyarete gitti. Bu ziyaret sırasında Mussolini etrafta hiç barışcıl bir hava olmadığını hissediyordu. Alışılmışın dışında etrafta daha çok polis vardı.

Kral  Victor Emmanuel III
Kral Victor Emmanuel III

Mussolini ile Kral Victor Emmanuel III karşılaşınca söze ilk başlayan Mussolini oldu. İtalyan Büyük Meclisi’nin kendisinin istifasını istemek gibi bir yetkisinin olmadığını Kral’a söyledi. Kral’a savaşın mutlaka devam etmesi gerektiğini anlattı. Kral Victor Emmanuel III, Mussoli’nin bu sözlerine sinirlendi ve şöyle dedi:
-“Bu ülkede en çok nefret edilen insan kim biliyor musun? Sensin. Kuzeydeki İtalyan birlikleri “Alpini’nin katili Mussolini kahrolsun” şeklinde naralar atıyorlar, onları da duymadın mı” dedi.

Irkçılığın İngilizcesi : ”This is England”

gorcun | 04 June 2009 13:02

This is England
This is England

This is England, Türkçe’ye çevrimi olmasa da Burası İngiltere diye çevrilebilir. This is England İngiltere’de başka ırktan kişileri kabul etmeyen bir kısım gencin hikayesini anlatıyor. Anlaşılacağı üzere faşizmeleştirisi olan film Shane Meadows tarafından 2006 yılında yazılıp, çekilmiş. Odak noktasında 12 yaşında bir çocuğun (Thomas Turgoose) olduğu film İngiltere’nin karışık olduğu yıllar olan 1983’te geçiyor. Babası Falkland Savaşında ölmüş olan Thomas okuldan sonraki zamanını sokaklarda geçirmektedir.
Yaşından büyüklerle takılan ve onların arasına giren Thomas’ın başlarda keyfi yerindedir. Bir gün grubun eski üyelerinden Combo (Stephen Graham) hapishaneden çıkar ve gruba tekrar katılır.
Combo’nun hapiste fikirleri değişmiş ve İngiltere’nin azınlıklar tarafından sömürüldüğünü düşünür hale gelmiştir. Azınlıklara karşı büyük bir nefret besleyen Combo’nun bu düşünceleri grubu ikiye böler.

This is England
This is England

Bir kısmı bu düşüncelere karşı gelirken, küçük Shaun’un da olduğu grup Combo’nun bu düşüncelerine katılır ve onun yanında kalırlar. Bir süre sonra, Combo’nun nefreti eyleme dönüştüğünde bu düşüncelerinin nelere yol açacağı ortaya çıkacaktır.