‘Hayır’ cevabını ‘evet’e çevirmek için çabayalanların,buna inanların hayatımızda,Dünya’da ayrı yerleri oldu.Thomas Alva EDİSON;İlkokul öğretmeni tarafından “o beyinsiz bir çocuk ve hiçbir işte başarılı olamaz” diye aşağılanarak okuldan alındı.Daha sonraki yıllarda Edison,yaptığı kimyasal deneylerden birinin patlaması sonucu telgraf ofisindeki işinden kovulmuştu.Asla pes etmeyen Edison başta ampul icatı olmak üzere insanlığın hayatını kolaylaştıran icatları nedeniyle tarih boyunca unutulmayacak bilim adamları listesine adını yazdırmayı başardı.George WESTİNGHOUSE; yaşıtlarına göre yeteneksiz,ayrıca çalışmayı sevmeyen ve aptal biri olduğu gerekçesiyle okuduğu kolejden uzaklaştırılmıştı.Ancak daha 20 yaşını doldurmadan buharlı motor çarkının patentini aldı.Micheal JORDAN; lise ikinci sınıf öğrencisiyken,okul basket takımına alınmadı.Antrenörü onun bu konuda yetenekli olmadığını,boyunun kısa olduğunu söyleyerek takımda yer alamayacağını söyledi.O şimdi Amreika’nın değil Dünya’nın yetiştirdiği “en büyük basketbol yıldızı” ünvanını taşıyor .DEMOSTENES;çocukluk yıllarında kekemeyken tarihin gelmiş geçmiş en büyük hatiplerinden biri olmayı başardı.İlk kez topluluk karşısında konuşmaya kalkıştığında halk onu kahkahalarla kürsüden uzaklaştırmıştı.Henry FORD;kredi talebi,kredi isteme sebebinin boş bir hayal olduğu gerekçesiyle bir çok banka müdürü tarafından red edildi.Başarıya ulaşana kadar beş kez iflas ederek herşeye yeniden başlamak zorunda kaldı.Karşısına çıkan sayısız engele rağmen otomotiv sektörünün kurucusu ve bir numaralı ismi olmayı başardı.Richard BACH; “martı” adlı kitabı 18 yayınevi tarafından red edildi.BEETHOVEN; müzik tarihinin en büyük isimlerinden olan Beethoven’ın keman tutuşunu gören hocası onun için “müzisyen olmaz!”demişti.Daha birçok isim Walt Disney,Gregor Mendel,Alex Haley,Margaret Mitchell,William Sorayan,Leo Tolstoy defalarca red cevabı almalarına,bizim günlük hayatta karşılaştığımız umut kırıcı engellerin belkide yüz katı engelle karşılaşmış olmalarına rağmen cevap “evet” olana kadar çabalamışlar.”Kendinin ne oldugunu bilen insan bazı kendini bilmezlerin,onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.”İbn SİNA”Harikulalde şeyler ancak,içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesaretini gösterenler tarafından yapılmıştır”Bruce Barton
yorumlar
bu güzel yazından dolayı çok teşekkür ederim sıkıntılar içinde olan insanlara umut veren bir havası var desem abartmış olmam bir dahaki yazınızı heycanla bekliyorum…
bu güzel yazından dolayı çok teşekkür ederim sıkıntılar içinde olan insanlara umut veren bir havası var desem abartmış olmam bir dahaki yazınızı heyecanla bekliyorum…
ben de çok beğendim yazını.bir kez daha kendi değerimizi küçümsemememiz gerektiğini idrak ettim. ve zaten hep çabalayan biri olsam da bundan sonra da herşey için çabalamaya devam edeceğimi anladım.bak gaza geldim.
evet çok hoş bir yazıkimin ne olacağı belli olmazdolayısıyla ümidi kesmemek fazla arabesk düşünmemek lazımbir de vasat diyenlere inat bazı şeyleri başarmalı insan..inat duygusundan nefret ederim, kötü bir huy aslındaama bu dünyada varsa bu his,tadılması gerekiyorsaetik rekabet, kimseye zarar vermeden kendini ispat şeklinde vücud bulmalıdır
LeSorcier, ilkokul öğretmenin hata yapmanın da ötesinde öğretmenlik vizyonu ve misyonuna uymayan birşey yapmış derim ben.Özellikle son zamanlarda eğitimde her bireyin iyi yapabildiği birşeyler olduğu ve asıl hedefin de bu beceriyi bulmak, keşfetmek ve geliştirmek olduğu üzerinde duruluyor. Bu hedefe uygun bir eğitim sistemi var mı yok mu o ayrı bir tartışma konusu elbette. Ancak bu yazıyla bağlantısı olduğunu düşünerek belirttim bunu: Her bireyin içinde birşeyleri başarabilme gücü var. Asıl mesele bu güce inanmak, onu doğru teşhis edip geliştirme yoluna gitmek…bu yolda da asla vazgeçmemek; size “hayır” diyenler olsa bile.yazı çok önemli, anlamlı.teşekkürler glsh:)
enteresan bir notta ekleyeyim.ortaokuldayken sınıftaki en iyi 3 kız arkadaşım Amerikan Kültür merkezine gidiyorlardı.Okuldaki ingilizce dersleri herkesten iyiydi böylece.ben hep 2 alıyodum onlar hep 4 yada 5. çok uğraşırlardı beni,severlerdi de ama..bugün ben ingiliz dili ve edebiyatı mezunuyum, mesleğim ingilizce öğretmenliği..hala o günleri konuştuğumuzda güleriz çünkü şuan ingilizce bilgileri neredeyse 0… herşeyi unuttular..ben onlara hep desteğim.
benımde lisede sınıf bırıncısı bi salak arkadaşım vardı. butun derslerden 10 alır havasını basardı. gıcık olurdum. kızlar dersleri ona sorardı. sınıftaki erkekler gurubu olarak ondna nefret ederdık. halen nefret ederim. bayan kuaförü olmak hayelim vardı hep. o yuzden boşverırdım dersleri. sonra manav açarım dedim. bi süre sonra boş ver dedim okumak lazım. yani ben bu konuyu bi yere bağlıycaktım ama unuttum. saçmalayıp duruyorum. konuyla alakalı bi anım yokki yazım. biraz duşunup oyle yazayım..çilek senın ılk okul öğretmenide öğretmen değil aristoymuş mubarek. bızım hocalar anca sınıfta kek felan yerdi.
Cesaret verici bir yazı. Lakin ben de yayınevi olsam Richard Bach’ın o kitabını basmazdım. Kimileri seviyor kimileri sevmiyor.
Şu kitapta bu olayı anlatıyordu diye hatırlıyorum paylaşayım dedim.