bu sabah şehiriçi toplu taşıma aracında birkaç şahane nota dizesinde buldum kendimi,sonra amazonia’da.biranda gördüğüm birkaç yeşilin her tarafı sarabildiğini farkettim.refujlarda süs niyetine kullanılan o küçük ağaçcıkların koca bir amazonun başlangıcı olduğunu kim nerden bilebilirdiki…etrafta insan yapıtı hiçbir madde kalmamıştı içinde bulunduğumdan başka.dünyanın nekadar büyük olabileceğini sezdiğim.çünki geçtiğim her yeri asıl çekilmez hale getiren,daraltıp kimseye özgürce koşacak,gökyüzüne bakacak kadar yer bırakmayan şeyin insan yapıtları olduğunu gördüm.onlar yokken, bu koca dünya sanki geçtiğim yerler oldu.tüneller sarmaşıktan geçitler oldu,dağların ortasındaydım,hayatımda düştüğüm,düşebileceğim en güzel çukuru gördüm bugün…nesi var derdim bu dünyanın…nasıl bir muhteşemin içinde yaşayan yaratıklar olduğumuzu gördükten sonra biraz daha soğudum her bir ben’den oluşan kendilerimizden.nasıl olurda bu taş yığınına kapılıp köretlmişiz hem kendimizi hem bu muhteşemi.oysa insan kendini kızıl şahin gibi hissediyor.asıl sürüngenler bizdik bugün,kanatlarımızı kendimiz kırmışızda haberimiz yokmuş derin bir uykudaymışız.doğanın yerini geri alması ümidindeyim artık.doğayla olmaya karar verdim,insanın tükettiği doğanın bir parçası olup onunla var olmaya.
yorumlar
“sadece merak ettiğimden soruyorum” da ne demek? ‘ilgilenmiyorum aslında’ lı bir cümlemi içeriyor?eğer böyleyse sanıyorumki ne yapacağımda ilgini çekmeyecektir.bu tepki değildi,sadece seni anlama babında…maddi olarak bir derstek sağlayamasamda (küresel ısınma,nesli tükenenler için yapılan herşey vb.) destekçisiyim.biryerdede yazdım az önce gördüğüm her insanı ikna etmek ötesinde dünyayı korumak için hayata geldiklerini inandırma aşamasındayım…ki çokta yalan değil.
ve alaskada yaşamaya kararlıyım belkide amazonia taraflarında
Ne kadar güzel ifade etmişsin, zamanla beraber akarken, herşeyin akışı da o kadar durağan geliyor insana.İşte bu yüzden de farkındalıklarımız azalıyor.Mekanikleşen dünyada, biz dahil herşey doğallığını kaybediyor malesef.Gelecek nesillerin,bize emanet ettiği bir dünya bu.Gelecek nesiller, doğayı duvarlarına, pencere efekti verilmiş çerçevelerle asacaklar.Keşke, dünyayı kur tarabileceğimiz konusunda, cesur ümitlerimiz olsa:)Ellerine, gönlüne sağlık arkadaşım.
korkağız.hepsi bu.
@pharmacid teşekkür ederim gerçeten bizim şuan yaptığımızda o inanılmaz gelen o doğa tablolarını duvarlarımıza asıyoruz bizi dinlendirsin diye.o doğanın içinde yaşıyor olabilirdik hala:)@majorjan 🙂 senin gibi 2 kişi daha tanıorum 🙂 çok hoşuma gitti birkişiyi daha görmek (herzaman böylemi olur sana bilmem ama onlara hep olurdu bu yanlış anlaşılma olayı,yanlış anlaşılmamak için attıkları her adımdada yanlış anlaşılırlardı 🙂 ) neyse geleyim katettiğim aşamalara; şimdilikyakın çevreden ve gördüğüm insanlardan başladım elbette.çevre temizliği vb durumlara duyarlı yaklaşmaları konusunda ısrarcıyım.biranlıkta olsa gördükleri,karşılaştıkları olumsuzluklara hayır demeleri gerektiğini aşılamaya çalışıyorum.birilerinin gözünde adi yada asi olmak,koyun gibi yaşamaktan iyidir kanatiine vardım kısa bir zaman içerisinde.greenpeace globalvarner ve karşıma çıkan her nükleer,baz,katliam türlerine karşı savaş açan dernek ve kuruluşlara imzamı atmaktayım.sadece uyuyoruz aslına bakarsan…doğayı yok ederek kazananlar dışında uyuyoruz…ama çok sorun olmayacak bence.doğa kendini savunmaya geçti (diyorum ben…),sadece biz zarar vermeyenler ve vermemek için uğraşanlar kurunun yanında yanacağız.çokta önemli değil…biz sonradan geldik ve katlettik 🙂
hımmm bunun için yeni bir yer açılıp orada herkes yapılması gerekeni sayabilir aslında.güzel bir fikir.mesela en başta
geri dönüşümü olan herşeyi belirlenmiş yerlerine kutularına bırakmış olmak gerekir.misal cam konteynerına camlarımızı atmak gibi.
*evdeki çöpleri harala gürele tek bir poşetin içine bocalamaktansa,onları ayrıştırıp koymak gerekir.çünki bunların ayırıcıları var,bir şekilde onlara yardım etmek gerekli…misal cam konyetnerınız olmasada cam içeren maddeleri tek bir torbada toplamak gibi birşey yapıp onların işinide kolaylaştırabilirsiniz.
*yeryüzüne çöp atmaktan sakınınız.toprak için yağmur ve insan ve gübre işe yarıyor…bunu unutmamak gerekir.attıklarınız birgün size su olarak geri dönecektir…
*plastik için çok güzel,açıklamalı bir link veriyorum sanıyorumki benden daha düzgün ve kısa anlatacak.en önemli mevzulardan biridir…
*mesela plastik çöp torbaları yerine,ekolojik çöp torbaları kullanın.daha az plastik kullanılmış ve içindeki maddeler sanırım ayrıştırılabiliyormuş.
*Su tasarrufuna rezervuarı satın alırken dikkat edin bazı modeller yüzde 50 ye varan oranlarda su tasarrufu sağlıyor.
demek istediği resim anlattı ama yazayım bunlarıda ayırıp atın yada ait olduğu konteyner a bırakın.
*kışın hem ev sıcaklığını koruyabilmek hem daha az enerji kullanmak hemde maddi olarak bizi daha sağlamlaştıracak birşey yapabiliriz.evdeki sıcak kaçaklarını bulup kapatabilir,duvarlara yalıtım yaptırabiliriz.şunu söyleyebilirimki çok soğuk olmadığı sürece yakmaya bile gerek duymayacaksınız iyi bir yalıtım yapılırsa duvarlarınıza.çünki bu iyi yalıtımlar içerden/dışarıdan ses ve ısıyla alakalı bir iletişim kurdurtmuyor.elektrikli ısıtıcıları mümkün olduğunca kullanmayalım.
*benim ailem,büyük ailem dahil,bunu yapıyor ama bilmeyen ve yapmayanlara öneri çamaşır ve bulaşık makinesini az kullanalım; yani pislikten kokuşalım demiyorum, çamaşırın dolmasını bekleyelim,3 parça eşya için makinayı açmayalım.
*bilgisayarlarınızı, müzik setlerinizi, televizyonlarınız (stanby)uyur konumda bırakmayalım. Tam olarak kapatalım. Açık konumda oldukları kadar enerji harcarlar…
*toplu taşıma araçlarını tercih edelim. (içime sular serpildi bunu derken,daha bir balık istifi olucaz,belediyemiz 3 yılda bir ilgilendiği için toplutaşıma hatlarıyla…neyseki köprü trafiğimiz olmayacak tercih ederseniz.balık istifide olsak çabucak gidicez zaten,değer.)
“İlgili Yazılar” var alt tarafta dikkatinizi çektiyse “çevreci seks” yazısı var.onuda görmüşüm hazır.kondomlarınızı yol ortasına,dağa taşa toprağa,abzürt yerlere atmayınız!…sadece küre değil bizde kızıyoruz ona.neyse ben ne yazmış arkadaşımız ona bakayım 🙂
güzel omuş onun yazdıklarınıda destekleyebilirim 😀 😀
çevreci seks;kopanisti arkadaşımızdan
gezegenin kurtulması için insan ırkının ortadan kalkması gerek sevgili lucy. yada en azından işleyişinden vazgeçmeli ki bu saatten sonra imkansız. gerçekçi olalım. zeki insanlarız.söylediklerini yapsan, kazanç ne olacak merak ettim?kendi kendini mutlu edebilirsin sanırım.bir çeşit zen ögretisi gibi.evet bunu kabul edebilirim.mantıklı bu.
zaten sevinçliyim ma cha…dedim ya doğa yerini geri alıyor…biz sonradan geldik,o vardı ve sonunda birtek o kalacak…son kalan insanlardan olmak isterdim.insanlar,haberler herkes kıtlık olacağını filan döylüyor,asıl olan güzelliği görmekten mahrum edecekler yine uyutarak…o muhteşemin yapabileceklerini görme şansım olmasını isterdim yada son aşamayı ben göremesemde görenlerin bunun farkında olmasını…
bu söylediklerim ise daha fazla ondan almamak için.bu dediklerim ancak ona çok geç kalınmış bir özür olurdu.ama çok geç…kabul etmesini beklemek değil kastım.beni anladığını umuyorum sevgili ma cha
herzaman. (hemen-hemen.)
aklıma şu sözler geldi birden; (köpek balığı bir genç kızı ısırıyor.öldüremiyor ve çok büyükte bir kayıp veremiyor çünki uzmanlara göre bu köpek balığının ilk saldırılarından biri…) “köpek balıklarından nefret etmiyorum,onların evi orası ve orada ne olursa onu yiyorlar,bende ordaydım.”
🙂 çoğu zaman anlamadıklarındansa hemen hemen herzaman anladığın omak iyi birşey sanırım (tabi varsa çoğu zamansal kendini anlatamayanların.)
eh. sonuçta 6 milyar insanla paylaşıyoruz gezegeni. anlayanlar anlatamayanlar anlaşılmaya deger bulunmayanlar çaba sarfedilmesi gerekenler vs.Nijer deltasındaki gençlerin, tenleri siyah oldugu için yüzyıllardır onları ezen insanların, atalarından kalan toprakları petrol uğruna fozeptik çukuruna çevirmesine ragmen ellerindeki silahları o vampir ‘beyaz’ları ve sondaj makinalarını topraklarından defetmek yerine, petrol parasından daha fazla pay almak maksatlı kullandıklarını gördüğümde tamam dedim.bu iş bitmiştir.insan iflah olmaz.o saatten sonra çöpümü özellikle atmadığım yerler kendime özel hissettiğim şehir dışı mekanlar oldu. çöpümü oralara atmadım çünkü oralarda mutlu olmamın sebebi insan-sal hiçbir atığın görüş alanımda olmamasıydı. ertesi sefer geldiğimde yanlışlıkla kendi kendime küfür etmemek için.gerisini boşverdim.izmaritin suya değdiği anda çıkarttığı çok kısa cıss sesini canım çekmişse eğer bütün çevre örgütlerinin en az bir temsilcisiyle birden vapurun yan tarafında tartışmayı göze alabilirim.kavga da edebiliriz.farketmez.
🙂 sen yine yaptın yapacağını :))
birşey yapmadım. bir izmaritin 7 lt sudaki oksijeni yedigini düşünürsek şimdiye kadar en fazla 12-16 deniz canlısının yaşamına son vermişimdir ki, herhangi bir akşam yemeginde rakı eşliğinde hangimiz bunu keyif alarak yapmıyoruz ki zaten.
🙂 rakı sevmeyenler derneği açabilirim ozaman