Güz baharıydı gün.Tatlı bir esinti,boğmayan bir sıcak ve mavi bir ılıktı gökyüzü.Havadaki tatlı baharın ninni ezgisi ve sonbaharın hüzünlü sarhoşluğu ağızlarda mayhoş bir tat bırakıyordu.Yaza veda etmenin sızlatan acısı da eklenince ,güz baharı hüzün denizlerinin en acı notasını çalmaya devam ediyordu içimde.Belki de tüm mevsimlerin en güzel mevsimiydi ,mevsimlerin taçsız kraliçesi ama ,bir de içinde bu kadar hüzün olmasa. Hüznün en güzel yaşandığı mevsimdir güz baharı.İçinde hem baharı ,hem güzü taşır umarsızca.Yere düşen kuru yaprakların sesi en kavruk melodisidir.Gider üzerinden geçen kuşlar,sıcak memleketlere doğru.Dallarında ötmeyi bırakıp terk ederler bu mevsimde güz ağaçlarını.Yağmurlar başlar sonra.Önce inceden ,inceden taçlandırır kalan yapraklarını ağaçların,sonra bir deli boran olur her yeri kasvetten arındırmak istercesine vura vura iner gökyüzünden.Hiç şemsiye açmam yağmurda ben.Bilirim her yağmur damlasını bir melek indirirmiş ya gökyüzünden,kollarımı açarak kucaklarım hepsini ve doyasıya ıslanırım hiç korkmam ıslanacağım diye.Yıkanırım damlalarının altında ,sanki yeniden yeşererim,sanki dünyanın kötü izlerinden böyle arınırım sanki o an durur zaman.Sadece yağmur ve ben kalırız o an.Etrafımda kim var görmem,hem kimin umrumda ki ne düşündükleri yağmur ve ben dans ediyoruz işte var mı bundan daha güzeli ve özgürü.İsterlerse deli desinler , umrumda değil ben dans etmeye devam edeceğim doğanın sihirli dokunuşlarında,yağmurun melodisinde en güzel bestesinde ta ki yağmur damlaları terk-i diyar edinceye kadar..Hele kokusu yok mu yağmurun toprağa bıraktığı o kokuyu derin derin çekeceksin içine.Tüm damarlarına yayılacak için için,sonra bir nefes daha çekeceksin derin derin..Yasemin çiçekleri de ,daha da güzel bir koku ile başını döndürecek.Düşünsene yağmur,toprak ve yasemin kokuları etrafında .Nasıl başı dönmez insanın?Yaşadığının ,varoluşunun en iyi anladığın zamanıdır şimdi.İçmeden sarhoş oluşunun,içindeki kederlerinin bir bir eriyişidir .Fark etmediğin pek şeyi fark ediş anındır.İşte şimdi hayatında yeni bembeyaz tertemiz bir sayfa açmanın zamanıdır..Tam da şimdi zamanıdır.Hayatın var olmanın çoşkusunu hissetiğin bu an yeniden doğmanın zamanıdır.Pek çok şey yaşamış olabilirsin,büyük mutluluklar yanında,derin kederler,acılar ve en kötüsü de hayal kırıklıkları..En çok hayal kırıklıkları yakar canını.Ama her yeni gün başka bir umuttur hayatında.Her şeye yeniden başlama şansıdır her gün yeniden doğan güneş,ya da yağan yağmur..Çünkü yaşıyorsun,nefes alıyorsun ,güneşi hissediyorsun ve yağmurun kokusunu duyabiliyorsun.Her kedere rağmen doğuyor işte güneş,her yenilgiye rağmen yağıyor yağmur ve temizleniyor dünya.Yaşadığın süre boyunca ,nefes alabildiğin sürece hayata yeniden başlayabiliriz aslında.Hayatı bize sunulmuş bir armağan olarak yaşayamaz isek,bize verilen bir azap olarak görürsek tercihimiz doğrultusunda seçenekler sunar bize.Parmalıklı pencerenin ya diğer ucundaki yıldızları görüp mutlu olacaksın,ya da yalnızca parmaklıkları görüp siyah gecelerde kalacaksın.Tercih bizim.Tercih sizin.Tercih herkesin..Ben tercihimi yaptım bile..Ya siz?