Güneş durdugu yerde aydınlatır ve yakar dünyayı da geceyi çekip gidince getirir…Güneş birden doğar hani, bazen izlemek istersin bırakamazsın düşlerini,kalkamazsın sıcak yüreğinden, göz kapakların kenetlenmişken birbirine en parıltılı günündesindir, dilediğin gibidir beklentiler… Elbette tüm güzellikleri bir arada ister insan; ana, baba, dost önce aşk. İlle de aşk. Yüzünü hatırlayamadığın biri aradığın kişidir, el ele tutuşup sahil kıyısında yürüdüğünüz, fısıltısız konuşabildiğiniz, tenine ve kokusuna hayran olduğunuz, sizin için nefes alıp veren kişidir bu; uyandığınızda bulma ihtimalinin haricinde geriye bir şey kalmamış birkaç saniye ve adını sanını bilmediğiniz koskoca onbeş saniye vardır.Kişinin hayatı boyunca onbeş saniyeyi araması ilginç gelmez de gözlerini şaşı yapıp bakmasına şaşırırız. Bence en enteresan olan budur.Güneş ağır ağır batar ve tanıktır milyonlar. İzlemek istemeseniz de en imkansız haliyle mutlak üç beş sefer siz deyin yedi sekiz sefer takılmışsınızdır turuncu kızıllığına. Siz de turuncu kızıl bakışlar içindesinizdir. Aradığınız onbeş saniye öneminden hiç yitirmezken koskoca bir günün akıp gitmesi dokunmaz bize. Keyifle izlenen gün batımı düşlerinize biraz daha yaklaştırmıştır sizi ve aramak için yarın koskoca bir gün hazırdır. Ya sizin için son kez batmışsa güneş, doğmayacaksa!..Kuramayacaksanız yeniden düş, karşılayamayacaksanız yeniden gelen günü; ne yapardınız?Tutunup asılı kaldığınız yaşamdan tek elinizin kayıp diğer elinizin kaymaya başladığını fark etmek gibi. Asıl gücünüzü keşfedip her şeye geç kalmak gibi. Dünyanın en güzel eşek gözlerine sahipken kör olmak gibi, harika bir sesiniz varken sağır olmak gibi, müthiş yetiniz varken kötürüm ayaklarınızla dans edememek gibi, onun gibi bunun gibi…Gün doğmuş, geçmiş ve batmak üzeredir. Şaşkınlığınız bocalamaya bırakmıştır yerini.. Şaşı mı bilmem ama fal taşı misali açılmıştır gözleriniz. Neleri görür en ince detaylarıyla sözcükler ifade etmez.Gün doğdu çoktan. Koşar adımlarıyla savrulmakta. Batmadan yapacağınız bir şeyler vardır ümidi ile herkese iyi günler dilerim.
yorumlar
ilk yazım ilk yorum.çok teşekkür ederim sevdalım.sonra bi de para sevdasını ele alalım. :)teşekkürler..
güneş yok:(
Makaleci güneş hep var.sadece bizden uzakta.kavuşman dileği ile.
İlle de aşk diyenlerdenim gerisi teferruat.morfik, çok güzel ifade etmişsiniz yürekten tebrik ediyorum.
yazdıklarımı paylaşmaya,yeni yazılar yazmaya verdiğiniz cesaret için teşekkür ederim 07EBRU.hepsi de aşk dolu olsun istiyorum. 🙂
morfik rica ederim.ancak şunu unutmamalısınız size cesaret veren olmasa da hatta kendi yazamadığı için sizi taşlayanlar çıksa da asla arkanıza bakmamalısınız.sizi kıracak sözler bile duyabilirsiniz ama hiç önemsemeyin onları siz güneşi karşınıza alıp ona doğru yürüyün.güneşi sizinle aynı yönden görenler yanınıza yol arkadaşı olur,güneşi tersinden görenler ise hep arkanızda kalır.yazınızı gerçekten beğendim ve bundan sonrakileri de takip edeceğim yazılarınızı aşk için yazmanız takip mesafemi kısaltacaktır:))
güneş yoksa gecedir, o zaman gecenin tadını çıkarmak lazım.. Hatta geceler gündüzden daha güzel olabilir, biz istersek:)
07EBRU ,emin ol artık unutmayacağım.hatta kötü bile yazabilirim.her zaman kötü yazacağımı göstermez değil mi? :))sevdalım hayat,senin rumuzun yeter.sevda ve hayat.dur bişiler geldi aklıma. :)))akonı çok doğru söylüyorsun.hatta ikisinin de olmadığını düşünsek bile onun da tadına varmak lazım.mutluluğu aramak ,mutluluğun ta kendisidir bence.
morfik çok sevdiğim ve değer verdiğim bir sanatçı der ki “şarkı söylemek için şarkıcı olmanıza gerek yok”kitap basamayız belki ama yazabiliriz içimizden geliyorsa eğer paylaşırız da hem olumlu ve yön verecek fikirleri dikkate alırsak daha da iyisini yazmamız için güdülenmiş oluruz.yeni yazılarını da sabırsızlıkla bekliyorum;)
ne yapardık????kisiden kisiye degisir,cogu hukumeti suclardı,neden onlem almadı diye,hukume bagarıp dururlardı,bazılarıda agıt yakardı,siir soylerdi,iste sizler gibi,geri kalanlarda aynen yasamaya devam ederdi,cunku zaten onlar dus kurmuyor,onlar icin bir sey degismezdi!!!!ben ne yapardım bilemiyorum